29 Haziran Abone Ol
  • Haberler
    • Ajanslar
    • Konkur
    • Araştırma
    • Atamalar
    • Dijital
    • Kreatif
    • KSS
    • Medya
    • Pazarlama
    • Sosyal Medya
    • Trend
    • Haberler
    • New Step
    • Türkiye’nin Gündemi
  • Yaratıcı İşler
  • Dergiler
  • Etkinlikler
  • Söyleşiler
  • Kariyer
  • Yazarlar
  • Araştırma
  • Abone Girişi
  • Abone Ol
Hadi gelin özümüze dönelim!
Haberler

Hadi gelin özümüze dönelim!

Günseli ÖZEN
14 Şubat 2022
5 dk okuma

FutureBright Group kurucusu Akan Abdula ilk kitabı “Öngörülemeyenler”de en iyi bildiği pazarlama disiplinini “metaforu” kullanarak içinde bulunduğumuz dönemi çocukluğunda yaşadığı dayatmacı düzene eğreltileyerek anlatmıştı. Kitap epey ses getirdi, ben de sindirerek okudum. Teknolojiyi, yansıma odalarını, algoritmaları ve geleceğe ilişkin kaygılarını anlatan kitabında çocukluğunda bir “sakıncalı vatandaş” statüsünde yaşadığı Üsküp’ten epey de epey söz ediyordu Akan Abdula.

Hadi gelin özümüze dönelim!

Aslında yine doğduğu kentte bir sanat merkezi oluşturma fikrini de satır aralarında okumuştum. Nişantaşı Maji Art Gallery’de “Öz’e Dönüş / Türkiye’nin Bilinç Dışı İmgeleri Sergisi” için davet alınca düşüncesini aksiyona geçirdi diye düşündüm. Sergiyi açılış günü kalabalık bir ortamda gezdim. Aslında 14 tablodan oluşan serginin hakkını verebildiğimi düşünmüyorum. Her biri “Duygusal Sosyolojimizi” aktaran tablolar FutureBright’ın sayısız derinlikli görüşme seansının görselleştirilmesiydi.

Hadi gelin özümüze dönelim!

Sergiden ayrılırken sergi ile aynı adı taşıyan “Öz’e Dönüş / Türkiye’nin Bilinç Dışı İmgeleri Sergisi” kitapçığını almış ve bir ara tekrar bakarım demiştim. Günlük koşturmaca ve durumdan kendine vazife çıkaran karakterim nedeniyle epeydir benimle Anadolu’nun hemen her yerine seyahate eden kitapçığa nihayet hakkıyla zaman ayırdım.

Belki de kitapçık demek yerine sergiyi ve yanı sıra postmodern tüketiciyi anlamamızı da sağlayan makaleyi altını çizerek okudum.

Aklımda kaldılar, paylaşıyorum

Makale iki bölümden oluşup iki farklı birikim harmanlanmış. Prof. Dr. Uğur Batı’nın toplumu, günümüz tüketicisini kadim bilgiyi de kullanarak derinlemesine irdelediği bölüm ile Akan Abdula’nın zihnin kıvrımlarından söküp çıkardığı görselleştirilmiş metaforları anlaşılır kılan üslubuyla kaleme aldığı ikinci bölüm.

“Öz’e Dönüş / Türkiye’nin Bilinç Dışı İmgeleri Sergisi” kitapçığı bedelli satılmıyor. Elde kalmış mıdır bilmiyorum ama sizin için makaleden öne çıkarak aklımda kalanları paylaşıyorum:

