Beacon ile Nokta Atışı
Yıllar sonra “yakınlık” kavramının önemini tekrar keşfediyoruz! Bluetooth teknolojisi güçlenerek, biçim değiştirerek, yenilenerek BLE (Bluetooth Low Energy) adıyla sahalara dönüyor. BLE ismi çok ön plana çıkmıyor gerçi, daha çok “beacon” kelimesini duyuyoruz…
Hatırlar mısınız çocukluğumuzda sıcak-soğuk diye bir oyun vardı. Saklanmak üzere bir oyuncak belirlenir; ebe seçilir; sonra oyuncak saklanır, ebenin bulması beklenirdi. Ebe oyuncağı ararken diğer oyuncular mesafeye göre soğuk ya da sıcak diye yönlendirme yaparlardı. Uzaklaştıkça soğuk… soğuk… çok soğuk… donuyorum. Yaklaştıkça sıcak… sıcak… çok sıcak… yanıyorum!
Nerede, 5N1K’nın belki de en önemli sorusu… Ve biz daha küçücükken bu soruya verilecek tek cevabın “adres” olmadığını; yakınlık uzaklığın da çok önemli olduğunu deneyimleyerek öğrenmiştik.
Yıllar sonra “yakınlık” kavramının önemini tekrar keşfediyoruz. Bluetooth teknolojisi güçlenerek, biçim değiştirerek, yenilenerek BLE (Bluetooth Low Energy) adıyla sahalara dönüyor. BLE ismi çok ön plana çıkmıyor gerçi, daha çok “beacon” kelimesini duyuyoruz. Zira görünen “şeylere” isim vermek daha kolay.
Konuyu ilk defa duyanlar için beacon’ları kısaca tanıtalım – küçük, pratik, gerekirse taşınabilir, kurması, yönetmesi kolay cihazlardan bahsediyoruz. Her geçen gün yeni tasarımlar pazara sürülüyor. Kapsama alanları genelde 50 metreden az, ortalama 30-35 metre civarında. “Konuşkan” ancak “akılsız” cihazlar bunlar. Sadece çevresine sinyal yayıyorlar. “Ben buradayım… Ben buradayım… Ben buradayım…” Beacon, İngilizce’de “deniz feneri” anlamına geliyor zaten. Aynen bir fener gibi sinyali verse de kendisine yakınlaşan diğer varlıkları hissedemiyor. Beacon’ın bir işe yaraması için karşıda sesi duyacak, cihazı algılayacak akıllı bir uygulama ya da platforma ihtiyaç duyuluyor. Beacon tarafından gönderilen sinyal uygulama içinde bir işlemi tetikliyor. Örneğin akıllı telefonunuzda bir kampanya mesajı çıkıyor. Deneysel pazarlama, etkinlik yönetimi, danışma/oryantasyon, mekan yönetimi gibi pek çok farklı kullanım alanı var.
Platformlar Savaşı
Beacon kelimesini bu kadar sık duymamızın ana sebebi Apple. iOS7 ile sessiz sedasız hayatımıza giren iBeacon özelliği uygulama geliştiriciler ve teknoloji uzmanları cephesinde hızla karşılık buldu. Yeni platform yepyeni cihazların türemesine, daha önceki yılların popüler teknolojik terimleri NFC ve RFID’nin hızla kan kaybetmesine yol açtı. Geçtiğimiz ay yapılan iOS8’li Developer Kongresi ile şirket teknolojinin üzerine daha da oynayarak ev otomasyonu, araç ve sağlık otomasyonu konusunda iddialı adımlar attı, önemli vaatlerde bulundu. Google da “BLE = Beacon = iBeacon” algısı iyice yerleşmeden Nearby’ı lanse etti. BLE’yi kullanarak neler yapılabileceğini; sağlık durumumuzu, evimizi, hayatımızı nasıl yöneteceğimizle ilgili vizyonunu açıkladı.
Evet, konu “sıcak”, çok sıcak… Platformlar savaşı devam ededursun, biz gelişmeleri pazarlama dünyası açısından ele alalım. Zira ortada mükemmel bir fırtına var ve BLE teknolojisi fırtınanın tam merkez noktasında yer alıyor. Yeni dünyanın önemli trendlerinin neredeyse tamamı bir şekilde beacon’lar ile kesişiyor: akıllı telefonlar ve aplikasyonların önlenemeyen yükselişi; nesnelerin interneti; omni-kanal ile 3600 müşteri deneyimi; büyük veri; ve gerçek zamanlı pazarlama. Sırayla hepsine göz atalım.
