Zorlu sektörlerin kadın liderleri
Kadına yönelik toplumsal farkındalığın artmasıyla birlikte iş hayatında da roller değişiyor. Daha doğrusu “rol dağılımı” ortadan kalkıyor. Öyle ki daha düne kadar “erkek işi” olarak algılanan pek çok alanda bugün kadın liderler başarıdan başarıya koşuyor, tarih yazıyor. İşte o “erkek işi” algısını ters-yüz edip ezber bozan kadınlarla iş dünyasındaki keskin cinsiyet eşitsizliğini konuştuk…
Haber: Ece Özcan [email protected]
Yüzyıllardır süregelen “erkek işi” algısı mesleklere de cinsiyet kılıfı biçiyor. Toplumsal sınırlar ve yargılarla beslenen bu algı cinsiyet eşitsizliğinin yeniden üretilmesinde de bir araç görevi görüyor adeta. Ancak bu ilkel yaklaşım yine kadınlar tarafından ters-yüz ediliyor. Artık “erkek işi” olarak tanımlanan zorlu sektörlerde kadın liderler ortaya koydukları performanslarla şirketlerini başarıdan başarıya taşıyor. Böylece inşaat, sanayi, kimya, otomotiv, perakende ve akaryakıt gibi sektörlerde erkek egemenliği yerini eşitliğe bırakıyor. “Mesleklerin cinsiyeti olmaz” algısını yaratırken başarılarıyla da ilham kaynağı olan zorlu sektörlerin kadın liderleriyle bu başarının altındaki sırrı konuştuk…
Genç kızlarımız sanayiciliğe özendirilmeli
✓ Daha çocukken babamla Çan’daki fabrikalara gider veya İstanbul’daki şirket merkezinde uzun saatler geçirirdim. Bu konuda ailem her zaman şansım oldu. Fakat ülkemizde kadına biçilen toplumsal rol ve yerleşik kültür nedeniyle kadınların iş hayatına girişinde önüne pek çok bariyer çıkıyor. Kariyer gelişimindeyse başka yeni bariyerler devreye giriyor.
✓ İki sorumluluğum olduğuna inanıyorum. Babamdan aldığım sanayi kültürünü daha güçlü kılmak için kararlılıkla mücadele etmek ve genç kızlarımızın sanayiciliğe özenmelerini sağlamak. Zira sanayi için önem taşıyan mühendislik gibi meslekler ülkemizde hâlâ erkek işi olarak görülüyor. Ülkemizde kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 34 seviyelerinde. Oysa AB ortalaması yüzde 60… Bu şartları değiştiremezsek diğer ülkelerle eşit koşullarda rekabet edemeyiz.
✓ İş dünyasındaki cinsiyet ayrımcılığı sadece bize özgü bir sorun değil. Pek çok AB ülkesinde yönetim kurullarındaki kadın üye sayısıyla ilgili kotalar söz konusu.. Türkiye’deyse 2019 yılında BIST’e kayıtlı 402 şirketin yönetim kurullarındaki kadın üye oranı yüzde 15,9 seviyesindeydi. Dolayısıyla kadına pozitif ayrımcılık yapmak kısa sürede önemli bir fark yaratabiliyor fakat asıl önemli olan aile ortamından ve eğitimden başlayarak eşitsizliğe neden olan unsurları ortadan kaldırmak.
Kadının etkinliği artıkça toplumsal gelişmişlik de artar
✓ Hiç şüphesiz ki bir toplumda kadın ne kadar etkin ve üretkense toplum da o kadar gelişmiş oluyor. 20 senelik iş hayatımda cinsiyetim sebebiyle herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadım. Bağlı olduğum Koç Holding, UN Women’in yürüttüğü “HeForShe” hareketinin en büyük destekçilerinden biri. Topluluk içinde “HeForShe” vurgusu çok yaygın ve üst düzey yöneticiler dâhil olmak üzere her kademede kadının varlığı çok kıymetli. Koçtaş’ın içinde de ciddi bir farkındalık ve kadın yöneticiler için özel bir hedef var.
