
Formadan finansa: Taraftar sadakati nasıl dev bir ekonomiye dönüştü?
Modern futbol kültürü, artık sadece sahada yaşanan heyecanla sınırlı değil; taraftarların günlük yaşamına ve tüketim alışkanlıklarına da yön veriyor. Lisanslı ürünler, forma ve tişörtlerden aksesuar ve koleksiyon parçalarına kadar uzanan geniş bir yelpazede, kulüp sevgisini somut bir deneyime dönüştürüyor. Dijital platformlar ve sosyal medyanın etkisiyle büyüyen bu trend, taraftarların sadece aidiyetini göstermekle kalmayıp, kişisel ifade ve yaşam tarzı tercihlerine de yanıt veriyor. Peki, taraftar ekonomisi nasıl şekilleniyor? Kulüp marka iş birlikleri satışları nasıl etkiliyor?
Futbol tutkusu bankacılıktan tekstile, dijital platformlardan günlük yaşam ürünlerine kadar uzanan dev bir ekonomi alanına dönüşmüş durumda. Taraftarlara özel çıkarılan banka kartları, lisanslı aksesuarlar ve koleksiyon ürünleri, kulüpler için önemli bir gelir kalemi olurken, markalar açısından da sadakati pekiştiren güçlü bir araç haline geliyor. Türkiye’de taraftarlık kültürü yalnızca maç günleriyle sınırlı kalmıyor; gündelik hayatın her alanında kimliğin, aidiyetin ve tutkunun bir ifadesi olarak öne çıkıyor. Bir forma, bir atkı ya da bir kupa… Taraftar için duygunun en somut göstergesi, kulüp içinse finansal sürdürülebilirliğin vazgeçilmez bir parçası…
Küresel pazarda ivme artıyor
Deloitte’un 2025 Futbol Para Ligi raporu, en yüksek gelir elde eden kulüplerin kazançlarını üç ana başlıkta topluyor: Maç günü, yayın ve ticari gelirler. Bu ayrım önemli bir gerçeğe işaret ediyor: Büyük kulüplerin cirolarının neredeyse yarısı artık ticari gelirlerden, yani ürün satışı, sponsorluklar ve reklam faaliyetlerinden geliyor. Taraftarın günlük yaşamına giren kulüp markalı ürünler, sadece aidiyet duygusunu pekiştirmekle kalmıyor; aynı zamanda kulüpler için kalıcı bir bağ kurmanın güçlü bir aracı hâline geliyor. Küresel pazara açılmayı hedefleyen kulüpler, markalı ürünler ve iş birlikleri sayesinde hem gelir tabanlarını genişletiyor hem de sahadaki başarıyla eşzamanlı olarak taraftarla daha derin, duygusal ve işlevsel bir ilişki inşa ediyor. Böylece markalı ürünler, yalnızca ek bir gelir hattı değil, kulüp pazarlama ve iletişiminin merkezî kaldıracı hâline geliyor.
Son üç sezonun Süper Lig şampiyonu Galatasaray, 2024 yılında forma ve ürün satışlarından elde ettiği 85 milyon euro ile Avrupa’nın en yüksek ürün gelirine sahip ilk 10 kulübü arasına giren tek Türk takımı oldu. UEFA’nın 2023-2024 Avrupa Kulüp Finansmanı ve Yatırım Ortamı raporuna göre Galatasaray, listede dokuzuncu sırada yer aldı. Sarı-kırmızılılar, bu performansıyla Paris Saint-Germain’i geride bırakırken, listenin zirvesinde 196 milyon euro ile Real Madrid bulunuyor. Onu 171’er milyon euro gelirle Barcelona ve Bayern Münih takip ediyor.
Türk futbolunun diğer büyükleri de listede kendine yer buldu: Fenerbahçe, 69 milyon euroluk satış geliriyle 14’üncü sırada yer alırken, Beşiktaş 34 milyon euroluk gelirle 18’inci sırada konumlandı. Forma satışlarının toplam gelire oranında ise Fenerbahçe dikkat çekici bir performans sergiliyor. Yüzde 39’luk oranıyla Avrupa’da ilk sırada bulunan sarı-lacivertliler, gelirlerinin önemli bir bölümünü doğrudan taraftar kitlesinden sağlıyor.