Akıllı Dünya ve Beacon’lar
Öncelikle konuyla ilgili en önemli yanlış algılardan birini tekrar vurgulayarak başlayalım. Beacon’lar akıllı bir ekosistem ile var olabiliyorlar; ancak tamamen akılsız cihazlar. Konuşkanlar ama bir o kadar da hissizler. Ortada bir diyalog yok. Çünkü beacon sadece konuşuyor. Duymuyor, olan biteni hissetmiyor. Düzenli bir şekilde hiç yılmadan etrafa sinyal veriyor. Kesintisiz bir monolog söz konusu…
Beacon’ın bir anlam ifade edebilmesi için mutlaka akıllı bir telefona ya da benzeri bir cihaza; o akıllı cihazın üzerinde de beacon’ın dilinden anlayacak bir uygulamaya ihtiyaç duyuluyor. Çoğu kişi telefonunda beliren mesajın beacon’dan geldiğini, karşıdaki nesne ile diyaloğa geçtiğini zannediyor. Halbuki beacon müşterinin farkında bile değil. Olay uygulamada bitiyor. Uygulama daha önceden tasarlanmış kalıplar içinde harekete geçiyor.
Bir örnekle detaylandıralım. Diyelim ki müzedesiniz, müzenin uygulamasını indirmeniz gerekiyor önce. Uygulamayı yüklediniz ve adım adım müzede ilerliyorsunuz. Karşılaştığınız ilk sanat eserinin önünden geçerken, telefonunuz eserin altındaki beacon’ı hissediyor. Gelen sinyalin uygulamada eşleştiği içerik telefonunuza yansıyor, bahsi geçen eserle ilgili tanıtım telefonunuzda beliriyor. Beacon tahmin edildiğinin aksine lokasyon bilgisini paylaşmıyor, veri göndermiyor.
Akıllı cihazlar dünyasındaki iki büyük platform, iOS ve Android, buradaki önemli potansiyeli avantaja dönüştürmeyi hedefliyor. Telefonları BLE uyumlu, duymaya açık hale getiriyorlar. Aplikasyon cephesinde de her geçen gün yeni yaratıcı uygulamalar devreye giriyor.
Nesnelerin İnterneti
Bütün bu gelişmeler bir başka önemli trendi, nesnelerin internetini de besliyor. BLE teknolojisi ucuzladıkça küçülüyor, küçüldükçe farklı nesnelerle eşleştirilir hale geliyor. İlk aşamada hep bir yere sabitlenmek üzere geliştirilen beacon’lar her geçen gün mobilleşiyor. Artık cihazı kapıya, rafa, duvara, masaya sabitlemek ve o bölgeyi “t-shirt reyonu”, “cilalı taş devri eserleri” gibi tanımlamak şart değil. Köpeğinizin tasmasına, çocuğunuzun kıyafetine bağladığınız beacon sayesinde yanınızdan uzaklaşmaya başladıkları anda haberiniz olabiliyor. Cüzdanınızın, çantanızın içine attığınız, anahtarlık olarak kullandığınız bir beacon; kaybettiğiniz eşyaların nerede olduğunu bulmanıza fırsat tanıyor.
Özetle nesneler yavaş yavaş kapsama altına giriyor. Tek şart nesnelerle eşleştirilmiş cihazlarınız ve onlarla konuşabilen bir akıllı telefonunuz olması…
Büyük veri, Omni-kanal ve Gerçek zamanlı pazarlama
Gelelim diğer önemli trendlere. Bu cihazlar tekrar tekrar belirttiğim üzere sadece sinyal gönderiyor. Kullanılan aplikasyonun yeteneklerine göre kimi zaman her iletişime geçilen kişi ile aynı şekilde konuşuyor (Örnek müze uygulaması – eser her geçen ziyaretçiye aynı içerik ile anlatılıyor.)
Kimi zaman ise aplikasyonun yeteneklerine göre mesaj tamamen kişiye özel bir hal alabiliyor. Diyelim ki şirketiniz için bir sadakat uygulaması geliştirdiniz ve müşterilerinizin bu aplikasyonu indirmesini sağladınız. Aplikasyonunuz beacon dostu bir uygulama ise ve mağazalarınız içinde de bolca beacon’ınız var ise gerçek zamanlı pazarlama konusunda önemli bir adım atmış bulunuyorsunuz. Müşterinizin hangi rafın önünden geçerken ne kadar zaman harcadığını takip edebiliyor, satın alma sürecini tetikleyebilecek kurgular geliştirebiliyor, kişiye özel teklifler sunabiliyorsunuz. Etkili ataklar için omni-kanal stratejilerinizi geliştirmeniz, hayata geçirmeniz de oldukça önemli. Zira artık müşterinizin sadece internet ortamında ya da yazarkasada yaptığı işlemler sayesinde değil raflarınız arasında dolaşırken bıraktığı ayak izleri ile de takip edebilir hale geliyorsunuz. Burada mobil pazarlama ve toplu mesajlaşma çözümleri de çok önemli bir role sahip.
Nokta atışı
Özetleyecek olursak beacon teknolojisi ile birlikte “nerede” sorusunun cevabı koordinatlardan çok yakınlık ile anılır hale geliyor. Konuma özel aksiyon alma açısından iddialı bir adım daha atılıyor. Nokta atışı ile yeni müşterilere ulaşmak, teklifler sunmak, diyalog kurmak kolaylaşıyor.
Evet, beacon’lar ile yepyeni bir dönem başlıyor. Konu sıcak… Çok sıcak…