✓ Koçtaş’ta ekip olarak birlikte aynı hedefe koşuyor ve başarıyı birlikte yakalıyoruz. Dolayısıyla çalışma hayatında beni en çok başarıyı birlikte yakalamak ve aynı zamanda bir anne olarak çocuğuma iyi bir gelecek sağlamak için çalışmak motive ediyor.
✓ Kadınların aynı anda birçok işi bir arada yürütme kabiliyeti, titizliği perakende gibi çok değişken ve müşteriye oldukça yakın bir sektörde gerçekten bir ayrıcalık. Beyaz yakalı kadınların yönetsel rollerde daha etkin olmaları önemsenmeli. Kadınların hem evlerini hem de işlerini koordine etmelerini kolaylaştırılmalı.
Yönetim kurulumuzun yüzde 60’ı kadın
✓ Yaklaşık 16 yıldır perakende sektöründe çalışan biri olarak sektörün her aşamasındaki zorlukları ve fırsatları gözlemleme fırsatı buldum. Yöneticiliğin farklı kademelerinde çalışan bir kadın lider olarak negatif bir deneyim yaşamadım. Ancak cinsiyet ayrımcılığının sosyal hayatta olduğu gibi iş hayatında da olabildiğini maalesef gözlemliyoruz. Bu engelleri şirketler ve toplum nezdinde aşmamız gerekiyor.
✓ Rekabet koşulları göz önüne alındığında, oldukça dinamik bir alanda çalışmak, proje üretmek, zorluklarla mücadele etmek ve çözüm üretmek beni motive ediyor. Metro Türkiye olarak 21 şehirde 37 mağazamızla ve yaklaşık 4 bin 500 kişilik bir operasyonla çalışmalarımızı yürütüyoruz. Tüm bunların bir parçası olmak beni motive ediyor.
✓ Kadınların iş dünyasındaki temsilinin her gün arttığını görmekten çok memnunum. Kadınların iş hayatında varlığının artırılmasında kamu ve özel sektöre önemli görevler düşüyor. Biz de kadın istihdamımızı artırmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. 2019 verilerimize göre kadın çalışan oranımız yüzde 32, yönetim kurulumuzdaki kadın yöneticilerimizin oranıysa yüzde 60.
Yönetim katındaki kadınların sorumluğu büyük
✓ Benim başlıca motivasyonum FLO ailesi olarak imza attığımız sayısız projeler. FLO Mağazacılık olarak hayata geçirdiğimiz kurumsal sosyal sorumluluk projeleriyle toplumun pek çok kesiminden insana dokunuyoruz. Bu bağlamda yakın bir tarihte hayata geçirmeye hazırlandığımız projemizle de kadınlarımızı ekonomik ve toplumsal düzlemde güçlendirmeyi ve böylece geleceğe daha eşit bir toplum bırakmayı hedefliyoruz.
✓ Günümüzde hemen hemen her sektörde kadınlar yetkinlikleriyle daha çok aktif rol almaya başladı. Bunun ilerleyen süreçlerde de artarak devam edeceğine inanıyorum. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini aşmanın yolu her şeyden önce toplumsal cinsiyete dayalı kalıpların değişmesinden geçiyor. Şirketlerin yönetim katında bulunan kadınlar olarak bizler, bu zihniyet devriminde önemli bir rol oynuyoruz.
✓ Bir iletişimci olarak şunu söyleyebilirim ki; ayrımcılık dilde başlıyor. “İş adamı”, “bilim adamı” gibi kelimeler, içinde bulunduğumuz toplumun kadın ve erkeğe bakış açısına ayna tutuyor. Bu hassasiyetle dilin kullanımına gerek iş hayatında gerekse toplumsal hayatta dikkat ederek de bir anlamda toplumsal hayattaki ayrımcılığın önüne geçmiş oluruz.
Cinsiyet ayrımcılığı dünyanın her yerinde var
✓ Dünyaya kadın olarak gelip de cinsiyet ayrımcılığıyla karşılaşmamak maalesef mümkün değil. Ben de defalarca karşılaştım. 25 yılık iş hayatım Türkiye ve Ortadoğu’daki uluslararası şirketlerde geçti. Cinsiyet ayrımcılığı dünyanın her yerinde var, sadece bunun dile getirilişi ya da uygulanışı farklı; hissettirdiğiyse her yerde aynı.
