Dünyada hızla yaygınlaşan ve telekomünikasyon hizmetleri ile medyayı birbirine yakınlaştıran IPTV’nin hayatımıza girmesine sayılı günler kaldı. Geçtiğimiz yıl RTÜK’ün çıkarttığı yönetmeliğin ardından düğmeye basan TTNET, bu ay içinde IPTV’nin lansmanı gerçekleştirecek. Kurum 360 derece bir iletişim çalışmasıyla IPTV’yi yurt genelinde yaygınlaştıracağa benziyor. TTNET Genel Müdürü Tahsin Yılmaz ile bu çok konuşulan teknolojinin lansmanı öncesinde bir araya geldik. Hem IPTV’yi A’dan Z’ye dinledik hem de TTNET’in 2010 yılını, 2011 planlarını konuştuk. Yılmaz , “TTNET Teknoloji Vadisi” kuracaklarını ve bu vadinin tüm detaylarını ilk kez dergimize açıkladı.
TTNET 2010 yılını nasıl geçirdi?
TTNET için 2010 yılı başarılı bir yıldı. Geçtiğimiz yılın başında “TTNET ile her şey mümkün” diye yola çıkmıştık. Teknoloji artık baş döndürücü bir hızla gelişiyor, çok hızlı bir şekilde değişim yaşıyoruz. Bu nedenle TTNET’in de tüm iletişim ihtiyaçlarını tek elden karşılayan bir operatör hâline dönüşmesini istedik. İletişimin üç önemli unsuru internet, televizyon ve telefon tarafında bazı servisleri peş peşe vermeye başladık. 2010 yılı sonunda amacımıza ulaştığımızı gördük. Tek fatura altında bu servisleri ekonomik şartlar altında verebilir hale geldik. Bunun ilk adımını Şubat ayında Web TV servisimiz olan Tivibu’yu devreye alarak gerçekleştirdik. Güzel bir lansman olmuştu. Medya da çok ilgi göstermişti. Bir boşluğu doldurmuştuk. Beklentimiz yüksekti. Şu an Tivibu’da 700 bine yakın üyeye yaklaştık.
Peki ya sonra?
İnternet çok büyük bir mecra. İnternete erişim de Türkiye’deki yaklaşık her noktadan mümkün. Kolay erişilebilen, kullanılabilen ve tüketilebilen bir mecra burası. Sonuç olarak televizyon kısmında Tivibu’yla başlangıç yaptık ve başarılı olduk. IPTV servisimizi Eylül ayı gibi pilot olarak devreye aldık. RTÜK’ten bir dönem karar çıkmadı ama sonra çıktı. Karar çıkınca da ticari faaliyetlerimize pilot olarak başlamış olduk. Yakın bir zamanda lansmanımızı da yapacağız. Telefon kısmında ise hem sabit hem de mobil telefon hizmetlerimiz var. Bunların yanında katma değerli servislerimiz var. O konularda da bence çok iyi servisler ortaya koyduk. 2010 yılında servisler, ürünler ve teknolojiyi tüketiciyle buluşturmak açısından bizim için oldukça başarılıydı.
IPTV çok konuşuldu, yazıldı çizildi. TTNET bu süreci nasıl yönetti?
