Omnicom-Publicis aşkı neden sona erdi?
Omnicom Yönetim Kurulu Başkanı John Wren’in Publicis Groupe’yi ziyaret etmesiyle başlayan Omnicom-Publicis birleşme kararından neden vazgeçildi. Reklam dünyasının dev aşkının sonlanmasında neler yaşandı? Yaklaşık 35 milyar dolar büyüklüğündeki bu anlaşma nasıl oldu da son buldu? Perde arkasında neler yaşandı? Reklam dünyasındaki dengeler bu haberle nasıl değişecek? İşte yanıtı…
Geçtiğimiz yıl Şubat ayında Omnicom Yönetim Kurulu Başkanı John Wren’in Publicis Groupe’u ziyaretleriyle başlayan Omnicom-Publicis birleşme süreci, 28 Temmuz tarihinde resmi bir kimliğe bürünmüş ve dünyanın en büyük reklam şirketini oluşturma kararıyla sonuçlanmıştı. Publicis Groupe Başkanı Maurice Levy ve Omnicom Yönetim Kurulu Başkanı John Wren tarafından birleşme bir fırsat olarak tanımlanmıştı. Ancak geçtiğimiz günlerde Omnicom-Publicis ortaklığı büyük bir hayal kırıklığıyla noktalandı. Zira birleşme başlayamadan bitti ve gündeme “Reklam camiasının en büyük aşkı sona erdi” başlığıyla taşındı.
Marketing Türkiye’ye birleşmeyle ilgili Türkiye operasyonunda herhangi bir girişim olmadığını açıklamasında bulunan Medina Turgul DDB Yönetim Kurulu Üyesi Aslı Bleda ise “Omnicom-Publicis ayrılığının kendilerini hiçbir alanda etkilemedi” diyor. “Karar hiçbir operasyonel değişiklik yapılmadan, henüz ortak kültürün ve operasyonların nasıl oluşturulacağı görüşmeleri akabinde verildi” diye sözlerine devam eden Aslı Bleda, birleşmenin iptal kararının Türkiye’yi etkilemediği gibi, söz konusu kurumları ve sektörü de etkilemeyeceğini belirtiyor.
Her iki reklam devinden yapılan açıklamaya göre ayrılığın nedenleri arasında ilk sırada şirketlerin entegrasyonu konusunda yaşanan ve içeride özellikle üst yönetim kadrolarında yaşanan anlaşmazlıklar geliyor. Çatışan karakterler, kültürel farklılıklar ve birleşmeden doğan hukuki ve vergisel karmaşıklıklar ise ayrılığın nedenleri arasında. Bundan 9 ay geriye gidildiğinde ise uzmanların birleşmeyi cesur bir karar olarak değerlendikleri ancak analistlerin birleşmeden doğabilecek sıkıntıların altını çizdiklerini hatırlatmakta yarar var. Zira İngiliz reklam devi WPP’nin CEO’su Martin Sorrell’in “Oldukça cesur, güçlü ve şaşırtıcı bir adım. Zamanla kültürlerin nasıl birleştiğini, müşterilerin bu durumdan memnun kalıp kalmadığını göreceğiz” sözleri yaşanan anlaşmazlık ardından bir kez daha hatırlandı. Kurumsal ve kültürel farklılıkların kolay çözülebilecek sorunlar olmadığını açıklayan John Wren, AdWeek’e verdiği demeçte durumu şu şekilde açıklıyor: “Evlendikten sonra pişman olmak yerine onu şimdi telefonla aramak daha iyidir.” Öte yandan Maurice Levy ise pişmanlığını CNBC’ye verdiği röportajda dile getiriyor ve bunun bir ilke meselesi olduğunu Omnicom’un ise orijinal anlaşmanın şartlarına saygı duymadığı gerekçesini öne sürüyor. Tarafların anlaşma kararını aldıktan sonra henüz müşteri bilgilerini birbirleriyle paylaşmamış olmaları yanı sıra planlanan takım çalışmaları adına herhangi bir adımın atmamaları ise belirtilen anlaşmazlık nedenlerini doğrular nitelikte.
Uluslararası reklam ajansı ağları arasında Omnicom tarafında BBDO, DDB ve TBWA ile medya planlama ve satın alma şirketi OMD Türkiye ofisleri bulunan şirketler olurken; Publicis Groupe bünyesindeki şirketler arasında Türkiye’de de ofisleri bulunan uluslararası reklam ajansı ağları Leo Burnett, Publicis ve satın alma şirketi StarcomMediaVest ile ZenithOptimedia bulunuyor.
Geçtiğimiz hafta bu haberin ardından Fransız Fred & Farid ajansı da Publicis Groupe ve Omnicom birleşmesinin gerçekleşmemesine ilişkin olarak muzip bir video hazırlamıştı.
İşte o video:
{youtube}KxKQNtByeIE|450|280{/youtube}