Isıtma ve soğutma pazarında tasarrufun popülaritesi artıyor
Isıtma ve soğutma pazarında tüketici tercihi ‘tasarruflu’ cihazlardan yana
Enerji verimliliği konusu tüm dünyada olduğu gibi şüphesiz Türkiye’nin de en önemli gündem maddelerinden biri. Küresel ısınmadan ekonomik kalkınmaya, insan sağlığından doğayı korumaya kadar önemini bildiğimiz bu konu, tüketicinin cebini de yakından ilgilendiriyor. Satış sonuçları kadar pazar araştırmaları ile de enerji verimliliğinin tüketicinin ısıtma ve soğutma cihazı tercihlerine yön verdiğini gözlemleyen Daikin Türkiye, tasarruf özelliği ile öne çıkan ısıtma ve soğutma cihazlarının pazarda popülaritesinin arttığına dikkat çekiyor.
Son yıllarda Türkiye’de iklimlendirme sektöründe önemli bir hareketlilik yaşanıyor. Bir yandan nitelikli konut sayısındaki artış diğer yandan küresel iklim değişikliklerinin etkisiyle yaşanan kavurucu sıcaklar, dondurucu soğuklar gibi ani sıcaklık değişimleri, dünyada ve Türkiye’de iklimlendirme sektörüne büyüme olarak yansırken tüketicinin davranışlarındaki değişiklik de pazarı şekillendiriyor. Dünya ısıtma – soğutma pazarının 271 milyar dolara ulaştığı düşünüldüğünde iklimlendirme sektörünün geldiği nokta gayet açık olarak görülüyor.
Dünyada 157 milyar dolar ciro ile global pazarın yüzde 10’una sahip olan Daikin, kaliteli ve konforlu iklimlendirme hizmetleri sunmanın yanında, bu hizmetlerin kullanıcı ve dünya için en tasarruflusunu sunmanın gerekliliğini ve enerji verimliliğinin ne denli önemli olduğu biliyor; bu yüzden bu konudaki çalışmalarını kurulduğu günden beri sürdürüyor.
Türkiye’de toplam 4,1 milyar dolar olan ısıtma soğutma pazarının 534 milyon TL ile zirvesinde bulunan ve iklimlendirme sektöründe değişen tüketici eğilimlerini pazar araştırmaları ile yakından takip eden Daikin Türkiye, ulaştığı satış sonuçları ile de bunu gözlemliyor. Türkiye iklimlendirme sektöründe yaşanan değişimin; üretim politikaları ve pazar öngörüleri ile uyumlu olmasından ayrıca memnuniyet duyduğunu belirten Daikin Türkiye; pazarda son 4 yılda nelerin değiştiğini şöyle özetliyor:
Tüketici yüksek fatura ödemek istemiyor
Bir yandan mevzuattaki iyileşmeler, diğer yandan tüketici eğilimleri Türkiye’de iklimlendirme sektörüne olması gerektiği yönde bir ivme kazandırdı. Türkiye’de eskiden bu yana mevsime göre hareket eden bir iklimlendirme sektörü vardı. Yazın insanlar serinlemek, kışın da ısınmak ve sıcak su gibi temel ihtiyaçlarını karşılayacak ürünlere yönelirlerdi. Şimdi ise yine mevsime göre artan talebin, temel ihtiyaçların yanı sıra teknolojinin sunduğu kolaylıkları da barından cihazlara yöneldiğini görüyoruz. Özellikle enerji verimliliği, tasarruf gibi konularda bilinçlenen tüketici, artık sadece klimanın satış fiyatına değil sonradan ödeyeceği faturaların tutarını da dikkate alıyor. Bizim ‘işletme maliyeti’ dediğimiz şeyi tüketici çok iyi biliyor ve yüksek fatura ödemek istemediği için tercihini az elektrik tüketimi ile yüksek performans sağlayan cihazlardan yana yapıyor.
Inverter klimalar ve yoğuşmalı kombilere yönelim artıyor…
Dünyamızda enerji ihtiyacının her yıl yaklaşık yüzde 4-5 oranında artıyor olduğu gerçeği, gelişen teknoloji ve artan tüketici bilinci, pek çok alanda olduğu gibi iklimlendirme sektöründe de akıllı cihazların popülaritesini artırıyor. Günümüzde önemi giderek daha da artan enerji verimliliği konusu, kullanıcıları A enerji sınıfı ya da inverter teknolojisine sahip bir cihazı tercih etmeye yönlendiriyor. Bu sayede klimalar düşük enerji sarfiyatı yaptığı için çevrenin korunması sağlanıyor hem de faturalarda da ciddi oranda bir tasarruf elde edilmiş olunuyor.
