2015 yılında trend olacak pazarlama stratejileri
Marka yönetim ve tasarım danışmanlık şirketi BrandSeers’ın Kurucusu Özlem Tuskan, 2015 yılında trend olacak pazarlama stratejilerini marketingturkiye.com için yazdı. İşte 2015 yılının pazarlama trendleri…
– “Dijital Markalaştırma” out!
Yaşadığımız çağ dijital çağ. Bu çağ da markalaştırma çok kanallı olup, tüketiciyle her noktada iletişime geçmeli. Dijital, pazarlamanın bir dalı olarak kullanılmayacak, pazarlamanın merkezinde olacak. Pazarlamacıların en büyük problemi ise merkezinde olan bu anlayışı, tüketici deneyiminin tamamına işlemesinde olacak. İşlerimizi büyütmek ve geleceğe dayalı değişime hazır olmak için markalar dijitali benimseyip bununla birlikte ‘big data’ ve ‘small data’yı etkin bir şekilde kullanarak insanlara ve topluma yararlı olmalı. Önemli olan, var olan ‘big data’yı, her müşteriye özel dikilmiş gibi analiz edip hayata geçirmek. Günümüze ayak uydurmak, için dijital bir dünyada marka yaratmak bir gereksinim değil zorunluluk haline geldi. Bir marka dijital deneyiminde sorun yaşatıyorsa, o marka deneyimi bir o kadar tutarsız olacak ve tüketiciye yapay ve kafa karıştırıcı gelecektir. Dijital, hayatımızla iç içe geçtiğinden, kusursuz ve akıcı bir şekilde çevrimiçi ve çevrimdışı kanallarda hayata geçmeli. Dijital, geleneksel kanalların yerine geçmektense onların bir parçası gibi hareket etmeli.
– “Marka Kılavuz” geçmişte kaldı, yerini ‘Marka Parametreleri’ alacak.
Yaratıcılığı ve esnekliği yok eden katı ve sert marka kılavuzlarının artık hayatımızda yeri olmayacak. Markalar, yenilik ve değişikliğe açık olan ilkeleri benimseyecekler. Yakın gelecekte, marka kılavuzları zamanla evrim geçiren belgeler olacaklar, kesin ve kuralcılığını yetirecekler. Marka temsilcileri ise, bu parametreler doğrultusunda markanın özünü, değerlerini ve kişiliğini saniye saniye çevik ve yaratıcı bir şekilde yorumlayarak tüketicilerin iletişim isteklerine cevap veren kişiler olacaklar.
– İnovasyon, iş geliştirmenin daha da önemli bir parçası olacak.
Markalar bugünün ticari hedeflerini karşılarken enerjik, dinamik ve canlı kalmak için geleceğe dair derin sorular sorarak uzun vadeye yönelik planlar yapmalılar. Günümüzün dünyası çok hızlı değişiyor, markaların bu için değişime ayak uydurmalılar. Böylece markalar kendilerini değişime göre adapte edip, tekrar konumlandırıp, pazarda aktif bir şekilde rol alıp, tüketicilerinin sağdık kalmasını sağlayacaklar. Günümüze ve geleceğe ayak uydurmaya çalışan markalar ‘inovasyonun’ önemini fark edip yeni bir servis, ürün, deneyim, mesaj ve iş birlikleri için çabalayacak. Markalarının amacı, müşteri odaklı olmaktansa etkileşimi tetikleyecek taze fikirlere sebepler yaratmak.
– “Big Idea” yerine “var olma amacı” ile tüketiciyle etkileşime geçilecek.
Bugünün dijital toplumunda, geleneksel pazarlama taktiklerinin tüketicileri eskisi kadar etkilemediğini, hatta tüketicilerin buna tepki gösterdiğini görüyoruz. Artık kısa vadeli, çarpıcı, tek bir ‘büyük fikre’ dayanan geleneksel pazarlama taktiklerindense, insanlara ve topluma sağladıkları katma değeri her etkileşim noktalarında tüketiciye hissettiren markalar başarılı olacak.
Her geçen gün çalışanlar, amacı belirlenmiş ve kültürü değerleri ile örtüşen şirketlerde çalışmak istiyorlar. Bu iki sebep çalışanların ilgisini çekmekle birlikle işlerine tutunup uzun vade de çalıştıkları şirkete bağlı kalmalarına sebep oluyor. Bu sayede çalışanlar daha büyük işler başararak şirketlerin verimliliklerini arttırıyor. Kültür nedir? Kültür: şirketin amacı, değerleri, iş yapış şekilleri, çalışanları ve yerin bir bütünüdür ve ayrılmaz parçalarıdır beraber çalışmaktadır. Kısaca kültür olmazsa kurum olmaz.
