Metaverse’ü en iyi anlatan 11 film…
Kimileri korkutucu, kimileri ilginç bulsa da metaverse kavramının içerisinde pek çok heyecan verici fikir barındırdığı bir gerçek. Sanal dünyalarda özgürce dolaştığımız, birden fazla hayata sahip olduğumuz günler kapımızda olabilir. Hatta şöyle söyleyelim; parası olan çoktan arsasını aldı bile… Arsalar alındı alınmasına da biz metaverse konseptini ne kadar anladık orası sorgulanır. Sonuçta kabul etmek lazım ki “metaverse” dendiğinde hala kafamızda net bir şey canlanmıyor. Marketing Türkiye için Twentify tarafından yapılan “Metaverse Dijital Yaşam Anketi”ne göre kendinden emin bir şekilde metaverse’ü açıklayabilenlerin oranı sadece yüzde 21… Peki gerçekten nasıl bir deneyim bizleri bekliyor olabilir metaverse’te? Acaba nasıl bir dünyaya giriş yapıyoruz? İşte bu soruların belki de cevaplarını verecek olan, hayal gücümüzün sınırlarını zorlayan 10 filmi listeledik…
Matrix
Türünün ilk ve en ünlü örneklerinden biri Matrix… Bir bilgisayar korsanının yaşadığı dünyayla ilgili şok edici gerçekleri keşfetmesini konu ediniyor. Neo isimli bilgisayar korsanı, Trinity isimli güzel bir yabancının kapısını çalmasıyla beyaz tavşanın peşine takılır ve gerçek ve kurgu arasındaki ayrımı keşfeder. Altında yatan bir dünya felsefi anlamı bir kenara atarsak dümdüz metaverse deneyimi anlattığını söyleyebiliriz.
Spoiler vermemek için çok da detaya girmeyelim ama, metaverse için Matrix’in “bile isteye” versiyonu olduğunu söylemek mümkün.
Virtuosity
Virtuosity, Brett Leonard tarafından yönetilen ve Denzel Washington ve Russell Crowe’un başrol oynadığı 1995 Amerikan bilim kurgu aksiyon filmi. Filmde özetle, birtakım bilim insanları “Ne gerek vardı buna?” dedirten aşırı tehlikeli bir teknoloji geliştirir ve elbette bu teknolojinin kontrolünü kaybeder. Anında dünyaya terör estirmeye karar veren teknolojiyle savaşıp tüm dünyayı tek başına kurtarmaksa Amerikalı bir adamın başına kalır.
Biraz daha detay verecek olursak: Birden fazla seri katilin kişilikleri kullanılarak oluşturulan bir sanal gerçeklik simülasyonu (Gerçekten ne gerek vardı buna?) içinde bulunduğu sanal ortamdan kurtularak gerçek dünyaya kaçmayı başarır. Onu durdurup etkisiz hale getirmek ise eski bir polisin görevidir.
Her
Her, yönetmenliğini ve senaristliğini Spike Jonze’un üstlendiği, romantik dram ve bilimkurgu türlerinde bir hikayeyle çıkıyor karşımıza. Bir apartman dairesinde tek başına yaşayan Theodore’un kusursuz bir yapay zeka programı sunan yeni bir işletim sistemiyle tanışmasıyla hayatındaki pek çok şey değişir. İşletim sisteminin yapay zekası Samantha, Theodore’u dünya ve hayat üzerine sorduğu sorularla birlikte bambaşka bir gerçeklikle tanıştırır. Ağır bir depresyonun içerisinde olan Theodore, yavaş yavaş hayatın keyifli yanlarını fark etmeye başlarken yapay zeka programıyla arasındaki ilişki de gitgide tuhaflaşır.
Hikayede metaverse yok, evet. Ancak yapay zeka ve teknoloji-insan ilişkisini çok iyi işleyen bir film olduğu için kesinlikle izlenmeye değer.
Avatar
James Cameron’ın destansı bilimkurgu filmi Avatar, tüm zamanların en çok hasılat yapan filmi olmanın yanı sıra metaverse deneyimi hakkında fikir sahibi olmamızı sağlayacak bir hikayeye sahip. Aslında hikaye sanal bir evrende değil, yabancı bir gezegende geçiyor.
Pandora adındaki uzak bir gezegende göreve gönderilen yarı felçli eski asker Jake Sully, gezegenin Na’vi isimli sakinlerini incelemek için görevlendirilir. Askeri bir şirketin bu sebeple hayata geçirdiği “Avatar” programı sayesinde Jake’in zihni yapay bir Na’vi bedenine -bir avatara- bağlanır. Jake, avatarıyla bu yeni dünyayı keşfederken adeta ikinci bir hayatın kapılarını aralamış olur.
Free Guy
Free Guy, bizlere “Bir oyun dünyasında yaşasaydık hayat nasıl olurdu?” sorusunun cevabını veriyor: Bolca aksiyonlu.
