16 Ekim Abone Ol
  • Haberler
    • Ajanslar / Konkur
    • Atamalar
    • Dijital
    • KSS
    • Haberler
    • Insights
    • Trend
    • Marketing Türkiye 101
    • Türkiye’nin Gündemi
  • Yaratıcı İşler
  • Dergiler
  • Etkinlikler
  • Söyleşiler
  • Kariyer
  • Yazarlar
  • Araştırma
  • Abone Girişi
  • Abone Ol
Televizyonu nasıl bir gelecek bekliyor?

Televizyonu nasıl bir gelecek bekliyor?

Günseli ÖZEN
5 gün önce
5 dk okuma

Televizyon yayıncılığının nabzını tutan, sektörün dönüşümünü yakından takip eden bir isim Aslı Yaşaroğlu. Ancak şimdi gündeminde o dönüşüme yön vermek var… Televizyon Yayıncıları Derneği’nin (TVYD) ilk kadın Başkanı olarak göreve başlayan Yaşaroğlu, yalnızca sektörün geleceğine dair vizyonuyla değil, kadınların karar alma mekanizmalarındaki temsiline verdiği önemle de dikkat çekiyor. Onun için bu koltuk bir unvandan çok daha fazlası: Hem gurur hem de sorumluluk. Dijitalleşme, içerik üretiminde yeni trendler, reklam dünyasının değişen dinamikleri ve televizyonun gelecekteki rolü… Hepsine dair güçlü bir bakışı, vizyoner bir yaklaşımı var. Oy birliğiyle dernek Başkanlığına seçilen Aslı Yaşaroğlu ile televizyonun dönüşümünü, dijital platformlarla rekabetin sektör için ne ifade ettiğini ve elbette dudak uçuklatan yapım maliyetlerini konuştuk… Sektördeki rekabete de değinen Yaşaroğlu “İyi içerik üreten yürüyüp gidecek” diyor…

Oy birliğiyle TVYD’nin ilk kadın Başkanı seçildiniz… Bu sizin için ne ifade ediyor? Hedefleriniz neler?

TVYD’de ilk kadın Başkan olmak benim için hem gurur verici hem de önemli bir sorumlu­luk. Televizyon yayıncılığı gibi etkisi yüksek bir alanda kadın temsiline katkı sunmak beni ayrı­ca motive ediyor. Kadınların karar alma süreç­lerinde daha fazla yer alması gerektiğine inanı­yorum. TVYD gibi köklü bir dernekte bir kadın olarak yer almak bana hem cesaret veriyor hem de inanılmaz bir deneyim sağlıyor. Hedeflerim arasında derneği daha kapsayıcı ve sürdürüle­bilir kılmak, dijitalleşmeye daha fazla yatırım yapmak ve sektörün görünürlüğünü artırmak var. Ayrıca gönüllülük kültürünü de güçlü tuta­rak, sevgi ve emekle büyüyen bir yapı oluştur­mak istiyorum. Tüm kanallara seçilmemde çok destek oldukları için tekrar teşekkür ediyorum.

TV sektörü markalar için uzun yıllar ana mecra olarak konumlandı. Sizce bu ko­numlama hala devam ediyor mu? Sektö­rü nasıl bir gelecek bekliyor?

Televizyon sektörü uzun yıllar ana mecra ola­rak çok güçlü bir konumdaydı. Ancak bugün dijital platformların yükselişiyle birlikte izleyi­ci alışkanlıkları değişiyor. TV hala geniş kitle­lere ulaşmada önemli bir araç ancak sektörde çeşitlenme ve dönüşüm kaçınılmaz. Gelecekte televizyonun, dijital mecralarla entegre çalışan, içerik üretiminde ve dağıtımında daha esnek ve yenilikçi bir yapıya dönüşeceğini düşünüyo­rum. İzleyicinin beklentilerine hızlı yanıt veren, çoklu platformlarda var olan bir sektör bizi bek­liyor.

Dijital platformlarla televizyonlar ara­sındaki rekabeti nasıl değerlendiriyor­sunuz? Bu rekabetin hem izleyicilere hem yapımcılara hem de yayıncılara ge­tirileri neler?

Dijital platformlarla televizyon arasındaki re­kabet, sektörün dinamizmini artıran doğal bir süreç. İzleyici artık sadece izlemekle kalmıyor, deneyim istiyor; bu da bizleri daha yaratıcı ol­maya zorluyor. Yapımcılar için bu çeşitlilik, farklı hikayeler anlatmak ve yeni formatlar denemek anlamına geliyor. Yayıncılar ise hem teknolojiyi hem de izleyici beklentilerini iyi okumak zorunda. Sonuçta, bu rekabet herkesin işine olumlu yansıyor; daha kaliteli ve çeşitli içerikler izleyiciyle buluşuyor. Daha çok iyi hi­kayelere ihtiyaç duyuluyor. Daha çok oyuncu alternatifine bakılıyor. Aslında bu genç medya­cılar için büyük şans. İyi içerik üreten sektörde yürüyüp gidecek.