✓ Yıllarca aynı görevi yapan erkeklerden daha başarılı sonuçlar elde etmeme rağmen çok daha düşük maaşlar ve yan haklarla çalıştım. Bu engeli maalesef aşamadım. Fakat hiçbir zaman da kabullenmedim. Yılmadan hep hakkımı aradım ve her platformda bunun adaletsizliğini dile getirdim.
✓ Kadınlar, iş yaşamında dünyanın her yerinde daha az kazanıyor. Sadece çalıştıkları sürece değil, emekliliklerinde de öyle. Maalesef cinsiyet ayrımcılığındaki bu değişime kadınlar da erkekler kadar direnç gösteriyor. Kadınlar hemcinslerini bu haklara layık görmekte zorlanıyor bu nedenle de çoğu zaman ayrımcılık kadınlardan geliyor. Ben yöneticiliğini yaptığım hiçbir mesai arkadaşıma bu ayrımcılığı yapmadım ve her geldiğim pozisyonda ilk işim bu adaletsizliği gidermek oldu.
Kadınlar çok daha iyi konumlara gelecek
✓ Toplumsal cinsiyet eşitliğini BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri perspektifinde kurum kültürümüzün bir parçası haline getirdik. “Türkiye’de Kadın Yönetici Dostu Şirketler”le ilgili araştırmalarda üst sıralarda yer alıyoruz (38’inci sıradayız) ve beyaz yaka çalışanlarımızın neredeyse yarısı kadınlardan oluşuyor. (yüzde 46)
✓ Kurumumuzu temsilen, Reklamda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu’nda bulunuyorum. Kurum olarak reklamlarda ve iletişim materyallerinde toplumsal cinsiyet eşitliğine uygun ve kadınları güçlendirici üslubun kullanılmasını önemsiyoruz.
✓ Türkiye’de şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki kadın oranı yüzde 16 seviyesinde. McKinsey’nin “Women Matter Raporu” şirketlerin kadın yönetici bulundurmasıyla örgütsel ve finansal performansları arasında güçlü bir ilişki olduğunu gösteriyor. Bu gerçekler görüldükçe iş dünyasında kadınların çok daha iyi konumlara geleceğine inanıyorum. Aynı zamanda da çalışan kadınların yükünü eşit biçimde paylaşmak üzere sistemsel düzenlemeler yapılmasını gerekli görüyorum.
Erkek egemen sektör algısı değişiyor
✓ Otomotiv ilk bakışta erkek egemen bir sektör olarak görünse de sektörde uzun yıllardır var olan ve işin iletişim tarafında uzmanlaşmış biri olarak zaman içinde bu algıda bir değişim başladığını söyleyebilirim. Bu değişimde çalışma hayatında her türlü eşitliğin sağlanmasını temel prensip olarak benimseyen Ford Otosan gibi kurumların katkısı büyük.
✓ Kadınlar olarak kendi kariyer yolculuğumuzda mesafe kat ederken iş hayatında cinsiyet eşitliğinin sağlanması için verilen mücadeleyi güçlendirmiş oluyoruz. Bu inanç karşıma çıkan zorlukları aşarken benim için önemli bir motivasyon kaynağı oluyor. Mücadeleyi güçlendirmekse devletin, özel sektörün, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının birlikte hareket ederek kadınlara yalnız olmadıklarını hissettirmesiyle mümkün olacak.
✓ Ford Otosan’da da deneyimlediğim üzere özellikle kurumların hayata geçirdiği inisiyatifler kadın çalışanların yaşamında fark yaratabiliyor. Güzel olan şu ki Ford Otosan Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEPs) imzacısı olarak otomotiv sektöründe kadın çalışan sayısını artırmaya destekçi oluyor.
Mesleğin kadını erkeği olmaz
✓ Shell tüm politikalarının temelinde kadın erkek ayırmaksızın tüm çalışanları için eşitlik ilkesini sağlamayı hedefliyor. Çalışma ortamında fırsat eşitliğine, kadının etkisine ve enerjisine inanan bir şirkette çalışmanın ayrıcalığını hissetmek de beni motive eden faktörler arasında yer alıyor.