IPTV’nin Türkiye’de devreye alınması, diğer ülkeleri incelediğimizde teknolojiyi Türkiye’ye getirmek açısından geç kalmadığımız hatta önde olduğumuzu kesinlikle söyleyebilirim. Bugün IPTV servisi hangi ülkelerde var diye baktığınızda, Türkiye’yi ilk kategoride göreceksiniz. Türkiye büyük bir teknolojiye ciddi anlamda yatırım yaptı. Bu servis zamanında ülkemize kazandırıldı. Ancak şöyle de bir durum var. IPTV’nin devreye alınma sürecinin 1-2 yıl arasında olduğunu görüyorsunuz. Çünkü o kadar yenilikler getiren bir servis ki… Bunların çok iyi test edilmesi gerekti. Biz de bir yıldan fazla bir süre 2 bin civarındaki kullanıcıyla test sürecini yaşadık. Altı ilde test yaptık. Buradaki amacımız servisi devreye aldığımız dönemde herhangi bir problemle karşılaşmayalım ve her türlü fonksiyonu test edelim istedik. Televizyon izleme alışkanlığımızı kökten değiştirecek bir servis. Hep bunu söylüyoruz. Tüketici bir şekilde televizyon ve internetle iç içe olmayı seviyor. IPTV de, Web TV’ye ek olarak hayata geçirdiği servislerden biri. Ancak kontrolün ve özgürlüğün seyirciye geçtiği bir alan IPTV. Elinizde kumanda artık hakim sizsiniz. Bugün televizyonda herhangi bir programı ya da diziyi izlerken, bir anda Twitter’a bağlanıp tweet gönderebiliyorsunuz, yemek siparişi verebiliyorsunuz. Uçak bilgilerinize bakabiliyorsunuz. Burcunuzu okuyabiliyorsunuz, finansı takip edebiliyorsunuz, sporla ilgili gelişmeleri takip edebiliyorsunuz. Sonuç olarak interaktif bir boyut kazandırılmış durumda. Herhangi bir konuda kamuoyunun ne düşündüğünü anlamak adına “televoting” diye bir özellik var. Örneğin, burada IPTV izliyorsunuz. Altta bir soru gelecek size: “Şu konuda ne düşünüyorsunuz?” IPTV kumandasını kullanarak – dört tane renk var – dört ya da daha fazla seçeneğiniz olacak. Sadece buradaki tuşa basarak oyunuzu görüyorsunuz ve ekrandaki diğer köşede de ne kadar kişi oy kullanmış, hangi seçeneğe oy vermiş, anında görülüyor. Bu bence muazzam bir uygulama olacak.
Peki ulusal kanallar bu değişim sürecine ne diyorlar ya da diyecekler?
Yakınsama dediğimiz bir kavram var. Teknolojiler ve cihazlar birbirlerine yaklaşıyor, sektör de aynı şekilde birbirine yaklaşıyor. Tivibu’yla, Web TV ve IPTV ile beraber medya sektörü birbirine çok yakınlaştı. Ben zamanımın yüzde 30’unu medya dünyasıyla geçiriyorum. Televizyon kanallarına gidiyorum, genel müdürlerini ziyaret ediyorum, oturup konuşuyoruz. IPTV ya da Web TV’yle artık yeni bir platform ortaya koyduk. Tabii ki bu platforma çok büyük yatırımlar yaptık. Ancak bunun tek başına önemi yok. Bu platformun içeriği de çok önemli. Türkiye’de tüm televizyon kanallarını bu platformda görüyoruz. Bir yıl boyunca görüşmeler ve toplantılar yaptık. “Bu platform Türkiye’ye, medya dünyasına neler kazandıracak, nasıl işbirliği yapabiliriz, nasıl yeni imkânların peşinde koşabiliriz?” konularını tartıştık. Medya dünyasındaki yöneticiler gerçekten de çok uzak görüşlüler. Onlar da teknolojiyi çok yakından takip ediyorlar. Ellerinde bulunan içerik çok önemli. O içeriğin yeni bir platformdan milyonlara değişik bir şekilde sunulabilmesi ve buradan yeni iş imkânlarının çıkacak olmasını onlar da gördüler. Bizim platformumuzda hiçbir kanal eksik değil. Medya dünyasındaki yöneticilerle daha sık biraraya gelerek “acaba yeni hangi servisleri ya da uygulamaları geliştirebiliriz” diye konuşuyoruz. Bütün amaç internet mecrasının medya dünyası tarafından üretilen içeriği daha geniş kitleye yaygınlaştırabilmek. Birtakım ticari işbirlikleri ortaya çıkacak. Bir de isteğe bağlı video havuzumuz var. 2008 yılının başında TTNET, müzik portalı ile de bunu başlatmıştı. Meslek birlikleriyle anlaşıp telif haklarını ödedi. Bugün TTNET Müzik aslında bir referans noktası oldu. Film ve sinema içeriklerini de biz topluyoruz. 100’den fazla yerli yapımcıyla anlaşma imzaladık ve telif haklarını ödeyerek bu platforma kazandırdık. Bu anlamda iki sektörün birbirine yaklaşmasını ve güçlerini ortaya koyarak her anlamda tüketiciye önemli servisler sunabildiğini görüyoruz.
