İyi bir işveren markası nasıl olunur?
Yeni normalle birlikte hem çalışanların hem de işverenlerin iyice benimsediği “iş 3.0” ezberleri bozmaya devam ediyor. Önce Amerika merkezli bir dalga olan “Büyük İstifa” ardından da Türkiye’de hâlâ yankılanan işçi hareketleri iyi bir işveren markası olmanın tüm zamanlardan daha zor olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor. Buradan hareketle Marketing Türkiye için YouGov Türkiye ve çalışan deneyimi danışmanlık şirketi 4C1H iş birliğiyle gerçekleştirilen “Çalışan Gözünden İyi Bir İşveren Nasıl Olur?” araştırması yeni dönemin tansiyon noktalarına işaret ediyor. Zira yeni dönemde çalışanların beklentileri unvan ve yüksek maaşın çok ötesinde…
Pandemi döneminin şaşkınlığını üzerimizden attık. Kariyer yolculukları, değer yargıları sorgulandı ve yepyeni bir sayfa açıldı. Yeni normal dediğimiz bu dönemde ipler artık çalışanların elinde. Peki, şirketlerle çalışanlar arasındaki iletişimi bozan unsurlar neler? Çalışanlar şirketlerden neler bekliyor, “iyi işveren”i nasıl tanımlıyor? Marketing Türkiye için YouGov Türkiye ve çalışan deneyimi konusunda uzmanlaşan danışmanlık şirketi 4C1H iş birliğiyle gerçekleştirilen araştırmanın da işaret ettiği üzere tüm bu soruların yanıtı temelde iki anahtar kavramda gizli: “Wellbeing” ve “Çalışan deneyimi.” Gelin hem yaş grubuna göre değişen ihtiyaç ve tercihleri hem de “En İyi İşveren Markası” olma yolunda dikkat edilmesi gereken detayları inceleyelim.
İş yaşam dengesi kadınlar için daha önemli
Kadınlar, çalışma ortamının uygunluğu ve iş yaşam dengesi konularına daha fazla önem veriyor. Başarılı kariyer yönetimi, şirketin değerlerinin ve vizyonunun olması, liderlik anlayışı da yine kadınların erkeklerden daha fazla önem verdiği konulardan.
Tüm bunlarla birlikte katılımcıların mevcutta çalıştıkları şirketlerde en memnun oldukları alanı çalışma ortamlarının uygunluğu, ücretlendirme politikası, yan haklar oluşturuyor. Terazinin diğer tarafında ise şirketin çeşitlilik politikaları, teknoloji yatırımları ve kariyer yönetimi alanında yapılan uygulamalar var.
Maaş önemli fakat gençler itibara bakıyor
Verilere göre katılımcıların yüzde 63’ü çalıştığı şirketten memnun fakat iş “yakınlarına tavsiye etme” aşamasına geldiğinde sadece yüzde 35’lik bir kesim bu riske girebileceğini söylüyor. Tüm yaş grupları için bir şirketi en iyi yapan yaklaşımların başında yüzde 63 ile ücretlendirme politikaları geliyor. Bununla birlikte yan haklar, çalışma ortamının kişinin ihtiyaçlarına uygunluğu ve iş yaşam dengesi de takip eden kriterler arasında. Şirketin ücretlendirme ve yan hak politikasına verilen önem yaş ilerledikçe artıyor. 18-24 yaş arasındaysa şirketin bilinirliği (yüzde 38), kariyer yönetimi konusunda yol haritası çizilmesi (yüzde 40), şirketin çeşitlilik politikası (yüzde 30) önemli başlıklar arasında.
Saygı duyulan bir şirkette çalışmak anlamlı bir kriter
Hemen hemen tüm anket katılımcıları çalıştıkları şirketin sektör içerisinde bilinen, saygı duyulan bir marka olmasına önem veriyor. Bunun yanında şirketin kendi sosyal çevreleri tarafından biliniyor olması da iyi şirket algısı için önemli bir kriter. Kadın katılımcıların yüzde 73’lük kısmı buna önem veriyorken, erkek katılımcıların da yüzde 62’si bunu anlamlı bir kriter olarak yorumluyor.