✓ Kadın çalışanlarımızı “Kadınlar için Shell Kariyer Gelişim Programı”, “Shell Kişisel Gelişim Günleri” başta olmak üzere çeşitli programlar ve şirketimiz bünyesinde kurduğumuz Shell Türkiye Kadın Platformu’yla destekliyoruz.
✓ İş hayatında toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayabilmek adına pozisyon özelindeki kadın-erkek ayrımını ortadan kaldırmak gerekiyor. Özellikle belirli sektörler için oluşan erkek egemen algıyı yıkmak bu noktada çok büyük bir önem arz ediyor.
✓ Kadın istihdamına ilişkin en önemli adımı ancak “mesleğin kadını erkeği olmaz” diyebildiğimiz noktada atabileceğimize inanıyorum. Burada en büyük görevin yine biz kadınlarda olduğunu düşünüyorum. Önyargıları yıkarak kendini ispatlamış kadınlar, diğerleri için de birer ilham kaynağı haline geliyor.
Şirketlerde “bu işi bir kadın yapabilir mi?” görüşü hâkim
✓ Kadın çalışanlar olarak çoğu zaman aynı pozisyondaki erkek meslektaşlarımızdan daha fazla çaba sarf etmek zorunda kaldığımızı düşünüyorum.
✓ Çok severek çalıştığım bir şirket ve sektördeyim. Dolayısıyla hiçbir zaman zorlu bir alanda çalıştığım hissine kapılmadım. DemirDöküm’ün de bünyesinde yer aldığı Vaillant Group bir aile şirketi ve bu özellik çalışma ortamına da çok güzel bir şekilde yansıyor. Beni motive eden en temel unsur böyle güzel bir aile ortamında çalışmak ve bir aile olarak gördüğüm bu güzel ekip için en iyisini üretmek.
✓ Türkiye olarak nüfusumuzun yarısı kadın ve bu kadınların her biri ekonomimiz için potansiyel bir katma değer. Nüfusunun yarısını etkin olarak kullanamayan herhangi bir ülkenin, diğer toplumlara göre geride kalacağını düşünüyorum.
✓ Günümüzde hâlâ şirketlerde “Bu işi bir kadın yapabilir mi?” görüşü hâkim ve bu bilinçaltı, işe alımlarda ya da kariyer planlamalarında da etkili olabiliyor. Bu refleksi ortadan kaldırmak için cinsiyetten bağımsız olarak işin niteliğine uygun kişiyi doğru işle buluşturmak çok önemli.
Liyakat esas alınırsa ayrımcılık biter
✓ Otomotiv sektörü Türkiye’de erkeklerin egemen olduğu bir sektör, benimse bu sektördeki 16’ncı yılım. Kariyerimin ilk yıllarında sahadaki satış ekibinde yer almak istemiştim. Kadın olduğum için bu pozisyona getirilmemiştim. Burada almam gereken tecrübeyi; bayilerle her zaman çok iyi iletişimde olarak, bir ayağı sahada olan, sahanın nabzını tutan ürün ve marka yönetimi yaparak elde ettim. Bu da benim yaptığım işte daha farklı bir tecrübe kazanmamı sağladı.
✓ İşimi severek yapmak benim en büyük motivasyonum. Ürün yönetiminden yetiştiğim için her zaman otomobiller benim tutkum oldu, şimdi de yeni heyecanım motosikletler.
✓ Kadınlar; öz disiplinleri, çalışkanlıkları ve detaylara hâkim organizasyon yetenekleriyle iş dünyasında büyük katkı sağlıyor. Kadınların iş dünyasında yerinin artacağına inanıyorum. Kadın, erkek demeden liyakat esaslı değerlendirmeler olursa cinsiyet ayrımcılığının yıkılacağını düşünüyorum.
Ayrımcılığı yıkmanın yolu eğitimden geçiyor
✓ Sinpaş gibi başarı ve performans odaklı aynı zamanda da aidiyete önem veren bir şirkette yöneticilik yaptığınızda başarı sizi en üst basamaklara kadar taşır. Aynı zamanda Sinpaş çalışanları becerileri ve yetkinlikleri doğrultusunda değerlendiriyor ve her çalışanına fırsat eşitliği sunmaya çalışıyor.
