Dijital medyanın profesyonel yaşam üzerinde olumlu etkisi olduğu kanıtlandı
Willis Towers Watson ve Dünya Ekonomik Forumu’nun birlikte gerçekleştirdiği araştırma, dijital medyanın profesyonel yaşam üzerinde birçok olumlu etkisi bulunduğunu gösteriyor.
Dijital medyanın çarpıcı şekilde büyümesi, iş yapış şekillerini değiştirirken, iş bulma, profesyonel becerileri öğrenme ve geliştirme, iş ve özel hayat dengesi gibi konularda da birçok olumlu etkiyi beraberinde getiriyor. Ancak dijital medya bazı durumlarda üretkenliği azaltırken, eşitsizliği de artırabiliyor.
Toplum için Dijital Medyanın Gelecekteki Etkilerinin Şekillendirilmesi başlıklı ve sonuçları Davos’ta gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu’nda paylaşılan, 5 bini aşkın kullanıcının katıldığı çalışmaya göre, dijital medyanın iş amacıyla kullanımı geçtiğimiz üç yıl içinde önemli oranda artarken, bu durumun gelecekte de sürmesi bekleniyor.
Kullanıcılar, çevrimiçi zamanlarının büyük bir kısmını iş, bilgi toplama veya öğrenme amaçlarıyla geçiriyor.
Katılımcıların yüzde 32’sinin iş amacıyla çevrimiçi geçirdikleri günlük süre üç saatin üzerine çıkıyor.
Dijital medyanın profesyonel yaşam üzerindeki etkilerine ilişkin bulgular şöyle sıralanıyor:
- Katılımcıların yarısından çoğu (yüzde 56), dijital medyanın çalışma şekillerini değiştirdiğini belirtiyor.
- Yüzde 41’lik bir kesim, sosyal medyanın iş verimliliklerini artırdığını belirtiyor. Katılımcıların yalnızca yüzde 14’ü iş verimliliğinin düştüğünü söylüyor.
- Katılımcıların yarısı, dijital medyanın profesyonel yaşamlarının kalitesini yükselttiğini belirtiyor. Katılımcıların yalnızca yüzde 14’ü bu fikre katılmıyor.
Bunlara ek olarak, katılımcılar dijital medyanın işlerini ve hayatlarının profesyonel yönlerini etkileyiş şekli konusunda son derece pozitifler:
- Katılımcıların üçte ikisi, dijital medyanın profesyonel olarak çalışma, öğrenme ve geliştirme becerileri ile çalışma arkadaşlarıyla işbirliği yaratma yetkinliklerini geliştirdiğini belirtiyor.
- Yaklaşık 10 kişiden altısı, dijital medyanın iş ve kişisel yaşamları arasındaki dengeyi sağlama, profesyonel kontaklarla ilişki kurma ve iş bulma becerilerini geliştirdiğini söylüyor.
“Dijital medyanın artan kullanımı, insanların günlük hayatlarının yanı sıra iletişim kurma ve özellikle iş hayatında işbirliği yapma şekillerini değiştiriyor” diye konuşan Willis Towers Watson üst düzey yöneticilerinden Ravin Jesuthasan şunları söyledi: “İçerik ve verinin dijitalleşmesinin yanı sıra yeni dijital iletişim teknolojileri; işlerin nerede, ne zaman, nasıl ve kimler tarafından yapılacağına ilişkin çok önemli fırsatlar da ortaya çıkardı. Bu aynı zamanda çalışma prensipleri ve koşullarının doğasını da değiştiriyor.”
Willis Towers Watson Türkiye ofisi danışmanlarından Elif Er, Türkiye’deki uygulamalarla ilgili şunları belirtti: “Türkiye’de yaptığımız araştırmalar da bu yönde değişimlere işaret ediyor. Bugün şirketlerin yüzde otuzunda esnek çalışma saati uygulamasının olduğunu görmekteyiz. Şirketlerin yüzde onyedisi ise, çalışanlarına evden çalışma imkanı sunmakta. Bu oranların, özellikle yeni neslin beklenti ve alışkanlıkları doğrultusunda çok yakın bir gelecekte artış göstereceğini öngörmekteyiz.”
Dünya Ekonomik Forumu, ABD Yönetici Direktörü Sarita Nayyar ise, “Dijital teknolojinin profesyonel hayatlarımızda sebep olduğu sonuçları ve iş hayatı üzerindeki etkisini anlamak için çalışmalar sürüyor. Konuyu daha iyi kavradığımız anda iş hayatı, dijital medyanın tüm olanaklarından hem kurumlar hem de çalışanlar için tam anlamıyla yararlanabilecek duruma gelecek” dedi.
Tüm bu olumlu tabloya karşın dijital medyanın iş yaşamında olumsuzluklara da yol açabileceğini söyleyen Jesuthasan’a göre, dijital medyanın iş verimliliğini ve üretkenliği azaltma potansiyeli de bulunuyor: “Dijital medyanın sağladığı verimlilik artışı ve fırsatların ekonomik uçurumlara bir köprü görevi görmesi ve eşitsizliği azaltmasına rağmen, muhtemel olumsuzlukları da hâlâ mevcut. Dijital medya ve ilgili teknolojiler, yetenek platformlarının verimliliği artırması ve nitelikli çalışanı ödüllendirirken düşük vasıflı işlerin maliyetini de eş zamanlı olarak düşürmesi gibi yenilikler, kısa vadede eşitsizlik yaratabilir. Birçok platformun ve bilgi ile içeriğin parmak uçlarında olması, çalışanların ilgisini dağıtabilir ve çalışmaları sekteye uğratabilir. Bunun yanı sıra, daha fazla insan uzaktan çalışmaya başladıkça, çok değerli olan yüz yüze iletişim süreleri azalmakta. Bu da karşılıklı anlayış ve işbirliğini azaltarak inovasyonu da engelleme potansiyeli taşımakta.
Dijital medya, yeteneğin nereden doğup yayıldığından işlerin nasıl yapıldığına, belli bir işin çalışan ile müşteriyi nasıl birbirine bağladığına kadar artık tipik bir kurumun her sürecinde kendini gösteriyor.
Bu değişimler hesaba katıldığında, işverenlerin dijital medyayı yalnızca alışılagelmiş işler gibi değil, kişisel yetenekleri belli bir işin ihtiyaçlarını karşılamak için daha doğru bir şekilde kullanma, işin sürdürülmesi için daha incelikli bir yaklaşım edinme, sosyal medya araçlarını kurum içerisinde iletişimi ve bağlantıyı sağlamak için kullanma, dijital becerilere kaynak bulma ve geliştirme, dijital liderlik oluşturma gibi belli girişimler dahilinde ele almaları gerektiğine inanıyoruz.”