“Kuş Uçuşu” dizisi medya sektörünü ne kadar yansıtıyor?
Netflix’te 3 Haziran’dan itibaren izleyici karşısına çıkan Kuş Uçuşu dizisi günlerdir konuşuluyor. Beğenenin de beğenmeyenin de oldukça fazla olduğu dizi, biri deneyimli biri ise çiçeği burnunda iki haberci arasındaki çatışmayı konu alıyor. Pek çok tarafıyla masaya yatırılan dizi hakkında yapılan eleştiriler senaryodaki mantık hataları etrafında yoğunlaşıyor. İşte medya sektörünü ne kadar yansıttığı tartışılan Kuş Uçuşu hakkında yapılan o eleştiriler…
Stajyer Aslı karakteri, dizin ilk bölümde televizyon kanalının kapısında kendisini ünlü haberci Cüneyt Özdemir’in gönderdiğini söyleyerek içeriye girmeyi ve staja kabul edilmeyi başarıyordu. Tam da bu noktada akıllarda, “Neden kimse kızın doğru söyleyip söylemediğini teyit etme ihtiyacı duymadı?” sorusu uyanıyor. Ardından dizi boyunca stajyer Aslı’nın söylediği yalanlara hemen inanılması ve habercinin teyit etmediği bilgiyle hareket geçmesi, izleyicinin senaryo aşamasında gerçekten medya dünyasında yer alan birinden fikir alınmadığı çıkarımını yapmasına neden oluyor.
Olmaması gerekeni görmek için izlenmeli
Dizide adı geçen Cüneyt Özdemir’in eleştirileri ağırlıklı olarak olumlu yönde. Özdemir, 6 Haziran’da yaptığı YouTube yayında Kuş Uçuşu hakkında şunları söyledi:
“Benim farklı bir gözle baktığım bir dizi oldu çünkü medya dünyasını, bizim dünyamızı anlatıyor. Güzel senaryo, oyunculuklar iyi. Ama keşke gerçekten medyadan, haberci bir danışman alsalardı. O zaman daha etkileyici olurdu fakat bu hali de gayet güzel. Medya dünyasında emek sarf etmeden, katakulli ile başlayan bir yükseliş hikayesi… Biz bunun örneklerini çok görüyoruz. Özellikle mesleğe yeni başlayan genç meslektaşlarıma ‘ne olmaması’ gerektiğini görmeleri açısından bu diziyi tavsiye ediyorum.”
Hiçbir stajyer böyle davranamaz
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan ise 6 Haziran’da yayınlan köşe yazısında diziyi şu sözlerle eleştirdi: “Her televizyoncunun Sekter benzeri bir kedisi yoktur sevgili arkadaşlar. Hiçbir stajyer, sizin dizideki gibi davranamaz. İstese de davranamaz. ’Kadın kadının kurdudur’ sözünü haklı çıkarmaya çalışmamalısınız. Televizyon çalışanları, genellikle ukala olmazlar. Bir televizyon kanalı, sadece bir programın kanalı gibi davranmaz.”
Habercilik değişiyor mu?
Dizinin çok konuşulan bir yönü de kuşaklar arası çatışmayı ele alması oldu. Örneğin elinde telefonuyla dünyaya gelen Z kuşağı Aslı için bilgiye ulaşmanın ve yaymanın yolu sosyal medyadan geçiyor. Öte yandan X kuşağı olan ve analog dönemde yetişmiş bir haberci olan Lale Kıran’ın refleksleri çok daha farklı. İnternette hızla yayılan bir haberi teyit edilmediği için ana haberde sunmayan Lale, çağın gerisinde kaldığı gerekçesiyle eleştiriliyor. Ancak gün sonunda haberin yalan olduğu ortaya çıkması Z’lerin “zahmet etmeyen” bir kuşak olduğu varsayımını da perçinliyor. Ayrıca ilk bölümden itibaren sadece “biri olma” hırsıyla entrikalar çeviren Aslı, mesleği öğrenmeye niyetlenmezken Lale’nin geçtiği çetrefilli yollara dair kesitler sunulması da yaratılan bu algıyı destekliyor…