2024’te 36,36 milyar dolar seviyesine ulaşan pazarın, 2030’da 49 milyar dolarlık hacme erişmesi bekleniyor. Bu da 2025–2030 döneminde yıllık ortalama yüzde 5,2’lik istikrarlı bir büyümeye işaret ediyor. Artan spor merakı, kentleşme ve çevrimiçi perakendenin genişlemesi, bu büyümeyi destekleyen en önemli faktörler arasında.
Küresel lisanslı spor ürünleri pazarı, Kuzey Amerika’nın hakimiyeti altında şekilleniyor. 2024 verilerine göre bu bölge pazardaki toplam gelirin yüzde 51,7’sini alıyor. Ürün bazında liderlik ise oyuncak ve oyun segmentinde. 2024 yılında bu segment, toplam gelirin yüzde 30,4’ünü alarak pazarın en büyük gelir kaynağı olmayı sürdürdü.
Bölgesel ve küresel spor liglerindeki artış, lisanslı spor ürünleri pazarının büyümesini destekleyen önemli faktörlerden biri olarak öne çıkıyor. Tüketici davranışları değişiyor; geleneksel perakende kanallarından uzaklaşan spor tutkunları, geniş ürün seçenekleri ve kaliteli ürünleri uygun fiyatlarla sunan çevrimiçi platformları tercih ediyor.
Lisanslı ürünlerle taraftar ekonomisinin genişlemesi
Futbol kulüpleri, lisanslı ürünlerle taraftarların yaşamının her alanına dokunuyor ve taraftar ekonomisini güçlendiriyor. Ev tekstili, moda ürünleri, çanta, ayakkabı ve aksesuarlar, kulüp logoları ve renkleriyle tasarlanıyor; taraftarlar günlük hayatlarında takımlarını temsil etme fırsatı buluyor. Örneğin, Galatasaray’ın Puma ile ürettiği halı saha ayakkabıları, performans özellikleriyle taraftar kimliğini birleştiriyor. Yine Galatasaray, “Şampiyonların Vitamini” kapsamında satışa çıkardığı Nouplus Galatasaray vitaminleri ile sağlıklı yaşam alanında taraftarlarına özel bir ürün sunuyor.
Global arenada da kulüpler, taraftar ekonomisini çeşitlendirmek için markalarla iş birlikleri gerçekleştiriyor. Paris Saint-Germain, Jordan Brand ile 90’dan fazla performans, antrenman ve yaşam tarzı ürününden oluşan yeni bir koleksiyon hazırladı. Liverpool ise New Balance ile sınırlı sayıdaki retro formaları ve günlük yaşam ürünlerini tasarlayarak hem nostalji hem de moda ekseninde taraftarlarıyla buluştu.
Türkiye’de Fenerbahçe ise aksesuar markası JUJU ile oluşturduğu “Fenerbahçe Lisanslı JUJU Bileklik Koleksiyonu”nda, kulübün tarihinden ve ruhundan ilham alınarak tasarlanmış parçalarıyla taraftarların günlük yaşamına şıklık ve aidiyet katmayı hedefliyor.


Koleksiyon kültürü özellikle genç taraftarlar arasında hızla güçleniyor. Taraftarlar, kulüplerin imzalı seriler ve sınırlı sayıda üretilen koleksiyon kartları için özel kampanyaları yakından takip ediyor. 2021 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren Mythos Card, kulüplerin güncel sezonundan ya da geçmişteki unutulmaz anlarından ilham alarak, taraftarların başkahramanlarını koleksiyonluk kartlara taşıyor. Bu sayede taraftarlar yalnızca hatıra biriktirmekle kalmıyor, aynı zamanda kulüpleriyle daha derin bir bağ kuruyor.
