Müşterilerle bağlantı kurmanın anahtarı: Erişilebilirlik
Bazı markalar mesajlaşma ve pazarlama kampanyalarında çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığa öncelik verirken, kapsayıcılığın önemli bir bileşeni eksik olabilir: erişilebilirlik.
Dijital dünyada genellikle yetersiz ölçüde hizmet alan kullanıcılara hitap etmek özellikle önemli. Örneğin, kör veya az gören, sağır ya da işitme güçlüğü çeken, nörodiverjans hastası veya bazı organlarını kullanamayan kişiler. Bir deneyim uygun şekilde tasarlanmadığında, bu kullanıcılar genellikle engellerle karşılaşıyor. Online yolculuklar genellikle insanlar için karmaşık bir deneyimdir. Bu nedenle, markaların uygulamalarının ve web sitelerinin bunu daha da karmaşık hale getirmediğinden emin olmaları gerekiyor.
Erişilebilir kullanıcı deneyimleri oluşturmak yakında yasal bir zorunluluk haline de gelecek. Bu yıl içinde, Avrupa Birliği üye ülkeleri Avrupa Erişilebilirlik Yasası‘nı mevzuatlarına dahil edecek. Beklenti, şartlar 2025’te yürürlüğe girdiğinde tüm ürün ve online hizmetlerin erişilebilir olmasını gerektireceği yönünde.
Peki erişilebilirlik yolculuğunuza nereden başlayacaksınız? İşte üç markadan erişilebilirlik ve engellilerin kapsayıcılık açısından yorumu…
Procter & Gamble: Engelli çalışanlarla erişilebilirliği oluşturma
Reklamcılık, hikaye anlatımı yoluyla insanlarla bağlantı kurduğu için güçlüdür. Peki ya bazıları bu hikayenin temel unsurlarını göremezse? Bu soru, tüketim malları üreticisi Procter & Gamble’ın (P&G) video reklamlarına sesli açıklamaları (neler olduğunu açıklayan bir dış ses) dahil etmesine yol açtı.
P&G’de şirket erişilebilirlik lideri olan ve görme engelli Sam Latif, “Sesli açıklama benim kişisel deneyimlerimden kaynaklanıyor. Bir toplantıdayken Flash reklamı oynatıldı ama tek duyabildiğim Queen’in ‘Flash’ şarkısıydı. Bilmediğim şey, bu şarkıyı bir köpeğin söylediğiydi. Çünkü sesli açıklama olmadan reklamın mizahını anlayamazdım” diyor.
P&G ekibi, sesli açıklamaların nasıl yapıldığını öğrenmek ve bunu reklamlarına entegre etmek için Kraliyet Ulusal Körler Enstitüsü ile birlikte çalıştı:
P&G bu kadarla da kalmadı. 2021’de ilk sesli açıklamalı Superbowl reklamını yayınladı. Ayrıca Birleşik Krallık’ta ilk uyarlanabilir sesli açıklama denemelerini yürüttüler. Bu, bir açıklama sağlamak için diyaloglarda yeterince doğal boşluk bulunmayan TV reklamlarına sesli açıklama uygulamak anlamına geliyor. Son olarak da sesli açıklamaları YouTube kanallarına eklediler.
Latif, süreci şöyle yorumluyor; “Henüz tüm yanıtlara ulaşmış olmasak da kaydettiğimiz ilerlemeden gurur duyuyoruz. Bunun gibi deneyimler, reklamlarımızın dünya çapında milyonlarca kişiye daha erişmesini sağlayan sesli açıklamalarla birlikte değişime yol açtı”
L’Oréal: Tasarım yönergeleri aracılığıyla erişilebilirliği oluşturma ve ilerletme
L’Oréal yeni web sitesini oluştururken erişilebilirliği ön planda tuttu. Güzellik şirketinin dijital proje direktörü François Cunche, “Erişilebilirliğe yönelik ilk adım, farklı engellilik türlerini ve bunların milyonlarca insanı nasıl etkilediğini anlamak” diyor.
Görme engelli ve bilişsel engelli müşterilerin web sitesini nasıl kullandığını öğrendiklerinde şirket içinde farkındalık yaratmak için harekete geçtiler. Web sitesi deneyimini geliştirmek için endüstri standardı Web İçeriği Erişilebilirlik Yönergeleri‘ni (WCAG) benimsediler. Yönergelerin işletme genelinde uygulanmasına yardımcı olmak için bu konuda uzmanlaşmış bir ajansla ortaklık kurdular.
Temeller oluşturulduğunda, ürün ekibi başka özellikler ekleyerek bunu bir adım daha ileri taşıdı. Örneğin, artık web sitesi gezinme menüsünde erişilebilirlik kontrolleri sunuyorlar. Böylece kullanıcılar ihtiyaçlarına göre belirli ayarları seçebiliyor.
