“Magnum Bakery” ile klasik dondurma anlayışının ötesine geçerek hazzı daha cesur, daha yaratıcı ve daha duyusal bir deneyime dönüştüren Magnum, İstanbul’da başlattığı bu yolculuğu farklı şehirlere taşımaya hazırlanıyor. Dünyada ilk kez Türkiye’de hayata geçirilen bu ilginç projenin detaylarını Magnum Türkiye Marka Müdürü Serkan Oğuz ile konuştuk…
Yıl, Magnum global ve Türkiye’nin ortak olarak hayata geçirdiği Magnum Mini’nin “Ses Getiren Haz” kampanyasıyla başlıyor. Bunu, Magnum’un yeni lezzetleri Utopia Karamel ve Utopia Ahududu’yu tanıtan kampanya ve Türkiye’de en fazla katılımın sağlandığı, tüketicilere lüks hediyeler kazanma fırsatı sunan, gelenekselleşen promosyon kampanyası takip ediyor. Toplamda üç ana kampanya hayata geçiriliyor. 2025 yılındaki yeni lezzetlerden olan Magnum Utopia Ahududu, Magnum Utopia Karamel ve çıtır kadayıf ile antep fıstığının birleşimiyle öne çıkan yeni Magnum Dubai de yılın dikkat çeken yeni lezzetleri olarak öne çıkıyor.
Cannes Film Festivali döneminde uzun yıllardır sürdürdüğü iletişimlerin yanı sıra, bu sene Primavera gibi farklı müzik festivallerinde de yer almaya başlayan Magnum, influencer projeleriyle de Magnum hazzı deneyimini farklı okazyonlarda yer almaya başlayarak pekiştiriyor. Tüm bu projeler, dijitalde yükselen gastronomi trendleri ve tüketicilerin beklentilerinden ilham alarak tasarlanan Magnum Bakery konseptiyle birleşiyor; böylece Magnum hazzı çok boyutlu ve deneyim odaklı bir şekilde fiziksel dünyaya taşıyor. Deneyim ve lezzet dolu bu yolculuğu Magnum Türkiye Marka Müdürü Serkan Oğuz ile konuştuk…

Magnum Türkiye Marka Müdürü
Magnum Bakery konsepti nasıl ortaya çıktı? Türkiye’de hayata geçirilmesinin stratejik önemi nedir?
Magnum Bakery, ilk defa bu yıl Mayıs ayında, Cannes Film Festivali boyunca yapılan Magnum’un dünyadan pek çok farklı ünlü ismin ve influencer’ın ağırlandığı global lansmanında tanıtılan bir proje. Projenin çıkış noktası, dijitalde yükselen gastronomi trendlerini yakından takip ederek, bu ilhamı fiziksel dünyada, deneyimlenebilir bir konsept haline getirmekti. Yani dijitalden doğan bir fikir, geleneksel yeme-içme kültürüyle buluştu ve çok güzel geri dönüşler alındı.
Biz de bu projenin, Türkiye’nin pazar büyüklüğü, dinamizmi, yeniliklere açıklığı ve artizanal kahve kültürüne olan ilgisi sebebiyle, ülkemiz için uygun ve potansiyelinin çok yüksek olduğu içgörüsüyle hayata geçirme kararı aldık. Özellikle İstanbul, trend belirleyen, zengin yeme-içme kültürüyle projeyi burada başlatmak için çok uygun bir ortam sundu.
Magnum Bakery’nin yaratıcı süreçlerinde izlediğiniz iletişim rotası neydi? “Mbassador” olarak tanımladığınız, Magnum marka elçileriyle iş birlikleriniz bu deneyimi nasıl güçlendirdi?
Magnum Bakery için izlediğimiz iletişim rotası, konseptin duyusal ve deneyim odaklı yönünü partnerlerimizle birlikte dijital dünyaya taşımaya yönelikti. Bu projede marka DNA’mızla mükemmel uyum sağlayan çok değerli bir partnerimiz KEIN ile bir araya geldik. Magnum Bakery kampanyasının dijital tarafında KEIN’in deneyimi ve yaratıcı yaklaşımı, konsepti çok daha farklı ve etkileyici bir noktaya taşıdı. Kampanyada kullanılan sensorial marketing (duyusal pazarlama) ise, son yıllarda yükselen bir trend olmasının yanı sıra, Magnum’un uzun yıllar boyunca ikonik kıtırtısıyla kategoride sahiplenmiş olduğu yaklaşımla doğal bir uyum sağladı.

