
Tabuların gölgesinde büyüyen pazar: Menstrüel ürünler
Regl hâlâ dünya genelinde konuşulması zor bir tabu olarak varlığını sürdürürken, kadınların hijyen ve konfor ihtiyaçlarını karşılayan ürünler de bu tabunun gölgesinde giderek çeşitleniyor. Hijyenik pedlerden tamponlara, menstrüel kaplardan regl külotlarına ve yıkanabilir pedlere uzanan seçenekler, yalnızca hijyen sağlamakla kalmıyor; konfor, sağlık ve sürdürülebilirliği bir arada sunarak kadınların regl deneyimini dönüştürüyor. Bu gelişim, pazarı büyütürken, markalara da toplumsal tabuları yıkma ve tüketiciyle bağ kurma fırsatı sunuyor. Peki, kadınlar tercihlerini hangi kriterlere göre belirliyor ve markalar, değişen tüketici ihtiyaçlarına nasıl yanıt veriyor?
Pek çoğumuz regl ile ilk tanıştığında, aklımıza gelen tek ürün genellikle hijyenik ped olurdu. Zamanla, tampon kavramı da gündemimize girdi ve bugün artık menstrüel kaplar, regl külotları ve yıkanabilir pedler gibi daha modern, sürdürülebilir ve yaşam tarzına uyumlu seçenekler hayatımızda yer alıyor. Bu gelişim, sadece ürün çeşitliliğini artırmakla kalmıyor; kadınların regl dönemi deneyimini daha konforlu, güvenli ve çevre dostu bir hâle getiren farkındalığın da yükselmesine yol açıyor, markalara ise yenilikçi pazarlama stratejileri geliştirme ve tüketici bağlılığı oluşturma fırsatını tanıyor.
Menstrüel ürün pazarı hızla büyüyor
Küresel pazar büyüklüğü 2023 yılında 23,31 milyar ABD doları olarak kaydedildi ve 2031 yılına kadar 36,92 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. 2024–2031 döneminde ise pazarın yüzde 6,12’lik bileşik yıllık büyüme oranı (CAGR) ile genişlemesi bekleniyor. Pazarın en büyük segmentini hijyenik pedler oluşturuyor. Toplam cironun yüzde 63,8’lik payını alan bu kategori tüketicilerin ilk tercihi olmaya devam ediyor.
Regl ürünleri pazarı büyürken, ürün çeşitliliği de gelenekselden sürdürülebilir alternatiflere doğru çeşitleniyor. Her ürün, kullanıcıların farklı beklentilerine, yaşam tarzlarına ve çevresel hassasiyetlerine hitap eden kendine özgü avantaj ve dezavantajlara sahip…
Tek kullanımlık pedler, regl deneyimine başlayanlar için en yaygın tercih edilen ürünler arasında yer alıyor. Kullanımı basit ve koruması yüksek olan pedler, yeni başlayanlar için güvenli bir seçenek sunuyor. Ancak çevresel maliyeti yüksek… Bir paket ped, ortalama beş adet poşetle eşdeğer miktarda plastik içeriyor.
Tamponlar, bir diğer yaygın alternatif olarak öne çıkıyor. Pratik kullanım avantajı sağlasa da uzun süreli kullanımda Toksik Şok Sendromu riski bulunuyor ve çevre dostu sayılmıyor. Günlük yaklaşık 2,5 milyon tamponun çöp yerine tuvalete atıldığı da dikkat çeken bir veri…
Menstrüel kaplar ise son yılların yükselen trendi olarak öne çıkıyor. Tıbbi sınıf silikondan üretilen esnek kaplar, kanı biriktiriyor ve 12 saate kadar yerinde kalabiliyor. Tamponlara göre üç kat daha fazla kan tutabilen menstrüel kaplar, uzun yıllar kullanılabiliyor ve ekonomik avantaj sağlıyor.
Regl külotları, kanı emen katmanlarıyla normal külot gibi giyiliyor, yıkanabiliyor ve tekrar kullanılabiliyor. Az kanamalı günler için ideal olan bu ürünler, çevre dostu ve 2-3 yıl boyunca kullanılabilen uzun ömürlü bir çözüm sunuyor.
Yıkanabilir pedler ise tek kullanımlık pedlerle benzer işlevi görürken pamuk veya bambu gibi doğal malzemelerden üretiliyor. Plastik içermediği için çevre dostu olan bu ürünler, uzun vadede maliyet avantajı da sağlıyor. Dezavantajı ise her kullanımdan sonra yıkanması gerekliliği.

Kadınların menstrüel ürün tercihleri
2023’te ABD’de yayımlanan “Apple Kadın Sağlığı Çalışması”na göre en yaygın kullanılan ürünler; normal tamponlar, hijyenik pedler, günlük pedler ve süper emici tamponlar olarak sıralanıyor. Katılımcıların daha küçük bir kısmı ise menstrüel kap ve regl külodu gibi alternatif ürünlere yöneliyor. Geleneksel ürünler hala en popüler seçenekler olsa da özellikle gençler, yeni seçenekleri denemeye daha açık görünüyor.
