Türkiye’nin “su ayak izi” çıkarılacak
Sürdürülebilir yaşamı tüm stratejisinin merkezine yerleştiren Unilever Türkiye ve OMO, uluslararası doğa koruma kuruluşu WWF-Türkiye ile “Türkiye’nin Su Ayak İzi’ni çıkarmak için harekete geçti.
2009 yılında gerçekleştirdikleri Sudaki Ayak İzim Projesi’ni bir adım öteye taşıyan OMO ve WWF-Türkiye, T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın desteğiyle hazırlanacak “Türkiye’nin Su Ayak İzi Raporu” ile ülkemizin toplam su ayak izinin yanı sıra doğrudan ve dolaylı su kullanımı, sektörlerin su ayak izi ve suyun ekonomi içerisindeki rolünüde ortaya koyacak. Böylece Türkiye, bugüne kadar ulusal su ayak izini çıkaran İngiltere, İspanya, İsveç, Finlandiya, Meksika gibi ülkelerin arasına katılarak; ‘su ayak izi’ kavramını, su yönetimine entegre etme yolunda önemli verilere sahip olacak.
Projeyle, ülkemizde su kaynaklarının maruz kaldığı tehditlere dikkat çekmek ve su kaynaklarına bağlı mevcut ekonomik faaliyetleri sürdürülebilir kılmak da hedefleniyor.
Dinçer: “Su ayak izi bilincini,bireysel ölçekten ülke ölçeğine taşıyoruz…”
OMO ve WWF-Türkiye’nin 2009 yılında gerçekleştirdikleri ‘Sudaki Ayak İzim’ Projesi ile kamuoyunun dikkatini konuya çekmeyi başardıklarını belirten Unilever Türkiye Ev ve Kişisel Bakım Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Dinçer, düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, “O günlerde açtığımız Sudakiayakizim.org sitesinde, 90 binden fazla kişi sudaki ayak izini ölçtü. Kendilerine sunduğumuz pratik bilgiler ise bireysel su ayak izlerini düşürmek yönünde tetikleyici oldu. Sudaki ayak izini azaltmaya yönelik bilinçlendirme çalışmalarımız sayesindedir ki, Türk kadınları arasında ön yıkama oranı yüzde 44’ten yüzde 29’a geriledi. Böylece, iki Ömerli Barajı’nı dolduracak kadar su tasarrufu sağlandı. Elde edilen bu başarılı sonuç, bizi, gelecek projeler için motive etti” dedi.
OMO’nun destekleri ve WWF-Türkiye’nin uzmanlığıyla hazırlanacak Türkiye’nin Su Ayak İzi Raporu’nun, 2009 yılında başlayan işbirliğinin devamı niteliğinde olduğunu kaydeden Dinçer, sözlerine şöyle devam etti: “WWF-Türkiye ile çalışmalarımız, bireysel ölçekteki su ayak izi hesaplamasından, daha makro ölçekteki Türkiye’nin su ayak izi hesaplamasına doğru gelişiyor. OMO olarak, sürdürülebilirliği tüm faaliyetlerimizin tam kalbine koyduk. Hem inovasyonlarhem de tüketici davranışlarını değiştirmeye yönelik iletişim çalışmalarımızla daha yaşanabilir bir dünya için adım attık. Herkese günlük yaşamında yapacağı küçük bir değişiklikle, atacağı küçük bir adımla, çocuklara daha yaşanabilir dünya bırakabileceğini gösterdik. Önemli bir hedefimiz de bu çalışmayla sektörümüze örnek olmaktır. Bu anlayışın eseri olan Türkiye’nin Su Ayak İzi Raporu, tarımdan sanayiye ve evsel kullanıma kadar Türkiye’nin ayrıntılı su haritasını ortaya koyacak. Ve herkese bu anlamda önemli görevler düştüğünü gösterecek.
Baştak: “Rapordan hükümete de iş dünyasına da bireylere de mesaj çıkacak!”
Su ayak izi kavramının makro ölçekte suyun akılcı yönetimi açısından strateji geliştirilmesi için çok önemli bir gösterge olduğunu vurgulayan WWF-TürkiyeGenel Müdürü Tolga Baştak da “Su kullanımı ve suyun küresel ekonomi içinde dolaşımının ortaya konması, ülkelerin su yönetimine yeni bir boyut kazandırıyor. Ayrıca, tüm tarafların birlikte hareket etmesinin gerekliliğini de ortaya koyuyor. Bu nedenle Su Ayak İzi’nin hesaplanması; geleceğe yönelik sorular sorulması, çözüm önerisi geliştirilmesi, bireylerin harekete geçmesi, özel şirketlerin su yönetimine katılması ve kamu politikalarında değişim yaratılması için oldukça önemli.
OMO’nun destekleriyle ikinci aşamasına başladığımız projemizde, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü ile birlikte Türkiye’nin Su Ayak İzi’ni hesaplayarak, ülkemizin su yönetimi sürecine yeni bir bakış açısı getirmeyi hedefliyoruz” diye konuştu. Baştak, hazırlanacak raporla, Gayri Safi Milli Hâsıla, ithalat ve ihracat gibi ulusal hesapların farklı bileşenleriyle su kaynakları arasındaki ilişkinin kurulmasının hedeflendiğini; aynı zamanda hükümetlere, iş dünyasına ve bireylere yönelik önerilere de yer verileceğini vurguladı.