“Yerli Üretim” logosu etiketlerdeki yerini almaya başladı. Ama hatalarla!
Geçtiğimiz günlerde Ticaret Bakanlığı’nca Türkiye’de üretilen mallar için etiketlere yerli olduğunu belirtir nitelikte ayırt edici işaret konulması zorunluluğu getirilmiş ve ardından “Yerli Üretim” logosu Ticaret Bakanlığı tarafından kamuoyuna tanıtılmıştı. Yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından “Yerli Üretim” logosu da etiketlerin üzerindeki yerini almaya başladı… Ancak öyle görünüyor ki konuyla ilgili ciddi bir kafa karışıklığı var. Zira ithal ürünlerin dahi etiketinde “Yerli Üretim” logosunun kullanıldığı görülüyor.
İşte uygulamanın ilk örneği…
Coca-Cola gibi Türkiye’de üretilen global markaların ürünlerinde yerli üretim logosu yer alabiliyor. Ancak bu belirsizlik tamamen ithal olan ürünlerdeyse kafa karışıklığı yaratabiliyor. Konuyla ilgili olarak Marketing Türkiye’nin Ekim sayısı için bir makale kaleme alan Marka Danışmanı Selim Tuncer yazısında, bu kafa karışıklığı yaratan duruma şu çözümü sunuyor:
“Özgür Alaz, Litvanya’dan benzer bir uygulamanın logosunu paylaştı. Logo, minik bir kalp içinde Litvanya bayrağının renklerinin yer aldığı olabildiğince yalın ve etiketler üzerinde rahatlıkla kullanılabilir nitelikteydi. Ben de Türkiye için minik bir kırmızı kalp önerdim. Nitekim başka ülkelerdeki birçok uygulamada kalp formu “yerli ürün” olgusu için bir standart haline gelmişti.
Neden kalp içinde ay yıldız değil de sadece kırmızı kalp? Çünkü aslında semiyotik olarak ay yıldıza gerek yok, istersek minik kırmızı kalp “Yerli Üretim” anlamına gelecektir, o kadar. Bayrak kutsaldır ve bence her yerde kullanılması şart değildir. Yani bir piktogramın konteks içinde işlev görmesi yeterlidir. Türk bayrağının patatesin veya bebek bezinin üstünde yer alması gerekmez. Hatta bu görüşüm üzerine bir arkadaş “Türk bayrağından niye rahatsız oluyorsunuz?” gibi bir soru bile sorabildi. Ben de “Kendi bayrağımdan niye rahatsız olayım? Ben Türk bayrağı rahatsız olmasın düşüncesindeyim.” diye cevap verdim.
Bu tartışmalar esnasında bana birçok farklı logo önerisi ulaştı. Hemen hepsi Türk bayraklı logolardı tabii. Bunlardan en iyisi Yunus Ateş’in kırmızı kalp ve ay yıldızla tasarladığı logoydu. Bu tasarımdaki ay yıldız maharetle kullanılmıştı ve logo bayrak algısından uzaklaşıyordu. Kendisinden logoyu “flat” hale getirip göndermesini rica ettim sadece.
Bir gün farklı bir konuyu müzakere etmek üzere ben, Günseli Özen, Özgür Alaz ve Canan Özsoy bir araya geldik. Arada bu konu da açılınca logoyu kendileriyle paylaştım. Bunun üzerine Günseli Hanım logonun ajansta bazı uygulama örneklerini yaptırıp kendisine iletmemi rica etti, Marketing Türkiye’de paylaşabileceğini söyledi.
Ben ise sadece birkaç uygulamayla yetinmek istemedim ve Avustralya’nın aynı konudaki modelini geliştirerek raf etiketleri üzerinde değil, ambalajlarda kullanılabilecek bir sistematik oluşturdum. Nitekim raf etiketlerindeki logo ürünlerin yerlilik oranlarıyla ilgili hiçbir fikir vermiyor, amaca tam olarak hizmet etmiyor, ayrıca marka menşei parametresiyle de hiçbir bağ kurmuyordu.
Fakat el birliğiyle böyle bir sonuca ulaştıysak bunun paylaşılmasının en azından doğru bir model olarak yararlı olabileceğini, çalışmadan istifade edilebileceğini düşündük. Sonuçta bizler de “yerli”yiz.
A. SELİM TUNCER
Makalenin devamı Marketing Türkiye Ekim sayısında…