Seçmen erken seçim istiyor mu?
Aksoy Araştırma’nın Marketing Türkiye için gerçekleştirdiği “Erken Seçim Araştırması”nın sonuçları yayınlandı. Araştırma yüzde 95 güven aralığında yüzde 4 hata payı ile 600 örneklem ile gerçekleştirildi. Araştırmaya katılanların yüzde 44’ü Türkiye’nin erken genel seçim yapmaya ihtiyacının olduğunu belirtirken, katılanların yarısı siyasi etkiye dair görüşlerden farklı olarak genel seçimlerin erkene alınmasının ekonomiyi kötü etkileyeceğini belirtti. İşte “Erken Seçim Araştırması”nın çarpıcı sonuçları:
ARAŞTIRMAYA KATILANLARIN PROFİLLERİ
Araştırmaya katılanlara “Cumhurbaşkanı’nın 24 Haziran 2018’de (yaklaşık 2 ay sonra) erken seçim kararı açıklamasını duydunuz mu?” diye soruldu. “Evet, duydum” diyenlerin oranı yüzde 81.4 oranında gerçekleşti.
Araştırma sonuçlarına bakıldığında ekonomiye etkisi haricinde birçok konuda toplumun adeta terazinin kefeleri gibi iki yanda neredeyse eşit ağırlıkta olduğu görülüyor. Örneğin; “Sizce Türkiye’nin erken genel seçim yapmaya ihtiyacı var mı?” sorusuna yüzde 44’ü “Evet var” derken, yüzde 42’si “Hayır yok” yanıtını verdi. Yine bununla beraber “Bilmiyorum / Fikrim yok” diyenlerin oranı yüzde 13,8 civarında.
“Genel seçimlerin erkene alınmasını destekliyor musunuz?” diye sorulduğunda toplamda yüzde 35’i desteklediğini yüzde 37’si ise desteklemediğini belirtiği görülüyor. Kararsız kalanların oranı ise yüzde 26 olarak yansıdı.
Araştırmada “Genel seçimlerin erkene alınması ekonomiyi ne yönde etkiler?” diye sorulduğunda siyasi etkiye dair görüşlerden farklı olarak toplumun yarısı ekonomik açıdan ülkenin olumsuz etkileneceğini düşünüyor. Olumlu etki bekleyenlerin oranı ise yüzde 26.
Araştırma sonuçlarına bakıldığında yine düşündürücü yanıtlardan biri; olası bir seçim olması durumunda harcamaların ertelenmesi ihtimali ön plana çıktı. Araştırmaya katılanların yüzde 42’si seçim yapılması durumunda harcamalarını erteleyeceğini belirtti.
Son olarak Haziran’daki olası bir seçimde farklı bir tablo çıkıp çıkmayacağına dair beklentiye bakıldığında görece daha büyük bir çoğunluğun bugünkünden farklı bir tablo beklemediği görülüyor.