29 Haziran Abone Ol
  • Haberler
    • Ajanslar / Konkur
    • Atamalar
    • Dijital
    • KSS
    • Haberler
    • Insights
    • Trend
    • Marketing Türkiye 101
    • Türkiye’nin Gündemi
  • Yaratıcı İşler
  • Dergiler
  • Etkinlikler
  • Söyleşiler
  • Kariyer
  • Yazarlar
  • Araştırma
  • Abone Girişi
  • Abone Ol
Sessizliğin yankısı ve iptal kültürü
Haberler

Sessizliğin yankısı ve iptal kültürü

Nafizcan Önder
5 saat önce
4 dk okuma

“Sussan olmuyor susmasan olmaz” dosyasının ilk bölümünde Marketing Türkiye için XSIGHTS Research & Consultacy’nin gerçekleştirdiği kapsamlı araştırmayla toplumun, toplumsal olaylar karşısında ünlü isimlerden beklentilerinden “sessizliğe” karşı tepkilerine, iptal kültüründen sosyal medya aktivizmine dek görüşleri mercek altındaydı. Şimdi ise sözü iletişimin uzman isimlerine bırakma zamanı. Onlar bu tepkileri nasıl değerlendiriyor? Toplumun gözü önündeki kişilere nasıl bir iletişim tavsiyesinde bulunuyor? İşte yanıtlar…

Sessiz kalma özgürlüğü

Sessizliğin yankısı ve iptal kültürü
Kaan Berkan
Golin İstanbul Ajans Başkanı

✓ Türkiye’de linç kültürü sosyal medyanın etkin ve yoğun kullanımı nedeniyle giderek artan bir etki yaratıyor. Bu durum sadece ünlü isimleri hedef alıyor gibi görünse de aslında birey bazında da sessiz bir toplumsal baskı olduğunu söyleyebiliriz. Göze çarpan tepkiselliğin bu kadar derin hissedilmesine toplumsal kutuplaşmanın neden olduğunu düşünüyorum. Üstelik özellikle ünlü isimler, sadece konuştukları için değil konuşmadıkları hatta geçmişte söyledikleri için bile büyük bir kamuoyu baskısına maruz kalabiliyor. Çoğu zaman etik duyarlılıktan öte, anlık öfkeyle şekillenen bir linç kültüründen bahsediyoruz. Ben bu tepkilerin ifade özgürlüğünden çıkıp bir linçe evrilmesini doğru bulmuyorum.

✓ Golin İstanbul olarak yıl boyunca birçok marka ve ünlü isimle iş birliği yapıyoruz, toplumdaki linç kültürü nedeniyle adımlarımızı dikkatli atıyoruz, toplumsal hassasiyetleri göz önünde bulundurarak aksiyon alıyoruz.

✓ Ünlü isimler, iletişimlerini herkesi kucaklayan, kişisel özgürlüklere saygı duyan ama duruşlarını koruyan bir şekilde planlamalılar. Etkili iletişim kurmak adına samimi, duyarlı, sorumluluk alan, dönüşüm odaklı ve diyaloğa açık bir yaklaşım benimsemeleri gerekir. Gündeme dair taraf olduklarında mutlaka diğer tarafın hedefi haline geleceklerini ve linç yeme ihtimallerini göz önünde bulundurarak bir yol belirlemeli, anlık krizlerle değil uzun vadeli bir iletişim planıyla hareket ederek itibarlarını, inanılırlıklarını ve samimiyetlerini korumaları mümkün.

✓ Sessiz kalmak çoğu zaman fikir beyan etmekle aynı etkiyi yarattığından empati kuran, eşitlikçi, tarafsız ve kapsayıcı bir söylem geliştirmek gerekli. Ben ünlü isimlerin politik bir figür olarak algılanmak istememelerini anlayışla karşılıyorum ve sessiz kalma özgürlüklerinin de olması gerektiğini düşünüyorum.

