Dünyada da Türkiye’de de temel sorunların kaynağı aynı!
Kendimizi, duygu ve düşüncelerimizi ifade ederken sıklıkla kullandığımız kelimeler var. Yaşadığımız ülkenin sorunlarını ya da bireysel sorunlarımızı tarif ederken de öyle… Peki, bu söylemlerin ardında hangi sebepler yatıyor? AçıkBeyin’in gerçekleştirdiği söylem analizi araştırması yaşanan problemlerden öte bu sorunları besleyen unsurları ele alıyor. Çalışma hem dünyada hem de Türkiye’de temel sorun olarak işaret edilen “eğitim” sorununun ardındaki nedenleri de irdeliyor. Gelin detaylara birlikte bakalım…
Çoğunluk merakının peşinden gidiyor…
Katılımcıların kendilerini bir cümle ile tarif ettikleri yanıtlar, en çok tekrar eden duygu ifadesine göre sıralandığında çoğunluğun merakının peşinden giderek kendini geliştirmeye çalıştığı görülüyor. Bununla beraber insan odaklı yardımlaşma gibi pozitif duygular belirgin bir şekilde öne çıkıyor. Yine de kendine karşı daha eleştirel yaklaşan katılımcıların yoğunluğu dikkat çekici.
Türkiye’nin sorunları “eğitim, kültür ve siyaset”
Soldaki tablo katılımcıların “dünya genelindeki sorunlar” hakkında ana konu olarak gördükleri başlıkları içerirken sağdaki ise “Türkiye’deki sorunlar”a işaret ediyor.
Hem dünyada hem de Türkiye’de temel sorununun “Eğitim” konusunda fikir birliği sağlanırken listenin kalanında bir ayrışma görülüyor. Dünya listesi “Adalet ve Felsefe-Düşünce” ile devam ederken Türkiye listesinde “Kültür ve Siyaset” başlıkları öne çıkıyor.
Tüm sorunların kaynağı “bencillik”
Ankette verilen yanıtların ortak temasının “bencillik” olduğu dikkat çekiyor. Cevaplara genel olarak bakıldığında katılımcılara göre, insanlar kendi çıkarlarını diğerlerinin refahından ve dünya genelindeki ekolojik denge ve sürdürülebilirlik gibi daha büyük sorunlardan önde tutuyorlar. Bireysel çıkarların, kısa vadeli kazanımların ve hırsın, dünya genelindeki sorunların birçoğunu besleyen ana etken olarak görüldüğü kaydediliyor. Bunun yanı sıra, diğer ortak temalar arasında iklim değişikliği, adaletsizlik, bilgi eksikliği, eğitim sistemi sorunları, sevgi ve empati eksikliği gibi konular yer alıyor.
Temel sorunları besleyen pek çok problem var
- Eğitim: Eğitimsizlik, eğitim yetersizliği, ezberci eğitim, değerlerin azalması, değerlerin saptırılması, bilgi kirliliği, bilgi eksikliği, eleştirel düşünme eksikliği, hazırcılık, öğrenilmiş çaresizlik, öğrenilmiş yanılsamalar, dikkat dağınıklığı, anlayış ve kabul etmek, kendini bilme eksikliği, basiret ve liyakat gibi kavramlar eğitimle ilgili temel sorunlar olarak sıralanıyor.
- Adaletsizlik: Adaletsizlik, adalet, yönetişim, hukuksuzluk, kadın hakları, insan hakları, hoşgörüsüzlük, ekonomik eşitsizlik, taraftarlık, nepotizm gibi kavramlar, Türkiye’nin en büyük sorunları olarak zikredilmiş.
- Ekonomi: Ekonomi, ekonomik refah, üretim eksikliği, maddi bağımlılık, ekonomik kaygı gibi kavramlar, Türkiye’nin en büyük sorunları arasında yer alıyor.
- Cehalet: Cehalet, bilgi eksikliği, genel durum gibi kavramlar da katılımcılarımız tarafından Türkiye’nin en büyük sorunları olarak sıralanıyor.
- Bencillik: Bencillik, çıkarcılık, doyumsuzluk, ben merkezcilik gibi kavramlar, Türkiye’nin temel sorunları arasında yer alıyor.
- Liyakatsizlik: Liyakatsizlik, yetkisizlik, bilgisizlik gibi kavramlar, bir çok mecrada olduğu gibi araştırmada da ana bir sorun grubu olarak öne çıkıyor.
- Kültür: Kültürün yozlaşması, aile kültür felsefe düşünce, biat kültürü gibi kavramlar da Türkiye’nin başlıca sorunları arasında sayılıyor.
- İletişim eksikliği: İletişim eksikliği, iletişim sorunları gibi problemler, katılımcıların önemli bulduğu başlıklar arasında.
- Değerler: Ahlak, dürüstlük, dürüstlük kültürü, insanı değerleri gibi başlıklar da yine Türkiye’nin en büyük sorunları olarak sıralanmışlar.
Araştırmanın Metodolojisi:
6 Şubat Depremleri sonrasında ülkemizde yaşanan acı olaylar karşısında “Ne yapabiliriz?” sorusuna cevap bulmak amacıyla AçıkBeyin takipçileri üzerinden bir araştırma gerçekleştirildi. AçıkBeyin eposta listesindeki yaklaşık 17 bin kişiye ulaştırılan detaylı sorgu formuna 300 kişiden fazla yanıt geldi. Nitel olan sorular söylem analizi yöntemiyle, nicel değerler ise temel istatistiki analizler aracılığıyla değerlendirildi.
Prof. Dr. Üstün Dökmen: “Şanslı insanların utanması gerekiyor”
Büyük depremin acısıyla milli yasa girdik. Resmi yas süresi doldu ama ülkenin büyük bir kısmı hala yasta. Yediği yemekten, sıcak yatağından utandığını söylüyor insanlar… Peki, bu his ne kadar sürecek? İnsanlar ne zaman iyileşecek? Oluşan bu kontrolsüz öfkenin kaynağı ne? Tüm sorularımızı psikolog, TV programcısı, eğitimci ve yazar gibi pek çok şapkasıyla topluma dokunan Profesör Doktor Üstün Dökmen’e sorduk.