Müşteriler verilerinin kullanılmasına izin veriyor ancak bir şartla!
Alışveriş artık pek çoğumuz için cepten tek dokunuşla yapılan görece zahmetsiz bir rutin haline geldi. Söz konusu rutini gerçekleştirmek için kişisel bilgilerimizi tercih ettiğimiz satıcının kullanmasına izin vermemiz gerekiyor. Dijital ortamda kişisel bilgilerin kullanılması ve işlenmesi birçok açıdan güvenlik tehdidi oluşturuyor. Dolayısıyla müşteriler, risk aldığına değsin istiyor. Google araştırmacısı Jonny Protheroe’nun 5 farklı ülkede 7 bin kişiyle yaptığı araştırmaya göre müşteriler, yaptıkları alışverişten memnun kalacaklarına ikna olduklarında kişisel bilgilerini paylaşmaktan çekinmiyor.
Jonny Protheroe, son birkaç yılını kullanıcıların internetteki gizlilikleri hakkında ne düşündüğünü anlamak için araştırma yaparak geçirdi ve çalışması boyunca beş Avrupa ülkesindeki 7 bin kullanıcıdan internette gizlilik hakkında görüş topladı. Müşteriler anlamlı bir karşılık aldıklarında verilerini paylaşmaya istekli olduklarının ortaya koyan araştırmayı Protheroe şöyle anlatıyor:
Kullanıcılar internette gizlilik hakkında ne düşünüyor?
“Gizlilik, her türden nüanslı davranış ve tutumu içeren bir alan. Bazen bunlar birbiriyle de çelişiyor. Ipsos ile iş birliği yaparak, Avrupa’nın beş ülkesinde 7000’den fazla kişiyle konuşmayı içeren bir araştırma yürüttük. Kullanıcılar, verilerinin yalnızca güvenli ve emniyette olmasını değil, aynı zamanda şirketlerin kendilerine bir tür ekstra değer veya ödül sağlayarak ve verilerini yeni teknolojilerden yararlanarak kullanmalarını istiyor.
Pazarlamanızı anlamlı hale getirin
Şirketler kullanıcılardan kendileri hakkında bilgi paylaşmalarını istediğinde, karşılığında anlamlı bir değer varsa bu kullanıcılar verilerini paylaşmaya istekli oluyorlar. Değer teşkil ettiğini düşündükleri şeyler arasında, parasal değeri olan bir şey teklif etmek, onlara zaman kazandıracak bir şey yapmak, yanlış anlarda değil, doğru anlarda karşılarına çıkmak ve aynı zamanda eğitici ve hatta eğlenceli olabilecek bilgiler sağlamak sayılabilir.
“Kişisel verilerimi kullandığınız için sizi takdir ediyorum”
Katılımcılarımızdan bazıları, markaların kendilerine gerçekten alakalı ve zamanında mesajlar vermek için kendileriyle ilgili bilgileri kullanabildikleri örnekleri vurguladı. Buna iyi bir örnek bir katılımcıdan geldi; ailesinin kaç kişiden oluştuğunu, mevcut bütçesini ve gidecekleri yer hakkında bilgiyi bir hava yolu şirketiyle paylaşan katılımcı, daha sonra bu bilgilere göre uyarlanmış mesajlar aldığında şirketin, bilgilerini mesajları alakalı kılmak için son teknolojilere dayalı olarak kullandığını fark ettiğini ve bunu gerçekten takdir ettiğini belirtti.
Bir katılımcı, bel ölçüleri ve boyu hakkındaki bilgileri kullanarak kendisine ilgisini çekecek kıyafet önerileri sunan bir giyim perakendecisini örnek olarak gösterdi. Ayrıca, araştırmaya katılanlardan birinin bir galeriden bir sanat eseri satın aldıktan sonra kendisine galeri tarafından sanat dünyası hakkında bilgi veren e-postalar gönderildiğini öğrendik. Ve bu e-postaların, ilk etkileşim ve işlemden çok sonra bile onlara değer katmaya devam ettiğini keşfettiler.
Müşteriler kontrolün kendilerinde olmasını istiyor
Kullanıcılar hayatlarının pek çok alanında kontrolün kendilerinde olduğunu hissetmek istedikleri gibi, verilerinin kontrolünün de kendilerinde olduğunu hissetmek istiyor. Markaların kontrolü müşterilere vermesinin bir yolu, kısmen verileriyle olan ilişkilerini yönetilebilir kılmak. Kayıt sırasında doğru kullanıcı tercihlerini topladıklarından emin olmakla başlayan bu süreç, kullanıcıların bu tercihleri kolayca değiştirmelerine ve ayrıca istedikleri zaman uzaklaşmalarına ve vazgeçmelerine olanak tanıyor.
Hatırlanabilirlik çok önemli
Hepimiz yüzlerce, hatta belki de binlerce şirketle veri paylaşıyoruz ve bunları takip etmek çok zor olabiliyor. Kullanıcılar geçmişte verilerini bir şirketle paylaşmayı kabul etmenin yeterli olduğunu düşünmüyordu. Bunun geçerli olması için gerçekten bunu yaptıklarını hatırlamak istiyorlardı. Markaların hangi verileri, neden, ne zaman aldığını ve bunları ne için kullandığını hatırlatması ve müşterilerle daha sık iletişim kurması iyi bir fikir olabilir. Kullanıcılara neyi ve neden paylaştıklarını hatırlatmak, kullanıcıların ilişki hakkında daha iyi hissetmesinin yanı sıra markaya ve etiğine daha fazla güvenmesini sağlıyor.
Pazarlamacılar için bu ne anlama geliyor?
Gizlilik, her türden nüanslı davranış ve tutumu içeren ve bazen bunların birbiriyle çeliştiği gerçekten karmaşık bir alan. Ancak en net bulgularımızdan biri, pazarlamacıların müşterileri için anlamlı, yönetilebilir ve akılda kalıcı deneyimler sağladığında bunların tümünün müşterilere bir kontrolü elde tutma hissi veriyor olmasıydı. Araştırmamız, kullanıcıların kontrolün onlarda olduğunu düşündüklerinde, bir markanın reklamlarını iki kat daha alakalı bulduğunu ve bu reklamlar hakkında duygusal anlamda üç kat daha olumlu hissettiğini gösteriyor. Bu da gizlilik ve performansın birbiriyle çelişmek zorunda olmadığına işaret ediyor.”
Pegasus’ta veri ihlali: Pilotların ve kabin ekibinin bilgileri çalındı