Ramazan ayında tüketim alışkanlıkları nasıl değişiyor?
Ramazan denince, mahyalardan pide kuyruklarına, iftar davetlerinden birlik ve beraberlik duygusuna pek çok şey beliriyor zihinlerimizde. Ancak Ramazan bu yıl pide kuyruklarından ziyade fiyatlarıyla gündem oldu. Peki, Ramazan mutfak harcamalarını nasıl etkiliyor? Artan fiyatlar hangi Ramazan ritüellerini değiştirdi? Oruç tutmak iş hayatını nasıl etkiliyor? Yanıtları NG Araştırma‘nın gerçekleştirdiği “Ramazan Ay ve Oruç” araştırması veriyor…
Ramazan ayında mutfak harcamaları artıyor
Ramazan ayında, oruçlu olan kişilerin tükettiği öğün sayısı iftar ve sahur olmak üzere 2 öğünde sınırlı kalıyor. Peki bu durum mutfak harcamalarına nasıl yansıyor?
Araştırmaya göre her 10 kişiden 6’sı Ramazan ayında mutfak harcamalarının arttığını belirtirken, 3’ü ise harcamalarında bir değişiklik olmadığını belirtiyor.
İftar sofraları kalabalık
Ramazan ayı aynı zamanda paylaşma ayı. Bu nedenle iftar denildiğinde aklımıza misafir de geliyor. Katılımcıların yüzde 82’si iftara misafir çağıracağını, yüzde 18’i ise çağırmayacağını söylüyor.
İftara misafir çağırmayacak kişilere nedenlerini sorulduğunda yüzde 40’ı misafir ağırlayacak ekonomik durumunun olmadığını söylüyor.
Dışarda iftar yapma fikrinden giderek uzaklaşılıyor
Katılımcılara dışarda bir mekanda iftar yapıp yapmayacaklarını sorulduğunda katılımcıların yüzde 44’ü dışarıda iftar yapacağını belirtirken, yüzde 56’sı ise dışarıda iftar yapmayı düşünmediğini ifade ediyor.
Dışarıda iftar yapmam diyenlerin nedenleri şu şekilde sıralanıyor:
Dışarıda iftar yapmayı tercih etme nedenleri ise şöyle sıralanıyor:
Oruç tutmanın iş hayatına etkileri
Katılımcıların aktif olarak bir işte çalıştığını belirten yüzde 50’lik kesimine oruçlu olmanın iş hayatına nasıl yansıdığı sorulduğunda yüzde 21’lik bir kesim oruçlu çalışmanın verimi düşürdüğünü belirtiyor. Yüzde 32’si ise oruçlu olmanın çalışma verimine herhangi bir etkisi olmadığını savunuyor. Her 3 kişiden 1’i ise Ramazan ayına özel çalışma saatlerinde esnemeler yapıldığını kaydediyor.
Ramazan pidesinin fiyatı yüksek!
Ramazan ayında iftar sofralarının vazgeçilmez ürünlerinden biri Ramazan pidesi. Türkiye Fırıncılar Federasyonu tarafından 300 gram pidenin fiyatı 10 TL olarak açıklandı. Katılımcıların fiyat hakkındaki düşünceleri ise bir hayli olumsuz. Her 10 kişiden yaklaşık 8’i Ramazan pidesinin fiyatının pahalı olduğunu düşünürken, 2’si ise ne pahalı ne de ucuz olarak görüyor. Ucuz olduğunu düşünenler ise yok denecek kadar az.
Oruçluyken nasıl zaman geçiriliyor?
Katılımcılara oruçlu olduklarında boş vakitlerini nasıl değerlendirdiklerini sorulduğunda ibadet etmek, ev işleriyle uğraşmak ya da dizi/film izlemek gibi aktiviteler öne çıkıyor.
Davulun sesine uyananların oranı yüzde 11
Özellikle teknolojinin gelişmesiyle gece uyanıp sahur yapmak artık çok daha kolay. Peki, çoğunlukla alarm kurarak uyanan Türkiye, davulcular hakkında ne düşünüyor?
Katılımcıların yüzde 70’i gece kendi uyanabilmesine rağmen, Ramazan davulcularının güzel bir gelenek olduğunu ve devam etmesi gerektiğini düşünüyor. Yüzde 17’si ise günümüzde gerek olmadığını ve kaldırılması gerektiğini ifade ediyor. Davul sesi sayesinde sahuru kaçırmadığını belirtenlerin oranı ise yalnızca yüzde 11.
Aile büyüklerini ziyaret etmek öncelikli
Bayramda neler yapacağımızı bir çoğumuz çok önceden planlıyoruz. Peki, uzun zamandır beklenen bu zamanı nasıl geçireceğiz? Katılımcıların yüzde 53’ünün bu Ramazan Bayramı için planı aile büyüklerini ziyaret ederek, onlarla vakit geçirmek. Yüzde 3’ü sadece tatile gideceğini belirtse de yüzde 13’lük kesim hem tatil yapacağını hem de ailesini ziyaret edeceğini ifade ediyor. Yüzde 23’lük bir kesim ise kendi evinde zaman geçirip dinleneceğini söylüyor. Yüzde 8’lik bir kesim ise çalışacak.
Bayramların eski tadı yok!
Katılımcılara günümüzde dini bayramların kutlanma şekilleri hakkında düşünceleri sorulduğunda yüzde 85 gibi çok büyük bir kesim eski bayramlara özlem duyduğunu ifade ediyor.
Gözlerinizi kapatıp kendinizi ailenizle bir akşam yemeği sonrasında sohbet ederken hayal etseniz muhakkak sehpanızda bir çay bardağı vardır ya da çay henüz demlenmemiştir… “Dur ben bir çay koyayım”dan, “İki çay söyle”ye kadar günün her anının eşlikçisi olan çayın bu coğrafyadaki yeri elbette tartışılmaz. Peki ama her şeyin değiştiği günümüzde çay tüketim alışkanlıkları nasıl bir dönüşüm geçiriyor? Günün en çok hangi anlarında kimlerle çay içiyor ya da içmek istiyoruz? Çay gerçekten de harareti alır mı? Hepsi ve daha fazlasının yanıtları Marketing Türkiye adına VeriNays Araştırma şirketinin gerçekleştirdiği “Çay Tüketim Alışkanlıkları” araştırmasından geliyor…