Televizyonu nasıl bir gelecek bekliyor?

TV kanalları ve dijital platformlar aynı hedef kitleye ulaşmak için yarışıyor an­cak farklı vergilendirme ve denetleme süreçlerine tabiler. Bu durum rekabette nasıl dezavantajlar yaratıyor?

Öncelikle TV kanalları ve dijital platformların aynı hedef kitleye ulaştığını düşünmüyorum. Bu konuya üç farklı açıdan bakmakta fayda var. İçerik olarak bakarsak, dijital platformlar ko­nusal anlamda daha serbest, TV kanalları bazı kurallar çerçevesinde içeriklerini sınırlı tut­mak durumunda. Reklam tarafından bakacak olursak, TV kanallarında reklam uygulamala­rı; Avrupa Birliği standartları, RTÜK, Rekabet Kurumu ve yıllar içinde reklamveren, yayıncı ve izleyici arasında oluşmuş etik kurallar çerçe­vesinde yürütülüyor. Dijital mecralarda ise rek­lam süreçleri, platformların kendi politikaları doğrultusunda şekilleniyor. Aralarındaki bu farklılık, her iki mecra için de farklı avantajlar ve dinamikler yaratıyor.

Vergilendirme ve denetleme süreçlerine gelir­sek de iki taraf arasındaki fark belirgin anlam­da ayrışıyor. Tabii bu da rekabet dinamiklerini etkileyebiliyor. İçerik üretimi, yatırım süreçleri ve hız açısından zaman zaman farklı avantaj­lar, dezavantajlar ya da sınırlamalar ortaya çıkabiliyor. İlerleyen süreçlerde TV tarafı için daha rekabetçi olması açısından olumlu ve ge­rekli düzenlemelerin yapılacağını umuyoruz. Aslında ücretli televizyon bizi dezavantajlı bir duruma sokmuyor, orada para kazanmada asıl rol abonelikte, reklamda değil. Bundan dolayı zaten çok sınırlı reklam yayını var…

İzleme alışkanlıklarındaki yeni trend­ler neler? İzleyiciler daha çok hangi tür programları talep ediyor?

Son yıllarda izleme alışkanlıkları hızla deği­şiyor. İzleyiciler artık daha kısa, hızlı ve kolay tüketilebilir içeriklere yöneliyor. Aynı zaman­da gerçek hayat hikayeleri, belgeseller ve yerli yapımlar daha fazla ilgi görüyor. Program se­çimlerinde eğlenceyle bilgi arasındaki denge çok kritik. İzleyici artık sadece vakit geçirmek istemiyor; aynı zamanda hayatına dokunan, samimi ve özgün içeriklere yöneliyor. Drama dizileri, yarışmalar ve güncel konuları ele alan programlar hala çok tercih ediliyor ama en çok da izleyicinin kendini bulduğu, samimiyetle anlatılan ve sıcaklığı hissedilen içerikler ilgi gö­rüyor.

Özellikle genç kuşak TV içeriklerini nasıl tüketiyor? TV’nin gelecekteki izleyici kit­lesi hakkında öngörünüz nedir?

Gençler artık televizyonu sadece oturup büyük ekranda izlemiyor, her an her yerden takip edi­yor. Telefon, tablet derken dijital dünya onların ana mecrası oldu. Bu durum bizi hem zorluyor hem de daha yaratıcı olmaya itiyor. Geleceğin izleyicisi bence böyle çoklu ekranlarda, özgürce istediği içeriğe ulaşan, esnek ve seçici bir kit­le olacak. Bizim de işimiz hem klasik izleyiciyi unutmadan hem de gençlerin ruhuna dokunan, yenilikçi işler yapmak. Çünkü televizyon değişi­yor, biz de onunla birlikte değişmeliyiz.

Sektördeki en önemli gündem maddele­rinden biri de yapım maliyetleri… Ciddi rakamlara ulaşan maliyetler sektörü na­sıl etkiliyor?

Yapım maliyetleri yükselince iş biraz daha zor­laşıyor tabii. Çünkü kaliteli iş yapmak istiyor­sak, bütçeyi doğru kullanmak ve kaynakları verimli yönetmek şart oluyor. Bu durum bazen projeleri seçerken daha dikkatli ve seçici olma­mıza neden oluyor ama aynı zamanda bizi daha yaratıcı çözümler aramaya da itiyor. Sonuçta, maliyetler artsa da işin kalbinde her zaman iyi hikaye ve emek var. Biz de sektör olarak bu dengede yürüyüp, izleyiciye dokunan işler üret­meye devam edeceğiz.