Üstün özellikler ve tasarımın önemi gittikçe artıyor…
Çok değil daha bundan birkaç yıl öncesine kadar ısıtma ve soğutma cihazı alırken sadece fiyat duyarlılığı gösteren kullanıcı, şimdi taşıdığı her özelliği bilmek istiyor.
Kalite ve konfor beklentisi yükselen tüketici, bunun yanı sıra aldığı cihazın enerji verimliliği konusunda kendisine ne vadettiğini ve bunun faturasına nasıl yansıyacağını soruyor ve kararını ona göre veriyor. Haliyle gelişen teknoloji tüketici bilincini, artan tüketici bilinci pazar tercihlerini etkiliyor ve pek çok alanda olduğu gibi iklimlendirme sektöründe de akıllı cihazların popülaritesini artırıyor. Enerji verimliliğini ‘olmazsa olmaz’ olarak gören kullanıcılar, A sınıfı, inverter klimaları tercih ederken akıllı göz, iOS ve Android uyumlu, havayı temizleyen, nem dengesini sağlayan teknolojilere de ilgi gösteriyor. Soğutma sektörünü bu tercihleri ile yeniden şekillendiren tüketici, ısıtma pazarında da benzer bir davranış gösteriyor. Tasarruf sağlayan yoğuşmalı kombilere talep artarken, yine klimalar gibi akıllı özellikler içeren cihazlar tercih ediliyor.
Bilinçlenen tüketicinin öncelikli konusu; enerji verimliliği…
Yaptığımız pazar araştırmalarına göre; enerji verimliliği konusu birinci sırada yer alıyor. Bu özelliği sessiz çalışma, programlanabilme, nem dengesi, akıllı göz gibi konfor arttırıcı özellikler izliyor. Daikin gibi sektörün önde gelen markaları da kullanıcısının ihtiyaçlarına yanıt verebilecek, beklentilerini karşılayacak yeni nesil modellere ağırlık veriyor. Fiyatı ile lüks gibi görünen pek çok cihaz, kullanıcısının ihtiyaçlarına yanıt verdiği için tercih ediliyor. Bir de Türkiye’de yeni yeni gözlemlediğimiz bir konu var; kullanıcı artık tasarımı da çok önemsiyor. Bizler tasarım ile mühendisliği birleştiren modellerimizle, kullanıldığı alana şıklık katan, hatta beyazın yanı sıra gri ve siyah cihazlarla bu beklentiyi karşılıyoruz.
Peki, enerji verimliliği neden önemli?
Elbette bunun en önemli nedeni; küresel ısınmadan kaynaklanan iklim değişiklikleri. Bunun bir yansıması olarak da enerji piyasasındaki fiyat hareketleri verimliliği önemli kılıyor. Bize göre enerji verimliliği tüketilen enerjinin ekonomik kalkınma ve sosyal refah engellenmeden en aza indirgenmesi anlamına taşıyor. Evet, iklimlendirme çözümleri üretimden tüketime enerji kullanımı yüksek ürünler. Ancak bir yandan da iklimlendirme sistemleri olmasa inşaat sektörünün bu kadar gelişemeyeceği, konforlu yaşam alanlarının geliştirilemeyeceği de bir gerçek. Yani yaşanabilir bir dünya için enerji tüketmek zorundayız. Ancak bunu sürdürülebilir kılmak için de üretimden tüketime tüm süreçlerde daha akıllı kullanımı gündemimize almak zorundayız. Tüm bu nedenlerden dolayı enerji verimliliği konusu tüm dünyanın gündeminde en üst sıralarda yer alıyor. Daikin olarak biz de bu mantıkla hareket ediyoruz ve daha az enerji tüketen, daha az enerji ile daha yüksek verimlilik ve konfor sunan, üretim aşamasından tüketim aşamasına çevreyi koruyan cihazlara yoğunlaşmış durumdayız. Daha az enerji tüketimi ile aynı işi yapan hatta daha iyi yapan cihazları piyasaya sunmaktayız. Isıtma, soğutma ve havalandırma sistemlerinde yüksek teknolojili cihazların yaygınlaşması daha az enerji ile daha fazla verimlilik ve konfora ulaşılmasını sağlayacak.