– Deneyim farklılaşımı – “Experie-Sense”
İnsanlar markaların stratejik değerini ve önemini anladıkça, markaların tüketiciye farklılaşan deneyimler sunmadaki rolünü daha çok takdir etmeye başladılar. 2015 yılında markaların farklılaşmak için yaptığı çalışmalara daha çok yer vereceklerini düşünüyoruz, örneğin WOM ve sadakati arttırıcı özenle tasarlanan marka hikayeleri ve deneyimleri. Tüketiciler, ürün, servis, insan, veya kanal ile farklılaşan markaları fark edecek ve katma değerini takdir edecekler. Doğru şekilde farklılaşan markalar tüketiciye basit ve taze deneyimler sunarken, o markanın çalışanları gururla arkasında duracaklar. Bunu başarmak için markalar tüketicilerle empati kurarak, onları derinlemesine anlayarak, tüm etkileşim noktalarında ihtiyaçlarına cevap verecekler. Marka deneyimi, sektörler, disiplinler ve kanallar arasında kusursuz olacak. Fiyat ve kolaylık olmazsa olmazlardan olacak. Bu sebepten markalar kendi değerlerine ve marka hikayelerine farklılaşmak için yatırım yapacaklar. Sonuç olarak deneyim kral olacak.
– Gizlenmek
Gün geçtikçe, tüketiciler kendilerini çevrimiçi ortamlarda gizlemeye başladılar. Bu gizlilik markalar için tüketiciyi tanımakta zorluk çıkarmakta. Sosyal medya, insanlarla nasıl iletişim kurduğumuzu, kararlar verdiğimizi ve fikirlerimizi oluşturduğumuzu etkilemekte. Çevrimiçi yaptığımız bu paylaşımlarda yeni bir ‘ben’ yaratmaktayız. Yarattığımız ‘ben’ ise gerçek kimliğimizi gizlemekte. Sosyal medya sayesinde nasıl göründüğümüzün kim olduğumuzdan daha önemli olduğu bir hayat yaşamaktayız. Bu sayede birden çok ‘ben’ kimliği yaratmaktayız, farklı kişilikler, farklı karakterler. Bu ‘ben’ler sadece çevrimiçi veya çevrimdışı dünyalarda farklı değiller, çevrimiçi dünyada Facebook, Pinterest, Twitter, Linkedin için de farklı farklı ‘ben’ler bulunmakta. İnsanlar bir hikayede baş rol oynamak istiyorlar. Markalar da insanların kendini özgürce yaratmasına kampanyalar ve ürünlerle izin vermeliler.
– İnsan Dokunuşu
Dijital ve çevrimdışı hayatımız birbirleriyle iç içe geçmeye başladı. Artık robotlarla arkadaş olup, aygıtlardan tavsiyeler alıp, hayat hakkındaki soruları büyük sistemlere sorar olduk. İnsan dokunuşunu kaybetmeden teknolojiyi benimsemeye nasıl devam edeceğiz? Markalar, tasarımcılar ve teknoloji uzmanları bu soruna bir çözüm bulmalılar. İnsan ve robot birbirine karışmaya başladıkça ‘insanlığın’ önemi git gide artmakta. Markalar aslında tüketicinin teknolojiyi önemsemediğini, teknolojinin onların dünyasına ve deneyimlerine sağladığı faydayı ve teknolojinin onlara nasıl hissettirdiğini anlamalı.
– Gerçek ve kurgu hikaye anlatımı
Bilgi, tüketicinin güvenini ve sadakatini kazanmak için çok önemli olacak. Gün geçtikçe insanlar hikayenin tamamını duymak istiyorlar- günümüzde markalar için ‘çok fazla bilgi’ diye bir endişe olmayacak. Etiket okumanın popülerliği artacak, tüketiciler gerçek bilgileri ve marka hikayelerini okumak isteyecekler. Karar verirken ürünün hikayesini okuyup, buna göre değer biçecekler. Tüketicinin bu isteğini karşılamak için markalar ambalaj tasarımların da kolay, sade ve anlaşılır bir şekilde ürün hakkında bilgi almasını sağlayacaklar. Ancak, gerçek bilgileri verirken, tüketicinin duygularına hitap eden kurgusal hikayeleri de anlatmaya devam etmeli. Aksi taktirde gerçek hayattan küçük kaçışlar arayan tüketicilerin hayali sukut oluyor. Gerçek ve kurguyu güzel bir dengede tutmak markaların başarılı olmasında önemli rol oynayacak.