Çalışmaya göre katılımcıların:
- Yüzde 47’si normal tampon,
- Yüzde 46’sı hijyenik ped,
- Yüzde 43’ü günlük ped,
- Yüzde 33’ü ise süper emici tampon kullanıyor.
Yaş gruplarına göre kullanım farklılaşıyor. 18-19 yaş grubundaki gençlerin yarısından fazlası (yüzde 56) ped kullanıyor. 20-29 yaş aralığında tampon (yüzde 51) pedin (yüzde 46) önüne geçiyor. 30-39 yaş grubunda tampon kullanım oranı yüzde 48’e çıkıyor. 40-49 yaş itibarıyla ped kullanımı tekrar tamponun önüne geçiyor (yüzde 46 ped – yüzde 43 tampon). 50 yaş ve üzeri katılımcılarda tampon kullanımı yüzde 30’a düşerken, ped kullanımı yüzde 44 seviyesinde seyrediyor.
Konuşmamız Gerek Derneği’nin Marketing Türkiye ile paylaştığı 2022 tarihli “Türkiye’de Regl Yoksulluğu Araştırması”na göre Türkiye’de katılımcıların yüzde 90,9’u hijyenik ped kullanıyor; yüzde 20’si tampon, yüzde 13’ü tuvalet kağıdı, yüzde 5,1’i menstrüel kap, yüzde 2,2’si regl külodu, yüzde 1,6’sı bez parçası, yüzde 1,3’ü yıkanabilir ped kullanıyor. Menstrüel disk ve diğer ürünler ise çok düşük oranlarda tercih ediliyor. Yaş kırılımına bakıldığında hijyenik ped kullanımının yaşla birlikte azaldığı, tampon kullanımının ise arttığı; menstrüel kap kullanımının 25-35 yaş aralığında, regl külotunun ise 45 yaş ve üzerinde daha yaygın olduğu görülüyor.

“Regl yoksulluğu” gerçeği
Dünya genelinde regl yoksulluğu hala ciddi bir sorun. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) verilerine göre yaklaşık 500 milyon kadın ve kız çocuğu, regl döneminde ihtiyaç duyduğu hijyenik ürünlere erişemiyor. PLAN International’ın 2017 araştırması, Birleşik Krallık’ta 14-21 yaş arasındaki her 10 regl olan kişiden birinin menstrüel ürünleri karşılayacak maddi güce sahip olmadığını ortaya koyuyor. UNESCO verileri ise Sahra Altı Afrika’da her 10 kız çocuğundan birinin menstrüel ürün veya temiz ve güvenli tuvalet eksikliği nedeniyle okula düzenli devam edemediğini gösteriyor.
Türkiye’de regl ve menstrüel ürünler, 2000’li yılların başında televizyon reklamları aracılığıyla görünür hâle geldi. Ancak günümüzde hala birçok reklamda regl sıvısı mavi renk ile temsil ediliyor. Regl izni ise ilk olarak 2004’te, yalnızca “ağır ve tehlikeli işler” kapsamında çalışan kadınlara 5 gün olarak tanındı; yönetmeliğin 2013’te kaldırılmasının ardından son yıllarda sendikaların çabalarıyla regl izni toplu iş sözleşmelerine yeniden eklenmeye başlandı. Regl yoksulluğu ve regl tabusu üzerine yaptığı haberlerle tanınan gazeteci Evrim Kepenek’in Marketing Türkiye’ye aktardığı verilere göre, regl tabusu; regl olan bireylerin ihtiyaçlarını dile getirmeleri, yardım istemeleri ve eksikliklerini ifade etmeleri önünde doğrudan bir engel oluşturuyor.
Markalar, kadınları tabuları yıkmaya teşvik ediyor
Regl konusundaki farkındalığı artırmak ve tabulara meydan okumak için küresel markalar da adımlar atıyor. Dünyanın en büyük renk kataloğu Pantone, kadınların regl dönemleri nedeniyle ayrımcılık görmesine dikkat çekmek amacıyla yeni bir kampanya başlattı. Kampanya kapsamında kataloğa “Regl Kırmızısı” adıyla yeni bir renk eklendi.