Tüketici Japon Teknolojisine güveniyor…
Dünyanın lider klima üreticisi Daikin’in istikrarlı büyümesinin arkasında Japonya’ya özgü iki sebep yatıyor… Biri, “birbirinden oldukça farklı dört mevsim yaratan değişik iklim” bir diğeri ise “sınırlı kaynaklar”. Bilindiği gibi Japonya’nın oldukça değişken bir iklimi olması, Daikin’i, çeşitli kullanıcı ihtiyaçlarını karşılayan yüksek kaliteli klima üretme arayışına yöneltti. Bu yönelimle birlikte, Ar-Ge sürecinden üretimine kadar detaylara özen gösterilmesi Daikin’i dünyanın en iyi klima teknolojisi yaptı. Tüketicinin aklında olan Japon teknolojisi algısı Daikin’in kuruluş amacı ve prensipleriyle birleşince, onu oldukça güven veren bir marka haline getirdi. Türkiye’nin ilk kez katıldığı Edelman Güven Barometresi’nde ortaya çıkan sonuç da bu durumu özetler nitelikte: Yapılan araştırmada ‘Türkiye’de en çok hangi ülkenin şirketlerine güveniyorsunuz?’ sorusunu yanıtlayanların yüzde 80’i, en çok Japon şirketlerine güvendikleri yanıtını veriyor.
Dünyanın geleceği için sıfır enerjili binalar
Binalarda kullanılan enerjinin yüzde 80 gibi büyük bir kısmının ısınma ve soğutma amaçlı harcandığı düşünüldüğünde, kullanılan enerjinin ne denli büyük ve bu konuda yapılacak tasarrufun hiç de küçümsenmeyecek boyutlarda olduğu net olarak görülüyor. Bu nedenle inşaat sektöründe enerji tüketimini azaltmak için farklı stratejiler uygulanmaya çalışılıyor. Bu stratejiler arasındaki en etkili çözüm olan sıfır enerjili binaların, önemli ölçüde enerji kullanımını düşürmek ve aynı zamanda yenilenebilir enerjinin payını artırmak için önemli bir potansiyele sahip olduğu görülüyor.
İklimlendirme sektörünün, enerji verimliliği konusunda tüketicisine sunduğu en önemli cihazlardan biri de ısı pompalarıdır. Isı pompası teknolojileri düşük enerjili binalar için uygun cihazlardır. Daikin Avrupa, Türkiye’de daha yeni gelişmeye, Avrupa’da ise büyük ölçüde benimsenen sıfır enerjili binaların enerji çözümlerini sağlama görevini üstlenmiştir. Çünkü günümüzün gelişen teknolojisi sayesinde enerji tüketimini ve karbondioksit emisyonunu düşüren yüksek verimli ısıtma sistemlerinin tercih edilmesi, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere kendi enerjisini üreten evlerin tasarlanması, yaşam alanları en iyi şekilde izole edilirken birim alana düşen ısıtma enerji ihtiyacının giderek azalması, Daikin’in bu yöndeki çalışmalarına yön veriyor. Daikin Altherma tüm bu ihtiyaçları karşılayan düşük maliyetli bir alternatif olarak öne çıkıyor. Ayrıca Daikin’in Avrupa Birliği (AB) kriterlerine uygun olarak geliştirdiği iklimlendirme sistemi VRV ile sıfır enerjili binalar için etkili çözümler sunuluyor.
Tüketicinin 4 temel kriteri Daikin’e yön verdi
Dünya iklimlendirme sektörünün lider markası olarak Türkiye’de pazarın gelişiminde önemli bir görevimiz olduğu bilinciyle hareket ediyoruz. Bu nedenle tüketicinin talep ve beklentilerini karşılamaya, hatta tüketicinin bugün farkında olmadığı gelecekteki ihtiyaçlarını gözeterek üretim ve satış politikalarımızı belirliyoruz. Şöyle ki; Daikin Türkiye olarak yaptırdığımız pazar araştırması ile klima kullanıcısının 4 temel kritere önem verdiğini saptadık. Ekonomi (enerji tüketimi ve dayanıklılık), tasarım (cihazın yaşam alanının, mekan dekorasyonunun bir parçası olması), konfor (sessizlik, nem dengesi, hava kalitesi vb.) ve performans olarak belirlediğimiz bu kriterler, aslında Daikin klimaların da temel özelliklerini barındırıyordu. Ürün gamımız tüketicinin kriterleri ile tamamen uyumlu olmakla birlikte her segmentte yeni modellerimiz ile tüketici beklentilerini karşılamaya yöneldik. Tüketicinin önem verdiği kriterler doğrultusunda bayi ve showroom’larımızda bir yenileme çalışması başlattık. Tüm Daikin Satış Noktaları’nı yenileyerek, Daikin’i farklı kılan, Daikin klimaların üstün özelliklerini gözler önüne seren, data ve bilgiler ile mekanları giydirdik. Bunun yanı sıra tüm iletişim çalışmalarımızda da Daikin’in bu alandaki iddiasını, uzmanlığımızı, kısacası bizi biz yapan unsurları anlatmaya gayret ediyoruz. Bir yandan 91 yıllık bir marka olan Daikin’in global gücüne vurgu yaparken, diğer yandan da ısıtma ve soğutma cihazı kullanıcılarını bilgilendirmeye büyük önem veriyoruz.