Enflasyonun gölgesinde yeni yıl beklentileri
2022’deki ekonomik iklim “ihtiyaç ve lüks” denklemini de baştan aşağı değiştirdi. Alışveriş listesi gitgide daralırken lüks olarak görülen kalemlerin sayısı da artıkça arttı… Şimdi önümüzde yeni bir yıl, yeni bir sayfa var… Ancak dur durak bilmeyen enflasyonla yükselen karamsarlık, ufukta görünen yeni yıla dair beklentilerin de üzerini kara bir bulut gibi örtüyor. Peki, değişen alışkanlıklar ve tüketim tercihleri karşısında yeni yıldan beklentiler neler? 2023’te alışveriş listesi nasıl şekillenecek? Yanıtlar Marketing Türkiye için Pulside Araştırma’nın yaptığı “Enflasyonun Gölgesinde 2023’ten Beklentiler Araştırması”nda…
Artık hemen her şey gibi beklentiler de şüphesiz ekonomik koşullar ekseninde şekilleniyor. Son günlerini yaşadığımız 2022 yılında artan enflasyon ve azalan alım gücü karşısında toplumun en önemli gündem maddesi geçim sıkıntısı oldu. “Enflasyonun Gölgesinde 2023’ten Beklentiler Araştırması”, toplumun ezici çoğunluğunda yoksullaşmaya bağlı olarak önümüzdeki yıl yaşam kalitesinin azalacağına dair güçlü bir beklenti olduğunu ortaya koyuyor. Çalışmaya göre Türk halkı 2022’nin bir önceki yıldan daha kötü geçtiğini düşünüyor. Ne yazık ki tünelin ucunda ışık görenlerin sayısı da çok değil. Tahminler 2023’ün 2022’yi aratacağı yönünde… Araştırmaya katılanların yarısına yakını yeni yılda ihtiyaçlarından kısarak daha az tüketeceğini belirtiyor. Türk toplumunun önemli bir kısmı ise umudunu düzelmesi beklenen ekonomiye ve siyasal bir dönüşüme bağlıyor…
Yoksullaşmada eşitleniyoruz
Araştırmanın en can alıcı sorularından biri “Kendinizi daha çok hangi gelir grubunda hissediyorsunuz?” Gelen yanıtlara göre tüketicilerin satın alma düzeyinde büyük bir farklılık olmasa da hissedilen gelir gurubunda dramatik değişimler söz konusu. Araştırma sonuçları toplumun kendini yoksullukta eşitlediğini gösteriyor… Tüketicinin sahip olduğu bu yoksullaşma duygusu tüketim beklentilerini büyük oranda etkiliyor.
Toplumun neredeyse yarısı tüketimin azalacağını düşünüyor
Toplumun yüzde 31,8’lik kesimi Ocak ayından itibaren çok daha az tüketeceğini, yüzde 40,3’ü daha az tüketeceğini dile getirirken 55 yaş ve üzeri tüketiciler, “daha az tüketeceğim” diyenlerin çoğunluğunu oluşturuyor. Kadınlar ve erkeklerin tüketim beklentilerinin ise birbirine oldukça yakın olduğu görülüyor.
Alım gücü düşecek
Katılımcıların yüzde 37,4’ü, yılın ilk üç ayında alım gücünün çok azalmasını, yüzde 33,6’sı azalmasını, yüzde 21’i aynı kalmasını beklerken sadece yüzde 5,8’i artacağını düşünüyor. İlk 6 ay sorulduğunda ise “çok azalacak” diyenler yüzde 39,6’lık, “azalacak” diyenler yüzde 33’lük, “aynı kalacak” diyenler yüzde 18,2’lik, “artacak” diyenler yüzde 7’lik kesimi oluşturuyor. Daha uzun vadeli düşünüldüğünde ise bir yılın sonunda alım gücünün çok azalacağı beklentisi yüzde 43’e yükseliyor.
Fiyatların daha da artması bekleniyor
“2023 yılı için fiyatların ne yönde değişeceğini düşünüyorsunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 39,7’si “çok artacak”, yüzde 27,4’ü “artacak”, yüzde 12,8’i “aynı kalacak” yanıtını veriyor. Fiyatların “düşeceğini” düşünen yüzde 10,6’lık kesimi fiyatların “çok düşeceğini” belirten yüzde 9,5’lik kitle takip ediyor.
Borçlanmamak için tüketimden kısılacak
Peki, tüketiciler artan hayat pahalılığıyla nasıl mücadele edecek? Yüzde 32’lik kesim bazı alışkanlıklarını kısarak ya da bırakarak bu süreci geçireceğini söylüyor. Bir diğer yüzde 32’lik kitle ise birikimini kullanacak. Yüzde 8 çareyi borçlanmakta arayacak, yüzde 16,5’in ise bunun için bir çözümü yok. Maaşının/ gelirinin artmasıyla artan fiyatları göğüsleyeceğini düşünenlerin oranı ise yüzde 32,9…
Alışveriş için son fırsat
2022’nin belki de en önemli eğilimlerinden biri oldu “panik alışverişi…” Bu durum araştırma sonuçlarına da yansıyor. Sonuçlara göre tüketicilerin yaklaşık yarısının halihazırda almayı planladığı mal ve hizmetleri satın almayı “fiyatlar daha da artacak” endişesiyle erkene çekme eğilimi var. Panik alışverişinin hakim olduğu ürün gruplarının başında 71,6’yla gıda geliyor. Bunu sırasıyla giyim ve ayakkabı (yüzde 59,2), hijyen ürünleri (40,4), teknoloji ürünleri (yüzde 40,4), kozmetik/kişisel bakım ürünleri (yüzde 32,9), mobilya ve ev eşyası (yüzde 29,6) ve yapı market ürünleri (yüzde 16,4) takip ediyor.
