
AI Slop: Dijital saçmalık mı, yeni yaratıcılık dalgası mı?
Yapay zeka çağıyla birlikte gündemimize yeni bir kavram girdi: AI slop (yapay zeka saçmalığı). Bir dönem yalnızca “spam” olarak tanımladığımız dijital kalabalık, bugün çok daha karmaşık bir hâl aldı. Bir yanda hayranlık uyandıran teknolojik yenilikler, diğer yanda dijital kirliliğin bizzat kaynağına dönüşen içerikler var. Peki, AI slop tam olarak nedir? Gerçek bir tehdit mi, gereğinden fazla mı abartılıyor, yoksa dijital dünyanın kaçınılmaz “arka plan gürültüsü” mü?
OpenAI’nın metinden videoya dönüştürme aracı, Meta Vibes ya da Sora 2 gibi gelişmiş teknolojiler, kendi başlarına “çöp” olmasalar da yanlış kullanıldıklarında dijital ekosistemi düşük kaliteli içeriklerle doldurma potansiyeline sahip. Sahte viral videolardan değersiz içerik envanterine kadar bu durum, zincirin her halkasını etkiliyor: Yayıncılar trafik ve güven kaybederken, içerik üreticiler düşük emekli yapay zeka içerikleriyle rekabet etmek zorunda kalıyor; reklamverenler ise markalarının istenmeyen içeriklerle yan yana gelmesi riskini taşıyor.
Yapay zeka araçlarının bir atılım mı yoksa sadece bir “çöp fabrikası” mı olarak değerlendirileceği, aslında aracın kendisinden çok insanların onu nasıl kullandığına bağlı.
Sora 2 ve Meta Vibes gibi gelişmeler etrafındaki abartının ötesinde, markalar ve içerik üreticiler, yaratıcı süreçlerinde gerçekten fayda sağlayacak yapay zeka yatırımlarına mı yönelmeliler yoksa bu sadece yeni bir “slop” dalgası mı sorusunun yanıtını arıyor…
Efsane 1: “Tüm ‘AI Slop’lar aynıdır”
AI slop, genellikle düşük kaliteli yapay zeka içeriklerini tanımlamak için kullanılan kolay bir etiket haline geldi. Ancak bu basit tanım, hızla değişen içerik ekosistemindeki farkları çoğu zaman görünmez kılıyor.
İlk kategori, doğrudan “çöp” olarak nitelendirilebilecek içeriklerden oluşuyor. Reklam gelirine odaklanan MFA (Made for Advertising) siteleri, yapay zeka tarafından üretilmiş listeler ve kopyalanmış haberlerle dolup taşıyor. Veri analizi platformu Deepsee.io, yalnızca 2025 yılında her ay en az 10 bin yeni slop sitesi tespit ettiğini bildiriyor. Bu siteler, güvenilir haber kaynaklarından içerik çalarak, sosyal medyada bunları kendi üretimleriymiş gibi paylaşıyor.
İkinci kategori ise “gri alan” olarak tanımlanıyor: Teknik olarak doğru ama anlamsal açıdan boş içerikler. Yapay zeka seslendirmeli YouTube videoları, yüzeysel “bilgi postları” ya da herhangi bir yenilik sunmayan blog yazıları buna örnek gösterilebilir.
Üçüncü kategori ise tamamen algıya bağlı. Sora 2 ya da Meta Vibes gibi araçlarla üretilen videolar, kimine göre yaratıcılığın sınırlarını genişleten inovatif işler, kimine göreyse sadece bir başka “AI slop” örneği. Kısacası, “slop” kavramı artık tek bir biçime indirgenemiyor; giderek kişisel bir algı meselesine dönüşüyor.

Efsane 2: “Yapay zeka içerikleri zararsızdır”
Teknik SEO danışmanı Jamie Indigo’ya göre, kullanıcılar çoğu zaman farkında olmadan e-postalarından fotoğraflarına kadar pek çok kişisel bilgiyi bu sistemlere teslim ediyor. En büyük kaygısı ise, bu verilerin ileride gözetim amacıyla kullanılma riski.