  • Rapunzel, cadı tarafından kuleye kapatılmasına kapatılmıştır ancak yakışıklı prensi yukarı çeken saçlar, kendisini de aşağıya indirebilecekken neden o güne kadar kaçmamış? Çünkü güzeller güzeli Rapunzel kendisine çirkin olduğunu söyleyen ve her söylediğinde yüzüne yansıtan cadının bir yansımasıdır. Rapunzel’i cadı hapsetmemiştir, kendini çirkin hissettiği için kuleye kendini hapseden Rapunzel’in kendisidir. Yakışıklı prensin yüzüne yansıttığı güzellik ile özgürleşir Rapunzel. Modern bireyin gündelik ihtiyaçlarıyla kimlik ihtiyaçları arasında gidip gelmesini anlatan hikaye akılda kalıcı olmuş. Peki, ne kadar satın aldığında özgürleşecek birey?  
Hadi gelin özümüze dönelim!
  • Makalede bireyin özgürleşemeyeceğini söyleyen sert söylemler de var. Bunlardan biri Dostoyevski’nin “Yeraltından Notlar” kitabından. Tüketimin bu denli örgütlenmediği dönemde yazılanlar bugünün “Bolluk Toplumunda” neye denk gelir düşünmek gerek; “Bütün maddi tatminleri sağlayın ona, öyle ki uyumak, çörek yemek ve dünya tarihini sürdürmeyi dert etmekten başka yapacak bir şeyi kalmasın. Yeryüzünün tüm mallarına boğun ve saç diplerine kadar mutluluğa gömün onu! Merak etmeyin, bu mutluluğun yüzeyine küçük kabarcıklar çıkacaktır, suyun üzerinde olduğu gibi.” Sözün özü bir türlü doymazlığımız yine bir metaforla anlatılmış.
Hadi gelin özümüze dönelim!
  • Metafor, bir şeyin bir başka şeyi çağrıştırması ya da hatırlatmasıdır. İki fikir ya da kavramı ifade eder. Bunlar Anlam Oluşturan ve İletişim Kuranlardır.  
  • Metafor tüketicinin zihninde hiç eskimeyen sürekli yenilenen bir deneyimdir.
  • Postmodern tüketici satınalma davranışında iki unsurda etkilenir: Özne ve nesne. Günümüzde nesneyi kendine benzetmek yerine benzediği nesneyi satın almayı tercih ediyoruz. Bu bağlamda markalar merkeze konumlanmış, insan geri plana itelenmiştir. Artık süjeler sabit değil, günün koşullarına göre değişken ve hareketlidir. Bu da bana “çeviklik/agile’ı” hatırlatıyor. Özneler merkezsizleştirilmiştir.
  • Psilosibik insanlar tanımı aynı adı taşıyan ve pembe hap denilen uyuşturucunun yapıldığı mantardan geliyor. Gerçeklik duygusunu kaybettiren pembe hapı kullananların yaşadığı mutluluk evrenine, satın alma duygumuz tatmin edildiğinde de giriyoruz.
  • Parçalanmış bir dünyada sanal zannettiğimiz gerçeklikleri yaşıyoruz. Her şeyin bir kopya, kopyanın kopyası olduğu bir simülasyondayız. Simülasyon yani hipergerçek: Bir köken ya da gerçeklikten yoksun bir gerçeğin modeller aracılığıyla türetilmesi. Veya orijinali olmayan tıpatıp kopya bir üst gerçektir. Günümüzde simülasyon kavramı görsel mecralar başta olmak üzere internet ve ileri teknolojinin yarattığı dünyadır. Tüketim bir etkinlik olarak yaşamın simülasyonudur.
Hadi gelin özümüze dönelim!
