Sürdürülebilirliğin liderleri -3-
Şiddetti giderek artan doğal felaketler de gösteriyor ki tamamen sürdürülebilir bir yaşam biçimini benimsemekten başka bir seçenek kalmadı. Fazlayı faydaya çevirmek ve refah düzeyini artırmak için yapılabilecek çok şey var… Tam da bu sebeple Marketing Türkiye ve Deloitte, Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) Paydaş Kapitalizmi Metrikleri doğrultusunda hem şirket hem kamu kuruluşu hem de STK’lardaki “refah” odaklı sürdürülebilirlik çalışmalarına liderlik eden isimleri kapsamlı bir analizle belirledi. Gelin liderlerin refah düzeyini artırmak için yaptığı çalışmalara daha yakından bakalım…
Fazlayı faydaya çevirmek için çalışıyoruz
- Yıllardır konuşulan ancak uzaktaki bir tehlike olarak algılandığı için içselleştirilemeyen küresel ısınma, artık günlük hayatımızı etkiliyor. Uzmanlar, 1.5 derecelik artışa ulaşıldığında dünya nüfusunun yarısının su ve gıda sıkıntısı yaşamaya başlayacağını paylaşıyor.
- Durum bu kadar vahimken, bireysel anlamda büyük resimdeki rolümüzü görmekte zorlanabiliyoruz. Oysa bu konuda hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız…
- 2016 yılında yola çıkarken iş modelimizi kurmak için 2030 Sürdürülebilirlik Hedefleri’ni baz aldık. O günden 14 sene sonrasını hedefledik, çünkü bu sorunlarla mücadele edebilmek için uzun vadeli bir planlama yapılması ve sürdürülebilir bir şekilde uygulanması gerektiğine inanıyoruz. Bu mücadelede başarılı olabilmenin anahtarı sistemlerin ve iş yapış modellerinin dönüştürülmesinde yatıyor.
- Kuruluş misyonumuz da bu dönüşümü yaratmaya öncü olmaktı. Bu dönüşüme öncülük edebileceğimiz alan olarak gıda israfını önlemeyi seçtik ve partnerlerimizin gıda atıklarını bütüncül bir şekilde yönetebilecekleri dijital bir altyapı oluşturduk. Misyonumuz ve sunduğumuz teknolojik çözümler ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından dünya çapında seçilen dokuz etki odaklı girişimden biri olduk, aralarında MIT Solve Sürdürülebilir Gıda Sistemleri ve European Investment Bank Social Innovation Tournament gibi birçok uluslararası organizasyonun olduğu yarışmalarda ödüller kazandık.
- 2030 yılına kadar karbon salımını yarıya indirmemiz gerekiyor. Biz, Fazla Gıda olarak bu hedefi gerçekleştirme konusunda kararlıyız ve sadece gıda değil; ambalaj, teknolojik ürün, tekstilde de fazla ürünleri geri kazandırdığımız bir dijital ekosistemi yönetiyoruz. Fazla ürünleri atarsanız atık olur, atmazsanız geri kazanımı için birçok yol var diyoruz. Fazlayı faydaya çevirmek için markalara ikincil satış, gıda bağışı, hayvan yemi ve biyogaz opsiyonlarını içeren bütüncül çözümler sunuyoruz.
Sürdürülebilirlik bir yaşam biçimi
Can Çaka, Anadolu Efes CEO’su ve Bira Grubu Başkanı
- Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin hazırladığı rapor, insanlık için kırmızı alarm olarak nitelendiriliyor. Bu mücadelede iş dünyasına ve her bireye sorumluluk düşüyor.
- Sürdürülebilirliğin bir yaşam biçimi olduğuna inanıyoruz. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda bu yıl, 2030 sürdürülebilirlik hedeflerimizi belirleyerek çalışmalara başladık.
- Tüm operasyonlarımızda net sıfır emisyona ulaşmak adına “Çevre için sıfırlıyoruz” diyoruz. Bu hedefe enerji verimliliği uygulamalarımız, yenilenebilir enerji tedariki, operasyonlarımızda kullanabilmek adına yenilenebilir enerji kurulumu fırsatlarının değerlendirilmesi gibi çalışmalarla ulaşmayı planlıyoruz.
