Chief Digital Officer’ların devri yükseliyor
24 Mart 2015’te ABD Başkanı Barack Obama, Beyaz Saray’ın ilk CDO’sunu işe aldıklarını duyurduğunda “Beyaz Saray’ın ilk Chief Digital Officer’ı Jason Goldman, dijital çağı şekillendiren isimlerden biri olarak bize de yeni bir enerji getirecek” demişti. Beyaz Saray’ın sosyal medya konusunda Barack Obama döneminde aktif olması da teknolojiyle ne kadar yakından ilgilendiklerini ve dijital çağın gerekliliklerini bir ülkeye nasıl yansıtacaklarını göstermiş oluyordu. Birçok konuşmasını medium.com üzerinden yayınlayan Obama, Twitter’da açılan POTUS (President of the United States) hesabıyla da tüm dünyaya sesleniyor. Hatta her gün kendisine gelen mektupları tumblr’dan yayınlayarak sosyal medya kullanımında ne kadar aktif olduğunu gösteriyor. Bunların hepsinin sebebi ise teknolojiyi ve teknolojik atılımı ülke geneline yayarak geleceği şekillendirecek en güçlü silahı tüm ülkeye tanıtmak. Jason Goldman’ın CDO olarak danışmanlığa başlaması da bunun içindi.
Dünya geneline bakıldığında, her markanın ya da sektörün dijital çağa ayak uydurarak bu yönde istihdam yaratması artık kaçınılmaz bir durum. Ancak eski “title’lar” yeni dijital çağda geçerliliğini yitirirken, oluşan yeni tanımlar yeni yetenekleri ortaya çıkartmaya başladı. Chief Digital Officer‘lar da bunun en yüksek mevkideki örneklerinden. CIO’ların şirketlerde yaptıkları işin daha çok bilgi teknolojileri olarak görülmeye başlanması ve altyapısal sorunlarla daha fazla ilgilenmeleri, dijital çağın ve küresel bağlantıların kurulabileceği yeni pozisyonlar yaratılmasına gerek kıldı. Bir bakıma bu geçiş sürecini CIO’lar oluşturdukları bilgi teknolojileri yapılarıyla şirketlere sağladı ve şimdi dijitale geçiş yapan şirketler ya da ajanslar artık CDO‘larla birlikte daha geniş düşünebiliyor.
eMarketer’ın yaptığı araştırma da bu yıl, küresel anlamda hiç olmadığı kadar CDO titrine sahip ismin çeşitli sektörlerden markalarca işe alındığını gösteriyor. Şirketlerin CEO’luğuna giden yol da artık CDO’luktan geçiyor.
2005 yılında kartvizitinde CDO yazan yalnızca 3 kişi varken 2015 yılına gelindiğinde bu sayı 2000 kişiye ulaşmış durumda.
CDO’ların dünya genelinde yüzde 36 ile en çok reklam sektöründe çalışıyor olması da yaratıcı endüstrilerin iletişimi dijital sağlama konusundaki ciddiyetlerini bir kez daha kanıtlıyor. Medya şirketleri de yüzde 18 ile ikinci sırada gelirken yayıncıların yüzde 13’le üçüncü sırada olması da dikkat çekici. Finans şirketlerinin ise sadece yüzde 4’ünün CDO barındırması, dijital konusunda yaratıcı endüstri markalarıyla birlikte çalışması sebebiyle olağan karşılanabilir bir durum.