Yapay zeka imkansızı olanaklı kılıyor

Yapay zeka, sanat ve yaratıcı endüstrilerde devrim yaratmaya devam ederken, bu alanda cesur adımlar atan isimlerden biri de Pepper Root Creative AI Studio’nun Kurucu Ortağı Öner S. Biberkökü… Cem Yılmaz’ın Gofrik reklamlarındaki teknik bir soruna yapay zeka ile çözüm üretmesi ve Ezhel’in Uchigatana klibini tamamen AI ile yaratmasıyla dikkat çeken Biberkökü ile yapay zekanın sinema, reklam ve müzik endüstrisindeki dönüştürücü etkisini konuştuk… “Daha önce gerçekleştirmekte zorluk çekeceğimiz projeleri yapay zekanın açtığı olanaklarla hayata geçirebileceğimizi görüyoruz” diyen Biberkökü, yeni marka iş birliklerine açık olduklarını da sözlerine ekliyor.

Pepper Root Creative AI Studio’yu kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Ya­pay zekayı yaratıcı sü­reçlere entegre etme düşüncesi nasıl gelişti?

Belgesel, animasyon ve reklam gibi alan­larda işler yaparken yapay zekayı zaten iş­lerime entegre etmiştim ve bu araçların iş süreçlerimi nasıl kolaylaştırdığını görüyor­dum. Cem Yılmaz’ın Gofrik çekimlerinde yaşadığım bir aksaklığa yapay zeka ile ürettiğim çözüm sayesinde tamamen yapay zeka ile işler üretilebileceğimden emin oldum. Ezhel’in yeni albümünden bir parça seçip ona yapay zeka ile bir klip yapma fikri de bu olayın sonucunda şekillendi.

Uchigatana klibi için bir konsept belirleyip 10’dan fazla yapay zeka aracını kullanarak 15 bin görsel ürettim. Klip yayınlandığında beklediğimden daha büyük bir ilgi gördü. Forbes’ta ‘Cinematic AI’ seçkisine girdi, Tik­Tok’un AI Strategy Lead’i benimle iletişime geçerek görüşme talebinde bulundu. Kendisinin ve TikTok AI departmanından başka çalışanların da dahil olduğu bir görüşmede yapay zekanın bu alanda açtığı olanaklar ve olası iş birlikleri üzerine görüştük. Tüm bu gelişmeler, yapay zeka ile üretilecek işlerin profesyonel anlamda karşılık bulabileceğini gösterdi bana. Ama bu alanda profesyonel işler üretmek için alıştığım üretim yöntem­lerinin dışına çıkmam gerektiğini fark ettim. Freelance yönetmen olarak iş bazlı ekipler oluşturmak, yeni üretim yönteminde biraz hantal kalıyor. Bu yüzden bir stüdyo kurup sabit bir ekiple çalışmanın, yeni döneme çok daha uygun olacağını düşündüm. Kaf Med­ya’nın sahipleri Ferat Bilgin ve Koray Köse ile vizyonlarımızın ortaklaşması sonucu Pepper Root Creative AI Studio’yu kurduk.

Yapay zeka destekli üretim süreçle­rinin geleneksel yöntemlere göre en büyük avantajları ve zorlukları ne­lerdir? Bu süreçte karşılaştığınız en ilginç deneyimler neler oldu?

Yapay zeka destekli üretim sürecinin dina­mik doğası, şu an söylediklerimin belki bir ay sonra geçerliliğini yitirebileceği anlamına geliyor. Bu süreçte en büyük avantaj, ön ha­zırlık aşamalarının pek çoğunu atlayarak ve kendi referanslarımızı işin içinde üreterek final ürüne çok daha yakın sonuçlar ortaya çıkarabilmek. Ancak, net bir brief üzerinde çalışıyorsanız, bu esneklik ve çeşitlilik zor­luklar da yaratabiliyor. Tam da bu yüzden bir süre daha yapay zeka ile işler üretirken karşılıklı olarak esnek olmak gerekiyor. Bu esneklik yola çıkarken hiç aklımızda olma­yan kapılar da açabiliyor zira.

Gelecekte yapay zeka ile hangi tür projeleri hayata geçirmeyi planlıyor­sunuz? Özellikle belgesel, dizi veya reklam alanında yeni nesil hikaye an­latımı için neler hedefliyorsunuz?

Yapay zeka ile yaratılan stilize ve sinematik görseller, bir süredir reklam ve müzik klibi dünyalarında kullanılmaya başlandı. Biz­lerse yapay zekânın gerçekçilikten beslenen gücünü en iyi gösterecek şeyin oldukça sıra­dan görüntüler ve sahneler olduğuna inanı­yoruz. Buradan hareketle, sıradan bir sokak röportajını, yapay zeka ile gerçeğinden ayırt edilemez hale getirecek bir proje üzerinde çalışıyoruz. Ayrıca bu saf gerçekçilik ile sti­lize görüntüler arasında özgürce gezinebil­mek markalarla iş birliği yapabileceğimiz kanalları da genişletiyor. Onların en gerçek­çi temsillerini de hayal gücünün sınırlarını zorlayan tasavvurlarını da hayata geçirebili­yor oluşumuz önem taşıyor.

Bir yandan da daha önce gerçekleştirmekte zorluk çekeceğimiz projeleri yapay zekanın açtığı olanaklarla hayata geçirebileceğimi­zi görüyoruz. Örnek olarak Moby Dick gibi bir esere bakalım. Onu belgesel formatında, yapay zeka ile kısa sürede hayata geçirmek artık mümkün. Fırtınalı denizde yolculuk ederken balina avcılarının gündelik hayatı­na konuk olup, Kaptan Ahab’ın macerasını yepyeni bir formda, adeta bir National Ge­ographic belgeseli gibi işleyebilriz. Yapay zekanın hikaye anlatıcılığında sunduğu bu olanaklar bizi bir yandan bir dizi projesi üzerinde çalışmaya itti. Bu dizi yapay zeka ile yapılacak olsa da gerçek oyuncuların da işin parçası olacağını söyleyebiliriz.

Yapay zeka ve yaratıcılık konusunda ilham almak isteyen genç yönetmen­lere veya içerik üreticilerine ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Kendimi bu alanda tavsiye verecek bir ko­numda görmüyorum. Ama kendi ekip ar­kadaşlarımla birbirimize sürekli hatırlattı­ğımız ve önemli olduğunu düşündüğümüz bir şeyi paylaşabilirim. Bu alanda çok fazla araç var, sürekli yeni gelişmeler oluyor ve neredeyse hiçbir sorunun tek bir doğru ce­vabı yok. Bu yüzden bolca deneme yaparak, kendi araç seçkilerimizi ve workflowlarımızı oluşturarak ihtiyaçlarımıza yönelik kendi yanıtlarımızı üretmemiz gerekiyor.