
Üretken yapay zeka, ajan yapay zeka ve silahlandırılmış yapay zeka: Aradaki fark ne?
Yapay zeka, siber güvenlik alanında hem saldırganlar hem de savunmacılar için oyunun kurallarını değiştirmeye başladı. Tehdit aktörleri, saldırılarının hızını, hacmini ve karmaşıklığını artırmak için yapay zeka teknolojilerinden faydalanırken, bu tür saldırıların büyük bir kısmı hâlâ teorik düzeyde kalıyor. Her ne kadar manşetlere taşınan sansasyonel örnekler dikkat çekici olsa da gerçeği abartıdan ayırmak gün geçtikçe daha da önemli hale geliyor.
Savunma tarafında yer alan siber güvenlik uzmanları için en büyük zorluklardan biri, yapay zeka destekli siber tehditlerle ilgili bilgi kirliliğini filtrelemek. Tehlikenin ne boyutta olduğunu doğru değerlendirebilmek için, bugünün saldırı yöntemlerini analiz etmek ve bu analizlere dayanarak geleceğe yönelik savunma stratejileri geliştirmek gerekiyor.
Bu kapsamda, Fortinet’in de katkılarıyla UC Berkeley Center for Long-Term Cybersecurity (CLTC) liderliğinde başlatılan kapsamlı bir girişim dikkat çekiyor. Kamu ve özel sektör iş birliğiyle yürütülen bu girişim; masaüstü tatbikatlar, anketler, çalıştaylar ve mülakatlar aracılığıyla yapay zeka destekli siber suçlara dair riskleri masaya yatırıyor ve politika geliştirilmesine katkı sağlamayı hedefliyor.
Yapay zeka dünyasında sıkça duyduğumuz kavramlar arasında “Üretken Yapay Zeka”, “Ajan Yapay Zeka” ve “Silahlandırılmış Yapay Zeka” yer alıyor. Kurumlar için bu kavramların ne anlama geldiğini doğru kavramak, sadece pazarlama söylemlerinden sıyrılmak açısından değil, aynı zamanda etkili güvenlik ve ağ stratejileri oluşturmak açısından da kritik.
Pazarlama aldatmacasından medya kuruluşlarının haberlerine kadar, YZ hakkındaki konuşmalar her yerde. YZ ile ilgili yutturmaca ve gerçeklik arasında ayrım yapmanın ötesinde, kurum liderleri kendi güvenlik ve ağ stratejilerini geliştirmeye ve iyileştirmeye çalışırken, üretken YZ, ajan YZ ve silahlandırılmış YZ dahil olmak üzere farklı YZ türlerini ve uygulamalarını anlamak çok büyük önem taşıyor.
UC Berkeley araştırmacısı Dr. Gil Baram’a göre, yapay zeka destekli siber suçlardaki en büyük boşluk teknik değil, insani bir mesele: “Analistlerden karar vericilere kadar herkesin belirsizliği yönetebilecek şekilde eğitilmesi, makineler tarafından sunulan bilgileri sorgulaması ve manipülasyonlara karşı tetikte olması gerekiyor. Bu sadece teknolojiyi güncellemek değil, düşünce sistemimizi de güçlendirmek anlamına geliyor.”
Günümüzde yapay zeka, siber saldırılara olan erişimi hiç olmadığı kadar kolaylaştırıyor. Teknik bilgisi az olan kişiler bile, bu teknolojiler sayesinde kötü amaçlı yazılımlar üretebiliyor. Ancak burada asıl dikkat çekici olan, bu araçların yalnızca kod üretmekle kalmayıp, aynı zamanda dark web’deki suç ekosistemine de hizmet ediyor olması. Her yıl genişleyen bu ekosistem, “Hizmet Olarak Siber Suç” (CaaS) anlayışıyla yeni saldırı yöntemlerini herkesin erişimine açıyor.
Yapay zekanın bu yeni dönemde siber suçlar üzerindeki etkisi artarken, güvenlik ekiplerinin de aynı hızla adaptasyon göstermesi gerekiyor. Bu yalnızca bir teknoloji yarışı değil; aynı zamanda strateji, farkındalık ve iş birliği gerektiren bir mücadele.