✓ Beni motive eden iki şey var. Birincisi hep bir farklılık yaratabilme ve bu farkla başarıya ulaşabilme fırsatı ki bu Sinpaş’ta her zaman var. İkinci olarak da ailem ve arkadaşlarım, onlardan ilham alıyorum. Dünyanın bu baş döndürücü hızında işinize odaklanmak ve değer katmak için önce hayattan beslenmek gerekiyor. Zira benim işim aslında konut yapmak değil “yaşam mühendisliği”…
✓ Ayrımcılığı yıkmanın yolu eğitimden geçiyor. Kurumların öncelikle farkındalık yaratması gerektiğini düşünüyorum. Şirketler çalışanları hatta tedarikçilerini de kapsayan “Toplumsal Cinsiyet” ve “Önyargılar” üzerine eğitimleri yaygınlaştırıyor. Ayrıca kadınların iş yaşamında çalışma koşullarını kolaylaştırmak için, “iş-özel yaşam” dengesine ve fiziksel çalışma şartlarına yönelik düzenlemeler ve destek programları da gerekiyor.
Kadınların gücünü hissettiren işler yapmak gurur verici
✓ Uzun yıllardır erkek egemen sektörde görev yapıyorum. Brisa serüvenim 14 sene önce Avrupa pazarlarından sorumlu uluslararası satış yöneticisi olarak başladı. Benim için anlamlı noktalardan birisi de Brisa’da uluslararası sıcak satışta çalışan ilk kadın yönetici olmaktı. Sahada karşılaştığım birtakım zorluklar elbette oldu. Bu zorlukları aşmamda hem başarma tutkum ve belirlediğim hedefler hem de Brisa’da kadın-erkek omuz omuza çalışan güçlü bir ekibin varlığı etkili oldu.
✓ Bir yandan yolculukların kesintisiz sürmesi için yeniliklere imza atarken bir yandan da toplumsal, çevresel ve ekonomik olarak insanların yaşamlarına değer katmak benim en güçlü motivasyon kaynağım. Ayrıca Lassa markamızla hayata geçirdiğimiz Kadınlar Günü reklamı gibi sektörümüzde kadınların gücünü hissettiren anlamlı ve örnek işlere imza atmak da gurur verici.
✓ “Müşterinin Kahramanları” programıyla iş ortaklarımızın mağazalarındaki kadın profesyoneller eğitimler alıyor. “Servisin Kahramanları” programıysa kadınlara lastik sökme takmadan aks açıklığına kadar servis alanında uzmanlaşma imkânı sağlıyor.
Kadınların kendilerine güvenmeleri önemli
✓ Akaryakıt sektörünün büyüklüğü, hayatımıza ve ekonomiye etkisi, yaptığımız işin önemini de arttırıyor. Ancak bir kadın yönetici olarak bu sektörde zorlandığımı söyleyemem. Petrol Ofisi çalışan insanların kalitesine son derece önem veren, gelişimleri için programlar uygulayan, yenilikçi bir şirket. Bu ortamdaysa cinsiyet ayrımcılığı söz konusu olamaz, herkes yaptığı işin kalitesiyle değerlendirilir.
✓ Beni en çok motive eden şey, yaptığımız işin herkes üzerinde direkt bir etkisinin olması. Odağımıza müşteriyi alıyoruz ve hayatlarını kolaylaştıracak, çalışmalar geliştiriyoruz.
✓ Kadınların kendilerine güvenmeleri çok önemli ve kadınlar aynı zamanda kendilerine hedef koymalı, başarıyı tariflemeli ve buna hazırlanmalılar. Ailelerin desteği, kendilerini geliştirmeleri, gerekli eğitim ve altyapıyı oluşturmaları önemli. İş hayatında kadınların, yaratıcı, bağlayıcı, üretken, disiplinli ve farklı bakış açıları ile erkeklerin farklı özellikleri, birbirlerini destekleyerek bütüncül ve daha olumlu sonuçlar doğuracaktır. Cinsiyet ayrımcılığının kalıcı ve genel çözümü ise elbette ki eğitim olacaktır.