
Uykunun da adaleti yok: Gelir düştükçe uykular da kaçıyor!
BAREM, global ortağı Worldwide Independent Network (WIN) ile birlikte 39 ülkede 34 bin 946 kişinin bakış açılarını ve inançlarını ortaya koyan Dünya Görüşleri Anketini yayınladı. Bu yıl gerçekleştirilen anket, uyku kalitesindeki düşüşün endişe verici bir küresel eğilim olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre kötü uyku, tüm ülkelerde ve tüm sosyoekonomik kesimlerde yaygın olmakla birlikte, bazı gruplar bu sorundan daha fazla etkileniyor.
Araştırma, 2018 yılından bu yana küresel sağlığı ve bunu etkileyen faktörleri, uyku sağlığı da dahil olmak üzere, araştırmanın kapsadığı tüm ülkelerde izleyerek değerlendiriyor. Elde edilen bulgular; teknoloji kullanımı ve sosyoekonomik koşulların uyku sağlığı üzerinde önemli etkileri olduğunu ortaya koyarken, bu alanda daha fazla araştırma yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Uyku kalitesi tüm kesimlerde küresel olarak düşüyor
2025 yılında insanların yüzde 62’si iyi uyuduklarını ifade ederken uykusuzlukla mücadele edenlerin oranı ise son dört yılda istikrarlı bir artış gösterdi. 2021 yılında yüzde 35 olan bu oran, 2025’te yüzde 38’e yükseldi. Söz konusu artış, endişe verici küresel bir eğilim olarak öne çıkıyor. Araştırmaya katılan 39 ülkenin 35’inde, nüfusun dörtte birinden fazlası uyku sorunları yaşadığını bildirdi. Sorun yaşayan ülkeler listesinde Hong Kong, yüzde 60 gibi yüksek bir oranla listenin başında yer alırken; Şili (yüzde 55), Brezilya (yüzde 52) ve Türkiye (yüzde 51) en yüksek uyku sorunu bildiren diğer ülkeler arasında yer aldı. Buna karşılık, yalnızca dört ülkede, Vietnam (yüzde 15), Hindistan (yüzde 15), Paraguay (yüzde 20) ve Endonezya (yüzde 23), nüfusun dörtte birinden daha azı uyku güçlüğü yaşamıyor.

(% toplam nüfus içinde)
Kötü uyku, tüm ülkelerde ve tüm sosyoekonomik kesimlerde yaygın olmakla birlikte, bazı gruplar bu sorundan daha fazla etkileniyor. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, toplumsal ve kişisel faktörler uyku sağlığını doğrudan etkiliyor. İşsizlik, uyku üzerinde belirgin bir etkiye sahip olup, işsiz bireylerin yüzde 47’si iyi uyuyamadıklarını söylüyor. Bunun yanı sıra, kadınlar, 35-64 yaş arası bireyler ve daha düşük eğitim seviyesine sahip olanlar, daha kötü uyku uyuma eğilimindeler. Bu bulgular, uyku sağlığının yalnızca bireysel bir sorun olmadığını, sosyal, ekonomik ve kişisel faktörlerin karmaşık etkileşimleriyle şekillendiğini ortaya koyuyor ve temel nedenlerin daha derinlemesine araştırılmasına ihtiyaç olduğunu gösteriyor.
Ekran başında geçirilen zaman kötü uykunun başlıca nedenlerinden biri
Teknoloji, uyku düzenini bozan en önemli etkenlerden biri olarak öne çıkıyor. Dünya genelinde araştırmaya katılanların yüzde 52’si, gece geç saatlere kadar telefon veya bilgisayar kullandıklarını ve bunun uyku yetersizliğine yol açtığını söylüyor. Katılımcıların yüzde 27’si ise teknoloji kullanımının sık sık uykusuzluğa neden olduğunu ifade ediyor. Bu durum, özellikle 18-24 yaş arasındaki genç yetişkinlerde daha da yaygın. Her 10 gençten 7’si, teknoloji nedeniyle sıklıkla veya zaman zaman geç saatlere kadar uyanık kaldığını bildiriyor. Ayrıca, eğitim seviyesi arttıkça bu davranışın daha sık görüldüğü dikkat çekiyor.
Araştırma bulguları, 39 ülkeden 28’inde ankete katılanların en az yarısının uyku sağlıklarının teknoloji kullanımından etkilendiğini ortaya koyuyor. En yüksek oranlar, Fas (yüzde 78), Şili (yüzde 77), Malezya (yüzde 72), Meksika (yüzde 69)Hindistan (yüzde 69), Yunanistan (yüzde 68) ve Arjantin (yüzde 66) gibi ülkelerde görülüyor.

% toplam nüfus içinde
Türkiye’de de durum benzer
Türkiye’de ise araştırmaya katılanların yüzde 42’si gece geç saatlere kadar telefon veya bilgisayar kullandıklarını ve bunun uyku yetersizliğine yol açtığını belirtiyor. Türkiye’de teknoloji kullanımından dolayı yetersiz uyku bildirenler cinsiyete göre incelendiğinde bu oran erkeklerde yüzde 30, kadınlarda ise yüzde 17 olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’de de teknoloji kullanımının sık sık uykusuzluğa yol açtığını ifade edenler arasında 18-34 yaş aralığı öne çıkıyor.
Bu sonuçlar, özellikle genç nüfus arasında teknoloji kullanımıyla uyku sağlığı arasındaki bağlantının daha yakından izlenmesi ve araştırılması gerektiğini gösteriyor.
Sürekli izleme ve eylem ihtiyacı
Hem sosyoekonomik hem de teknolojik faktörlerin etkisiyle yetersiz uykuda gözlemlenen istikrarlı artış, uyku sağlığının kritik bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini ortaya koyuyor. Farklı demografik grupların bu durumdan nasıl etkilendiğini anlamak, büyüyen bu krizi ele alabilmek için büyük önem taşıyor. Yetersiz uykuya dair endişe verici eğilimi hafifletmek ve toplum genelinde refahı artırmak amacıyla, bilimsel araştırmaların sürdürülmesi, kamuoyu farkındalık kampanyalarının yaygınlaştırılması ve hedefe yönelik politika geliştirilmesi gerekiyor.
Araştırmanın metodolojisi:
Araştırma Türkiye’de BAREM Araştırma tarafından 24-28 Ocak 2025 tarihleri arasında CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) yöntemiyle 775 kişi arasında gerçekleştirildi. Araştırma kapsamında 2025 yılında 39 ülkeden 34 bin 946 kişi ile görüşüldü. Bilmiyorum ve yanıt yok yüzdeleri grafiğe yansıtılmamıştır.
IKEA uyku raporundan çarpıcı veriler: En geç yatan ülke Türkiye, en erken uyanan Kolombiya!