Toplumsal katkı, düşünceye zaman tanıyan, devamlılığı olan yaklaşımlarla mümkündür

Sessizliğin yankısı ve iptal kültürü
Merve Deşen
CreatorDen Kurucu Ortağı ve CEO’su

✓ Sosyal medyanın hayatın merkezine yerleşmesiyle birlikte, kamuya mal olmuş kişilerden toplumsal konularda açıkça pozisyon almaları yönünde güçlü bir beklenti oluştu. Artık yalnızca üretimleriyle değil, düşünceleriyle de topluma yön vermeleri bekleniyor. Bu beklenti oldukça anlaşılabilir olmakla birlikte bir okadar da hassas bir konu.

✓ Ancak toplumsal meseleler karmaşık ve çoğu zaman kutuplaştırıcıdır. Bu nedenle her sessizlik duyarsızlık olarak yorumlanmamalı. Bazen susmak; düşünmek, anlamlandırmak ve doğru zeminde konuşmaya hazırlanmaktır. Bu, özellikle etkisi geniş kitlelere yayılan tanınmış kişiler için sorumlulukla atılan bir adımdır.

✓ Görünür olmak tek başına etki yaratmayabilir. Birçok kişi desteğini emek, ilham ya da sahadaki katkılarla gösterir. Gerçek duruş; samimi, tutarlı ve sorumluluk taşıyan bir anlayışla ortaya çıkar.

✓ Bugün ihtiyacımız olan şey, hızlı tepkiler değil; sağduyulu, kapsayıcı ve özenli yorumlar. Fanatizmin ve kutuplaşmanın gölgesinde, düşünceye alan tanıyan bir tartışma kültürü her zamankinden daha kıymetli. Sağlıklı bir toplumsal bilinç, ancak düşünceye alan tanıyan, aceleye getirilmemiş, özenli bir tartışma kültürüyle oluşur. Bunu daha önce çok kez tecrübe ettik.

✓ Herkes gibi kamuya mal olmuş kişiler de, toplumsal konular karşısında tutumlarını nasıl ifade edeceklerine ve hangi alanlarda nasıl bir katkı sunacaklarına dair kendi yollarını özgürce belirleyebilmelidir.

✓ Bilgiye dayalı, yapıcı, evrensel değerlere ve insan haklarına duyarlı; kişinin ya da kurumun genel yaklaşımıyla tutarlı bir duruş da en az bu kadar kıymetlidir. Etki zaman içinde sergilenen tutarlılıkla, değerlerle örtüşen bir yaşam pratiğiyle de oluşur.

✓ Sosyal medyanın ses duyurmak, toplumsal meselelerde etki alanı oluşturmak ve geniş kitlelere ulaşmak adına güçlü bir araç olduğunu hepimiz biliyoruz.. Ancak bu mecra, duruşun yalnızca bir yüzüdür.

✓ Toplumsal meselelerde kurulan iletişim; görünürlükten çok, değerlerle uyumlu bir yolculuk olarak düşünülmelidir. Bu yaklaşım hem uzun vadeli bir güven inşa eder hem de gerçek ve kalıcı bir etki yaratma imkânı sunar.

✓ Kamuoyu baskısıyla yapılan açıklamaların içtenliği zaman zaman sorgulanabiliyor. Bu noktada, zorunluluk hissiyle yapılan açıklamalar ile içten gelen, tutarlı bir duruş arasında fark oluşabiliyor.

✓ Zorunlu açıklamalar çoğu zaman gecikmeli gelir, daha temkinli ve savunmacı bir dille yazılır; bu da onların doğal akıştan uzaklaştığı izlenimini yaratabilir. Oysa samimi bir duruş, kişinin ya da kurumun temel değerleriyle örtüşen, uzun vadeli bir bakışla şekillenen ve sadece anlık bir yanıt olmanın ötesine geçen bir yaklaşımı yansıtır. Burada önemli olan, ifade edilenlerin yaşamın bütününe nasıl yansıdığıdır. Söylenenlerin ardından gelen adımlar, genel yaklaşımla olan tutarlılık ve sürdürülebilirlik, samimiyeti belirleyen temel unsurlardır.

