28 Aralık Abone Ol
  • Haberler
    • Ajanslar / Konkur
    • Atamalar
    • Dijital
    • KSS
    • Haberler
    • Insights
    • Trend
    • Marketing Türkiye 101
    • Türkiye’nin Gündemi
  • Yaratıcı İşler
  • Dergiler
  • Etkinlikler
  • Söyleşiler
  • Kariyer
  • Yazarlar
  • Araştırma
  • Abone Girişi
  • Abone Ol
Levent Gültekin: "Kutuplaşma, gazeteciliği boğuyor!"
Haberler

Levent Gültekin: “Kutuplaşma, gazeteciliği boğuyor!”

İrem Alimoğlu
2 saat önce
3 dk okuma

Geleneksel medyanın sıkışan çerçevelerinden çıkıp dijital platformlarda kendine geniş bir ifade alanı yaratan isimlerden Levent Gültekin… Yıllar boyunca televizyon programları ve köşe yazılarıyla geniş kitlelere ulaşan Gültekin, bugün YouTube üzerinden milyonlarca izleyiciye doğrudan sesleniyor. Türkiye’de medyanın geçirdiği dönüşümü, kutuplaşmanın gazetecilik üzerindeki etkilerini ve dijital dünyanın sunduğu yeni fırsatları konuşmak üzere bir araya geldiğimiz Gültekin, “Yargının iktidarın bir aparatı gibi davrandığı bir ortamda toplum adına iktidarı denetlemek, bu bağlamdan eleştiriler yöneltmek de pek kolay olmuyor ve doğal olarak gazetecilik tüm bunlardan olumsuz etkileniyor” diyor…

Kitabın ortasından başlayalım: Bugünün medya ortamını özgürlükler açısından nasıl tanımlıyorsunuz?

Medya açısından durumun parlak olduğu söylenemez. Özgür gazeteciliğin önünde çok ciddi engeller olduğunu düşünüyorum, bunlardan biri iktidarın baskıcı yapısı ise diğeri de kutuplaşmanın artmasıyla beraber oluşan tarafgirlik duygusu. Bir tarafın mensubu olmak veyahut izleyici/okuyucu tarafından buna zorlanmak özgür gazeteciliğin önündeki en büyük engellerden biri. Kutuplaşma özgür düşünceyi, özgür yorumculuğu, özgür gazeteciliği boğan bir atmosfer yarattı.

Son yıllarda YouTube, bağımsız gazeteciler için hem bir ifade alanı hem de kitleyle doğrudan temas kurma aracı haline geldi. YouTube’un bu denli güçlü bir mecraya dönüşmesinin ardındaki dinamikler neler?

Hem ülkemizdeki siyasi gelişmeler neticesinde medyadaki daralma hem de teknolojik gelişmelerin neden olduğu yenilikler geleneksel medyada küçülmeye neden oldu. Geleneksel medya ülkedeki kutuplaşmanın bir parçasına dönüşünce gazetecilik de doğal olarak zorlaştı. Bütün bunların sonucunda gazeteciler yeni alanlara açılma mecburiyetinde kaldı. Diğer yandan YouTube daha özgür bir gazetecilik yapma fırsatı sunuyor. Yani hem imkansızlık hem de özgürlük talebi birleşince YouTube’a olan ilgi de artı.

Gazeteciler, yorumcular ve influencer’lar arasındaki çizgi de hayli bulanıklaştı. Siz bu yeni medya denkleminde gazeteciliği nereye koyuyorsunuz?

Gazetecilik, toplumun bütününün yararını gözeten ve bu amaçla yapılan bir meslek. Kişi, parti, cemaat, kimlik, inanç gruplarından bağımsız toplumun bütününün yararını amaç edinen bir kamusal meslek… Fakat ülkedeki kutuplaşma, gazeteciliğin bu özelliğini sürdürmesini imkansız hale getiriyor. Diğer yandan yorumlar haber vermenin de önüne geçmiş vaziyette. YouTube yapısı gereği yorumculuğa daha fazla ilginin duyulduğu bir alan ve bundan dolayı da gazetecilikle yorumculuk iç içe geçmiş durumda. Bu nedenle evrensel ilkeler çerçevesinde bir gazetecilik anlayışından bahsedemeyiz ne yazık ki.

Levent Gültekin: "Kutuplaşma, gazeteciliği boğuyor!"

YouTube’da ciddi bir rekabet var; birçok isim hem habercilik yapıyor hem yorumcu kimliğini öne çıkarıyor. Siz bu alandaki rekabeti nasıl değerlendiriyorsunuz?

