
Türkiye’de kahve tüketim alışkanlıkları değişiyor, evde “barista” deneyimi öne çıkıyor!
Kahve, artık sadece bir içecek olmaktan çıktı; günlük ritüellerin, sosyalleşmenin ve kişisel keyfin merkezi haline geldi. Türkiye’de kahve tüketimi hızla artarken, özellikle espresso bazlı seçeneklere duyulan ilgi her yaş grubunda farklı anlamlar taşıyor. Versuni Türkiye Genel Müdürü Esin Karadede’nin paylaştığı veriler ve kapsamlı tüketici araştırması, kahvenin evlerde barista deneyimi sunan teknolojilerle nasıl hayatımıza girdiğini ve bireylerin kahveyle kurduğu duygusal bağları gözler önüne seriyor.
Kahve makineleri pazarında faaliyet gösteren Philips’i bünyesinde bulunduran Versuni, 11-14 Eylül’de düzenlenecek 11. İstanbul Kahve Festivali öncesinde Feriye İstanbul’da bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda Türkiye’de kahve tüketim alışkanlıklarındaki değişimler ve kahve kategorisinde son yıllarda gözlenen gelişmeler ele alındı. Versuni Türkiye Genel Müdürü Esin Karadede’nin ev sahipliğinde ve yazar Bahar Akıncı’nın moderatörlüğünde yapılan etkinlikte, Philips’in pazardaki konumu ve tüketici tercihleri üzerine bilgiler paylaşıldı.

Versuni Türkiye Genel Müdürü
Versuni Türkiye Genel Müdürü Esin Karadede, toplantının açılışında yaptığı konuşmada kahvenin günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini vurguladı.
Karadede, şöyle konuştu:
“Türkiye’de kişi başına düşen kahve tüketimi yıllık 1,1 kilograma ulaştı. Bu tablo bize özellikle genç nesilde çay kültüründen kahveye doğru hızlı bir yönelim olduğunu gösteriyor. Espresso bazlı kahvelere duyulan ilgi ise her geçen gün artıyor. Philips LatteGo serisiyle biz de bu trendin öncülüğünü üstleniyoruz. Çekirdekten öğütülerek hazırlanan taze espresso bazlı sütlü ve sade kahveler, buz gibi soğuk kahveler yapabilme, sessiz çalışma ve kolay temizlik özellikleriyle LatteGo öne çıkıyor. Kahveseverlere barista kalitesinde deneyimi evlerinde sunuyoruz.”
Evde barista deneyimi yatırım haline geldi, pazar üç kat büyüdü
Espresso bazlı kahveye yönelik talebin artışıyla birlikte tam otomatik espresso makineleri pazarının son üç yılda üç kat büyüdüğünü aktaran Karadede, tüketicilerin artık dışarıda deneyimledikleri kahveyi kendi damak zevklerine göre evlerinde kişiselleştirmek istediklerini dile getirdi. Bunun, “ulaşılabilir lüks” anlayışının bir yansıması olduğunu belirten Karadede, “Bu yıl 400 binin üzerinde tam otomatik espresso makinesinin satılması bekleniyor. Tüketiciler bu makineleri artık yaşam kalitelerine uzun vadeli bir yatırım olarak değerlendiriyor. Biz de Philips LatteGo serimizle son 12 ayda ulaştığımız yüzde 63’lük pazar payıyla sadece lider değil, aynı zamanda kategoriyi büyüten ve yönlendiren marka konumundayız” dedi.
Kahve, her yaş grubunda farklı anlamlar taşıyor
Etkinlikte paylaşılan kapsamlı tüketici araştırması, kahvenin farklı demografik gruplar için ne ifade ettiğini ortaya koydu. 18-34 yaş grubu için kahve “ilham ve sosyalleşme” ile özdeşleşirken, 35-44 yaş aralığında “enerji, odaklanma ve kişisel bir konfor alanı” anlamına geliyor. Daha ileri yaşlarda ise kahve, “ritüel ve günlük keyif” işlevi kazanıyor. Araştırmaya göre kadınlar kahveyle paylaşım ve sohbet üzerinden daha duygusal bir bağ kurarken, erkekler için kahve daha çok odaklanma ve enerji ihtiyacını karşılayan işlevsel bir içecek olarak öne çıkıyor. Meslek gruplarına bakıldığında yaratıcı profesyoneller kahveyi ilham kaynağı olarak görürken, beyaz yakalılar için sabah rutinlerinin vazgeçilmez bir parçası oluyor.
Toplantının moderatörlüğünü yapan yazar Bahar Akıncı, araştırma sonuçlarına ilişkin değerlendirmesinde: “Gençler için kahve daha çok sosyalleşmeyi simgeliyor; tüketimlerini genellikle arkadaş ortamlarında dışarıda yapıyorlar. Ancak beni en çok etkileyen nokta, 35 yaş üzerindeki grubun kahveyle kurduğu derin bağ oldu. Yaş ilerledikçe tüketimin artması ve kahveye verilen anlamın yoğunlaşması çok kıymetli. Onlar için kahve, yalnızca bir içecek değil; günün temposunda bir mola, enerji toplamanın bir yolu. Evlerde özenle hazırlanan kahve köşelerinin sosyal medyada popülerleşmesi de bu yaklaşımın bir göstergesi” diye belirtti.
Keyif, kahve tercihlerinin merkezinde
Araştırmanın detayları, kahve tüketiminde motivasyonların arka planını da aydınlattı. Katılımcıların yüzde 78,2’si kahveyi öncelikle “keyif ve kendine vakit ayırma” aracı olarak görüyor. Bu bulgu, kahvenin sadece enerji verme (yüzde 51,3) işlevinin ötesinde, kişisel bir mola ve ödül olarak konumlandığını ortaya koyuyor. Kahve tercihlerinde en etkili faktör ise yüzde 37,5 ile “ruh hali” oldu. Özellikle kadınlar ve 25-34 yaş grubunda bu eğilim daha belirgin şekilde öne çıkıyor; kahve seçimi anlık duygulara ve deneyim arayışına göre değişiyor.
Araştırmaya göre, tüketiciler arasında en çok tercih edilen kahve türü Americano (yüzde 58,3) olurken, bunu espresso (yüzde 34,1) ve latte (yüzde 32,3) takip ediyor. Sıcak kahvelerde sade seçenekler öne çıkarken, soğuk kahvelerde sütlü versiyonlar daha fazla tercih ediliyor. Bu durum, pazarda farklı kahve çeşitlerine yönelik talebin varlığını göstermektedir. Ayrıca, Philips’in LatteGo 5500 modeli gibi ürünler, hem sıcak hem de soğuk kahve seçenekleri sunarak farklı damak zevklerine ve tercih edilen kahve deneyimlerine yanıt veriyor.