
Güvenli alan mı, görünmez kapan mı? Türkiye’de “Ev Genci” gerçeği
Gençler artık dış dünyayı “imkânların değil, yetersizliklerinin aynası” olarak görüyor. “Ev genci” olgusu, yalnızca işsiz ya da öğrenci olmayan gençleri değil, sosyal ilişkilerini dijital dünyaya taşıyan yeni bir kuşağı da tanımlıyor. Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, bu eğilimin Türkiye’de giderek belirginleştiğini ve uzun vadede gençlerin sosyal ve mesleki uyumunu tehdit ettiğini söylüyor.
Aydın’a göre “ev genci”, sosyal, akademik ya da mesleki hayattan büyük ölçüde çekilmiş; günlerinin çoğunu evde geçiren gençleri tanımlıyor. Bu durum, sosyal izolasyon, motivasyon kaybı ve öz yeterlik inancında azalma ile karakterize ediliyor.
Japonya’da “hikikomori” olarak bilinen bu tablonun Türkiye’de de gözle görülür biçimde arttığını belirten Aydın, “Bu gençler, dışarıda olmanın kaygı, başarısızlık korkusu ya da değersizlik duygularını tetiklediğini söylüyor. Böylece ev, bir ‘güvenli alan’a dönüşüyor. Ancak uzun vadede bu güvenli alan fark edilmeden bir psikolojik kapana dönüşebilir” diyor.
“Dış dünya yetersizliklerin aynası”
Pandemi döneminde evde kalmanın normalleştiğini, ekonomik belirsizliklerin ve toplumsal başarı baskısının da bu içe kapanmayı hızlandırdığını ifade eden Aydın, “Birçok genç artık dış dünyayı imkânların değil, yetersizliklerinin aynası gibi hissediyor. Bu da içe kapanmayı bir tür duygusal savunma mekanizmasına dönüştürüyor” ifadelerini kullanıyor.
Aydın’a göre “ev genci” olgusunun ardında yalnızca bireysel değil, yapısal nedenler de yatıyor:
“Kaygı bozuklukları, özgüven eksikliği ve başarısızlık korkusu kadar, işsizlik, geçim kaygısı ve eğitimdeki eşitsizlikler de gençleri çaresizlik hissine sürüklüyor. Sosyal medya ve oyunlar ise kısa süreli bir kaçış sağlayarak bu döngüyü derinleştiriyor.”
Uzun süreli evde kalmanın beynin sosyal etkileşimle ilgili ağlarını pasifleştirdiğini vurgulayan Aydın, “Bu durum bir tembellik değil; ele alınmazsa kalıcı sosyal çekilme ve mesleki uyumsuzluğa dönüşebilecek bir psikolojik donma halidir” uyarısında bulunuyor.
Son olarak ailelerin yaklaşımının kritik olduğunu hatırlatan Aydın, “Bu kadar da tembellik olmaz!” gibi tepkilerin gençlerin utanç duygusunu artırdığını belirterek sözlerini şu şekilde noktalıyor: “Doğru yaklaşım; gencin neden geri çekildiğini anlamaya çalışmak ve onu zorlamak yerine küçük sosyal adımlar atması için teşvik etmektir. ‘Ev genci’ olmak bir son değil; yardım eli uzatıldığında çözülebilen geçici bir duraktır.”
