Bilgi ve İletişim Teknolojileri gibi rekabet yoğun ve dinamik bir sektörde sürdürülebilir başarı sağlamak için insan kaynağı büyük önem taşıyor. Bilkom İnsan Kaynakları Direktörü Burak Sezer’e göre başarının sırrı, birçok farklı yetkinliği olan, renkli ve çevik bir ekibin farklılıklarının doğru bir şekilde harmanlanması…
Günümüzün dijital çağında her ne kadar yeni ve yenilikçi teknolojiler ön plana çıkıyor gibi görünse de insanları “işin kalbinde tutmaya devam etmek” hâlâ çok önemli. Pandeminin getirdiği yıkıcı değişim bile geleceğin iş yerinin odak noktasında insanın yer alacağı gerçeğini değiştirmedi, aksine pek çok şirket ve kuruluşu insan sermayesine yapılan yatırım üzerinde derin derin düşünmeye yöneltti.
Bilkom, sektöründe 36 yılı aşkın tecrübesiyle ülkemizin önde gelen Bilgi ve İletişim Teknolojileri (ICT) dağıtıcılarından biri. Portföyünde Apple, Huawei, TCL, DJI, Fitbit (Google), Alcatel Blackberry, Celly, Hypergear ve Logitech gibi adı dijital ve mobil dönüşümle özdeşleşmiş dünya devi markalar bulunuyor. İnsanı önceliklendiren bir yaklaşımla çalışan Bilkom, son dönemde bu alanda çok prestijli iki ödül kazandı. Dünyanın önde gelen insan kaynakları ve yönetim danışmanlığı şirketi Kincentric tarafından, 2018 ve 2019 yılında olduğu gibi 2020 yılında da “En İyi İşyeri” ödülüne layık görüldü. 3 yıldır aynı ödülü alma başarısı gösteren şirkete “Sürekli Mükemmellik” ödülü de verildi. Bilkom’un deneyimli yöneticilerinden biri olan İnsan Kaynakları Direktörü Burak Sezer de iş ve ekonomi dünyasının önemli yayınlarından Fast Company Dergisi’nin “En Yenilikçi 50 İK Lideri” listesine girme başarısını gösterdi. Burak Sezer ile çifte başarının sırrı ve insan kaynakları vizyonu üzerine konuştuk.
Bilkom’un nasıl bir kaynağı ve buna uygun İK yapılanması var?
Kadını erkeğiyle, Y kuşağı ya da daha kıdemlisiyle Bilkom’un başarısı için çalışan, birçok farklı yetkinliğe sahip olan, renkli, çevik ve hızlı bir ekibimiz var. Biz bütün farklılıkları bir potada harmanlayarak başarılı sonuçlar elde edebildiğimize inanıyoruz. Bu yeteneklerin seçilmesi, doğru pozisyonlara yerleştirilmesi ve motivasyonlarının sağlanması, temel görevimiz. Dahil olduğumuz Koç Topluluğu değerlerini yansıtan İK uygulamalarıyla yalın bir İK organizasyon yapısına sahibiz. Çoğunluğu satış ekibi olmak üzere 107 kişilik bir ekibe hizmet sunuyoruz. Her yıl istihdamımız artıyor, ekibimiz büyüyor. Butik İK hizmeti veriyoruz. Şimdilerde ise mevcut olan çevik yapımızı koruyup, hatta daha da geliştirip verimliliği daha da artırmayı hedefliyoruz. Dijital dönüşüm konusundaki süreçlerimiz de devam ediyor.
Bilkom İK, çalışanları için neler yapıyor?