En büyük eksiklik “duygudaşlık”

Sessizliğin yankısı ve iptal kültürü
Serhan Ok
Goodjob Kurucu Ortağı – Marka Danışmanı ve Toplum Bilimci

✓ Toplumsal meseleler karşısında sessiz kalan ünlü isimlere büyük tepkiler gösterilmesini, “sahipsizlik” duygusunun bir yansıması olarak görüyor ve bunu mevcut toplumsal yapıyla ilişkilendiriyorum. Hem modernitenin bireyciliği teşvik etmesi hem de ülkemizde zaman içinde devleti temsil eden yapıların zayıflaması nedeniyle devletle olan ilişkimiz değişti. Eskiden sadece bürokratlar ve siyasiler değil askerler, polisler, doktorlar, öğretmenler ve hatta posta teşkilatında çalışan kişiler dahi devletin bir parçasıydı. Bu yapıların varlığı ve etkisi insanları güvende hissettiriyordu. Geldiğimiz noktada bunun yerini markalar ve ünlü isimler aldı. Beklediğimiz şefkati, çözümcülüğü, umudu ve duygudaşlığı devleti oluşturan organlardan göremeyince; paramız ve zamanımızla beslediğimiz (ya da öyle olduğunu düşündüğümüz) kurum ve kişilere yönümüzü çevirdik. Örneğin toplumsal bir olaya tepki göstermeyen ünlü bir ismi, “onu takipten çıkmakla” tehdit ediyoruz. Sahipsizliğimizi öfkemizle açığa çıkarıyoruz. Öfkenin en temel özelliği en kolay ve en hızlı yönelebileceği kaynağa yönelmesidir. Bir tek “unfollow” için çok az enerji harcarız ya da yarım dakika içinde yazacağımız bir yorumla hem bu kişiyi hem de takipçilerini etkileyebilir, öfkemizi meşru şartlar altında kusabiliriz. Ünlülere olan tepkinin merkezinde bunlar var.

✓ Bence bu noktada en temel eksiklik duygudaşlıktır. Toplum ünlü isimlerden ortaya çıkan sorunu çözmelerini beklemiyor. Sorunun pek çok durumda çok kapsamlı ve çok paydaşlı bir yapıda olduğunu biliyor. Ancak duygusunu paylaşacak bir üst makamdan mahrum olduğu için bu görevi ünlü isimlere vermiş durumda. Topluma mal olmuş insanların ilk yapması gereken şey şunları söylemektir; “ben de üzgünüm”, “benim de canım yanıyor”, “ben de gelecekten endişeliyim”, “ben de öfkeliyim”…

✓ Kamuoyu baskısıyla yapılan açıklamalar ve “samimi duruş” arasında çok büyük farklar var. Kişilerin karakter ve değerlerini ortaya çıkaran şey onların aldığı aksiyonlar değil verdiği reaksiyonlardır. Bu, sinema ve edebiyat dünyasında çok iyi bilinen bir kuraldır. İnsanlar aksiyonları değil reaksiyonları hatırlar. Bu nedenle ünlüler için doğru zamanda ve doğru tonda verilmiş reaksiyonlar daha samimi algılanır. Zorunlu yapılan açıklamalar bazı durumlarda hiç açıklama yapılmamasından dahi olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Sussan olmuyor susmasan olmaz