Dijitalleşme ve Z kuşağı
Dijitalleşme, Z kuşağı sporseverlerin kulüplerle etkileşimini yeniden tanımlıyor. Fan token’lar ve NFT’ler aracılığıyla genç taraftarlar, sadece maç izlemekle kalmıyor, kulüp kararlarına ve özel deneyimlere doğrudan katılım sağlıyor. Socios.com verilerine göre, Z kuşağı taraftarların yüzde 75’i, Y kuşağının ise yüzde 72’si VIP maç bileti, yıldız oyuncularla tanışma veya sınırlı sayıda NFT gibi özel fırsatlara ilgi gösteriyor.
Galatasaray örneği, dijital taraftar ekonomisinin somut bir göstergesi olarak öne çıkıyor. 2021’de satışa sunulan Ali Sami Yen koleksiyonundaki 100 adet NFT, sadece 59 saniyede 185 bin euro gelir sağladı. Bu tür dijital varlıklar, kulüp-taraftar ilişkisini tek taraflı olmaktan çıkarıp uzun vadeli ve sürdürülebilir bir ekosisteme dönüştürüyor.

Türkiye’de dijital platformlar da taraftar ekonomisinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Örneğin GStatil uygulaması üzerinden taraftarlar hem deplasman maçları hem de tatil ve seyahat ihtiyaçlarını kulüple bütünleşik şekilde planlayabiliyor; böylece taraftar deneyimi yalnızca ürün tüketimiyle sınırlı kalmıyor, yaşam tarzına entegre oluyor.
Banka kartları ve GSM paketleri de lisanslı ürün portföyünün önemli bir parçasını oluşturuyor. Taraftarlara özel avantajlar sunan bu ürünler, kulüplerin marka bağlılığını güçlendiriyor. Fast food ve özel menülerdeki logolu paketler ise maç günlerinde hem lezzet hem de kulüp temalı deneyim sunuyor.
Lisanslı ürünler sadakatin en güçlü aracı
Sportsnet Group Strateji ve Planlama Direktörü Fırat Türkoğlu’na göre lisanslı ürünler, kulüplerin diğer gelirlerini de besliyor: Türkoğlu “Taraftar kimliği güçlendikçe bilet satışları, yayın izlenmeleri ve sponsorluk anlaşmalarının değeri de yükseliyor. Kupa ya da tişört satışları buzdağının sadece görünen yüzü; asıl katma değer kulübün marka menzilini büyütmesinde ve taraftarı kalıcı şekilde bağlı kılmasında yatıyor” diyor…
Türkoğlu ayrıca, lisanslı ürünlerin yalnızca ek bir gelir kalemi olmadığını; marka algısını güçlendiren ve taraftarlarla duygusal bağı kalıcı hale getiren stratejik bir araç olduğunu vurgulayarak şunları söylüyor:
“Bu, son yıllarda yapılmış yüzlerce araştırmayla ortaya konmuş durumda. Örneğin BDA Inc.’in 2024 tarihli ‘The Impact of Licensed Sports Merchandise on Fan Engagement’ raporu, taraftarların yüzde 70’inin lisanslı ürünleri aidiyetin en güçlü göstergesi olarak gördüğünü, lisanslı ürün sahibi olanların yüzde 62’sinin kulübünü sosyal çevresine daha fazla tavsiye ettiğini ortaya koyuyor. Yine 2025’te Taylor & Francis’te yayımlanan bir araştırma, sponsorluk ile lisanslı ürün birlikteliğinin marka imajı ve satın alma niyeti arasında çok güçlü bir korelasyon yarattığını gösteriyor.”
Forma üreticilerinden gelen sponsorluklar ve lisanslı ürün satışlarıyla sağlanan gelirler, sporun yalnızca sahada oynanan bir oyundan ibaret olmadığını; aynı zamanda milyarlarca euroluk güçlü bir ekonomi yarattığını bir kez daha ortaya koyuyor. Türk kulüplerinin bu tabloda Avrupa ölçeğinde kendine yer bulması ise ülke spor ekonomisinin geldiği noktayı gözler önüne seriyor.