Emeklilik planı da en az maaş ve yan haklar kadar önemli
Adil ücretlendirme ve yan hak politikaları farklı meslek grupları ve kadın-erkek için eş önemdeyken yaş grupları arasında belirgin bir ayrım görülüyor. 35- 44 ve 45-54 yaş arası çalışanlar bu kriteri en önemli olarak işaretleyen iki grup. Cinsiyetler bazında baktığımızda ise kadınların sosyal hayattaki görevleri yan haklara verdikleri önemi de etkiliyor. Özellikle kadınlar için çalışma ortamının uygunluğu, sosyal açıdan çalışanı destekleyen uygulamalar yüzde 79’luk bir oranla önemli olarak işaretleniyor. Erkek katılımcıların ise yüzde 71’i bu kısma önem veriyor. Yine kadın katılımcılar için emeklilik planına destek olacak paketler sunmak iyi bir işveren olmanın anahtarı. Beyaz yakalılar da yüzde 88’le emeklilik planını önemsiyor.
Çalışanlar adil bir performans değerlendirmesi istiyor
Belirsizliklerle dolu bir çağda da olsak çalışanlar kariyer yolculuklarında bir rota sunulmasını hala önemsiyor. Geleceğe yönelik yeterli kariyer imkanı sunulması kadın katılımcıların yüzde 91’i tarafından çok önemli görülüyor. Gelişime yönelik mesleki eğitimlerin planlanması ve kişisel gelişime dair farkındalık yaratacak planlamalar yapılması da yine kadınlar tarafından daha yüksek oranda önem verilen konulardan.
Kariyer yönetimi basamağına geldiğimizde, hem kadın hem erkek katılımcılar tarafından eşit miktarda önem verilen konulardan biri çalışanların şirket kültürüne katkıda bulunması, şirketin katılım politikalarını geliştirmesi oluyor. Tüm çalışanların otonom olma yolunda beceriler kazanma isteği de öne çıkan diğer bir konu.
Beyaz yakalı çalışanlar için yüzde 89 ile işe giriş süreçlerinin net olması ve yüzde 91 ile adil ve verilere dayalı performans sistemi, mavi yakalılara oranla kariyer ve yetenek yönetimi planlamasında oldukça önem arz ediyor.
İyi lider krizde belli olur
Anlayan, paylaşan, yol gösteren, duyguları görmezden gelmeyen liderlik, çalışanların gözünde iyi bir işveren olmak için çok önemli. Ortak hedefe doğru giderken çalışanlarla düzenli olarak vizyonun, hedeflerin ve stratejilerin paylaşılması, katılımcılar için yüksek önem arz ediyor. Bununla birlikte 18-24 yaş arası bu bilgi paylaşımına yüzde 41’lerde önem verilirken, 55 yaş ve üzerine geldiğimizde bu oran yüzde 60’lara çıkıyor.
Hem hedeflerin paylaşımı hem de mentorluk, iletişimde geri bildirim gibi konular da günümüz liderlik yaklaşımında öne çıkıyor. Yine kadınlar için liderin kriz yönetimindeki yaklaşımı da yüzde 94 oranında önemli. Liderin ulaşılabilirliği ve ihtiyaçlara kulak veriyor olması da yüzde 90’ın üzerinde oranla kadınlar tarafından erkeklere göre daha anlamlı olarak değerlendiriyor.
Kadınlar değer uyumu arıyor
Çalışan deneyiminin bugün geldiği noktada en önemli adımlardan biri de çalışanın “Ben neden başka şirkette değil de bu şirkette çalışıyorum?” sorusuna şirketin anlamlı bir yanıt verebilmesinde saklı. Şirketin değeri, topluma ve dünyaya sağladığı faydalar, varmak istediği hedef gibi konular özellikle 18-24 yaş grubunda yüzde 44 ile en önemli kriterlerden biri oluyor. Yine yaş grubu düştükçe, şirket değerlerinin çalışan değerleriyle uyumlu olması da önemli bir kriter olarak işaretleniyor.