  • “Mahalle baskısı aynılaştırır” benim için “Sürüden ayrılanı kurt kapar” ile aynı anlama gelebilir.
  • “Akılcılaştırılmış Tüketim” tüketiciyi daha verimli kılma hali olarak tanımlanabilir. Tüketiciye de böyle pazarlanır. Pürüzsüz bir alışveriş deneyimi, her şeyi aynı yerde bulma kolaylığı, kataloglar hatta aynı zincir market markasının her mağazasında raflardaki aynılık “Akılcılaştırılmış Tüketim” için açıklayıcı olabilir. 
  • “Huzursuzluğun Gücünü” yadsımayınız. Modern birey kendini baskılanmış, özgürlüğü elinden alınmış hissediyor. Bu da güçsüzlük ve yetersizlik hissi veriyor. Huzursuzluğun kaynağı da bu. Markaların vaat ettiği mükemmel dünyaya duygusal anlamda sahip olsak da gerçekte olmadığımız hissiyatının yarattığı huzursuzluk marka yönetimlerine bu alanlara hedef atış yapma fırsatını veriyor.
  • Saatchi&Saatchi Ajans Başkanı Kevin Roberts, “Sevdiğiniz, aşık olduğunuz kişinin her yaptığını beğenir onaylarsınız; sahip olmaktan mutluluk duyduğunuz markalar için de aynı aşık-maşuk ilişkisi vardır” der. Bu nedenle kendisinin pazarlama literatürüne kazandırdığı “lovemark” tam da bu koşulsuz bağlılığı ifade eder. Umalım ki, tekrar ve tekrar “lovemark” seçilen ve onları seçenler için bu aşk-meşk işi aydırıcı olmuştur.
  • Sanat hep var oldu, olacak. Sanatçının ölümsüzlüğe oynadığı, sanatseverlerin kendilerine benzerleri bulduğu, soluk aldığı sanat etkinlikleri bir kendini keşfetme alanı.
  • “Bana bir şey olmaz” diyen yaygın toplumsal inanışımızın iflası. Doğum ve ölümün basite indirgenmesi ve ölümün hemen yanı başımızda olma gerçekliğinin ardına varmak bizi sadeleştirdi.
  • Gençler ellerinden akıp geçen zamana yas tutuyorlar. Beklentileri bir önceki kuşakta olduğu gibi “başarı” değil, daha “bağımsız ve özgür” olmayı istiyorlar. Önce yaslarını tutacak, kayıplarıyla yüzleşecekler. Dibe vurmadan çıkamayacaklar.
Hadi gelin özümüze dönelim!
  • Toplumsal cinsiyet eşitliği pandemide kadınlar aleyhine bozulurken “Toksik Erkekler” kaybettiklerini düşündükleri egemenlik alanlarını yeniden kazanmak için zehir saçmaya devam edecekler. Köklü bir dönüşüm şart.
  • Kadınlar evlerinin yani kalelerinin işgal edildiğini düşünürken ev ahalisi pandemi başında sığınağı olan yuvalarından dışarıya kaçıyor. Kadın da artık sığınağında kalmak istemiyor.
  • “Yaşam ateşimiz söndü” diyor gerçeklik duygusunu yitirdiğini söyleyenler. Bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diyenler çoğunlukta. İnsan evladının adaptasyon yeteneğine vurgu yapanlar ise yine ayağa kalkacağız diyor.
  • Pek çok seçenek ortalıkta cömertçe dolaşırken Z’ler neyi yapacaklarını bilmez halde oradan oraya savruluyorlar.
  • Yetişkinler de aynı durumda ancak onlar dışarıya bakmıyor kendilerini dinliyorlar. Dinliyor ve kendilerini de öyle ifade ediyorlar. Seçilen imgelere bakılırsa içimizden geçenler pek de hayra alamet değil.

