Türk basınında bir ilk!
Kabataş’ta bir kadına saldırıldığı iddiaları ve tartışmaları halen güncelliğini korurken, 5 gazeteden 13 yazarın “Diliniz KABA, vicdanınız TAŞ” başlığıyla kampanya düzenlemesi şimdiden Türkiye basın tarihindeki yerini aldı.
“Kadınlar küfrediyor, erkekler vuruyordu”… Bu manşet Gezi protestoları sırasında 13 Haziran 2013’te Star gazetesinde yer aldı ve ardından da gündemden hiç düşmedi. Elif Çakır’ın imzasını taşıyan habere göre, Gezi protestoları sırasında Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu’nun gelini Zehra Develioğlu’na Kabataş’ta bebeğiyle yürüdüğü bir grup saldırdı. Saldırı iddiası uzun süre tartışıldı ve bazı yazarlara göre toplumun kutuplaşmasında önemli rol oynadı. Hatta Kanal D Ana Haber’de o günkü görüntülerin yayınlanmasının ardından iddianın yalan olduğu söylemleri basında çokça dolaşmaya başladı. Son olarak Elif Çakır’ın avukatı Fidel Okan, Facebook hesabından yayınladığı bir haberin yalan olduğunu ifade etti. Tartışmalar halen güncelliğini korurken, Star gazetesinden Ahmet Kekeç, Ardan Zentürk, Halime Kökçe, Murat Çiçek ve Saadet Oruç, Yeni Akit gazetesinden Ersoy Dede ve Kenan Alpay, Türkiye gazetesinden Fuat Uğur, Sabah gazetesinden Mahmut Övür, Yeni Şafak gazetesinden Kemal Öztürk, Merve Şebnem Oruç ve Yasin Aktay yazılarında “Diliniz KABA vicdanınız TAŞ” başlığını kullanarak, ilginç bir kampanya düzenledi ve Elif Çakır’ın yanında olduklarını deklare ettiler. İşte 13 yazarın, Çakır’a destek oldukları yazıları:
Ahmet Kekeç – Star
Türk basınında belki de ilk defa bir başlık bu kadar çok yazar tarafından aynı gün, farklı mecralarda kullanıldı. Kampanyanın amacı, Elif Çakır’ın arkasında durmak ve Çakır’ı eleştirenlerin ise kaba dilli ve taş vicdanlı olduğu yönündeydi.
Yazının devamı için tıklayınız.
Ardan Zentürk – Star
Genç arkadaşlar aradı, “Kabataş Tartışması”nın giderek bir “medya linci” örneği oluşturmaya başladığını, bu konudaki görüşlerimi almak istediklerini söylediler. “Zahmet etmeyin” dedim, “bu konudaki görüşlerimi geçtiğimiz yılın başlarında zaten yazmıştım, konu gazetecilik zemininde tartışılıyorsa o yazıdan yola çıkarak aktarayım…”
Yazının devamı için tıklayınız.
Halime Kökçe – Star
Dünyanın en barışçıl eylemi diyorlar “Gezi kalkışması”na. Az daha ‘devrim’ yapacaklardı o “barışçıl eylemle” ama Kabataş’ta bir genç kadına yapılan taciz haberi devrimin ellerinde patlamasına sebep oldu!
Yazının devamı için tıklayınız.
Murat Çiçek – Star
“Yalan söylüyor”
“Kocasını da kayınpederini de kandırmış”
“Görüntüsünü getirin”
“Vücudundaki morluklar bir şey ifade etmez”
“Şahit göstersin”
“İnandırıcı değil”
Ve hatta utanmadan “fantezisini dile getirmiş” bile dediler.
Yazının devamı için tıklayınız.
