Toplum “su anksiyetesi” yaşıyor
Kara, yağmura hasret bir kışı geride bırakırken bahar ayları da beklenen yağışları getirmedi. Elbette bu ciddi bir su krizi anlamına geliyor. Nitekim sorunla ilgili toplumdaki kaygılarda günbegün büyüyor. Türk toplumunun yüzde 82’sinin önümüzdeki günlerde su sıkıntısı yaşayacağını düşündüğünü ortaya koyan IPSOS Antikriz Monitörü verileri de bu kaygıların bir tablosunu çiziyor…
Yeterli önlem alınıyor mu?
Küresel ısınmaya bağlı olarak mevsimlerin değişmesi, su sıkıntısının en önemli sebebi olarak belirtiliyor. Bireylerin su israfı yapması, devlet kurumlarının yeterli önlem almaması, su kaynaklarının kirlenmesi ve nüfus artışı da öne çıkan diğer sebepler. Su kıtlığı konusunda bireysel olarak önlem alınmadığı ise toplumdaki genel kanı. Her 10 kişiden 8’i bireyler ve toplum olarak yeterli önlemi almadığımız görüşünde. Bireylerin çoğunluğu su israfını önlemek için önlem aldığını söylüyor. Alınan bireysel önlemlerin başında suyu boşa akıtmamak geliyor, elde yıkama yapmamak gibi tedbirler yer alıyor.
Kriz kapıda olabilir
Ipsos Türkiye İcra Kurulu Üyesi Yasemin Özen Gürelli verilerle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
“Su kıtlığı, dünya genelinde giderek artan bir sorun. Uzmanlar, ihtiyaç duyulan tatlı suyun, bu on yılın sonunda sağlanabilen suyu yüzde 40 oranında aşmasının beklendiği bir su krizi yaşanacağını belirtiyor.
Ülkemizde de mevsimsel değişiklikler ve küresel ısınma gibi etkenlerin yanı sıra bireysel ve kurumsal nedenler su krizine neden olabilecek önemli faktörler arasında. Toplumun yüzde 82’si yakın gelecekte Türkiye’de su sıkıntısının belirgin şekilde hissedileceğini düşünürken yüzde 78’i önümüzdeki günlerde ve senelerde ülkemizde su krizi yaşanacağına inanıyor.
Toplumun yüzde 63’ü su kıtlığının en önemli nedenlerinden birinin arasında bireysel su israfı olduğunu belirtiyor ve yüzde 84’ü su israfını önlemek için birtakım önlemler aldıklarını belirtiyor. Toplumun su kıtlığı konusundaki farkındalığının yüksek olması ve bireysel sorumluluk hissetmesi, su kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi için önemli bir başlangıç olarak kabul edilebilir. Bu gerçeği kabul etmiş bir toplumun, olumlu niyeti, su kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılmasına yönelik oluşturulacak politikaları, benimsemesi ve davranış değişikliği daha kolay.
Toplumun yüzde 48’i devlet kurumlarının yeterli önlem almamasını su kıtlığının bir diğer önemli nedeni olarak görüyor. Dolayısıyla yetkili mercilerin, kurumsal ve bireysel su tüketimini denetleme yasaları oluşturmasının yanı sıra, bireysel tasarrufu destekleyici politikaları teşvik eden kampanyalar düzenlemesi, toplumda olumlu bir karşılık bulacaktır. Bu politikalar arasında, suyun tasarruflu kullanımına yönelik kampanyalar düzenlemek, su tasarruflu ürünlerin kullanımını teşvik etmek sayılabilir. Bu kampanyalar, suyu nasıl tasarruflu bir şekilde kullanacakları, su tasarruflu ürünlerin neler olduğu ve atık suyun nasıl arıtılacağı gibi konularda bireylere bilgi vererek, farkındalıklarını artırabilir.
Bu önlemler arasında, hali hazırda bireylerin su tasarrufu için en fazla başvurdukları suyu boşa akıtmama, muslukları sıkıca kapatma, daha az su tüketen ürünleri tercih etme ve duş sürelerini kısaltma gibi çeşitli adımlar da sık olarak vurgulanması, kalıcı ve yaygın davranış değişikliği ve toplumsal dönüşüm için kritiktir.
Araştırmanın metodolojisi
Bu dosyada paylaşılan veri ve bulgular Ipsos tarafından gerçekleştirilen IPSOS ANTİKRİZ MONİTÖRÜ araştırmasından derlendi. Araştırma 18 yaş üstü İBBS 1 düzeyinde Türkiye nüfusu temsil eden 800 birey ile 23-30 OCAK 2023 tarihleri arasında online anket yöntemiyle (CAWI) gerçekleştirilmiştir.