YouTube’da izleyicinin dikkatini çekmek için sansasyonel yorum ve habercilik daha etkili bir yöntem olarak öne çıkıyor, bu da hem yorumculukta hem de gazetecilikte sansasyonel yorumlara kaçmaya özendiriyor. İzleyici de başlığa bakarak içeriğe tıkladığı için doğal olarak sansasyonellik ön plana çıkıyor ve sağlıklı bir rekabetin önünü kesiyor. Ama yine de özgünlüğün zaman içerisinde kalıcılık sağladığını, markalaşma yarattığını göz ardı edemeyiz. Anlık rekabetten ziyade sürdürülebilir olmanın ve istikrarlı büyümeyi sağlayan bir rekabetin daha sağlıklı olduğu kanaatindeyim.

Türkiye’nin mevcut siyasi atmosferini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu atmosferde gazetecilik/yorumculuk yapmak size ne hissettiriyor?

Türkiye’de tek adam rejimi dediğimiz, yetkilerin bir kişide toplandığı bir yönetim var. Bu, doğal olarak siyasette kilitlenmeye neden oluyor, sağlıklı bir siyasal zeminin oluşması için demokrasinin işlerlik kazanması ve kuvvetler ayrılığının yeniden tesis edilmesi gerekiyor. Kuvvetler ayrılığının olmadığı, bağımsız yargının çalışmadığı, denge denetlemenin devre dışı bırakıldığı, parti devletine dönüşmüş bir ortamda sağlıklı bir siyasi rekabetten bahsedemeyiz. Siyasetin sağlıklı bir zemine kavuşması için rejimin yapısından ciddi bir restorasyona ihtiyaç var. Sağlıklı bir siyasi atmosfer olmadığında gazetecilik de bundan olumsuz etkileniyor. Sağlıklı bir gazetecilik siyasetle, ülke yönetimiyle kurulan sağlıklı bir ilişki ortamında yapılabilir. Bugün ülkemizde bu ilişkinin sağlıklı olduğundan bahsedemeyiz.

Diğer yandan rejim yapısı gereği kutuplaşmadan besleniyor, toplumsal kutuplaşmanın özgür ve bağımsız gazeteciliğin önündeki en büyük engellerden olduğunu düşünüyorum. Yargının iktidarın bir aparatı gibi davrandığı bir ortamda toplum adına iktidarı denetlemek, bu bağlamdan eleştiriler yöneltmek de pek kolay olmuyor ve doğal olarak gazetecilik tüm bunlardan olumsuz etkileniyor.

Başta Fatih Altaylı olmak üzere pek çok gazetecinin tutuklu olması Türkiye’de basın özgürlüğü açısından ne ifade ediyor? Sizin de bir gün gözaltına alınma korkunuz var mı?

Gazetecilerin tutuklu olmasının üzerimizde elbette olumsuz etkileri oluyor ve gazetecilik mesleğinin sağlıklı bir şekilde yapılmasının önünde ciddi engeller oluşturuyor. Bu durum anlattığım siyaset ve gazetecilik arasındaki ilişkinin sağlıklı bir şekilde oluşmasının da önüne geçiyor ne yazık ki. Benim veyahut bir başka gazetecinin de bir gün gözaltına alınma ihtimali bu ortamda ne yazık ki mümkün, çünkü iktidarın eleştiriye tahammülsüzlüğü bu durumu kaçınılmaz hale getiriyor. Ülkenin sağlıklı bir ilerleme kat edilebilmesi için eleştiri kültürünün yaygınlaşması, gazetecilik mesleğinin bir kamusal meslek olarak görülmesi gerekiyor.

Bundan 20 yıl sonra sizce bugünün Türkiye’si ve medya ortamı nasıl anılacak?

Bundan 20 yıl sonraki gazeteciliğin ne olacağını öngörebilmemiz için öncelikle siyasetteki tıkanıklığın aşılması ve siyasi yapının ve rejimin ne durumda olacağını bilmemiz gerekiyor. Türkiye’de siyaset düzelmeden, tıkanmış damarlar açılmadan, sağlıklı bir işleyiş oluşmadan herhangi bir meselenin sağlıklı bir çözüme kavuşması bana imkansız gibi görünüyor. Gazetecilik de siyasetten bağımsız olmadığı için siyasetin alacağı şekil ve Türkiye’ye vereceği istikamet gazeteciliğe de ne olacağını belirleyecek. Yani özetle önce Türkiye’nin ne olacağını görmeliyiz ki gazeteciliğin ne olacağını öngörebilelim…

