İş arkadaşınıza iltifat ederken bir kez daha düşünün: Kadınlar klişeleri cinsiyetçi buluyor
Toplumsal cinsiyet tabuları, günümüze kadar yıkılarak geldi ve sarsılmaya devam ediyor. Bu durum iş hayatındaki beklentilere de sirayet etmiş durumda. Örneğin yapılan bir araştırmaya göre erkekliğe ya da kadınlığa atfedilen kişilik özellikleri, iltifat sayılmaktan çıkıyor… Bu yüzden çalışma arkadaşlarınızı iltifatla motive edeyim derken, tam tersi etkiyi yaratabilirsiniz. Çünkü artık kadınlar, iş yerinde sıra kendilerine geldiğinde boyun eğen, birbirine bağımlı ve başkalarıyla uyumlu olma beklentilerine karşı çıkıyor ve klişe övgüleri cinsiyetçi buluyor.
Erkeklere yüklenen kendinden emin, iddialı ve lider olma ya da kadınlara yüklenen şefkatli, anlayışlı ve yardımcı olma; özerk bir benlik duygusuyla çatışıyor. Bu çatışma, art niyetli görünmeyen ama özünde cinsiyet klişesinden öteye geçmeyen iltifatlar karşısında kadınların öfkelenmesine sebep oluyor. Cornell Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre kadınlar; iş birlikçi, sosyal ve liderlik vasıflarına dizilen övgüler karşısında “Olması gerekene alkış tutulmaz” diyor. Araştırma, bu durumun iş arkadaşlarını gerçekten hüsrana uğratabildiğini ve iltifat ederken iki kez düşünülmesine neden olacağını öne sürüyor.
Başarı algısı farklılık gösteriyor
Araştırma, erkekler ve kadınlar için başarıyı neyin oluşturduğuna dair düşüncelerin de farklılık gösterdiğini ortaya koyuyor. Buna göre erkeklerden, atılganlık gibi daha bağımsız niteliklerin beklenirken, kadınlardan iş birlikçi ve sosyal olmaları bekleniyor ve bu durum kadınları hayal kırıklığına uğratıyor. Araştırmacılar, katılımcılardan cinsiyetle ilgili bir iltifat aldıkları bir zamanı ve bu konuda nasıl hissettiklerini hatırlamalarını istedi. Katılımcılardan biri erkeklere iddialı veya kararlı davranmaları gerektiğini söylerken, işbirlikçi veya sosyal olarak hareket etmeleri gerektiğini söylediği kadınların öfkeyle karşıladığını ve hüsrana uğradığını söylüyor.
İltifatlar her zaman kültürler arasında tercüme edilmez
Bununla birlikte, çalışma yazarları, bu durumun evrensel olarak geçerli olmayabileceğini belirtiyor. Ve benliğin ardındaki kültürel tutumların, kadınların cinsiyetle ilgili iltifatlara nasıl tepki verdiğinin anahtarı olduğunu vurguluyor. Örneğin, Hindistan gibi kültürlerdeki kadınlar bu iltifatlara karşı aynı kırgınlığa sahip olmayabilir. İnsan bilimleri alanında yardımcı doçent olan Devon Proudfoot, “İlginç bulduğum şey, özerklik ve bağımsızlık etrafındaki bu Batılı kültürel ideallerin toplumsal cinsiyet ve toplumsal cinsiyete dayalı beklentilerle nasıl kesiştiğini düşünmek. Araştırmamız, insanların cinsiyete dayalı özellik beklentileri deneyimlerinin, içinde büyüdükleri kültürel bağlama ve bu kültür tarafından desteklenen ideal benlik modeline bağlı olduğunu ortaya koyuyor” diyor.
Kadınların artık eyvallahı yok: Büyük boşanma dalgası hızla yayılıyor