
Gıdada tüketicinin zor tercihi: Fiyat mı sağlık mı?
Sağlık, sürdürülebilirlik ve teknoloji tüketicinin beklentilerini yeniden şekillendiriyor. PwC’nin gerçekleştirdiği Küresel Tüketicinin Sesi Araştırması 2025, gıda sektörünün kapsamlı bir dönüşüm sürecine girdiğini ortaya koyuyor. Artan tedarik zinciri baskıları ve daralan kâr marjları, sektörü yeni arayışlara iterken; tüketicilerin sağlıklı, pratik ve teknoloji destekli gıda seçeneklerine yöneldiği görülüyor.
Şubat 2025’te, 28 ülke ve bölgede 20 binden fazla tüketiciyle görüşülerek hazırlanan araştırma; gümrük vergileri, ticari gerilimler ve iklim değişikliği kaynaklı risklerin sektörü zorlarken, şirketlerin verimlilik, israfı azaltma ve çevreye duyarlı beslenme trendlerini teknolojiyle desteklemek zorunda olduğuna dikkat çekiyor.
“Nasıl besleniyoruz?” sorusu sektöre yön veriyor
PwC Türkiye Şirket Ortağı ve Perakende & Tüketici Ürünleri Sektör Lideri Cihan Harman, tüketicilerin bugün en sık sorduğu sorunun “Nasıl besleniyoruz?” olduğunu vurguluyor. Harman, bu yaklaşımın gıda sektörünü kritik bir yol ayrımına getirdiğini belirterek şunları söylüyor: “PwC’nin Value in Motion ve Tüketicinin Sesi 2025 araştırmaları açıkça gösteriyor ki, tüketiciler artık ‘nasıl besleniyoruz’ sorusuna cevap arıyor. Bu da gıda sektörü için yeni büyüme alanlarına, sektörler arası iş birliğine ve inovasyona işaret ediyor. Sağlık, sürdürülebilirlik ve teknoloji ile şekillenen bu yeni beklentiler, gıda sektörünü köklü bir dönüşümün eşiğine getiriyor. 2035’e kadar 10 trilyon doları aşması öngörülen küresel gıda ekosisteminde, başarı; tüketicilerin değer odaklı tercihlerini anlayan, şeffaflık ve inovasyonla yanıt veren şirketlerin olacak.”
Tüketici gıda sektöründe de “değer”i ön planda tutuyor
Araştırmaya göre tüketiciler, sağlıklı beslenmenin nihai sorumluluğunun kendilerinde olduğuna inanıyor. Ancak aynı zamanda gıda şirketlerinden ve kamu kurumlarından daha sağlıklı yaşam sürmelerine yardımcı olmalarını bekliyor.
“Sağlıklı ve besleyici beslenmeyi teşvik etme sorumluluğu kimde?” sorusuna verilen yanıtlara göre:
- Yüzde 51 gıda üreticileri ve imalatçıları,
- Yüzde 47 kamu kurumları ve kamu sağlığı kuruluşları,
- Yüzde 37 perakendeciler ve marketler,
- Yüzde 22 restoranlar ve gıda hizmeti sağlayıcılar öne çıkıyor.
Ayrıca tüketicilerin üçte biri, bir gıda markasından diğerine geçerken sağlık faydalarını en önemli faktör olarak değerlendiriyor. Bu durum, üretici ve perakendecilerin sunduklarıyla tüketici beklentileri arasında hâlâ bir boşluk olduğunu gösteriyor.
Teknoloji ve gıda arasındaki etkileşim artıyor
Katılımcıların yaklaşık yüzde 40’ı son bir yılda geleneksel olmayan gıda perakende kanallarını kullandığını belirtirken; abonelik hizmetleri, yemek kiti teslimatları, online market alışverişleri ve üretici pazarları giderek önem kazanıyor.
Sağlıklı yaşam trendi, gıda ve teknoloji arasındaki etkileşimi de yükseltiyor. Tüketicilerin yüzde 70’i en az bir sağlık uygulaması veya izleme cihazı kullanıyor. Düzenli egzersiz yapan, sosyal medyadaki influencer’lardan ilham alan kullanıcılar ise dört ya da daha fazla uygulamayı hayatlarının merkezine almış durumda.
Fiyat hâlâ en kritik belirleyici
Yaşam maliyetlerindeki artış tüketici güvenini zorlarken fiyat, satın alma kararlarında hâlâ en kritik unsur olmaya devam ediyor. Katılımcıların yarıdan fazlası maddi olarak zorlandığını, faturalarının bir kısmını ya da tamamını ödeyemediğini söylüyor.
Araştırma, tüketicilerin çevre bilincini koruduğunu ancak bu hassasiyetin tam anlamıyla tercihlere yansımadığını gösteriyor. Katılımcıların yüzde 80’den fazlası iklim değişikliği konusunda endişeli olduğunu belirtse de, yalnızca yüzde 44’ü çevre dostu gıdalara daha fazla ödeme yapmaya hazır olduğunu ifade ediyor.
Araştırmadan öne çıkan diğer bulgular:
- Tüketicilerin çoğu ultra işlenmiş gıdaların risklerinden endişe duyuyor ancak yalnızca yüzde 35’i bunlardan kaçınmaya özen gösteriyor.
- Katılımcıların yüzde 44’ü, çevresel sürdürülebilirliği destekleyen gıdalara ek ödeme yapmaya istekli. Ancak yüzde 82’si gıda markalarının iklim girişimlerini düzenli olarak takip etmiyor.
- Yüzde 44 yerel üretimi tercih etmek için ek ödeme yapabileceğini söylerken, yüzde 56 daha uygun fiyatlı ithal ürünleri seçiyor.
PwC’nin Küresel Tüketicinin Sesi Araştırması 2025 raporunun tamamını incelemek için TIKLAYIN!