Açık dünya oyunu olan Free City’de bir arka plan karakteri olduğunu keşfeden bir banka memurunun sıradışı hikayesini konu ediyor. Guy, rutin bir hayat süren ve bir bankada memur olarak çalışan genç bir adamdır. Bir gün genç adam, Free City adında acımasız bir açık dünya oyununda arka plan karakteri olduğunu keşfeder. Bu keşif onun hayatının bambaşka bir hal almasına neden olur. Artık kendi hikayesinin kahramanı olmaya karar veren Guy, sınırları olmayan bu dünyada hayatta kalmak ve diğer karakterleri kurtarmak için zorlu bir mücadeleye girişir.
Wreck-It Ralph
Buradaki durum aslında metaverse’ün tam tersi diyebiliriz. Çünkü bu kez oyun kahramanları sınırlarının dışına çıkıyor. Atari oyununun bina yıkan “kötü adamı” rolündeki Ralph, hem yıllardır aynı işi yapmaktan sıkılmış hem de oyunun iyi adamı tamirci “Felix” gölgesinde kalmaktan bıkmıştır. Tüm övgüleri Felix topladığı için Ralph artık iyi bir kahraman olmak ister ve diğer video oyunları arasında gidip gelmeye başlar. Fakat oyundan oyuna atlarken yol açtığı bir kaza bir düşmanı serbest bırakır. Şimdi Ralph’in gerçekten kahraman olması gerekir.
The Thirteenth Floor
Bir similatör aracılığı ile Douglas, 1930’ların Los Angeles’ine giderek eşsiz bir macera yaşar; ancak döndüğünde ortağı ve akıl hocası Hannon Fuller’ın öldürüldüğünü öğrenir. Dahası belleğinde boşluklar oluşan Douglas bu cinayette esas şüphelidir. Bu esnada ortaya çıkan gizemli güzel Jane, Hannon’un kızı olduğunu söyler. Bir süre sonra sanal ortam süreçleri, tuhaf olaylar ve gündelik yaşam arasındaki bağ bulanıklaşmaya başladığında, Douglas’ın en korkunç kabusunda bile görmek istemeyeceği bir şey gerçek olmaya başlar…
TRON
TRON filmi de bir dijital evrene götürüyor izleyenleri. Teknoloji konusunda meraklı olan bir Sam, babasının ölümünü araştırırken dijital bir dünyanın kapılarını aralıyor. İnsanların kıyafetlerine kadar led döşenmiş bu dünyada Sam’in hayatta kalması ve birtakım oyunları kazanması gerekiyor.
Ready Player One
Yönetmen koltuğunda Steven Spielberg’in oturduğu Ready, Player & One ile VR gözlüklerin en az akıllı telefonlar kadar yaygın kullanıldığı bir zamana gidiyoruz. Olay örgüsü ailesini yitirmiş bir genç olan Wade Watts ve milyonlarca kişiyi peşinden sürüklemeyi başaran milyarder bir sanal oyun tasarımcısı etrafında dönüyor.
Oyunun milyoner kurucusu oyun evreninin içine bir anahtar saklamıştır ve öldüğünde tüm servetini ve oyunun kontrolünü bu anahtarı bulana vadetmektedir. Wade de bu macera dolu hazine avının peşine düşmüştür. Bir süre sonra her şey bir oyun olmaktan çıkıp acımasız bir rekabete dönüşür. Zira şirket hissedarları ve paragöz oyuncular hazineye herkesten önce ulaşabilmek için diğer yarışmacıları saf dışı bırakmak için her şeyi yapmaya hazırdır… Hem gerçek hem de metaverse evrenini buluşturan film metaverse’ü en iyi anlatan yapımlardan biri.
Social Dilemma
İnternette gezinirken bıraktığınız bilgilerin kimlerin eline geçebileceğini ve ne kadarlık bir değeri olduğunu merak etmişsinizdir. İşte tam olarak bu merakı gideriyor Social Dilemma. Üstelik bunu Facebook, Google ve Instagram gibi teknoloji devlerinin yönetici koltuğunda oturmuş kişilerden dinliyoruz. Film direkt olarak metaverse’e bir atıfta bulunmuyor ancak geldiğimiz noktada verinin değerini anlamak metaverse evreninde bunun nasıl işleneceğini anlamak noktasında faydalı olabilir.
Bonus: Black Mirror
Netflix’in akıllara kazınan dizisi Black Mirror’ı da -her ne kadar bir film olmasa da- bu listeye koymazsak olmaz. Her bölümü sıra dışı ayrı bir senaryoya sahip olan bu antoloji, teknolojinin insan hayatıyla buluştuğu hafiften ürkütücü bir geleceği anlatıyor. Toplamda 5 sezonluk olan dizide metaverse ve sanal gerçeklik konuları farklı açılardan defalarca ele alınıyor.