
Markaların Z kuşağına ulaşmak için izlemesi gereken 12 adım…
Markalar Z kuşağına ulaşmak için her yolu deniyor. Sosyal medyada eğlenceli içerikler üretmekten deneyim odaklı fiziksel aktivasyonlara kadar uzanan bu yolculukta artık neyin işe yarayıp neyin yaramadığı daha net görülüyor. Ad Age’in NextGen Summit etkinliğinde bir araya gelen pazarlama liderleri, Z kuşağıyla bağ kurmak isteyen markalar için altın değerinde 12 ipucunu paylaştı.
Z kuşağı insanı sever, kuruma mesafelidir
İş dünyası, finans sistemi, eğitim, hatta sosyal medya platformlarının kurumsallaşması… Z kuşağı bu yapıları sorguluyor ve soğuk buluyor. Bu nedenle markalar, insan odaklı ve samimi bir iletişim dili kurmalı.
Sosyal medyada CEO’ların aktif olması ya da markanın bir influencer gibi konuşması, bu kuşağın güvenini kazanmanın güçlü yollarından biri.
Değerlerini yüksek sesle dile getir
Z kuşağı sadece ürün değil, duruş satın alıyor. The Harris Poll verilerine göre gençlerin yüzde 55’i alışveriş kararlarını değerlerine göre şekillendiriyor. Sürdürülebilirlik, kapsayıcılık ve toplumsal fayda gibi konularda samimi bir pozisyon alan markalar öne çıkıyor.
Markanı sokakta yaşat
Z kuşağı artık sadece ekran başında değil, fiziksel deneyimlerin de peşinde. Etkinlikler, pop-up’lar ve yaratıcı deneyim alanları, gençlerle birebir bağ kurmak için önemli araçlar.
Dokunulabilir içerikler yarat
Anı kutusunda bir şey bulmak Z kuşağı için nostaljik bir deneyim. Bu yüzden sticker’lar, mini dergiler, sürpriz kataloglar gibi fiziksel materyaller dikkat çekiyor. “Basılı olan, gençler için artık sıra dışı,” diyor Pinch Ajansı’ndan Nomi Leasure.
Görülmeyeni gör, duyulmayanı duy
New York ya da Los Angeles değil… Küçük şehirlerde, “unutulmuş” bölgelerde düzenlenen etkinlikler; Z kuşağının ilgisini çekmenin ve sadakatini kazanmanın yeni yolu. Az konuşulan toplulukları önceleyen markalar öne çıkıyor.
Viral anları tekrar edilebilir kıl
Bir içerik ne kadar kolay taklit edilebilirse, o kadar yayılıyor. Bojangles, TikTok’ta gençlerin kendi tariflerini paylaşması üzerine Bo-Berry Biscuit’i menüye ekledi. Chili’s ise, mozzarella çubuğunun uzayan peynirini çekiştiren videolardan sonra 2024’te tam 29 milyon Triple Dipper sattı.

Nostaljiyi güncelle
Z kuşağı retroyu seviyor ama olduğu gibi değil. JanSport, ikonik tasarımlarını modern desenlerle birleştiriyor. 7-Eleven ise eBay’deki eski ürünlerden ilham alarak yeni koleksiyonlar yaratıyor.
Kısacası, geçmişten ilham al ama bugünün estetiğini unutma.
Marka elçilerine güç ver

Sadık müşteriler markanın en güçlü sesidir. Onlara konuşmaları için fırsat ver. Cava restoran zinciri, çalışanlarına gün içinde birkaç defa “sevgi butonuna basma” yetkisi veriyor—ilk defa gelen, kötü bir gün geçiren ya da sadık bir müşteriye ücretsiz yemek hediye ediyor. Bu yaklaşım, TikTok’ta milyonlara ulaşan videolarla karşılık buluyor.
Hızlı ol ama körü körüne atlama
Trendler çok hızlı yayılıyor ama her trende atlamak doğru değil. Önemli olan trendin arkasındaki kültürel bağlamı anlamak ve markaya uygun olanı seçmek. “Anlamadan atlamak, Z kuşağının güvenini kaybettirir,” diyor JanSport’tan Alexandra Reveles.
Bütçen küçükse bile etkili olabilirsin
Zorunlu onay süreçleri büyük markaların elini kolunu bağlarken, küçük markalar daha çevik hareket edebiliyor.

Kendi mitini yarat
Z kuşağı, markaların bir evren kurmasını seviyor. Nutter Butter, absürt karakterler ve sürreal TikTok videolarıyla yıllardır “marka mitolojisini” adım adım inşa ediyor. Ajansı Dentsu Creative, bu süreci “takipçilerle birlikte yazılan bir hikaye” olarak tanımlıyor.
Kontrolü bırakmaktan korkma
Viral olmak çoğu zaman kontrolü kaybetmek demek. Ama bu kötü bir şey değil. Nutter Butter’ın TikTok’ta viral olması ilk başta marka yöneticilerini tedirgin etti. Ancak müdahale etmeden süreci akışına bırakmak, markayı gençlerle daha samimi bir noktaya taşıdı. “Bazen hiçbir şey söylemeden sadece izlemek, en iyi strateji olabilir,” diyor Mondelēz’den Kelly Amatangelo.
Temsiliyet önemlidir: Barbie, tip 1 diyabetli ilk bebeğini piyasaya sürdü