Televizyon reklamcılığında son yıllarda ne gibi değişiklikler yaşandı?

Reklamverenlerimiz ve reklam ajanslarımız ile beraber oluşturduğumuz mecramızı tutarlı fiyat ve yayın politikalarıyla hassasiyetle yönet­meye devam ediyoruz. Reklamlar her zamanki gibi hedef kitleye göre hazırlanıyor ve dijital mecralarla birlikte planlanıyor. Böylece izleyi­ciye daha doğru zamanda, daha ilgi çekici içe­riklerle ulaşmak mümkün oluyor. Kendimizi daha fazla anlatmamız gerektiği ortaya çıktı, bunu çok etkin bir şekilde yapıyoruz ve yapma­ya da devam edeceğiz…

Televizyonu nasıl bir gelecek bekliyor?
Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen ve Televizyon Yayıncıları Derneği Başkanı Aslı Yaşaroğlu

Son dönemde reklamverenlerin en çok şikayetçi olduğu konulardan biri de TV reklam fiyatlarındaki artışlar… Siz bu eleştirileri nasıl yorumluyorsunuz? Reklam sayılarındaki artış ya da azalış eğilimi hangi yönde ilerliyor?

Bu konuya tarafsız bir gözle bakıldığında, te­levizyon mecrasına yönelik eleştirilerin bugün geldiğimiz noktada haklılık payı taşımadığı­nı düşünüyoruz. Şöyle ki; televizyon kanalla­rı özellikle 2019 yılına kadar yoğun rekabetin etkisiyle, ülkemizdeki enflasyon ve döviz kuru artışlarına rağmen reklam fiyatlarında gerekli güncellemeleri yapamadı. Daha sonra televiz­yon kanalları, diğer sektörlerdeki mal ve hiz­met sağlayıcılar gibi, sürdürülebilirlik adına hak ettiği fiyatı belirleyip bu fiyatın arkasında durmaya başladı. Reklamverenler, kendi ürün ve hizmet fiyatlamalarıyla televizyon reklam fi­yatlarını 10–15 yıllık bir perspektiften karşılaş­tırdıklarında, reklam fiyatlarındaki artışların abartılı olmadığını açıkça görebilir. Ayrıca te­levizyonun kişi başı erişim maliyetinin hala en düşük mecralardan biri olduğu da net biçimde ortada.

Türkiye’de televizyon yayıncılığını diğer ülkelerle kıyasladığımızda gelişime açık alanlar hangileri olarak öne çıkıyor?

Türkiye’de televizyon yayıncılığı iyi bir noktada ama gelişmeye açık alanlar var tabii. Dijital­leşmeye biraz daha hız vermemiz, televizyonu farklı platformlarla daha iyi entegre etmemiz gerekiyor. İçerik tarafında ise diğer ülkelere göre daha iyi durumda olduğumuzu söyleyebi­liriz. İçeriklerimiz tüm dünyada izlenmeye ve kıtalara yayılmaya devam ediyor. Uluslararası platformlarla yarışmak için önce kendi hikaye­mize güvenmemiz gerekiyor. İzleyicinin kalbi­ne dokunan, bizim kültürümüzden ama evren­sel duygular barındıran içerikler üretmek şart. Tabii yapım kalitesi de önemli, teknolojiyi iyi kullanmazsak olmaz. Özetle, kendi güçlü yan­larımızı parlatırsak, dünya bizi daha çok dinler.

Tüm dünya yapay zeka gündemine kilit­lenmiş durumda. TV sektöründe yapay zekanın işlevini nasıl tanımlıyorsunuz?

Yapay zeka, televizyon sektöründe iş süreçleri­ni hızlandıran ve verimliliği artıran önemli bir araç haline geldi. İçerik üretiminden izleyici davranışlarının analizine, yayın planlamasından reklam hedeflemeye kadar pek çok alanda bize destek oluyor. Ama şunu da biliyoruz ki, işin özü hala insan yaratıcılığı ve duygusu. Biz ülke ola­rak iyi hikayelere sahibiz, yapay zeka ile bunu bir araya getirirsek tüm dünya bizi daha çok izler. Ama sonuçta TV içeriklerinin her zaman insan zekasına, yaratıcılığına ve kalbine ihtiyacı var.