Futbolun ekonomik hikayesi artık günlük hayatta
Deloitte Türkiye Şirket Ortağı, Teknoloji ve Transformasyon Lideri Hakan Göl ile Deloitte Türkiye Direktörü, Müşteri Stratejisi ve Tasarım Lideri Berk Kocaman’ın Marketing Türkiye’ye aktardığı verilere göre; markalı ürün ve hizmetlerin kulüplerin toplam gelirleriyle güçlü bir bağı bulunuyor. Dünyada en yüksek gelir üreten ve saha dışındaki ticari performansıyla da öne çıkan ilk 20 futbol kulübü üzerinden yapılan inceleme, markalı ürün portföyünün genişliği ve derinliği ile toplam kulüp geliri arasında yüksek düzeyde pozitif bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor.

Markalı ürünler, hizmetler ve iş birlikleri kulüplere yalnızca ek gelir kazandırmakla kalmıyor; aynı zamanda taraftarın kulüple farklı yönlerden etkileşime girmesine ve değer yaratmasına imkân tanıyor. Taraftarlar, finansal hizmetlerden tüketim ürünlerine uzanan farklı kullanım anlarında kulüple temas etmeyi sürdürüyor; bu da hem sadakati derinleştiriyor hem de taraftarın yaşam boyu değerini artırıyor. Temas noktaları çoğaldıkça kulüplerin onaylı birinci taraf veri toplama kapasitesi artıyor; veri kalitesi yükseldikçe de içgörüye dayalı karar alma süreçleri, çapraz satış ve yukarı satış gibi “bir sonraki en iyi teklif” kurguları daha etkili hâle geliyor. Ürün ve hizmetlerin kulüp stratejisiyle uyumlu şekilde pazara sunulması, hedeflenen marka konumuna ulaşmayı hızlandırırken, artan temas sıklığı ve çeşitliliği “veri– içgörü–ürün” pozitif döngüsünün momentumunu yükseltiyor. Bu verimli döngü, günümüz ekonomisinde platform tabanlı teknoloji şirketlerinin kendi kendini besleyen yeni gelir modellerinin temel değerini yansıtıyor.
Fanlarla etkileşimin öneminin sadece futbol kulüpleri ile sınırlı olmadığını Formula 1’in son yıllardaki dönüşümü de kanıtlıyor: Liberty Media’nın 2017’de F1 ligini satın almasıyla birlikte, 2019’da Netflix’in “Drive to Survive” serisi devreye giriyor ve F1’i sadece bir yarış algısından çıkararak, günlük medya tüketiminin de bir parçası haline getiriyor. Sürücü hikayeleri, kulis mücadeleleri ve ışıltılı atmosfer sayesinde spora ilgi duymayan kitleler de oyuna dahil oluyor; ABD’de kısa süre içinde izleyici sayısı ikiye katlanırken, ortalama taraftar yaşı 36’dan 32’ye düşüyor ve daha önce erkek ağırlıklı olan taraftar kitlesi değişim başkalaşıyor; artık taraftarların yüzde 40’ını kadınlar oluşturuyor. Markalı ürün veya iş birliği tasarımı ve ticari stratejisi belirlenirken arz tarafından gelen kulüp stratejisi ve başarı isteği kadar, talep tarafından gelen taraftar tabanı ve beklentilerini okuyabilmek de kritik öneme sahip. Üst segment giyimi tercih eden Beşiktaş taraftarlarına yönelik Les Benjamins iş birliği ile çıkarılan özel seri, hedefli ürün tasarımına ve seçici dağıtım kurgusuna iyi bir örnek. Bu yaklaşım, sınırlı sayıda ve yüksek algı değerine sahip koleksiyonlarla markanın arzu edilirliğini artırırken, farklı segmentlerde ölçeklenebilir ürün hatlarıyla da portföy kârlılığını dengeliyor.