Tüketiciler IPTV’ye hazır mı?
Medya ve telekom sektörü birbirine yakınlaştı. Ayrıca iyi bir televizyon izleyicisi ve internet kullanıcısıyız. Bugün internet kullanımına baktığımızda 16-24 yaş arasının interneti çok yoğun kullandığını görüyoruz. Yine bizim kullanıcı bazımıza baktığımızda 16-35 yaş arasının, toplam müşteri potansiyelimizin kullanım oranında yüzde 70’ne denk geldiğini görüyoruz. Dolayısıyla 35 yaş altı ya da 24 yaş altı genç nüfus interneti çok yoğun bir şekil de kullanıyor. İnternet kullanım trafiği çok artıyor. Bir yıl önce kişi başı kullanım aylık 4-5 GB seviyesindeyken, bugün 14-15 GB’a geldi. Yani üç katına çıktı. Televizyon izleme alışkanlığımız zaten bayağı yoğun. Avrupa Birliği’nin yaptığı araştırmalar var. Bizim vatandaşlarımız yenilikçiliğe en hızlı adapte olan vatandaş grubu olarak ortaya çıkıyor.
Günümüzde en önemli konulardan birinin müşteriyi tanımak olduğunu düşünüyoruz. IPTV’nin tüm sektöre şöyle faydaları olacak: Hedefli reklam, kişiye ve bölgeye özel reklam. Biz sizin televizyon izleme alışkanlıklarınızı bildiğimiz takdirde, size özel IPTV üzerinden reklam yayını yapabiliriz.
Yani “IPTV’yle tüketici kraldır” söylemi yerine oturmuş oluyor?
Kesinlikle. Müşteri kraldır. Önümüzdeki dönemlerde kendi müşterisini tanıyan ve onu özel hissettiren şirketler başarılı olacak. Burada önemli olan müşteriyi tanımak ve ona uygun servisleri ve ürünleri pazarlamaktan geçiyor.
TTNET’in pazardaki durumu nasıl? Mümkünlü reklam kampanyasıyla hızlı bir çıkış yaptınız. Biraz Mümkünlü’den de bahseder misiniz?
TTNET 2006 yılında kuruldu. Geldiğimiz nokta itibariyle artık tüm iletişim hizmetlerini tek elden verebilen bir kurum hâline geldi. Bu çok sevindirici bir gelişme. Bizim ana işimiz ADSL. Türkiye’nin lider internet servis sağlayıcısı olmakla birlikte ADSL abone sayısı bakımından dünyanın 10’uncu büyük operatörü. Türkiye’de belirli bir sorumluluğumuz var, belirli bir pozisyonumuz var. Ancak dünya ölçeğinde de gerçekten çok önemli bir konumdayız. Alınacak daha çok mesafe var. Özellikle internet yaygınlığına baktığımızda bugün Avrupa’da hane halkı penetrasyonu denilen bir değer var. Her 100 haneden kaçında internet bağlantısı var? Avrupa’da ortalama yüzde 50-55 arasında değişiyor. İngiltere, Fransa gibi ülkelerdeyse yüzde 75’lere kadar çıkıyor. Türkiye’de bu oran yüzde 35-36 seviyelerinde. Bu nedenle Türkiye’deki bu penetrasyon oranının yaygınlaştırılması gerekiyor. Biz bu konuda da çok ciddi araştırmalar yapıyoruz. Türkiye’deki hane sayısı 18 milyondan biraz daha fazla. 8 milyon hanede ne bilgisayar, ne de internet bağlantısı var. 2,6 milyon hanede yine bilgisayar da, internet de yok. Ancak o haneden bir üye dışarıda bir şekilde internete erişebiliyor. 1,7 milyon hanede bilgisayar var ama internet bağlantısı yok. Biz de o zaman “Mümkünlü” konseptiyle yola çıkmak istedik. Dedik ki, Türkiye’de belirli bir kesim interneti zaten kullanıyor. Ancak belirli kesimlerde de bizim interneti yaygınlaştırmamız lazım. Peki bunu nasıl yapabiliriz? Her şeyden önce anlatarak…
İşte Mümkünlü ile “İnsanların internet hayatlarına girdiğinde hayatları nasıl değişecek?” Bunu anlatmak istedik. Biz bunu uzun soluklu bir proje olarak gördük. Şener Şen ve Olgun Şimşek’le böylesine güzel bir projeye imza attık. Hem bireylere hem de sayıları 1,8 milyonu bulan küçük ve orta ölçekli işletmelere bir şekilde interneti anlatmaları, bunun faydalı bir şey olduğunu göstermelerini istedik. Oldukça da güzel tepkiler alıyoruz. Bu reklam kampanyasının, TTNET’in imajına, marka değerine, kurumsal itibarına ve satışlarına katkısı oldu. Şener Şen’i de halkımız epey özlemiş.