“Yapay zeka pazarlamacıların işini elinden mi alacak?” Yanıt Marketing Türkiye Ekim sayısında!

featured
1 Yapay zekanın geleceğinde yerini Al: Sınırlı kontenjanlı AI LAB eğitimleri için hemen kayıt ol! Eğitimler 24 Ekim'de başlıyor!
Yapay zekanın geleceğinde yerini Al: Sınırlı kontenjanlı AI LAB eğitimleri için hemen kayıt ol! Eğitimler 24 Ekim’de başlıyor!
2 Stranger Things İstanbul’u ele geçirmeye geliyor!
Stranger Things İstanbul’u ele geçirmeye geliyor!
3 İletişimde anlam ekonomisi: Görünür olmak mı, görülmeye değer olmak mı?
İletişimde anlam ekonomisi: Görünür olmak mı, görülmeye değer olmak mı?
4 Çalışanlar yorgun olduğu için değil, görülmediği için tükeniyor!
Çalışanlar yorgun olduğu için değil, görülmediği için tükeniyor!
5 Adgager, Marketing Türkiye için araştırdı: İlk 6 ayın en başarılı reklam filmleri…
Adgager, Marketing Türkiye için araştırdı: İlk 6 ayın en başarılı reklam filmleri…
Güncel Haberler
İngiltere'de binlerce kişi Johnson & Johnson'a "kanser riski" sebebiyle dava açtı
İngiltere’de binlerce kişi Johnson & Johnson’a “kanser riski” sebebiyle dava açtı
Haftanın marka ajans iş birlikleri (10-16 Ekim)
Haftanın marka ajans iş birlikleri (10-16 Ekim)
5G frekans ihalesi tamamlandı! 2026'da kullanıcılarla buluşacak...
5G frekans ihalesi tamamlandı! 2026’da kullanıcılarla buluşacak…
Sosyal Medya
  • FACEBOOK
  • TWITTER
  • LINKEDIN
  • INSTAGRAM
  • YOUTUBE

İlgili Haberler

Turizmde pandemi: 10 kişiden 6'sı yazı tatilsiz kapattı
Haberler
Turizmde pandemi: 10 kişiden 6’sı yazı tatilsiz kapattı
Nafizcan Önder
30 Ağustos 2025
Japonya'daki Türk turist sayısı yüzde 77,3 arttı! Peki, nereden çıktı bu Japonya sevdası?
Haberler
Japonya’daki Türk turist sayısı yüzde 77,3 arttı! Peki, nereden çıktı bu Japonya sevdası?
Sena Tufan
18 Ağustos 2025
Japonya Altes Prensesi Mikasa'dan “Türkiye Dostluğu” konferansı 
Haberler
Japonya Altes Prensesi Mikasa’dan “Türkiye Dostluğu” konferansı 
Marketing Türkiye
1 ay önce
Markalar dijital yorgunluğu "Moodscrolling" ile yenecek!
Haberler
Markalar dijital yorgunluğu “Moodscrolling” ile yenecek!
İrem Alimoğlu
9 Ağustos 2025
  • Yarışmalar
  • Temsilcilikler
  • Etkinlikler
  • Yayınlar
Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar
Temsilcilikler Temsilcilikler Temsilcilikler
Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler
Yayınlar

Esentepe Mahallesi, Kore Şehitleri Caddesi, No:7, Yegane Apartmanı, Kat: 2, Daire: 4,
Şişli/İstanbul

[email protected]
0 (212) 211 11 12

  • Haberler
  • Yazarlar
  • Söyleşiler
  • Yaratıcı İşler
  • Etkinlikler
  • Kariyer
  • Üye Girişi
  • Kayıt Ol
  • Hakkımızda
  • Künye ve İletişim
  • KVKK Açık Rıza Beyanı
  • Mesafeli Satış Sözleşmesi
  • Gizlilik, Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Politikası

©2025 Rota Yayın Yapım Tanıtım Tic. Ltd. Şti. Bu Sitede Bulunan Yazı Ve Çizimlerin Her Hakkı Saklıdır.

Abone Ol
  • Haberler
    • Ajanslar / Konkur
    • Atamalar
    • Dijital
    • KSS
    • Haberler
    • Insights
    • Trend
    • Marketing Türkiye 101
    • Türkiye’nin Gündemi
  • Yaratıcı İşler
  • Dergiler
  • Etkinlikler
  • Söyleşiler
  • Kariyer
  • Yazarlar
  • Araştırma

© 2001 Rota Yayın Yapım Tanıtım Tic. Ltd. Şti. Bu Sitede Bulunan Yazı Ve Çizimlerin Her Hakkı Saklıdır.

Asquared WordPress Agency tarafından tasarlanmış ve kodlanmıştır.