Taraftar gruplarının satın alma davranışları, çoğu kategoride görülen nedensellik ve ihtiyaç odaklılıktan ziyade içgüdüsellik ve arzu odaklılık taşıyor. Takım başarısı bu içgüdüyü şüphesiz besliyor; kupa kazanımı gibi özel dönemlerde talep sıçramaları görülüyor. Bu nedenle ürün planlaması ve tedarik, sportif takvime ve potansiyel başarı senaryolarına duyarlı esnekliğe sahip olmalı. Geleneksel ürünlerin (forma, atkı, bardak) yanı sıra daha geniş spektrumda yer alan markalı ürün ve hizmetler (kredi kartları, kulüp kafeleri, elektronik eşya iş birlikleri) taraftarın düzenli alışveriş alışkanlıklarına nüfuz etme potansiyeline sahip. Türkiye’deki kulüplerin markalı kredi kartları (Galatasaray Mastercard GSPara, Fenerbahçe Visa), taraftarın günlük işlemleri sırasında kulüple temasını artırırken, iş ortaklarıyla kurulan paylaşım mekanizmaları üzerinden kulübe sürdürülebilir ticari değer yaratıyor.
Lisanslı ürünler aidiyetin de simgesi

Sportsnet Group Strateji ve Planlama Direktörü
✓ Lisanslı ürünler artık sadece bir forma veya şapkadan ibaret değil; günlük hayatın içine yerleşmiş, bir taraftarın kimliğini ve aidiyetini her alanda görünür kılan simgelere dönüşmüş durumda. Üreticiler içinse bu logolar yalnızca bir tasarım unsuru değil; aynı zamanda imaj, tutku ve sadakat transferi demek. Kendi ürünlerini spor markalarının gücüyle birleştiren şirketler hem prestij kazanıyor hem de tüketiciyle duygusal bir bağ kurabiliyor.
✓ Ürün stratejisini oluştururken yapılması gereken ilk şey, taraftarın hislerini ve gündemini anlamak. Hangi semboller, hangi iletişim tonu, hangi mesajlar taraftarın ruhuna dokunuyor? Bu duygusal bağın ardından gelen en kritik unsur ise kalite. Taraftar için kulüp logosunu taşıyan ürün, sıradan bir eşya değil, kimliğinin bir parçası. O yüzden malzeme kalitesinden baskının dayanıklılığına kadar her detay, kulübün marka algısını doğrudan etkiliyor. Üçüncü olarak, ürünlerin tasarımı ve koleksiyon yapısı taraftarın gündemini yakalayan, onunla güncel bağ kuran unsurlarla desteklenmeli. Lisanslı ürünler sadece geçmişe yaslanan bir hatıra değil; taraftarın günlük hayatına, teknolojisine ve kültürüne dokunan modern bir deneyim haline geldiğinde gerçek bir başarı sağlıyor.
✓ Taraftarın kulüp ürünlerine yaklaşımı, klasik tüketici davranışından tamamen farklı. Çünkü taraftar alışverişi yalnızca bir ihtiyaçtan doğmuyor; kimliğini, aidiyetini ve tutkusunu yansıtma isteğinden besleniyor. Bir forma, bir atkı ya da bir kupa, taraftar için sıradan bir ürün değil; kulübüyle kurduğu bağın sembolü…
Amacımız Fenerbahçe markasını hissedilebilir kılmak

Fenerbahçe Lisans ve Kurumsal Satış Müdürü
✓ Stratejimiz, taraftarın günlük hayatına dokunan ve marka değerimizle uyumlu sektörleri önceliklendirmek üzerine kurulu. Giyim, aksesuar, gıda ve ev yaşam ürünleri başta olmak üzere; teknoloji ve dijital ürünler gibi yenilikçi kategoriler de odağımızda. Amacımız, taraftarlarımızın günlük yaşamlarının her alanında Fenerbahçe markasını hissedilebilir kılmak.