Tüm bunlarla birlikte genel tabloya bakıldığında kadınlar şirket değerlerine ve amacına tüm soru tiplerinde erkeklerden daha fazla önem veriyor. Özellikle şirketlerin STK iş birlikleri, çalışan gönüllülüğü, çevre sağlığı, eğitimde frısat eşitliği, iş sağlığı ve güvenliği gibi konuları kadın katılımcıların yüzde 88’lik gibi çok büyük bir kısmı çok önemli olarak işaretliyor.
Erkeklerin motivasyonu dostluk kadınlarınsa rekabet
Kişilerin nasıl bir ortamda çalıştığı, hem akıl ve ruh hem de fiziksel sağlığa direkt olarak etki ettiği için bugün çalışan deneyiminin en önemli basamakları arasındaki yerini alıyor. Katılımcı profilinin geneline bakıldığında çalışanlar için adil ve güvene dayalı bir ortam ve esnek çalışma imkanının sağlanması iyi bir işveren olmanın olmazsa olmazlarından.
Kadınlar için yüzde 93’lük bir oranla dostça çalışma ortamı önemliyken, erkekler yüzde 74’lük bir oranla rekabetçi ve gelişime dayalı bir çalışma ortamını tercih ediyor.
Zihinsel sağlık uygulamaları fark yaratıyor
İş yaşam dengesiyle ilgili en kıymetli bulunan noktalar fazla mesailerin kontrol edilmesi, bir düzen sağlanması ve gün içindeki çalışma saatlerinin planlı bir şekilde ele alınması. Tüm yaş gruplarının önem verdiği bu konunun yanında 18-24 yaş grubunun yüzde 73’üne göre şirketler meditasyon gibi aktiviteler düzenlemeli ve gerektiğinde psikolojik yardım sağlamalı.
Karar alma mekanizmalarında çalışanlara yer açın
Farklı görüşlerin ve farklı yaşam tarzlarının kabullenilmesi araştırmaya katılan tüm gruplar için çok önemli. Annelere olduğu kadar babalara da doğum izni sunulması ve iş hayatına dönen annelere destek paketi verilmesi de önceliklendirilen kriterler. Katılım politikalarına verilen değere bakıldığında da özellikle 35-44 yaş grubu yüzde 86 gibi bir oranla karar alma mekanizmalarına dahil edilmek istiyor.
Kolektif aklın iyi işleyebilmesi için en önemli adımlardan biri de şirket içerisindeki iletişimin doğru ve şeffaf bir şekilde kurulması. Özellikle 55 yaş ve üzeri haricindeki yaş gruplarında açık iletişime oldukça önem veriliyor.
Araştırmanın Metodolojisi:
Marketing Türkiye için yapılan “Çalışan Gözünden İyi Bir İşveren Nasıl Olur?” araştırması YouGov Türkiye’nin 308.000 kişilik Türkiye panelinden gerçekleştirildi. Türkiye temsiliyeti dikkate alınarak 18-65 yaş arasında yüzde 60 erkek yüzde 40 kadın dağılımında 800 kişi C.A.W.I. (Computer Assisted Web Interview) yöntemi kullanarak araştırmaya davet edildi. Araştırma profilinin en fazla ağırlığa sahip olan grubunu yüzde 44 ile ofis, masa başı çalışanları oluşturdu. Kalanını ise yüzde 31 üretim – saha çalışanı ve yüzde 25 ile kendi işinin sahibi olanlar oluşturuyor. Çalışmaya 4C1H Çalışan Deneyimi Danışmanlığı’da deneyimiyle katkıda bulundu.
İyi bir işveren olma konusunda KOBİ’ler ne düşünüyor?
- 15-22 Mart tarihleri arasında IBBS Düzey- 1 12 ilde; CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Anketi) ile işletmelerle 526 örneklemle Kuantum Araştırma tarafından gerçekleştirilen “İşveren Gözünden İşveren Markası Olmak” araştırmasıyla Türkiye’deki işletmelerin bu önemli konuya yaklaşımları ölçümlendi.