Buna ek olarak, yapay zekanın kötüye kullanım potansiyeli de giderek artıyor. 2023’te yapılan bir araştırma, internetteki deepfake videoların yüzde 98’inin pornografik içerik olduğunu ve mağdurların yüzde 99’unun kadın olduğunu ortaya koyuyor. Indigo, yeni nesil video üretim araçlarının bu riski daha da büyüttüğünü vurguluyor: “AI slop’u propaganda, istismar ve insan ilişkilerinin sulandırılmasıyla karıştırmamalıyız.”
Efsane 3: “Markalar bu içeriklerden uzak durur”
Keşke öyle olsaydı… Programatik reklamcılıkta markaların reklamları, çoğu zaman farkında olmadan AI slop sitelerinde yayınlanabiliyor. Bunun nedeni, arz zincirinin şeffaf olmaması ve düşük kaliteli içeriklerin ucuz görünmesi.
Veri analizi platformu Deepsee.io’ya göre, 2025 Ağustos ayında incelenen 20 bin sitenin yüzde 70’i içerik çiftliği, bu sitelerdeki içeriklerin yüzde 67’si yapay zeka tarafından üretilmişti. Üstelik bu sitelerin yüzde 54’ü programatik reklam pazarına erişim sağlıyor.
Diğer yandan, Billion Dollar Boy ajansının araştırması, markaların yaklaşımını da gözler önüne seriyor. bin pazarlama yöneticisinin yüzde 77’si, önümüzdeki 12 ay içinde insan üretimi içeriklerden yapay zeka destekli içeriklere bütçe kaydırmayı planlıyor.
Efsane 4: “Kaliteli AI içeriği üretmek çok kolay”
Yapay zeka sayesinde içerik üretimi demokratikleşti, ancak bu kaliteli içerik üretmenin kolaylaştığı anlamına gelmiyor. AI içerik üreticisi ve film yapımcısı Omar Karim, bu konuda dikkat çekici bir noktaya değiniyor: “Bir yapay zekayı yaratıcı sınırlarına taşımak sabır ister. Bazı klipleri mükemmelleştirmek günler sürebiliyor. Bu aslında yeni bir sanat formu.”
Karim’e göre, temel fark “AI kullanan” ile “AI ile sanat yapan” arasında yatıyor. Gerçek kalite hâlâ editoryal sezgi, bağlam, doğrulama ve özgünlük gerektiriyor.
Teknik SEO uzmanı Jamie Indigo ise bu farkı şöyle özetliyor: “Eskiden spam siteleri sadece zaman kaybettirirdi. Şimdi ise yanlış bilgiye, manipülasyona ve toplu yanılsamalara zemin hazırlıyor. Artık mesele yalnızca ‘tıklanmak’ değil.”
Efsane 5: “İçerik üreticileri risklerin farkında”
Sora 2, Ekim ayında piyasaya sürüldükten sonra, ajanslar ve hukukçular “sorumlu yapay zeka kullanımı” üzerine atölyeler düzenlemeye başladı. Katılımcılar, birçok içerik üreticisinin kısa vadeli kazanç uğruna haklarından feragat ettiğini vurguluyor.
Veriler, yapay zekanın yaratıcıların yüzde 87’sinin üretim hızını artırdığını, ancak tüketicilerin yalnızca yüzde 44’ünün bu içeriklerin gerçekten değer kattığını düşündüğünü gösteriyor.
Check My Ads’ten Iesha White, Sora 2 videolarına yerleştirilen filigranların kolayca kaldırılabildiğini ve bunun telif ihlallerini artırdığını belirtiyor. Bu durum, özellikle “görünürlük sözleşmeleri” kapsamında çalışan influencer’lar için ciddi bir hukuki risk oluşturuyor.
AI slop, aslında tek başına bir teknoloji sorunu değil; esas sorun, onu nasıl kullandığımızda ortaya çıkıyor. Yapay zeka, bilinçli ve yaratıcı şekilde kullanıldığında üretkenliği ve yaratıcılığı güçlendiriyor. Ancak düşünülmeden uygulandığında, dijital ekosistemde çöp ve kirliliği artırıyor.
Gerçek fark, üreticinin niyetinde gizli: Biz “AI kullanan” mı olacağız, yoksa “AI ile yaratan” mı?
Kaynak: DigiDay