- 2030 yılına kadar tüm operasyonlarımızda tescilli bir sıfır atık organizasyon olacağız. Bu kapsamda geçtiğimiz yıl Türkiye’deki tüm malt ve bira operasyonlarımız sıfır atık belgesini alarak adımlarını attı. Ayrıca Anadolu Efes Genel Müdürlük Ofisimiz sektöründe WWF Türkiye Yeşil Ofis Diplomasını almaya hak kazanan ilk ofis oldu.
- Plastik tüketimimiz çok düşük oranlarda olmasına rağmen plastik kullanım oranını azaltmak için girişimcilik ekosistemi, tedarikçilerimiz ve üniversitelerle Ar-Ge çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
- 2 milyon ağaç tohum topunu doğayla buluşturmayı taahhüt etmiştik. Meydana gelen yangınlar sonrasında ilave 1 milyon tohum topu atışına daha söz verdik.
- UN Kadının Güçlenmesi Prensipleri’nin ülkemizdeki ilk imzacılarından biri olduk. 2023’e kadar tüm çalışanlarımıza fırsat eşitliği sunduğumuzu belgelemeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda Türkiye’de İşte Eşit Kadın sertifikasını alarak başarımızı tescil ettiğimiz bir adım attık.
Bankalar tüm sektörleri dönüştürme gücüne sahip
Gamze Yalçın, Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı
- İklim krizinin günbegün artan etkilerini artık bölge ve coğrafya ayırt etmeksizin her yerde görebiliyoruz. Bu gidişatı önlemek için sürdürülebilirlik çalışmalarının hızlandırılmasının gerekliliği aşikâr. Bu noktada, finans sektörü, özellikle de bankalar, ana finansman kaynağı olma özelliği sayesinde kredilendirme süreçleri vasıtasıyla tüm sektörleri dönüştürme gücüne sahip kurumlar. Bu anlamda sektör çok kıymetli ve kritik bir sorumluluk taşıyor.
- Bu farkındalıkla hareket ederek, İş Bankası olarak kredilendirme süreçlerimizde, 2012 yılından bu yana çevresel ve sosyal riskleri analiz ediyoruz. Bugün yatırım tutarı 10 milyon doları aşan tüm yeni yatırım kredileri için Çevresel ve Sosyal Risk Değerlendirme Sürecini işletiyoruz; böylece gerek kredilendirme kararımızı gerekse izleme süreçlerimizi bu alanda tespit edilen riskleri de dikkate alarak şekillendiriyoruz. Ayrıca, 2015 yılı sonrasında, elektrik üretim yatırımlarına yönelik yeni proje finansmanlarımızın tamamını yenilenebilir enerji projelerine ayırdık. Bu bağlamda 2020 yılsonu itibarıyla önemli bir karar aldık; kömür ve doğalgazı yakıt olarak kullanarak elektrik üretimi gerçekleştirmek üzere yeni kurulacak termik santral yatırımlarını finanse edilmeyecek faaliyetler listemize ekledik.
- Ayrıca, iklim üzerindeki doğrudan etkilerimizi yönetmek üzere, bilimsel verilerden hareketle, karbon-nötr olmaya giden emisyon azaltım hedeflerimizi belirledik. Bu kapsamda İş Bankası olarak 2021 için serbest tüketici kapsamındaki elektrik tüketimimizin tamamını yenilenebilir enerji olarak tedarik ettik.
Sürdürülebilirlik çalışmalarımızı güçlendiriyoruz
Özgür Tort, Migros Ticaret A.Ş. İcra Başkanı
- Migros olarak karbon ayak izimizi azaltmak için mağazalarımızda otomasyon sistemleri kuruyor, soğutucu dolaplar için geliştirilen ve patenti Migros’a ait Sulu Soğutma Sistemi ile gaz kaçaklarının yüzde 99 oranında önüne geçiyoruz.