Mbassadorlarımız, Boran Kuzum, Danla Biliç ve Duygu Özaslan ile gerçekleştirdiğimiz özel çekimler, Magnum Bakery’nin dünyasını dijitale taşıma sürecinde kritik rol oynadı. Bu sayede hem görünürlüğümüzü artırdık hem de hedef kitlemizle samimi, güçlü bir bağ kurduk. Oldukça güzel geri dönüşler aldık ve almaya da devam ediyoruz.
Hide Arnavutköy, Origami Kruvasan ve Härman ile yapılan iş birliklerinin detaylarını paylaşabilir misiniz? Magnum deneyimini nasıl yeni bir seviyeye taşıdınız?
Hide Arnavutköy, Origami Kruvasan ve Härman Coffee bu yolculuğun üç önemli parçası oldu. Magnum Bakery’nin ilk lansmanını, partnerlerimizden biri olan Hide Arnavutköy’de gerçekleştirdik. KEIN’in ev sahipliğinde gerçekleşen bu buluşmada misafirlerimize Magnum Bakery reçetelerini; Pancookie, Pancake ve Pavlova gibi estetik sunumlu tatlıları ilk kez tattırma fırsatı bulduk. Magnum Bakery’nin ilk durağı olan Hide Arnavutköy’de gerçekleşen lansmanımızın sosyal medya yansımaları da oldukça güçlü oldu. Magnum bakery’nin ilk kez tanıtıldığı lansman gecesinde yapılan paylaşımlar, 90 milyon gösterim ve 15 milyon erişim elde etti.



Her mekân, kendi topluluğuna ve deneyim anlayışına uygun özel Magnum Bakery reçeteleri geliştirdi. Hide’ın artizanal yaklaşımı, Origami’nin kruvasan konusundaki ustalığı ve Härman’ın kendine özgü tarzı, Magnum’un ikonik çikolatası ve “haz” felsefesiyle birleşti. Origami’nin menüsünde, Magnum Badem Kruvasan, Magnum Dubai Kruvasan, Magnum Karadut Böğürtlen Küp ve Crack Shake’ler gibi farklı damak tatlarına hitap eden kruvasanlar ve içecekler bulunurken, Härman Coffee’de Magnum Matcha Cloud, Magnum Espresso Cloud ve Utopic Smoothie gibi özgün içeceklerin yanı sıra kahve tutkunları için özel olarak hazırlanan M-Affogato yer aldı.
Magnum’un çikolata ve dondurma uzmanlığı Bakery konseptine nasıl yansıdı? Bu konsept şehirdeki yeme-içme kültürüne ne tür yenilikler kattı?
Magnum’un ikonik çikolatası ve dondurma konusundaki yıllara dayanan uzmanlığı, bakery ürünlerinin sıcaklığı ve dokusuyla harmanlandı. Her reçetede, partner mekanların imzası ve Magnum’un premium estetik anlayışı buluştu. Sonuç yalnızca tatlı değil; görsel, duyusal ve gastronomik olarak bütünleşen bir deneyim oldu. İstanbul’un yeme-içme sahnesine, gelenekselin ötesine geçen, trendleri belirleyen yeni bir tatlı kültürü kazandırdık. Aynı zamanda hazzın, artizan bakery dünyasında yeniden yorumlandığı ve kahve ile tatlı keyfini bir araya getiren yeni bir buluşma okazyonu yarattık diyebilirim.
Farklı mekanlarla yaptığınız iş birlikleri pazarlama stratejinize nasıl katkı sağladı?
Bu iş birlikleri sayesinde, İstanbul’un farklı semtlerindeki topluluklarla temas kurarak markamızı farklı bağlamlarda deneyimletme fırsatı bulduk. Magnum Bakery, sadece yeni bir ürün lansmanı değil; Magnum’un premium dünyasını şehir kültürüyle buluşturan, çok kanallı ve çok boyutlu bir marka deneyimi oldu. Böylece hem marka algımızı güçlendirdik hem de hedef kitlemizin gündelik an’larını hazla buluşturduğumuz bir deneyime dönüştürdük.
Magnum Bakery konseptinden aldığınız geri dönüşler ve dijital etkileşimler, konseptin geleceğini nasıl şekillendiriyor? Önümüzdeki dönemde başka şehirlerde de tüketicileriniz Magnum Bakery deneyimini yaşayabilecek mi?
Magnum Bakery konseptinden aldığımız geri dönüşler ve dijital etkileşimler oldukça olumlu oldu. Magnum olarak bugüne kadar ürettiğimiz Bakery içerikleri 500 milyon gösterim ve 30 milyon erişim elde etti. Bu veriler, Bakery konseptinin Türkiye’nin farklı şehirlerinde de güçlü bir etki yaratabileceğini göstermiş oldu. Önümüzdeki dönemde İzmir, Muğla gibi şehirlerde ve bu şehirlerin Çeşme, Bodrum gibi sahil kesimlerinde de bakery ürünleri ile karşılaşmak mümkün olacak. Potansiyel lokasyonlarla görüşmelerimizi sürdürürken, hem hepimizin aşina olduğu ve sevdiğimiz kafelerle hem de lokal artizanal mekanlarla iş birliği yapmayı planlıyoruz. Magnum Bakery çok yakında sadece İstanbul’da değil büyük-küçük farklı lokasyonlarda da tüketicilerimiz için ses getiren ve haz dolu bir deneyim olmaya devam edecek.

