
WPP Media Başkanı Scott-Dawkins 2030’dan bildiriyor: “Reklamcının bir günü”
WPP Media’nın “Advertising in 2030” raporuna imza atan Global Business Intelligence Başkanı Kate Scott-Dawkins, reklamcılık ve teknolojinin yakın gelecekte nasıl şekilleneceğine dair çarpıcı bir perspektif sunuyor. Scott-Dawkins, kaleme aldığı “2030’dan mektup” formatındaki metinde bir reklamcının tipik bir iş gününü beş yıl sonrasından anlatırken, aynı zamanda sektörün dönüşümünü de gözler önüne seriyor.
Kişiselleştirilmiş reklamcılık: Evden işe uzanan akışkan bir deneyim
Scott-Dawkins’in 2030’daki sabah rutini, yapay zekâ destekli asistanı “Virgil” ile başlıyor. Akıllı ev teknolojileri, sirkadiyen ritme göre ayarlanan ışık düzeni, “insan yazımı içerik” filtresine alınmış haber akışları ve kişisel sağlık verileriyle senkronize çalışan ürün önerileri artık hayatın ayrılmaz bir parçası.
Scott-Dawkins diş fırçalarken akıllı aynasında beliren “mikrobiyom dostu kahvaltılık” reklamı, cihazların biyometrik verilerden beslendiği hiper kişiselleştirilmiş bir iletişim anlayışının geldiği noktayı gösteriyor. Artık reklamlar “görünen” değil, “akan” bir deneyim.
Moda tercihlerinden toplantı hazırlığına: Anlık ticaretin yükselişi
Scott-Dawkins’in vurguladığı bir diğer dönüşüm ise “instant commerce.” Evden çıkmadan, yapay zekanın gardırop geçmişi, toplantı katılımcıları ve önceki sunumlardan elde ettiği sinyallerle önerdiği kıyafet, dakikalar içinde drone ile kapıya teslim edilebiliyor.
Scott-Dawkins’e göre bu tür akışkan alışveriş deneyimleri, markaların tüketiciyle kurduğu ilişkiyi tamamen yeniden tanımlıyor.
Otonom yolculuk, kişiselleştirilmiş OOH ve veri akışının yeni normali
2030’da işe gidiş yolculuğu da markaların vitrini. Otonom araçların cam ekranlarında kişiye özel içerikler akıyor; şehir içindeki dijital dış mekân panoları ise kullanıcı profiline göre gerçek zamanlı olarak değişiyor. Scott-Dawkins’in telefonunun pasif olarak ilettiği “köpek gezdirme verisi”, bir evcil hayvan markasının billboard’unda anında karşılık buluyor.
Toplantı odasında yapay zeka ekip arkadaşları
Ofise varıldığında ise mevcut iş akışları tamamen dönüşmüş durumda. Cihazlar sayesinde laptop taşımaya gerek kalmıyor; yapay zeka destekli sistemler önceki kampanya sonuçlarını otomatik olarak ekrana yansıtıyor.
Kurgulanan yeni yıl kampanyasında ise tamamen yapay zekayla oluşturulmuş bir K-pop grubu yer alıyor. Gerçek sanatçıların seslendirdiği ancak tamamen dijitalle yaratılmış karakterler Gen Alpha’nın gözdesi haline gelmiş durumda.
Scott-Dawkins, kreatiflerin, veri bilimcilerin ve yapay zeka asistanlarının aynı üretim masasında oturduğu bir dönemin artık standart hâline geldiğini vurguluyor: “Projeler geceleri bile ilerliyor. İnsanlar uyurken yapay zeka çalışmaya devam ediyor.”
Kan şekeri düşüşü, öğle yemeği önerisini tetikleyen bir sinyale dönüşüyor. Yapay zeka platformu, indirim koduyla önerdiği yüksek lifli içeceği dakikalar içinde ofise ulaştırıyor. Scott-Dawkins’e göre “kişisel veri – reklam – ticaret” döngüsü artık tamamen pürüzsüz bir akışla ilerliyor.
Şehir hayatı: “Ambient Advertising” çağının yükselişi
Günün devamında sokaklarda cam duraklardan vitrindeki interaktif yüzeylere, zemine yansıtılan projeksiyonlardan 3D baskı merkezlerine kadar her yerde “ambient advertising” akıyor. Ürünlerin anında kişiye özel üretildiği yerel 3D baskı merkezleri ise henüz niş olsa da geleceğin tedarik zincirini yeniden kurmayı vadediyor.
“Reklam daha sezgisel, daha görünmez, daha entegre olacak”
Günün sonunda Kate Scott-Dawkins, yapay zekâ ve insanlar arasında giderek incelen çizginin reklam sektörünü bambaşka bir noktaya taşıyacağını söylüyor.
Scott-Dawkins, “2030’da reklam daha az kesintili, daha sezgisel ve daha entegre olacak. Kusursuz değil ama ilerleme bu yönde” diyerek mektubunu tamamlıyor.
Kaynak: Creative Salon
