
Kadın liderlerin yüzde 62’si ayrımcılıkla karşı karşıya!
KPMG’nin “Küresel Kadın Liderlere Genel Bakış 2025” raporu, iş dünyasında kadınların karşı karşıya kaldığı görünmez ama son derece gerçek “cam tavanları” bir kez daha gözler önüne seriyor. Rapora göre kadın liderlerin yüzde 62’si iş yerinde önyargı veya ayrımcılıkla karşılaştığını belirtirken, yüzde 47’si eşit ücret konusunda şeffaflıktan yoksun bir sistemle mücadele ettiğini ifade ediyor. Bu eşitsizlik yalnızca fiziksel çalışma alanlarıyla sınırlı kalmıyor; dijital dünyada da kadın liderler benzer bariyerlerle karşılaşıyor. Profesyonel amaçlarla sosyal medyayı kullanan kadın liderlerin yaklaşık üçte biri dijital şiddete maruz kalırken, en yaygın şiddet türü yüzde 41 ile taciz olarak öne çıkıyor. Bunu yüzde 37 ile karalama ve yüzde 35 ile nefret söylemi takip ediyor. Tüm bu veriler, kadınların liderlik yolculuğunda karşılaştığı cam tavanların ne denli çok katmanlı ve sistematik olduğunu açıkça ortaya koyuyor. KPMG’nin “Küresel Kadın Liderlere Genel Bakış 2025” raporunun öne çıkan verilerine gelin birlikte bakalım.
KPMG’nin 46 ülkeden 475 kadın liderin katılımı ile gerçekleştirdiği anketin sonuçlarından faydalanarak hazırladığı, “Küresel Kadın Liderlere Genel Bakış 2025” raporuna göre küresel ekonomide süregelen dalgalanmalara rağmen kadın liderler, kendi şirketlerinin performansına ilişkin güçlü bir iyimserlik sergiliyor. Her 10 kadın liderden 9’u önümüzdeki üç yıl içinde gelirlerde artış bekliyor. Buna karşılık küresel ekonomi için güven oranı yalnızca üçte bir düzeyinde kalıyor. Bölgesel bazda Asya’daki kadın liderler daha iyimserken Batı Avrupa’dakiler daha temkinli bir tablo çiziyor.
ESG ve çeşitlilikte ilerleme yavaşladı
Katılımcıların yüzde 42’si, ESG stratejisinin en çok müşteri ilişkilerini güçlendirme ve markaya olumlu bir imaj kazandırma konusunda etkili olduğunu düşünüyor. ESG, iletişimde katma değer yaratsa da doğrudan değer üretme aracı olarak pek görülmüyor. Bu da ESG’nin kurumsal değer yaratım süreçlerine stratejik olarak entegre edilmesinin hâlâ yeterince sağlanamadığına işaret ediyor.
Katılımcılar, çeşitlilik ve kapsayıcılık alanında bir süredir ilerleme kaydedilmediğini, hatta bu konuda bir durgunluk yaşandığını bildiriyor. Son ankete göre, son iki yılda bu alanda herhangi bir gelişme olmadı.
Kadın liderlerin yarısından fazlası ayrımcılığa maruz kaldı
Araştırmadan çıkan bir diğer çarpıcı bulgu ise kadın liderlerin yüzde 62’sinin, son üç yılda iş yerlerinde önyargı ve ayrımcılık yaşadıklarını söylemesi oldu. Katılımcıların yüzde 47’si de çalıştıkları şirketlerde eşit ücret konusunda henüz şeffaflık olmadığını belirtiyor. Bölgesel çapta bakıldığında ise Kuzey Avrupa’daki üst düzey kadın liderlerin hem önyargı ve ayrımcılığı çok daha az yaşadığı hem de eşit ücret konusunda daha fazla şeffaflık olduğu göze çarpıyor. Kadınlar bu konularda başka hiçbir bölgede Kuzey Avrupa’daki kadar olumlu bir tablo çizmiyor.
Dijital dünyada olmak fırsat ama aynı zamanda risk
Ankete katılan üst düzey kadın liderlerin neredeyse tamamı sosyal medyayı aktif olarak kullanıyor ve büyük çoğunluğu bunu profesyonel amaçlarla yapıyor. Özellikle yönetici pozisyonlarında profesyonel başarı için dijital dünyada varlık göstermenin neredeyse zorunlu hale gelmiş olması da bu ilginin bir nedeni olarak gösteriliyor.
Bununla birlikte bu durum, beraberinde çeşitli riskleri de getiriyor. Ankete katılan kadınların yaklaşık üçte biri, dijital ortamda şiddete maruz kaldığını ya da çevresinde buna tanık olduğunu belirtiyor. Bu durum, sözlü tacizden iftiraya, nefret söyleminden doğrudan hedef alınan siber zorbalığa kadar farklı şiddet türlerini içeriyor. Üst düzey kadın yöneticilerin karşılaştığı dijital şiddet türleri içerisinde ilk sırada yüzde 41 ile taciz geliyor. Bunu yüzde 37 ile karalama ve yüzde 35 ile nefret söylemi takip ediyor.
Raporun tamamını incelemek için TIKLAYIN!
