Balık, Yanköşe’de kavağa çıktı!
“Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır… Bu da gösterir ki zaman ve mekan, insanla mevcuttur!”
Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Zaman ve zamana dair tanımlamalar, mantık ve bilimin yanı sırası kültürün etrafında şekilleniyor. Zaman algısının kültürel yansıması da şüphesiz dilde karşılık buluyor… Cansu Gürgen ve Avşar Gürpınar’ın Yanköşe için tasarladıkları “Balık Kavağa Çıkınca” projesi ise tam da bu noktadan yola çıkarak zamanın matematiksel olmayan, muğlak standartlarını belirliyor.
İstanbul’un tramvay, otobüs ve vapur hatlarının kesiştiği en işlek noktalarından Kabataş’ta sergilenen “Balık Kavağa Çıkınca” projesi “zaman” kavramının matematiksel olmayan karşılıklarına işaret eden ifade ve sözcükleri LED ekranlara taşıyor… İsmini hiçbir zaman gerçekleşmeyecek işleri alaysamak için kullanılan “Balık kavağa çıkınca” deyiminden alan projede, zamanın matematiksel tercümesi neredeyse imkansız olan gündelik söylemleri LED ekranlarda yanıp sönüyor, görünüp kayboluyor…
Kahve Dünyası’nın kâr amacı gütmeyen kamusal alanda güncel sanat projesi Yanköşe’nin dokuzuncu edisyonun olan proje 15 Nisan’da sergilenmeye başladı ve Ekim’e kadar Kabataş’a yolu düşenlerin seyrine sunulacak.
Projenin yaratıcıları Cansu Cürgen ve Avşar Gürpınar “Balık Kavağa Çıkınca”nın ortaya çıkış hikayesini şöyle özetliyor: “Zamanın mantığın ve bilimin dışında kültürde ve dilde bambaşka bir zaman algısı mevcut. Balık Kavağa Çıkınca ile her zaman dilimizde olan bu kavramları yeniden göz önüne serdik. Balık Kavağa Çıkınca’nın çıkış noktası ‘bir an’, ‘üç vakte kadar’, ‘göz açıp kapayıncaya dek’ gibi zamanın, dilde yerleşik ancak matematiksel tercümesi neredeyse imkânsız olan muğlak ifadeleri… Ulaşım hatlarının kesiştiği, insanların ve araçların zamanla yarıştığı bu noktada, gündelik yaşamdan aşina olduğumuz LED tabelalarda zaman ile olan ilişkimizi belirleyen ve düzenleyen, Zamanın Muğlak Standartları beliriyor. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü eserinde kaleme almış olduğu üzere, ‘Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır. Bu da gösterir ki, zaman ve mekân, insanla mevcuttur!’ Biz de bu eserde insanın ve insanlığın zaman ile tuhaf ve kendine has ilişkisini göstermek istedik.”