Yeni bir festival deneyimi: Cappadox
Kapadokya’nın büyülü atmosferinde bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilecek olan Cappadox bir festivalden çok daha fazlasını vadediyor… Yeni nesil festival deneyimini Kapadokya’nın o güçlü etkisiyle birleştiren Cappadox’un bu yılki yeniliklerini Pozitif’in Strateji ve Kültürden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Alara Orhon ile konuştuk… Orhon, 14-19 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek Cappadox’u, “Kendi sınırlarını zorlamak isteyen insanın festivali” olarak tanımlıyor…
Haber: Beyza Gözeyik
Festival adresi olarak özellikle Kapadokya’yı seçmeniz hatta festivalin adında bile Kapadokya’dan esinlenmenizin sebebi nedir? Kapadokya insanda adeta başka bir dünyadaymışsınız hissi uyandırıyor. Her zaman ilham veren bir coğrafya, başka uygarlıklar için de yaratıcılığın doruğa çıktığı beşiklerden biri olmuş. Pozitif’in kurucuları Mehmet Uluğ ve Cem Yegül’ün de algıların farklı çalışacağı doğal ve tarihi mekanlarla müziği birleştirebileceğimiz bir festival yapma hayali vardı. Hatta o yıllarda Kapadokya’ya birkaç seyahat yapılmış, coğrafyanın vurucu etkisinde kalınmış. Mehmet Uluğ’u kaybetmeden önce kendisinin üzerinde çalıştığı son proje, Kapadokya’da bir festival projesiydi. Bu festivali hayata geçirmek Pozitif için ödev ve görev oldu. Kapadokya’ya yaptığımız ziyaretlerle birlikte, Cappadox fikrinin ayrıntılarını netleştirdik. Kapadokya’yı zaman içinde bir turizm merkezi olmaktan ileri taşıyacak bir destinasyon festivali tasarlamak için çalışmaya başladık. Cappadox ismini Kızılırımak’ın bugün Delice Nehri olarak anılan kolundan alıyor. Öte yandan paradoks olabilecek tezatlarda binlerce yıllık fonda güncel içerikler ve yeni medya deneyimleri gerçekleştiği için de bu ismi aldı.
Katılımcılar Cappadox’ta neler bulacak, neleri deneyimleyecek? Cappadox programında öne çıkan etkinlikleri sizden dinleyebilir miyiz?
Başından beri içinde olmama ve programı şekillendirme aşamasında da yer almama rağmen Cappadox beni bile her zaman şaşırtmayı, etkilemeyi başarıyor. Cappadox kesinlikle sadece seyirci kalmayı sevmeyenler için bir yandan herkese istedikleri gibi farklı yollar çizme özgürlüğü de veriyor. Cappadox müzik programından başlarsak Mulatu Astatke’nin performansının ilk sırada sayabilirim. Kendisini daha evvel izle izleyenler de tekrar izlemeli çünkü Cappadox’ta her şey bambaşka oluyor. Henüz keşfetmemiş olanlar için Flamingods, The Dwarfs of East Agouza, Christian Löffler Quartet, Chihei Hatekayama programdan önerebileceğim diğer isimler. Bunun yanında Dijf Sanders’ın Cappadox ruhunun sese dönüşmüş hali olduğunu düşünüyorum; biraz jazz, biraz psychedelic, biraz elektronik… BabaZula’yı yıllardır severek dinliyoruz ama onlar da eminim bambaşka bir boyut katacaklar Cappadox’a özel performanslarında.
Çok dinamik bir festival kültürümüz varken bugün organizasyonların sayısı düştü. Festival alışkanlığımız ne oldu da değişti? Katılımcıların beklentileri neler?
Türkiye’de festivaller, katılımcılar için bir araya gelmek, nefes almak, beslenip zenginleşebilmek için zemin yaratıyor. Özellikle İstanbullular için her gün yaşadıkları şehir ortamına farklı ve dönüşmüş bir algıyla bakabilmelerini sağlıyor. Bugün dünyada kültür, sanat ve eğlence sektörü de boyut değiştiriyor. Dijital deneyimlerin de kültür, sanat ve eğlence sektöründeki değişime büyük etkisi var. Artık sektöre markaların, sanatçıların ve yaratıcıların yanı sıra fan’ların da dahil olduğu, geniş bir perspektif hakim. Cappadox da bir kaçış ya da pür eğlence peşinde olanlar için değil. Dinlenme de var ama düşünen, kendi sınırlarını zorlamak isteyen insanın festivali diye düşünüyorum. Pasif izleyici konumunda, bir sahne önünde güruhun, tek tip deneyim yaşadığı festival modeli de eviriliyor artık.
