Markalar için NFT’yi kullanma kılavuzu
Christie’s de gerçekleşen o malum müzayedede sanatçı Beeple’ın eserinin 69 milyon dolara satılmasının üzerinden sadece bir yıl geçti. Kelime anlamını dahi bilenlerin parmakla sayılı olduğu günlerden bu yana NFT, 50 milyar doları geçen dev bir ekonomiye dönüştü, hepimizin merak ettiği metaverse konusunun da hızla gündemimize girmesini sağladı. Peki, bu “çoğaltılamayan jeton” nasıl oldu da bir anda tüm dünyanın ilk gündem maddelerinden birine dönüştü? NFT markalar için ne ifade ediyor? Bu alana girecek markaların işe nereden başlaması gerekiyor? Türkiye’nin ilk NFT ajansı Tooken’ın Kurucu Ortağı Orkun Bulut liderliğinde bu soruların yanıtlarını ararken ortaya kapsamlı bir “Markalar için NFT’yi kullanma kılavuzu” çıktı…
NFT nedir?
“Non Fongable Token” yani kelime anlamıyla “çoğaltılamayan jeton…” Aslında NFT’ler oyun dünyasındaki satın almalarda bir ihtiyaç olarak ortaya çıktı. Buradaki işlevsel pelerin, kay kay gibi metaların satışındaki güvensizliğin ardından blok zincir teknolojisiyle creator (üretici) ve owner (sahip) kontratıyla NFT’ye dönüştü. Dijital dünyadaki bu sahiplik şeklini bir nevi “tapulama” olarak da görebiliriz.
Tabii işin bu kadar popüler olmasının bir nedeni de koleksiyonerliğin dijital hale dönüşmesi oldu. Pandemiyle birlikte tamamen dijitalleşen hayatlarımızda hepimizin bu pazar yerleri üzerinden kendi müzelerimizi kurmanın, koleksiyonlarımızı sergilemenin ilk adımını atmış olduk. Sosyal medya mecraları NFT’lerimizi profillerimizde sergileyeceğimizle alakalı geri sayıma başladı. Twitter’da profil fotoğraflarımız onaylanmış NFT’ler olmaya başladı bile.
Markalar NFT dünyasına nasıl girmeli?
NFT markalar için büyük fırsatlar sunuyor. Fütüristik bakışla yakın bir gelecekte hayatımızda yerini alacak olan metaverse dünyasına girmek için de ilk adım anlamına geliyor NFT. Koleksiyon edinme hissimizi de sahip olma kavramını da yeniden tanımlıyoruz aslında. Markalar bu noktada kullanıcılarının kendilerini tercih etme nedenlerini yaratmalı. Tabii bir de satın alma yolu var. Henüz Türk markalar NFT satın alma yoluna gitmedi ama bu yöntem de oldukça itibarlı bir yol. Hatta Visa kendi felsefesine ters olduğunu değerlendirilecek kripto dünyasının en ikonik işlerinden biri olan Cryptopunk serisinden eser alarak bunu duyurmuştu.
Tüketicinin tercihi nasıl değişecek?
Özellikle sosyal medyayla birlikte günümüz tüketicilerinin tercih ettikleri markaların gönüllü temsilcileri gibi davrandıklarını unutmamak gerekiyor.
İçeceklerini, giyeceklerini, arabalarını hatta saatlerini görünür şekilde sergiledikleri gibi markaların hesaplarıyla etkileşime geçirecek kelime ve etiketlemeler seçmeyi ihmal etmiyorlar.
NFT’lerin dijital koleksiyonerlik tarafı tamamen bu durumu çözüyor. Konu şimdilik yeni gibi görünse de hepimizin zamanla 100’lerce NFT’si olacak. Bizler bu NFT’lerle kendimizi tanımlayacağız.
Markaları tercih etmenin verdiği o itibar NFT’lerle pekişecek. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli unsur markanın neden NFT dünyasına girdiğini doğru belirlemesi. Buradaki ikinci belirlenmesi geren nokta satış fiyatı ya da hediye verilecekse de “ne karşılığında” olmasıdır. Satışa sunulacaksa mutlaka bir sorunu çözecek bağış sistemine dahil olmalarını tavsiye ediyoruz.
Merkezde “fayda” olmalı
Bu yeni dünyada yönetim şekilleri dahi Z ve Alfa kuşağının marka aidiyetini etkiliyor. Sürdürülebilirlik, kadın çalışan oranı, çevreye duyarlılık gibi konular onların markaları sevip sevmeme kararında etkili oluyor. NFT dünyasında da en az topluluk kadar önemli olan “utility” yani fayda en çok dikkat edilmesi gereken konulardan bir. Bu bağış sisteminde markalar bir STK’yla birlikte hareket edecekse detaylı çalışması gerekiyor. Bu yeni dünyanın topluluğu “utility” yani fayda tarafına yüzeysel bakmıyor. “Şu derneğe bağış, bu derneğe yardım” gibi üst başlıkla “PR hissi” verdiğiniz anlaşılabilir. O yüzden elde edilecek gelirin gideceği son noktaya kadar detaylı olarak anlatmanız gerekiyor. Her kripto projesinde olduğu gibi burada da “white paper” çok önemli. Markalar amaçlarını kendi mecralarında anlatarak ve projeyi hep sıcak tutarak bu dünyadaki topluluklarını da oluşturmalı.