Bütün bu imgeleme çalışmaları sonrasında ortaya çıkan nedir derseniz, etkilemek istemem ama metaforların oluşturduğu tablolar hiç de iç açıcı değil. Sergi 8 Şubat’ta bitti ama siz bir yolunu bulup Türkiye’nin Bilinç Dışı İmgeleri Sergisi’nde yer alan tabloları görün. Akan Abdula ve Uğur Batı’yı bu özgün çalışmaları için kutlarım.

“Türkiye’nin İlk Bilinç Dışı İmgeleri Sergisi: Öz’e Dönüş”

featured Insıghts Öze dönüş
1 Erkekler arasında hızla yayılan trend: Dantelli Boxer
Erkekler arasında hızla yayılan trend: Dantelli boxer
2 sürdürülebilir
Türkiye’de sürdürülebilir moda yükselişte
3 sanal alem
Sanal alemin yeni çalışanları: Altın ve yeşil yakalılar
4 IKEA eski mobilyaları hack'leyip yerine yenisini koyuyor | Son 24 saatin gündemi
IKEA eski mobilyaları hack’leyip yerine yenisini koyuyor | Son 24 saatin gündemi
5 Haftanın marka-ajans iş birlikleri
Haftanın marka-ajans iş birlikleri
Güncel Haberler
anahtar kelime
Anahtar kelimelerin trendi değişiyor
​PERYÖN İnsana Değer Ödülleri 2022 başvuruları devam ediyor!
​PERYÖN İnsana Değer Ödülleri 2022 başvuruları devam ediyor!
Brandverse Awards kazananları ödüllerine kavuşuyor…
Brandverse Awards kazananları ödüllerine kavuşuyor…
Golden Drum son başvuru tarihi 5 Ağustos
Golden Drum son başvuru tarihini açıkladı
Sosyal Medya
  • FACEBOOK
  • TWITTER
  • LINKEDIN
  • INSTAGRAM
  • YOUTUBE

İlgili Haberler

Ofise gitmek ya da gitmemek... Şirketler uzaktan çalışmayı istiyor mu?
Haberler
Ofise gitmek ya da gitmemek… Şirketler uzaktan çalışmayı istiyor mu?
Berçem Sultan Kaya
9 Mayıs 2022
Bursalı Doblo İspanya’ya göçüyor
Haberler
Bursalı Doblo İspanya’ya göçüyor
Seda Başpınar
3 hafta önce
Brandverse Awards başvuruları yoğun talep üzerine 12 Mayıs’a uzatıldı!
Haberler
Brandverse Awards başvuruları yoğun talep üzerine 12 Mayıs’a uzatıldı!
Marketing Türkiye
9 Mayıs 2022
Elon Musk'lı kripto para reklamları ortalığı karıştırdı | Son 24 saatin gündemi
Haberler
Elon Musk’lı kripto para reklamları ortalığı karıştırdı | Son 24 saatin gündemi
Marketing Türkiye
10 Mayıs 2022
  • Yarışmalar
  • Temsilcilikler
  • Etkinlikler
  • Yayınlar

Ortaklar Caddesi Murat Apartmanı No: 29/A
Mecidiyeköy, Şişli/İSTANBUL

[email protected]
0 (212) 211 11 12

  • Haberler
  • Yazarlar
  • Söyleşiler
  • Yaratıcı İşler
  • Etkinlikler
  • Kariyer
  • Üye Girişi
  • Kayıt Ol
  • Hakkımızda
  • Künye ve İletişim
  • KVKK Açık Rıza Beyanı
  • Mesafeli Satış Sözleşmesi
  • Gizlilik, Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Politikası

© 2001 Rota Yayın Yapım Tanıtım Tic. Ltd. Şti. Bu Sitede Bulunan Yazı Ve Çizimlerin Her Hakkı Saklıdır.

Abone Ol
  • Haberler
    • Ajanslar
    • Konkur
    • Araştırma
    • Atamalar
    • Dijital
    • Kreatif
    • KSS
    • Medya
    • Pazarlama
    • Sosyal Medya
    • Trend
    • Haberler
    • New Step
    • Türkiye’nin Gündemi
  • Yaratıcı İşler
  • Dergiler
  • Etkinlikler
  • Söyleşiler
  • Kariyer
  • Yazarlar
  • Araştırma

© 2001 Rota Yayın Yapım Tanıtım Tic. Ltd. Şti. Bu Sitede Bulunan Yazı Ve Çizimlerin Her Hakkı Saklıdır.

Asquared WordPress Agency tarafından tasarlanmış ve kodlanmıştır.