İlk özellik, yüksek kontrast modu. Bu özellik, arka plan resimlerini kaldırıp sitenin güçlü bir siyah üzerine beyaz kontrastıyla görüntülemesine olanak vererek, içeriği okumayı ve içeriğe odaklanmayı kolaylaştırıyor.
Ayrıca sayfada statik bir başlık görüntüsü olması için animasyonları devre dışı bırakma seçeneği de eklediler. Bu özellik, hareketli görüntülerin baş dönmesine, baş ağrısına ve mide bulantısına neden olabileceği vestibüler rahatsızlıkları olan kişilere yardımcı olabilir.
“Birkaç test ve kullanıcı anketinden aldığımız tüm sonuçlar çok olumlu ve bizi daha ilerlemeye teşvik ediyor” açıklamasında bulunan Cunche, sözlerine devam ediyor: “Bilgi sorumluluğu da beraberinde getirir ve ancak o zaman herkes için daha iyi bir dijital deneyim sunabiliriz.”
Booking.com: Dahili ortaklıklar aracılığıyla erişilebilirliği oluşturma
Dijital seyahat şirketi Booking.com, uygulamasının farklı unsurları üzerinde çalışan birçok ekipten oluşan büyük ve karmaşık bir kuruluş. Uygulamaya farklı kişiler, kodlar ve tasarımlar girdikçe bazı özellikler olması gerektiği gibi çalışmadı.
Örneğin, erişilebilirlik ekibi test sırasında bazı gezinme sekmelerinin ekran okuyucularla (ekrandan görsel bilgileri yüksek sesle okuyan yazılım) doğru çalışmadığını belirledi. Bazı durumlarda, ekran okuyucu yanlış sekmeyi okuyordu. Örneğin, “Araç kiralama” bölümüne gitmek isteyen birinin yanlışlıkla “Taksiler” sayfasına yönlendirilmesi mümkündü.
Erişilebilirlik ekibi, bir uygulamadaki yapı taşları olan bileşenleri güncellemek için tasarım sistemleri ekibiyle iş birliği yaptı. Böylece ekran okuyucu desteği gibi erişilebilirlik özellikleri en baştan yerleşik hale getirildi.
Booking.com Mühendislik Müdürü ve Erişilebilirlik Lideri Parham Doustdar, “Varsayılan olarak erişilebilir bileşenler kullanırsak, her zaman doğruluğu sağlamaya odaklanmak zorunda kalmadan yenilikler yapabilir ve işleri hızlandırabiliriz,” diye açıklıyor. Doğuştan kör olan Doustdar, ekran okuyuculu web siteleri ve uygulamalarda gezinme konusunda uzman. Bu nedenle bu erişilebilirlik sorunu ona çok tanıdık geldi.
Ancak, değişiklikleri yansıtmayan bazı eski bileşenler buldukları için bu çalışmalar sorunu tamamen çözmedi. Kuruluşlarında, erişilebilirlik değişikliklerinin tüm uygulama boyunca benimsenmesi için bu teknolojiyi güncelleyebilecek başka bir ekiple ortaklık kurdular. Artık sayfalar oluşturulup güncellendikçe, uygulama üzerinde çalışan herkes otomatik olarak erişilebilirliğin yerleşik olduğu bileşenleri kullanıyor.
Doustdar sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Onları kimse kullanmıyorsa bileşenlerinizin ne kadar erişilebilir olduğunun bir önemi yok. Mümkün olduğunda mevcut inisiyatiflerden yararlanmalı ve benimsemeyi artırmak için diğer ekiplerle birlikte çalışmalısınız.”
Erişilebilirliği uygulamaya koymak
Erişilebilirliği iyileştirmenize yardımcı olacak ipuçları şöyle:
- Erişilebilirliği kuruluş genelinde bir öncelik haline getirin. Yöneticilerinizden destek alın ve bir deneyimin insanları hariç tutabileceği durumları proaktif olarak araştırın.
- Ortaklaşa tasarım yapmak için engelli çalışanlar ve erişilebilirlik ihtiyaçları olan müşterilerle birlikte çalışın. Engelliler bu konuda sizin uzmanlarınız. Kimse onların deneyimlerini onlardan daha iyi anlayamaz. Bu yüzden onların içgörülerinden yararlanın.
Ve hepsinden önemlisi, insanların çeşitli ihtiyaçlarının değişmeye devam ettiğini ve dolayısıyla daha erişilebilir kullanıcı deneyimleri oluşturma konusunda her zaman yapılacak bir şeyler daha olduğunu unutmayın. En önemli şey başlamaktır.
Kaynak: Think with Google
