Sığınmacılara gösterilen tepkinin arkasında ne yatıyor?
Son yıllarda hızla artan sığınmacı nüfusu pek çok gerekçeyle kamuoyunun da tepkisine neden oluyor. Siyasi tarafı bir yana konu markalar açısından da bir ikileme dönüştü… Marketing Türkiye için Pulside Araştırma’nın gerçekleştirdiği “Türkiye’deki Sığınmacılara Bakış Araştırması” toplumdaki tepkilerin gerisindeki nedenleri ortaya koyuyor…
Göç İdaresi’nin paylaştığı rakamlara göre; Mayıs 2022 itibariyle Türkiye’de kayıt altına alınmış geçici koruma statüsünde 3 milyon 763 bin 652 Suriyeli var. En çok Suriyeli barındıran şehirlere baktığımızda ilk sıralarda İstanbul, Gaziantep ve Hatay karşımıza çıkıyor. Suriyelilerin yerli nüfusa oranla en yoğun olduğu şehir ise yüzde 42,8 ile Kilis. Suriyeli yoğunluğunda Kilis’i yüzde 20,5 ile Hatay takip ediyor. Türkiye’de Suriyelilerin olmadığı bir şehir bulunmamakla birlikte en az Suriyeli sayısı bulunan iller Artvin, Tunceli ve Iğdır…
Türkiye’deki toplam sığınmacı sayısı ise resmi rakamlara göre 5 milyona yakın… Ancak tahminler sığınmacı sayısının resmi rakamlardan çok daha fazla olduğu yönünde. Marketing Türkiye için Pulside Araştırma tarafından ülke genelinde yapılan “Türkiye’deki Sığınmacılara Bakış Araştırması”nda katılımcıların sadece yüzde 16,2’si günlük hayatta sığınmacılarla karşılaşmadığını belirtiyor. Her 10 katılımcıdan 7’si sığınmacılarla karşılaşmasına rağmen günlük hayatında iletişim kurmadığını ifade ediyor. Sığınmacılarla günlük hayatında karşılaşan ve iletişim kuranların oranı ise yüzde 13,5.
Yüzde 21,7 sığınmacıları savaş mağduru olarak görüyor
Sığınmacılara dair yerel halkın ağırlıklı görüşleri “ülkelerine dönmeleri” (yüzde 47,5), “bize ileride çok sorun açacak tehlikeli insanlar olmaları” (yüzde 40,8), “bize yük olan insanlar olmaları” (yüzde 29,5), “ucuz iş gücü olarak sömürülen insanlar olmaları” (yüzde 24,2) yönünde. Katılımcıların kullandıkları en yüksek orana sahip olumlu ifade ise yüzde 21,7 ile “zulümden/savaştan kaçan mağdur insanlar” oldukları yönünde. “Ülkemizde misafirler” (yüzde 15,5), “sığınmacıların ülkemizde olmasından rahatsız olmuyorum” (yüzde 8), “din kardeşlerimiz” (yüzde 5,7), “kendi halinde/zararsız insanlar” (yüzde 2,2) olumlu yönde kullanılan diğer ifadeler olarak karşımıza çıkıyor.
“Koşullar el verdiğinde geri dönmeliler”
Araştırmaya göre halkın neredeyse tamamı hükümetten sığınmacıların ülkelerine
geri gönderilmesini istiyor. Yüzde 67,5 hiçbir sığınmacıya vatandaşlık
verilmemesini, yüzde 27,2’si ise yalnızca eğitimli ve ülkemize katkı sağlayacak
sığınmacılara vatandaşlık hakkı verilmesini savunurken, sadece yüzde 5,3’ü tüm
sığınmacılara vatandaşlık verilmesini savunuyor. Savaş bittiğinde sığınmacıların
ülkelerine döneceğini düşünenlerin oranı yüzde 28,2. Halkın yüzde 71,8’i
savaş sona erdiğinde de sığınmacıların Türkiye’de kalmaya devam edeceğini
düşünüyor.
Sadece yüzde 6,7 sığınmacı politikalarını doğru buluyor
Halkın yüzde 72’si hükümetin sığınmacılarla ilgili politikalarını yanlış bulduğunu ifade ediyor. İzlenen politikaları doğru bulduğunu ifade edenlerin oranı ise sadece yüzde 6,7. Yüzde 21,3 ise bu konuda kararsız. Orta yaş üzerinde, orta ve orta yaş altına görece hükümetin sığınmacı politikalarını yanlış bulma oranı daha yüksek. Orta altı (DE) sosyoekonomik statü grubundaki kararsızların diğer gruplara göre yüksek olması ve izlenen politikayı yanlış bulanların görece daha düşük olması, DE grubunda hükümet politikalarının daha ılımlı karşılandığını gösteriyor.
Marketing Türkiye Temmuz Ağustos sayısını okumak için TIKLAYIN!