Topluluklar ne kadar önemli?
Community yani topluluklar NFT dünyasında sizi bir yere de taşıyacak size hata da yaptıracak olgular. Var olan topluluklar ve satış rekoru kıran işleri iyi incelerken bunlara fazla da kapılmamak gerekiyor. Merkeziyetsiz dünyada ülkelerin, milletlerin olmadığını söylesek da herkes ilk olarak kendi çevresindeki topluluklara değerek bu dünyaya giriyor. Neticede Türk bir markanın yapacağı işin Türk NFT topluluğundan bağımsız olması mümkün değil.
Türk NFT topluluğunda dünyaca ünlü medya sanatçıları olsa da koleksiyoner tarafı yeni inşa ediliyor. Şu an için bu toplulukta “tüccar” zihniyeti çok önde. Kripto ticareti yapıp belli paralar kazanmış “al-sat” zihniyeti markalar için çok tehlikeli. Muhtemelen şirketinizde bu dünyaya bir şekilde girmiş ya da takip eden genç takım arkadaşlarınız vardır. Onların sohbetlerinde NFT çıkarmak için Discord, Telegram topluluklarının olmazsa olmaz olduğu konuşuluyor olabilir. Markanız, hedefleriniz ve gelecekteki adımlarınızı belirlemeden başkalarının stratejileriyle kendi markanızı uydurmaya çalışmamak gerek. Neticede bir NFT eser almanız için kripto cüzdana sahip olmanız gerekiyor. NFT ve metaverse dünyasındaki gereksinimlerimiz için çok yakında hepimizin cüzdanları olacak. 12 yıl önce sosyal medyaya giriş sürecimize benzer bir dönemdeyiz.
Metaverse mü NFT mi?
Markaların dikkatini metaverse’ler daha fazla çekiyor. Aslında metaverse’ler uzun yıllardır hayatımızdaydı. Blok zincir teknolojisi ve NFT’lerin dijital sahiplik kontratlarıyla tekrar öne çıktı. Evet, yakın gelecekte metaverse’ler gerçek sosyal hayatımızın fazlasını alacak. Ama o ne kadar yakın gelecek derseniz, yoruma fazlasıyla açık.
Gördüğünüz projelerin çoğu var olan popüler metaverse’ler üzerinde alınan arsa ve bir sergi alanından öteye geçmiş gibi görünmüyor. Bu dönemi henüz tam kavradığına emin olamadığımız fütüristin “tak gözlüğü, gez, gör alışverişini yap” gibi anlatımları sizi yanıltmasın. Var olan metaverse’leri online oyun dünyası tam anlamıyla yansıtıyor. O sebepten moda markalarının metaverse girişimleri daha hızlı oldu. Neticede oyun karakteri avatarlarımızın da görünüşleri önemli. Bu anlamda NFT dünyasıyla, blok zincir dünyasıyla işe başlamak metaverse’e girişi de kolaylaştıracak.
Manipülasyona dikkat
- Markalar için bu dünyaya girerken en önemli konu “neden” orada oldukları. Bunun cevabını tam anlamıyla bulamadıklarında yaptıklarının da “basın bülteni” olmaktan öteye geçmediğini görecekler. Gelir elde etmek markalara cazip gelse de çoğu marka için bu önerdiğimiz bir yöntem değil. Markaların ilk etapta kendi itibarlarını besleyecek projelerle NFT’lerini çıkması bu yolda uzun soluklu yürümelerini sağlayacaktır.
- Konuyu araştırırken çok dikkatli olmaları gerekiyor. Unutmayın ki teknik olarak bu konuda “uzmanım” denilecek bir deneyim saatini kimsenin doldurması mümkün değil. Sosyal medyadaki manipülatif bilgilere ve yerel NFT topluluklarına dikkat etmeleri gerekiyor. Kendi araştırmaları, gözlemlerini yaparak empati geliştirmeleri önemli. Her markanın DNA’sı da topluluğu da hedefleri de farklı. Başka NFT projelerine bakıp bire bir uygulamak yerine kendi topluluk empatilerini geliştirmeliler. Üretecekleri projelerde fayda tarafında şeffaflık ve NFT olan eserin koleksiyon edilebilecek nitelikte olması bir diğer önemli husus.
- NFT üretmek gibi satın almanın da büyük bir fırsat olduğunu unutmamalı. Eser sahibi olmak, gelecekteki metaverse ve pazar yerlerindeki müzelerimizi oluşturmaya başlamak bahsettiğimiz itibarlı girişin farklı bir alternatifi olabilir.