Yaşam kalitesinin artacağını düşünenlerin oranı yüzde 5,5
Toplumun yüzde 68 gibi ezici bir çoğunluğu 2023’te hayat kalitesinin azalmasını bekliyor. “Hayat kalitem değişmeyecek” diyenler katılımcıların yüzde 26,4’ünü oluştururken sadece yüzde 5,5 oranında bir kesim yeni yıldan kaliteli bir yaşam bekliyor.
Yüzde 17, gelecek yıl tatil yapmayacak
Katılımcıların yüzde 61,2’sinin gelecek yıl vazgeçeceği bir alışkanlığı var. Bu alışkanlıkların başında yüzde 17,2 ile tatile gitmek geliyor. İkinci sırada ise yüzde 13 ile dışarda yemek yemek var. Gezmek (yüzde 11) ve sigara içmek de (yüzde 9,2) terkedilecek alışkanlıkların başında geliyor.
Kaygının sebebi: Geçim sıkıntısı
Araştırma sonuçlarına göre Türk halkının gelecek yıla dair en büyük kaygısı yüzde 66,2 ile geçim sıkıntısı. Onu sırasıyla, savaş endişesi (yüzde 8,4) ve gıda kıtlığı (yüzde 8,1) takip ediyor. Pandemiyle tetiklenen salgın hastalık endişesiyse yüzde 5 ile dördüncü sırada.
Umut tablosu karanlık renklerle boyalı…
Yeni yıl yeni umutlar demek… Ancak araştırma bu konuda pek de güzel şeyler söylemiyor. Zira çalışmaya göre toplumun 63,8’i gelecek yıl konusunda karamsar. Yüzde 41,2 ise “hiç umutlu değilim” diyor… Katılımcılara “Hayatınıza dair sizi en çok umutlandıran şey nedir?” diye sorulduğunda 23,4’ü “Hiç umut yok” diyor. Umudunu çocuklara bağlayanların oranı yüzde 10,6 olurken, yüzde 8,9’luk bir grubun umudunu 2023’teki seçimler oluşturuyor. “Türkiye’ye dair sizi en çok umutlandıran şey nedir?” diye sorulduğunda da ilk sırayı “hiç umut yok” yanıtı alıyor. İkinci sırada yüzde 9,4 ile “hükümetin/iktidarın değişmesi” üçüncü sırada ise yüzde 8,8 ile “ekonominin iyileşmesi” yanıtı yer alıyor.
Hedefte hedefsizlik var
Katılımcılara yeni yılda gerçekleştirmek istedikleri hayalleri sorulduğunda yüzde 26,7’si “Hayalim/hedefim yok” diyor. Hayali olanlar ise araç sahibi olmak (yüzde 8,3), ev sahibi olmak (yüzde 8,3), çalışmak/iş sahibi olmak (yüzde 7,8), gelirini artırmak (yüzde 5) yanıtlarını veriyor. Sonuçlar hedefler ve hayallerin de temel ihtiyaçlar çerçevesinde şekillendiğini gösteriyor. Vazgeçilen hedeflerin başında ise tatil (yüzde 11), ev sahibi olmak (yüzde 10,7) ve araç sahibi olmak yüzde (10,5) geliyor.
Ekonomi düzelsin…
Türkiye için beklentiler listesi oldukça kabarık… Ancak beklentilerin başında şaşırtıcı olmayan bir biçimde ekonominin düzelmesi geliyor. Listenin devamında “hükümetin/iktidarın değişmesi” (yüzde 7,5), “enflasyonun düşmesi” (yüzde 7,1), “huzur” (yüzde 6), “güzel/iyi bir hayat” (yüzde 5,9), “hayat pahalılığının son bulması” (yüzde 5,7) maddelerinin öne çıkması ise beklentilerin önemli bir kısmının ekonomiden tam anlamıyla bağımsız olmadığını gösteriyor.
Siyasal değişim beklentisi baskın
✓ Sonuçlara göre önümüzdeki yıla dair tüketme eğilimindeki düşüş, örneğine az rastlanır düzeyde. Bu durumun nedeni enflasyona dair düşüş beklentisinin olmaması. Ayrıca, 2022 yılında görülen borçlanmayla birlikte tüketim seviyesini koruma arayışı, 2023 yılında bir miktar gerileme potansiyeline sahip.
✓ Demografik olarak özellikle genç ve orta yaş grubunda yaşam kalitesinin yüksekliğiyle yeterince tüketebilme arasında güçlü bir ilişki var. Tam da bu nedenle tüketim seviyesinin düşme beklentisi önümüzdeki yıl için yaşam kalitesinin azalacağına dair beklentiyi ortaya koyuyor.
✓ 2021 yılının son aylarında yaptığımız ve yine Marketing Türkiye’de paylaştığımız sonuçlar bize enflasyonun daha da artacağına dair beklentiye dayanan panik alışverişinin çok güçlü olduğunu göstermişti. Benzer bir durumun 2023’te de gerçekleşeceğini söylemek mümkün. Tüketicilerin yaklaşık yarısının halihazırda almayı planladığı mal ve hizmetleri erkene çekme eğilimi yine karşımıza çıkıyor. Özellikle ürün alımları incelendiğinde temel tüketim ürünlerinin öncelikli olduğu anlaşılıyor.
✓ Türkiye’ye dair umut ve beklentileri incelediğimizde ise yine umudunu kaybedenleri görmekle beraber siyasal değişim beklentisi karşımıza çıkıyor.