Türkiye tanıtımına katkı sağlayan diziler Bakanlık tarafından desteklenecek…

featured levent gültekin
1 Yapay zeka nedeniyle işten çıkarma yapan şirketler belli oldu!
Yapay zeka nedeniyle işten çıkarma yapan şirketler belli oldu!
2 Bir metnin yapay zeka tarafından yazıldığı nasıl anlaşılır?
Bir metnin yapay zeka tarafından yazıldığı nasıl anlaşılır?
3 Yılbaşı hediyelerinde "değer" dönemi: Tüketici artık kontrollü harcıyor
Yılbaşı hediyelerinde “değer” dönemi: Tüketici artık kontrollü harcıyor
4 The One Awards'da ilk 3'e kalan markalar belli oldu!
The One Awards’da ilk 3’e kalan markalar belli oldu!
5 ŞOK Market, Dünya Trip Atma Günü'nü "Peki" ile kutladı
ŞOK Market, Dünya Trip Atma Günü’nü “Peki” ile kutladı
Güncel Haberler
Türkiye’de markalar Apple Haritalar reklamlarına hazır mı?
Türkiye’de markalar Apple Haritalar reklamlarına hazır mı?
Levent Gültekin: "Kutuplaşma, gazeteciliği boğuyor!"
Levent Gültekin: “Kutuplaşma, gazeteciliği boğuyor!”
Sınıf farkı büyüyor: Yüksek gelirliler gıdaya, düşük gelirlilerden 3 kat fazla para harcıyor
Sınıf farkı büyüyor: Yüksek gelirliler gıdaya, düşük gelirlilerden 3 kat fazla para harcıyor
Sosyal Medya
  • FACEBOOK
  • TWITTER
  • LINKEDIN
  • INSTAGRAM
  • YOUTUBE

İlgili Haberler

Çalışanlar yorgun olduğu için değil, görülmediği için tükeniyor!
Haberler
Çalışanlar yorgun olduğu için değil, görülmediği için tükeniyor!
Marketing Türkiye
10 Ekim 2025
İletişimde anlam ekonomisi: Görünür olmak mı, görülmeye değer olmak mı?
Haberler
İletişimde anlam ekonomisi: Görünür olmak mı, görülmeye değer olmak mı?
Marketing Türkiye
12 Ekim 2025
Influencer paylaşımlarının yüzde 70’i alışverişe yönlendiriyor
Haberler
Influencer paylaşımlarının yüzde 70’i alışverişe yönlendiriyor
Sena Tufan
25 Ekim 2025
Müşteri deneyiminin en iyileri The TECHX Awards'da ödüllendirildi
Haberler
Müşteri deneyiminin en iyileri The TECHX Awards’da ödüllendirildi
Sena Tufan
3 hafta önce
  • Yarışmalar
  • Temsilcilikler
  • Etkinlikler
  • Yayınlar
Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar
Temsilcilikler Temsilcilikler Temsilcilikler
Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler
Yayınlar

Esentepe Mahallesi, Kore Şehitleri Caddesi, No:7, Yegane Apartmanı, Kat: 2, Daire: 4,
Şişli/İstanbul

[email protected]
0 (212) 211 11 12

  • Haberler
  • Yazarlar
  • Söyleşiler
  • Yaratıcı İşler
  • Etkinlikler
  • Kariyer
  • Üye Girişi
  • Kayıt Ol
  • Hakkımızda
  • Künye ve İletişim
  • KVKK Açık Rıza Beyanı
  • Mesafeli Satış Sözleşmesi
  • Gizlilik, Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Politikası

©2025 Rota Yayın Yapım Tanıtım Tic. Ltd. Şti. Bu Sitede Bulunan Yazı Ve Çizimlerin Her Hakkı Saklıdır.

Abone Ol
  • Haberler
    • Ajanslar / Konkur
    • Atamalar
    • Dijital
    • KSS
    • Haberler
    • Insights
    • Trend
    • Marketing Türkiye 101
    • Türkiye’nin Gündemi
  • Yaratıcı İşler
  • Dergiler
  • Etkinlikler
  • Söyleşiler
  • Kariyer
  • Yazarlar
  • Araştırma

© 2001 Rota Yayın Yapım Tanıtım Tic. Ltd. Şti. Bu Sitede Bulunan Yazı Ve Çizimlerin Her Hakkı Saklıdır.

Asquared WordPress Agency tarafından tasarlanmış ve kodlanmıştır.