
Z kuşağı, “doomscrolling”i azaltıyor; markalarla gerçek hayatta buluşuyor
Markaların en çok güvendiği erişim kanalı olan sosyal medya, Z kuşağı (1997-2012 doğumlular) için artık yorucu bir alana dönüşüyor. Uzun süredir sosyal platformlarda hedeflenen bu genç tüketici grubu, artan dijital yorgunlukla mücadele etmek için ekran başında geçirdiği zamanı bilinçli olarak kısaltıyor. Los Angeles’taki ZCON konferansında öne çıkan bu çarpıcı eğilim; Nike, Netflix, Microsoft gibi dev markaların yöneticileri ve kreatif profesyoneller tarafından da teyit edildi. Z kuşağının artık pasif tüketimden uzaklaşarak yüz yüze deneyimlere ve çevrim dışı topluluklara yöneldiğini gösteren bu değişim, markaların pazarlama stratejilerini kökten değiştirmesi gerektiğine işaret ediyor…
Sosyal medya, uzun yıllardır markaların Z kuşağıyla bağ kurmak için başvurduğu en önemli mecra oldu. Ancak 1997-2012 doğumlu bu kuşak, artan dijital yorgunlukla birlikte ekran başında geçirdiği zamanı giderek kısaltıyor. Bu eğilim, Los Angeles’ta geçen hafta gerçekleşen ZCON’da United Talent Agency’nin Z kuşağı pazarlama konferansında öne çıktı. Etkinlikte Nike, e.l.f. Beauty, Microsoft, Netflix ve Disney gibi markalardan çok sayıda yöneticiyle birlikte 750’den fazla katılımcı yer aldı.
Konferansta sahneye çıkan oyuncular ve kreatif yöneticiler, çevrim içi içerik tüketimlerini bilinçli olarak azalttıklarını ve sosyal medyada daha seçici davrandıklarını anlattı. Birçoğu, dijital yorgunluğu azaltmak amacıyla topluluk etkinlikleri ve yüz yüze buluşmalara daha fazla vakit ayırdıklarını ifade etti.
UTA Next Gen Başkanı Ziad Ahmed, ZCON oturumunda “Sosyal medya bir zamanlar sosyaldi. Arkadaşlarınızla bağ kurabileceğiniz bir platformdu. Artık sinema salonuna gitmiş gibi oluyorsunuz. Sosyal, mesajlaşmalarda veya grup sohbetlerinde kalmış, ama ‘sosyal’i ‘medya’dan ayırdık. Kaybettiklerimiz hakkında yeterince konuşmuyoruz” dedi.
Ahmed, sosyal medya kullanıcılarının artık kendi içeriklerini paylaşmak yerine algoritma odaklı akışlarda pasif şekilde vakit geçirdiğini belirtti ve “Yalnızlık sorununu dijital yollarla çözemeyeceğimiz çok açık. Deneyimsel pazarlamaya ve yerel etkinliklere yatırım yapmalıyız; insanları bir araya getirmek gerekiyor” diye ekledi.
Z kuşağının yüzde 81’i dijital yorgunluk yaşıyor
The Harris Poll ve Quad’un araştırmasına göre Z kuşağının yüzde 81’i dijital yorgunluk yaşıyor. Ancak buna rağmen, sosyal medyayı tamamen bırakmayı düşünmüyorlar. The Harris Poll verilerine göre, Z kuşağı yetişkinlerin yaklaşık yüzde 47’si günde 2-4 saat arasında sosyal platformlarda vakit geçiriyor. Fakat bu kuşak, çevrim içi topluluklarını yüz yüze etkinliklere taşımak istiyor.
ZCON’da konuşan 24 yaşındaki YouTuber Anthony Po, viral yüz yüze etkinliklerinin Z kuşağında neden karşılık bulduğunu ve markaların benzer deneyimler yaratırken nelere dikkat etmesi gerektiğini paylaştı. Po, Ad Age’e verdiği röportajda, markaların bu tür buluşmaları ürün satmak için kullanmaması gerektiğini, etkinlikleri organize ederek desteklemelerinin yeterli olduğunu vurguladı: “2019 civarında internet çok döngüsel ve kendini tekrar eden bir hâl aldı. Biz bu kuşak olarak, yüz yüze deneyimleri arıyoruz. İnsanların gidebileceği, bir şeyler yapabileceği yerler yok. Ben bunu fark edip insanlara sunmaya çalışıyorum.”
“Daha az tüket, daha çok üret”
Bazı Z kuşağı bireyleri, sosyal medya uygulamalarına erişimi kısıtlayarak ekran sürelerini azaltıyor. 25 yaşındaki oyuncu ve içerik üreticisi Chandler Kinney, Brick adlı bir cihaz sayesinde belirli uygulamaları kilitlediğini ve sadece cihaz üzerinden erişimi yeniden açabildiğini anlattı. Kinney, hafif bir sosyal medya bağımlılığı yaşadığını belirterek, evden çıktığında uygulamalara erişimini kapattığını söyledi.
Kinney, yeni mottosunu ise “daha az tüket, daha çok üret” olarak özetliyor. Instagram Reels ve TikTok’ta saatlerce video izlemek, kendi içerik üretimini engelliyordu; ekran süresini kısaltmak ise “paradigma değişimi” yarattı.
Kaynak: AdAge