Peki TTNET’in 2011 yılındaki hedefleri nedir?
IPTV’nin lansmanı olacak. Şu aşamada bir fiyat tarifimiz de var. Ankara, İstanbul ve İzmir’de pilot olarak uygulanıyor. Üç paketimiz var. Bu paketlerin fiyatları, 9,99, 19,99 ve 29,99. Bunlardan biri giriş paketi. Toplamda bizim IPTV platformunda 105 yerli ve yabancı kanalımız var. Bunlardan 11 tanesi HD kanal. Sonuç olarak giriş paketi 9.99. Bu ay bir lansman yapacağız. Bu fiyatlarla biraz ilerlemeyi düşünüyoruz. Duruma göre de ilerleyen zamanlarda bazı esneklikler sağlayabiliriz. Artık planlama devri bitti, önümüzdeki aydan itibaren Türkiye’de 30 ilde açacağız. 30 ilde yoğun bir şekilde satış faaliyetlerini yürüteceğimiz bir servis olacak. İnterneti yaygınlaştırmak bizim temel görevimiz. Tarife seçeneklerini zenginleştirmeyi düşünüyoruz. Hem bireysel hem de iş dünyası anlamında yeniliklerimiz olacak.
“Biz şu anda bir kapı açıyoruz. Bir platform kurduk. Bunun adı ‘TTNET Teknoloji
Vadisi’. Yani TTNET organizasyonel olarak aslında çok kompakt, küçük
bir şirket. Ancak biz şunu istiyoruz. İnternetin gittiği yer belli, internet
etrafında çok önemli servisler ve uygulamalar verilebiliyor. Diyoruz ki, girişimciliği
de desteklemek adına, ‘Projesi olan herkes bize gelsin’. Kapımız
sonuna kadar açık. Bir kişilik, üç kişilik, 100 kişilik ya da bin kişilik bir şirket
olabilir. Fark etmez. Yani iş ortaklığı konusunda biz kapılarımızı sonuna kadar
açmış durumdayız. Bunu yakın zamanda web sitesinden de yayınlayacağız.
Bu programa girişimciler ya da şirketle nasıl dahil olabilir, bunları
söyleyeceğiz. Çok şeffaf bir süreç olacak. Çok hızlı değişen dünyada yeni
servisleri ve ürünleri bir şekilde devreye alıp gelir paylaşımı modeliyle kullanıma
sunabilmek. Bu anlamda biz tüm Türkiye’yi TTNET’e bekliyoruz. Fikirden
ziyade, uygulama önem kazanacak. Ben bu projeden oldukça ümitliyim.
Bize gelen projelerden birkaç tanesini de mutlaka devreye almak istiyoruz.
Biz yelpazeyi çok daha genişlettik. Milyonlarca işletmenin teknolojik ihtiyaçlarını
biz karşılayacağız. KOBİ dünyası için bunu müjdeleyebilirim. Bu
konuda önümüzdeki dönemlerde ses getiren servisleri devreye alacağız.
Mevcut servislerimizin de geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması konusuna da
ağırlık vereceğiz.”