featured
1 Araştırma: Elektrikli mi yoksa hibrit mi almalı? Kararsızlar buraya!
Araştırma: Elektrikli mi yoksa hibrit mi almalı? Kararsızlar buraya!
2 ÖTV düzenlemesi Meclis'ten geçti: Hangi değişiklikler geliyor?
ÖTV düzenlemesi Meclis’ten geçti: Hangi değişiklikler geliyor?
3 Amazon’un mısır tarlasındaki AI üssü 1 milyon hane kadar elektrik tüketecek!
Amazon’un mısır tarlasındaki AI üssü 1 milyon hane kadar elektrik tüketecek!
4 123 yıllık kamp şirketi Herzog Freizeit iflas başvurusunda bulundu
123 yıllık kamp şirketi Herzog Freizeit iflas başvurusunda bulundu
5 TGS ve RSF'nin verileriyle Türkiye'nin basın özgürlüğü karnesi...
TGS ve RSF’nin verileriyle Türkiye’nin basın özgürlüğü karnesi…
Güncel Haberler
İkinci el otomobil pazarının Z raporu...
İkinci el otomobil pazarının Z raporu…
Sessizliğin yankısı ve iptal kültürü
Sessizliğin yankısı ve iptal kültürü
Üç markadan ikisi kira yüzünden mülk sahibi ile mahkemelik!
Üç markadan ikisi kira yüzünden mülk sahibi ile mahkemelik!
Sosyal Medya
  • FACEBOOK
  • TWITTER
  • LINKEDIN
  • INSTAGRAM
  • YOUTUBE

İlgili Haberler

Çalışan gelişimi artık "lüks" değil, stratejik bir zorunluluk
Haberler
Çalışan gelişimi artık “lüks” değil, stratejik bir zorunluluk
İrem Alimoğlu
11 Mayıs 2025
RTÜK "Güçlü Medya, Bilinçli Toplum Zirvesi"ni tamamladı: İşte zirvede öne çıkan başlıklar
Haberler
RTÜK “Güçlü Medya, Bilinçli Toplum Zirvesi”ni tamamladı: İşte zirvede öne çıkan başlıklar
Marketing Türkiye
30 Nisan 2025
Gerety, "Yılın Kurum İçi Ajansı" ödülünü duyurdu!
Haberler
Gerety, “Yılın Kurum İçi Ajansı” ödülünü duyurdu!
Sena Tufan
2 Nisan 2025
Ticaret Bakanlığı'ndan tüketici lehine adım: İade kargo ücreti satıcıya ait olacak
Haberler
Ticaret Bakanlığı’ndan tüketici lehine adım: İade kargo ücreti satıcıya ait olacak
İrem Alimoğlu
26 Mayıs 2025
  • Yarışmalar
  • Temsilcilikler
  • Etkinlikler
  • Yayınlar
Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar Yarışmalar
Temsilcilikler Temsilcilikler Temsilcilikler
Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler Etkinlikler
Yayınlar

Esentepe Mahallesi, Kore Şehitleri Caddesi, No:7, Yegane Apartmanı, Kat: 2, Daire: 4,
Şişli/İstanbul

[email protected]
0 (212) 211 11 12

  • Haberler
  • Yazarlar
  • Söyleşiler
  • Yaratıcı İşler
  • Etkinlikler
  • Kariyer
  • Üye Girişi
  • Kayıt Ol
  • Hakkımızda
  • Künye ve İletişim
  • KVKK Açık Rıza Beyanı
  • Mesafeli Satış Sözleşmesi
  • Gizlilik, Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Politikası

© 2001 Rota Yayın Yapım Tanıtım Tic. Ltd. Şti. Bu Sitede Bulunan Yazı Ve Çizimlerin Her Hakkı Saklıdır.

Abone Ol
  • Haberler
    • Ajanslar / Konkur
    • Atamalar
    • Dijital
    • KSS
    • Haberler
    • Insights
    • Trend
    • Marketing Türkiye 101
    • Türkiye’nin Gündemi
  • Yaratıcı İşler
  • Dergiler
  • Etkinlikler
  • Söyleşiler
  • Kariyer
  • Yazarlar
  • Araştırma

© 2001 Rota Yayın Yapım Tanıtım Tic. Ltd. Şti. Bu Sitede Bulunan Yazı Ve Çizimlerin Her Hakkı Saklıdır.

Asquared WordPress Agency tarafından tasarlanmış ve kodlanmıştır.