- Tarım ve hayvancılıkta izlenebilirliğe katkı sağlıyoruz. Ege Orman Vakfı ile 14 yılda, yarım milyon fidanın dikimine destek olduk. Ayrıca, WRI 10x20x30 girişimine dünyadan katılan ilk 10 perakendeci arasında yer aldık ve 23 tedarikçimizi gıda imha oranlarımızı azaltma hedefimize ortak ettik. Tarım ve Orman Bakanlığı öncülüğünde gerçekleştirilen Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık girişimini destekliyoruz. Turmepa Deniz Temiz Derneği iş birliğiyle yıllık ortalama 1,4 milyon litre deniz suyunun temiz kalması için katkı sağlıyoruz.
- Çalışmalarımızla CDP İklim Değişikliği programında üç kez liderler arasında yer aldık. 2020’de CDP Su Programı’nda Liderler arasına girdik. BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’ne de yedi kez üst üste girmeyi başaran tek perakendeci konumundayız.
- 2030 yılına kadar, gıda imha tonajımızın gıda satış tonajımıza oranını yarıya indirmeyi hedefliyoruz. Satış metrekaremiz başına karbon ayak izimizi ve elektrik kullanımımızı yüzde 22, su tüketimimizi de yüzde 10 azaltmayı hedefliyoruz. Sürdürülebilirlik Komitemiz ile ayrıca sürdürülebilir tarım ve biyoçeşitliliğe katkıdan toplum gelişimi ve iyi yaşam bilinci oluşturulmasına, cinsiyet ve fırsat eşitliğinden plastik atıkları azaltmaya kadar stratejik önem arz eden konularda hedef ve uzun soluklu projeler sürdürüyoruz.
İklim krizi için bir aşı olmayacak
Aybala Şimşek, Şekerbank Genel Müdür Yardımcısı
- Pandemi süreci, küresel ölçekte, yirminci yüzyılın son çeyreğinden itibaren giderek belirginleşen iklim kriziyle ilgili sorunları ve global gelir dağılımı eşitsizliğini daha görünür hale getirdi. 2008 global krizinden bu yana kendini yeniden tanımlama sürecinde olan küresel finans sektörü için daha kapsayıcı, çevresel ve sosyal sürdürülebilirliği ekonomik hedeflerle birleştiren stratejiler benimsemek, artık bir seçim değil zorunluluk haline geldi.
- 2015 yılında Birleşmiş Milletler’in ortaya koyduğu Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı yalnızca hükümetlerin değil iş dünyasının da sahiplenmesi ve faaliyetlerine entegre etmesi gerekiyor. Çünkü tüm dünya öğrenmiştir ki; Covid-19 krizi için bir aşı bulundu, ancak iklim krizi için bir aşı olmayacak.
- Şekerbank, Anadolu çiftçileri tarafından sürdürülebilir tarımın ve kırsal kalkınmanın desteklenmesi için kuruldu. Yani sürdürülebilirlik Şekerbank’ın DNA’sında var.
- Yüzbinlerce çiftçi ailenin köylerinde üretimi sürdürmelerini destekliyoruz. Uluslararası mikro finansman kredilendirme tekniğiyle kırsal bölgelerdeki üretici kadınları ve kadın kooperatiflerini ekonomiye dahil edip finansal kapsayıcılığı artırıyoruz.
- Diğer taraftan, enerji tasarrufuna yönelik yatırımları uygun koşullarda desteklemek için 2009 yılında geliştirdiğimiz Türkiye’nin ilk enerji verimliliği finansmanı ürünü olan EKOkredi ile enerji tasarrufuyla tanıştırdığımız 118 bini aşkın müşterimize yenilerini ekliyoruz
“Gezegen” odaklı çalışmalar yürüten liderlerin mesajlarını okumak için “Sürdürülebilirliğin liderleri” haberine “insan” odaklı çalışmalar yürüten liderlerin mesajlarına odaklanmak içinse “Sürdürülebilirliğin liderleri -2-” haberine göz atabilirsiniz…