- İşletmeler çalışanları nezdinde iyi bir işveren markası olmak adına en çok “çalışma ortamına” özen gösteriyor. Özellikle pandemi sonrasında birçok işletme için çalışma ortamı “her yer” olarak güncellendi. En önemli alan ise çalışanların evleri oldu. Bu sebeple işletmeler, hibrit çalışanlar için hem evlerini hem de ofislerini en konforlu ve işlevsel bir şekilde oluşturmaya oldukça önem veriyor.
- Çalışma ortamı artık “her yer” ama iletişimi kaybetmemek her zamankinden daha önemli. Bunun değerini bilen işletmeler, çalışanlarıyla olan iletişimlerini ve aynı zamanda çalışanların arasındaki iletişimi sürdürebilir kılmanın kritik olduğunun farkında.
- Ücret ve yan haklar konusu genel kriter sıralamasında ilk 3’te olsa da “çok önemli” skoru oldukça düşük.
- Eğitim-kişisel gelişim ve iş-yaşam dengesi, diğer kriterlere göre iyi bir işveren markası olmak için daha az önemli görülen konular.
- Bu kriterlere, KOBİ’ler detayında baktığımızda; Küçük ölçekli şirketlerde, çalışanların çok yönlülüğü, yeterliliği ve birçok konuda bilgi sahibi olma durumları anlamlı olarak önemli görülüyor.
- Günümüzün trendi “çok yönlü çalışan” ve bu özellikle küçük işletmeler için daha çok önem arz ediyor.
- Aynı zamanda iletişimin sürdürülebilir olmasındaki önem ve yetenek yönetimi de küçük ölçekli işletmelerde öne çıkan konular arasında.
Şirketlerin artık aldığı kadar vermesi de gerekiyor
YouGov Türkiye Genel Müdürü Özge Akçizmeci Üstün ve 4C1H Çalışan Deneyimi Danışmanlığı ve İşveren Markası Ajansı Kurucusu ve Kültürü Tasarımcısı Pınar Yarar “En İyi İşveren Markaları” araştırmasının sonuçlarını şöyle yorumluyor:
- İş 3.0 hem şirketlerin hem çalışanların hayatına ciddi şekilde yerleşmeye başlamış gibi duruyor. Çünkü görünen o ki iyi bir işveren olarak konumlanmak çalışanlara sadece iyi bir maaş ve unvan vermenin çok daha ötesinde.
- Şirketlerin iyi bir işveren olarak kuracakları ekosistemde liderlik, yeni dünyanın düzenine göre adapte edilmiş çalışma koşulları, dünyayı daha iyi bir yer haline getirecek sürdürülebilirlik çalışmaları mutlaka yer almalı. Özellikle anlam arayışına bundan önceki tüm kuşakların aksine çok fazla değer veren Z kuşağının çalışma hayatına dahil olmaya başlamasıyla takım ruhu, şirket değerleri, gönüllü iş birlikleri, STK çalışmaları, rehberlik eden, yol gösteren liderlik anlayışı, katılım & çeşitlilik gibi konular her zamankinden daha da önemli olmaya devam edecek gibi duruyor.
- Araştırmada kadınların toplumsal yaşamda sahip oldukları sorumlulukların iş hayatından beklentilerini de şekillendirdiğini görmüş olduk. Pandemiyle birlikte, özellikle de beyaz yakalıların evlerden çalışmaya başlamasıyla iş yaşamlarımıza daha fazla entegre bir hale geldi. Çalışanların, özellikle de evden çalışan annelerin, çalışma saatlerindeki esneklik talebi daha da önemli bir hal almaya başladı.
- Kadınlar erkeklerden çok daha fazla çalışma koşullarına, sosyal yan haklara önem veriyor. Çünkü buradan alacakları desteklerle özel yaşamlarını kolaylaştırma imkanı bulacaklarını düşünüyorlar. Bu da hem toplumun hem şirketlerin kadınların görevleri açısından yeni bir bakış açısı kazanmasının vaktinin geldiğine, cinsiyet rolleri konusunda tüm şirketlerin anlamlı çalışmalar yapması gerektiğine işaret ediyor.
Great Place to Work® Yılın En İyi İşverenleri Listesi açıklandı!