✓ Yaptığımız iş birlikleri kulübümüze hem sürdürülebilir gelir hem de güçlü marka görünürlüğü sağlıyor. Aynı zamanda iş ortaklarımızın da marka değerini olumlu yönde destekliyor. Lisanslı ürün satışlarından elde edilen royalty gelirleri kulübümüze finansal kaynak yaratırken; geliştirdiğimiz projeler Fenerbahçe markasını daha geniş kitlelere taşıyarak taraftar etkileşimini ve kulübe duyulan bağlılığı artırıyor. Böylece ekonomik ve duygusal olarak sağlam bir ekosistem inşa ediyoruz.
✓ Hedefimiz, Fenerbahçe’nin taraftarlarımızın yalnızca maç günlerinde değil, günün her anında yanlarında olması. Lisanslı ürün ve hizmetler sayesinde taraftarlarımız takım ruhunu gün boyunca yaşayabiliyor; bu da aidiyet duygusunu derinleştirerek nesiller boyu aktarılan kalıcı bir bağlılık yaratıyor.
Galatasaray’ın taraftar sayısı 40 milyona ulaştı

Galatasaray Lisansiye Müdürü
✓ Önceliğimiz, Galatasaray marka değerine ve kalitesine uyum sağlayacak markalarla taraftarlarımızın günlük yaşamlarında ihtiyaçları olan tüm ürün kategorilerini sevdikleri takım renkleri ve logolu olarak satın almalarını sağlamak. Diğer önemli kriterimiz, ürünlerin tüm Türkiye ve dünyada taraftarımızın kolayca ulaşıp satın alabileceği satış gücüne ve dağıtım kanallarına sahip olması.
✓ Kulübümüz, son yıllarda elde ettiği sportif başarılar ve yıldız oyuncularının yarattığı ilgiyle, Türkiye’de daha önce benzeri görülmemiş iş birliklerine imza attı. Sultan Su markası iş birliğinde marketlerde satışa sunduğumuz “Florya’nın Suyu” bunlara en güzel örnek. Ayrıca QNB ile hayata geçirdiğimiz GSPara dijital bankacılık uygulaması da dünyada ilk defa bir kulüp tarafından sunulan bankacılık hizmeti oldu. Kulübümüzün bu iş birliklerinde markayı sahiplenmesi, tanıtımının arkasında sporcuları ve kulüp iletişim kaynaklarıyla durması, başarının en önemli kriteri.
✓ Ülkemizde ve dünyadaki ekonomik değişiklikler düşünüldüğünde her sektörün özellikle perakendeciliğin üretim ve satış konusunda riskleri ve endişeleri bulunuyor. Fakat Türkiye’de taraftar ürünleri bu konuda hem diğer lisanslı ürün-marka iş birlikteliklerinden hem de dünya kulüplerinin lisanslı ürün satışlarından açık ara farkla önde. Türkiye’de yapılan son anketlerde Galatasaray taraftar sayısının 40 milyona yaklaşması, bunun en güçlü örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. Sosyal medyadaki gücümüz sayesinde, herhangi bir ürün paylaşımı ya da uygulamamız kısa sürede lisanslı ürünlerin satışa dönüşmesini ve kulübümüze gelir sağlamasını mümkün kılıyor.
Marka iş birliklerimiz artacak

Samsunspor CMO’su
✓ Bir şehir takımı olarak yerel markalarla iş birliği yapmayı çok önemsiyoruz. Taraftarın günlük yaşamında karşılaştığı bu markalarla yan yana olmak, kulübün toplulukla bağını güçlendiriyor. Burada ayrıca Amissos Group’tan bahsetmemiz gerekir: Amissos Sports and Entertainment, Samsunspor’un bağlı bulunduğu Türkiye’nin ilk ve tek MCO’sudur (Çoklu Kulüp Sahipliği). Bu oluşum kulübümüzün spor kimliğini popüler kültür ve eğlenceyle buluşturarak Avrupa vizyonunu destekliyor. Dolayısıyla uluslararası markalar da Amissos vizyonu doğrultusunda seçiliyor. Türk çoklu kulüp sahipliği ekosistemindeki ilk örnek olarak, Avrupa’da ulaşmak istediğimiz hedefi temsil eden, güvenilirliği yüksek, itibarlı ve kaliteli iş birlikleri yapmaya özen gösteriyoruz.
