Londra Tasarım Festivali’nde Tabanlıoğlu Mimarlık’tan farklı bir “Kürk Mantolu Madonna” okuması: “Beloved/Azizem”
Victoria & Albert Müzesinde sergilenen tasarım “Beloved/Azizem” ismi ile romanın anlatımına odaklanmaktan ziyade alelade bir insanın şaşırtıcı derinlikte, parlak iç dünyasını, aşkın aracı olduğu aydınlanmasını, yok/var oluşunu nesneleştiriyor.
Raif Bey’in gizli defterini, yani içini okuyabilmek için, üzerinde yer alan yırtıklardan içeri bakmak üzere enstalasyonun yansıtıcı yüzeyine yaklaştığınızda, bir “başka”nın içinden önce, kendi suretinizle de yüzyüze geliyorsunuz.
Her ziyaretçinin arzusuna ve boyuna uygun bir aralıktan bakabileceği, 13 metre uzunluğundaki, siyah kutu Victoria & Albert Müzesi, Medieval & Renaissance galerisindeki köprünün üzerinde yer alıyor. Köprünün altından da fark edilen bir obje olan “Beloved”dan sızan ışıltı uzaktan da merak uyandırıyor.
Romanın duygusunun yanı sıra (anti) kahramanın ve sevgilinin yaşadığı dönem, coğrafyalar ve hallerden esinlenen iç kurguya Serdar Ateşer’in ses enstalasyonu eşlik ediyor.
Tasarım ve küratörlüğünü Melkan Gürsel ve Murat Tabanlıoğlu’nun üstlendiği, TA Atelier yürütücülüğündeki, İhsan Bilgin ve Necmi Zeka’nın danışmanlığındaki eser; Melisa Mızraklı, Cemal Emden ve geçen yıl yine Murat Tabanlıoğlu’nun küratörü oluğu Anvers, Belçika’da, MAS Müzesinde gerçekleşen “PortCityTalks.Istanbul.Antwerp.” sergisinde de yer alan PATTU ve Emre Dörter’in katkılarıyla gerçekleşiyor.
Murat Tabanlıoğlu, “Enstalasyon, okuyanların, kitaptan sahneleri hayal edebilecekleri fiziksel bir deneyim ve bireysel hatırlamaları tetikleyen, duyguları harekete geçiren bir yeniden canlandırma. Bu, mimar olarak bizler için, edebiyat, tutku ve insanın durumunu kutlayan çok samimi bir deneyim. Romanın kahramanı Raif Efendinin ve özünde Sabahattin Ali’nin Berlin ve Potsdam’da geçtikleri yolların ve hikayelerinin izini sürmek benim için özellikle şahsi bir deneyim ve serginin bir parçası oldu” açıklamasında bulundu.
Melkan Gürsel ise “Romanın ilk cümlesi ‘Şimdiye kadar tesadüf ettiğim insanlardan bir tanesi benim üzerimde belki en büyük tesiri yapmıştır’ dediği kişinin, herkesin- tabiri caizse – sümsük bir adam olarak gördüğü Raif Efendinin ta kendisi olması, bizim iç ve dış ilişkisini kurgulamakta, ilk tasarım adımımız oldu.” sözleriyle enstalasyonu tamamlıyor.
Londra’da on gün boyunca izlenebilecek enstalasyona ayrıca Filiz Ali, Fatih Özgüven, Olaf Bartels, Ali Cengizkan, İhsan Bilgin’in ve Sabahattin Ali’ye, romana, döneme, Berlin ve Ankara kentlerine dair yazıları ile küratör/tasarımcı Murat Tabanlıoğlu ve Melkan Gürsel ve ekipte yer alanlarla yapılan röportajların yer aldığı bir kitap eşlik ediyor. Yapı Kredi Yayınlarının desteğiyle basılan kitap, sergi ile aynı anda Londra’da okuyucuları ile buluştu.