Cappadox’un Kapadokya’ya olan katkılarından bahseder misiniz?
Kapadokya’dan ilham alan Cappadox’un coğrafyayla bütünleşen etkinlikleriyle, bölgenin, kültür destinasyonu kimliğini kazanmasını amaçladık. İlk yılımızdan beri Cappadox’u Cappadoxlularla şekillendiriyoruz. Bir sonraki seneyi Cappadoxlulardan ve Kapadokya yerel halkından aldığımız geri dönüşlerle çalışıyoruz. Bölge halkının ve üniversite öğrencilerinin de Cappadox’un bir parçası olmasını önemsiyoruz. Cappadox Pazar Alanı’nda yapılan yemek atölyesi, sepet atölyesi gibi birçok ücretsiz etkinlik orada yaşayanların yönetiminde yapılıyor. Çağdaş sanat programındaki bazı sanatçılar üniversite öğrencileriyle çalışarak iş üretiyor. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü öğretim görevlileri ve öğrencileri pop-up konserlerde sahne alıyor. Çağdaş sanat küratörümüz Fulya Erdemci’nin çok güzel bir tanımı var; Cappadox’un Kapadokya’ya bir uzay mekiği gibi yukarıdan inip sonra da terk etmesini istemiyoruz. Coğrafyayla bütünleşen, ondan beslenen ve bölgeye kazanımlar bırakan bir süreci devam ettirmenin peşindeyiz.
Cappadox’ a bu yıl eklenen etkinlikler arasında “Gece Seyri” ve “Gece Atıştırması” dikkat çekiyor. İçeriklerini bizimle paylaşır mısınız?
Gece Seyri uzman bir astronom yönlendirmesi eşliğinde gece yarısından günün ilk ışıklarına kadar sürecek. Katılımcılar gökyüzünü seyrettikten sonra, Gün Doğumu konseriyle günü karşılayabilecekler. Gece Atıştırması etkinliğiyse saat 22.00 ile 01.30 arasında yapılacak. Doğada Açık Ateşte Pişirme etkinliğinden sonra başlayacak Gece Atıştırması, açık havada kocaman bir bahçede gerçekleşecek ve küçük atıştırma tabaklarında gece boyunca paylaşılacak.
Bir bütünleşik eğlence pazarlama şirketi olan Pozitif’te festival organize ederken nasıl süreçlerden geçiliyor? Hangi trendleri takip ediyorsunuz?
Bugün artık festivallerin şekil, boyut değiştirdiğini, içeriklerinin çeşitlendiğini söylemek mümkün. Ancak tabii ki bunlar bizim alıştığımız gibi büyük müzik festivalleri değil. Dünya bir yandan özellikle internetin ve fazlaca içeriğin yaşamımıza girmesiyle globalleşirken bir yandan da lokalleşme, kültürel farklılıklar, çeşitli değerler önem kazanmaya başlandı. Bunun bir uzantısı olarak dünyadaki yeni festivallerin de farklı ele alındığını görebilirsiniz. Vizyonu kültür, sanat ve eğlence alanında, küresel boyutta, bütünleşik “sıra dışı” ve özgün deneyim standartlarını belirleyen dönüştürücü bir güç olmak üzerine kurulu Pozitif de bahsettiğim nedenlerle bu dört yıl önce Cappadox’u hayata geçirdi. Trendler, beslenme, algıları açma anlamında kültürle ilgili her şeyi takip etmek zorundayız. Profesyonel kültür sektörünü de sokaktaki kültürü de… Globalde SXSW, Web Summit, Fast Company Innovation Festival, CES Fuarı, Comic Con, Cannes Lions, Burning Man, Glastonbury, Coachella, Le Guess Who, Best Kept Secret, Rock Werchter, Primavera’yı takip ediyoruz. Eurosonic, ILMC gibi konferanslar kadar bölgesel bienallerden, seyahatlerden, edebiyattan, filmden, oyunlardan, spordan, alt kültür akımlarından besleniyoruz. En çok da katılımcılarımızdan besleniyoruz; kendi yaptığımız araştırmalardan ve ayaküstü sohbetlerden, bomontiada ve Volkswagen Arena gibi birçok farklı segmentle bir arada olabildiğimiz, görüş aldığımız ortamlardan, başka disiplin ve ilk bakışta alakasız gelebilecek farklı sektörlerden de ilham alıyoruz. Yakınsama çağı zaten bunu gerektiriyor, herkes artık deneyim ekonomisinin bir parçası.