Daha çok reklam ve kamu spotuna ihtiyaç var

Gazeteci
✓ “Regl yoksulluğu”, regl olan bireylerin hijyenik ped, tampon gibi ürünlere ya da güvenli hijyen koşullarına erişememesi anlamına geliyor. Bu durum yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir sorun olarak karşımızda duruyor. Regl olan bireylerin ihtiyaçları hem kamusal hem de kurumsal düzeyde yeterince önceliklendirilmiyor. Eğitim kurumlarında regl hakkında bilgi verilmemesi, bu tabunun kuşaktan kuşağa aktarılmasına neden oluyor…
✓ Regl yoksulluğu yalnızca ekonomik bir mesele değil, altyapı, mahremiyet ve bilgi eksikliğiyle de ilişkili. Özellikle afet bölgelerinde ve geçici barınma alanlarında temiz su, güvenli tuvalet ve çöp kutusu eksikliği, regl hijyenini ciddi bir sorun haline getiriyor. Derin Yoksulluk Ağı’nın verileri maddi destek olmadan hijyenik pede ulaşmanın güç olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’de uzun süre ped ve tamponlara yüksek oranda KDV uygulanması erişimi daha da zorlaştırmıştı, her ne kadar 2022 yılında bu oran yüzde 18’den yüzde 8’e düşürülse de enflasyon nedeniyle bu indirim maalesef tüketiciye doğrudan yansımadı.
✓ Toplumda regl hâlen “gizlenmesi gereken”, “utanç verici” bir süreç olarak görülüyor. Ayrıca, toplumsal söylemde regl kanı, kokusu, leke bırakma riski gibi unsurlar “kir” veya “pislik” algısıyla ilişkilendirilerek, regl süreci olumsuz bir biçimde damgalanıyor. Bu tabular, kadınların menstrüel ürünlere erişimini çok yönlü şekilde etkiliyor. Öncelikle, utanç ve gizleme ihtiyacı nedeniyle bireyler ihtiyaçlarını dile getirmekte çekiniyor örneğin okulda, işyerinde “pede ihtiyacım var” demek ya da kamu kurumlarında talepte bulunmak için yeterli özgüveni bulamıyorlar.
✓ Tabu ve damgalama yalnızca toplumsal bir psikoloji meselesi değil regl yoksulluğunu derinleştiren yapı taşlarından biri. Tabunun kırılması, reglnin konuşulabilir hale gelmesi; medyanın, eğitim sisteminin, sağlık politikalarının bu konuyu görünür kılması; regl hakkının bir insan hakkı olarak kabul edilmesi ve kamu/özel alanda regl dostu düzenlemelerin yaygınlaştırılması, erişim eşitsizliklerini azaltmak açısından kritik.
Markalar, regli sosyal sorumluluk alanı olarak görmeli

Konuşmamız Gerek Derneği Genel Koordinatörü
✓ En yaygın tabu, reglin ayıp ya da kirli bir şey olduğu inancı. Bu, sadece utanç hissi yaratmıyor; aynı zamanda eğitimi, sağlığı ve toplumsal katılımı da kısıtlıyor. Türkiye’de hala birçok genç, bu konuda konuşmaktan çekiniyor. Regl kelimesini telaffuz edememek, ihtiyacı da saklıyor. Okulda veya işte devamsızlık kişisel sorun olarak geçiştiriliyor; sistem regl olana arkasını dönüyor. Regl olmanın normal ve sağlıklı olduğunu pekiştirmek bizim için en temel dönüşüm alanı.
✓ Dezavantajlı gruplarda engeller katmanlı. Regl ürünleri çoğu zaman öncelikli ihtiyaç listesine girmiyor. Sahada çalıştığımız birçok bölgede, ped almak yerine bez, gazete kağıdı, tuvalet kağıdı veya eski kumaş parçaları kullanan kadınlarla karşılaşıyoruz. Bu da enfeksiyon riskini artırıyor ve sağlık hakkını doğrudan etkiliyor. Üstelik hijyenik ve güvenli tuvaletlerin eksikliği önemli bir engel. Regl ürünlerine ücretsiz erişim ve güvenli altyapı, temel bir insan hakkı olarak görülmeli. Dezavantajlı gruplarda engeller katmanlı. Regl ürünleri çoğu zaman öncelikli ihtiyaç listesine girmiyor. Sahada çalıştığımız birçok bölgede, ped ve tampon yerine bez, gazete kağıdı, tuvalet kağıdı veya eski kumaş parçaları kullanan kadınlarla karşılaşıyoruz. Bu da enfeksiyon riskini artırıyor ve sağlık hakkını doğrudan etkiliyor. Üstelik hijyenik ve güvenli tuvaletlerin eksikliği önemli bir engel. Regl ürünlerine ücretsiz erişim ve güvenli altyapı, temel bir insan hakkı olarak görülmeli.
✓ Medya ve markaların etkisi kritik. Regl ürünlerinin görünür olması, utanç değil hak perspektifiyle ele alınması büyük fark yaratıyor. Son yıllarda kullanılan dil değişmeye başladı; daha gerçek ve kapsayıcı. Reklamlarda kırmızı rengin kullanılmaya başlanması ve regl kelimesinin açıkça telaffuz edilmesi bile toplumsal dönüşüm açısından büyük bir adım. Markalar, regli yalnızca pazarlama fırsatı olarak değil, sosyal bir sorumluluk alanı olarak görmeli. Sivil toplumla birlikte çalışarak menstrüel adalet mücadelesinde kalıcı fark yaratabilirler.