Saadet Oruç – Star
Gazeteci linç ediliyor. Çünkü beyanları savcılığa yansımış bir kadına kulak verdi. Çünkü söylediklerini not aldı ve gazetesinde yayınladı. İtirazınız olabilir. İtirazınızın muhatabı o iddiayı dile getiren kadındır. Kanıtları ona sorarsınız. Duyduğu olayı yazan gazeteciyi hedef tahtasına oturtup, sosyal medyada dünya gündeminde bir linç kampanyası yürütmek başka bir anlam taşır.
Yazının devamı için tıklayınız.
Ersoy Dede – Yeni Akit
Gezi kalkışmasının tesirini en sert biçimde gösterdiği günlerdi. İstanbul sokak ve caddeleri işgal altındaydı. Kentin en önemli merkezi olan Taksim Meydanı’na giremediğimiz günler.. Bir genç kadın çıktı ve hakarete uğradığını söyledi..
Yazının devamı için tıklayınız.
Kenan Alpay – Yeni Akit
Taksim Gezi Parkı’nda başlayıp Hükümeti bildik yöntemlerle devirmeye dönüşen ve sonradan Y Kuşağı’nın isyanı olarak nitelenen olaylara ilişkin kaleme aldığımı ilk yazımın başlığı ‘Ağaç Sevgisi’ Psikolojik Harekâtı’ydı (3 Haziran 2013).
Yazının devamı için tıklayınız.
Fuat Uğur – Türkiye Gazetesi
Gazeteci Elif Çakır için “Kabataş nedeniyle özür dilesin” diye bir kampanya açmışlar.
Ne yapmış Elif Çakır?
Gezi vandalizmi sırasında Kabataş’ta saldırıya uğradığını, en ince detaylarına kadar anlatan bir kadınla röportaj yapmış ve bunu yayınlamış.
Kadın yalan mı söylemiş?
Hayır.
Yazının devamı için tıklayınız.
Mahmut Övür – Sabah
Bırakın tek parti, tek şef dönemini, geriye dönüp bakın, Türkiye’nin çok partili sisteme geçişinden bu yana, eski Türkiye’yi biçimlendiren egemen ideoloji toplumun önemli kesimlerini hep yok saydı, aşağıladı…
Yazının devamı için tıklayınız.
Kemal Öztürk – Yeni Şafak
Seçim yaklaştıkça olacakları artık biliyoruz. Sandıkta kazanamayanlar, kumarda kazanmanın peşinde. Sokakları, gençleri, toplumun sinir uçlarını tahrik ederek iktidarı, gücü ele geçirmek için siyasi kumar oynuyorlar.
Yazının devamı için tıklayınız.
Merve Şebnem Oruç – Yeni Şafak
Gezi… Bir yalan rüzgarı… Bir palavralar geçidiydi.
Kaç tane “TOMA göstericiyi ezdi” haberi gördük bilmiyorum o süreçte; internette buldukları eski kaza haberlerinden itinayla kesilip sosyal medyaya salınacak caps’lere dikkatle yapıştırılmış kaç ‘feyk’ ölüm haberi.
Yazının devamı için tıklayınız.
Yasin Aktay – Yeni Şafak
Geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında Enver Aysever’in Halime Kökçe’ye parmağını sallayarak ve slogan havasında ve militan hırçınlığında “yargılanacaksınız” diye bağırışını yakaladım. Öncesini seyretmemiş olduğum için mevzuya fazla muttali olmadığım halde bağıran ile o sözlere muhatap olan arasındaki üslup dengesizliğinde bir hanıma kabaca bir saldırıya şahit olmanın açık rahatsızlığını hemen hissettim.
Yazının devamı için tıklayınız.
Abdülkadir Selvi – Yeni Şafak
“Kadının Adı yok” Duygu Asena’nın romanıydı.
Ülkede henüz 12 Eylül’ün izleri silinmediği bir dönemde yazmıştı.
Başörtüsü zulmünün devam ettiği yıllarda sadece kadının adı olmadığını öğrendim. Başörtülüyse “Kadının hakkı da yok”tu.
Yazının devamı için tıklayınız.