Kişiye özel uygulamalarımızla çalışanlarımızın ihtiyaçlarını dikkate alıyoruz. Herkese tek tek dokunuyor, kişisel gelişimleri ve kariyer gelişimleriyle ilgili olarak pek çok fırsat sunuyoruz. Onlara sadece Bilkom özelinde değil, tüm kariyer yaşamlarında yararlı olacak yatırımlar yapıyoruz. Eğitimleri seçerken de bu gözle bakıyor; genel geçer eğitimlerden daha çok nokta atışı yapabileceğimiz, çalışanlarımızın hayatında iz bırakabilecek eğitimler seçiyoruz. Çalışanlarımıza her noktada danışmanlık yapıyoruz. Tarafsız ve stratejik iş yapış prensiplerimizle hem yönetime hem de ekiplere eşit mesafedeyiz. Yaratıcı ve değer katan bir kimliğe sahip olan İK birimimizin görüş ve yönlendirmesine değer verilen Bilkom’da, bu anlamda tüm süreçlerde yönetimin gerçek bir ortağıyız.
Pandemi süreci nasıl geçiyor? 2021’de çalışanları desteklemeyi sürdürmek için ne gibi planlarınız var?
Bugüne kadar olduğu gibi pandemi sürecinde de en önemli sermayemizin, insan kaynağı olduğu bilinciyle hareket ettik. Temel amacımız, çalışanlarımızın sağlığını ve mevcut durumunu korumak oldu. Tüm ekip arkadaşlarımız ve aileleri sağlık ve maddi anlamda zarar görmeden, süreci tamamlamayı hedefledik. Uzaktan çalıştığımız bu dönemde çalışanlarımızın diyalog kurma ihtiyacını karşılamak için her zaman onların yanında olduk. İK olarak sürekli iletişim kurduk, moral ve cesaret verdik. İhtiyaçlarını öğrendik, gerekli durumlarda psikolojik destek sağladık. Özel günlerinde İK’daki arkadaşlarımız çalışanlarımızın evine gitti, örneğin doğum günlerinde pastayla ziyaret etti. “Bilkom Buluşması” adını verdiğimiz toplantıları çevrimiçi platformda her ay düzenli olarak devam ettirdik. Pandemi öncesi çalışanları harekete teşvik etmek amacıyla “Dijital Adımlar” projesini başlatmıştık ve ekipler arası yarışa varacak kadar büyük ilgi görmüştü. Pandemi sonrasında bu projemizi daha geliştirmeyi amaçlıyoruz.
Bilkom’da çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık açısından ne gibi uygulamalar yapıyorsunuz?
Çalışanlarımızın yüzde 47’si kadın. Çalışan yaş ortalamamız ise 34. Oldukça dengeli ve genç bir ekibiz. Bilkom’un en öne çıkan yönlerinden biri, yeni nesle inisiyatif vererek cesaretlendirici olması. Şirketimizde her yaştan ve kıdemden çalışanın söz hakkı var. Herkesin, şirketin tüm dinamikleriyle ilgilenmesini isteriz. Mesleki ve kişisel gelişimi destekleriz. Çalışanlardan gelen talep üzerine eğitimlerde “Bana Özel” diye bir bölüm yarattık. Herkes kendi gelişim alanına yönelik istediği eğitimi alabiliyor. Çalışanlarımızı “Alkışlıyorum” projesiyle düzenli olarak ödüllendiriyoruz.
İnsan kaynakları biriminin şirket performansına katkısını değerlendirir misiniz?
Bilkom’da İK çok önemli bir noktada yer alıyor. Çünkü biz nicelikten çok niteliğe önem veriyoruz. Sadece 107 kişi ile ciddi büyüme sağlıyoruz. Bunu yapabilmemizin tek sebebi, kaliteli ve yetkin insan kaynağımızdır. Açık iletişim ve anlık geri bildirim bizim için çok önemli. Bu sayede herhangi bir sorunla karşılaştığımızda hızlı çözüm üretip yarışa devam edebiliyoruz. Gelişen durumlara göre ekibimiz çok hızlı pozisyon alıp çözüm üretebiliyor. Bu da bizi her zaman oyunda ve yarışın içinde tutuyor. Zaten yaptığımız araştırmalarda da çeviklik oranımızın sektörün üzerinde olduğunu görüyoruz.