✓ “Bu Şehrin Çocukları Samsunsporludur” anlayışını Back to School Projesi ile güçlendiriyoruz. Kadınlar için futbol klinikleri düzenleyerek onlara ilk defa topla buluşma fırsatı sunuyoruz. Ayrıca özel formalarla da bu vizyonu sahaya yansıtıyoruz; kapsayıcılık temalı formalar ve Mor Forma, toplumsal farkındalığı artıran örnekler oldu. Tüm bu çalışmalar Samsunspor’u yalnızca bir futbol kulübü değil, güvenilir, sorumluluk sahibi ve kapsayıcı bir topluluk lideri haline getiriyor.
✓ Bizim için öncelik marka değeri ve toplumsal etki. Kadınlara ve çocuklara öncelik veren, eşitlik ve kapsayıcılık ilkeleriyle uyumlu projeleri hayata geçirmek, Atatürklü armayı taşıyan bir kulüp olarak sorumluluğumuz. Futbol, sporun ötesinde topluma mesaj verebilen, farkındalık yaratabilen güçlü bir platform. yaptığımız iş birliği bunun güzel bir örneği.
Taraftar olmak bir miras

ON İletişim Ajans Başkanı
✓ Tatlı-acı anılarıyla, kültürüyle, efsaneleşmiş hikayeleriyle, ritüelleriyle bir miras, bir gelenek taraftar olmak. Bugün geleneksel değerlerini koruyarak tuttuğu takım ile kurduğu bağı daha da güçlendiren yeni nesil taraftarlar arma aşkını stadyumdan sokağa, gündelik yaşama taşımak istiyor. Logolu ürünlerden çok daha fazlasını bekleyen taraftarları anlayan kulüp ve spor giyim markaları sembollere, renklere, hikayelere ve tasarıma odaklanarak “Collab” koleksiyonları ve ürün karması ile perakende ve pazarlama dinamiklerini birleştirerek saha dışına genişliyor ve fark yaratıyor. NFC teknolojisine sahip ilk ve tek futbol takımı Trabzonspor’un “Forma Unutmaz” kampanyasında Trabzon’un değerleri de hatırlatılıyor. Beşiktaş’ın kartal armalı cool ceketleri saha dışında günlük giyim ya da ofis ortamlarına kartal ruhu ile birleşmiş şıklığı taşıyor.
✓ Marka değerine ve geleceğine sürdürülebilir olarak uzun vadeli ve daha profesyonel yatırım yapan kulüp bambaşka bir ruh, bir kültür yaratıyor. Kitlesel olarak taraftarını inşa ediyor, büyütüyor. Yıllar önce çok etkilendiğim Barcelona Futbol Takımı’nın stadı Camp Nou Müzesi’ni gezmek, yalnızca bir futbol kulübünü değil, bir kültürü deneyimlemek gibiydi. Kupaların, efsane oyuncuların ve tarihi maçların izlerini görmek büyüleyiciydi. Turun sonunda kendinizi sadece bir ziyaretçi değil, kulübün bir parçası gibi hissediyorsunuz.
✓ Taraftarını dinlemek ve zamanın ruhunu görmek, perakende dinamiklerini, pazarlama ve marka yönetimi fonksiyonlarını, ürün tedariğini ve tasarımını profesyonelce yönetmek en kritik unsurlar.
Satış kalemi değil, aidiyet aracı

WON Stratejik Pazarlama ve Etkinlik Yönetimi Strateji ve Planlama Başkanı
✓ Spor kulüpleri için kadro yapılanması, skor tabloları ve iletişim stratejileri ne kadar önemliyse, taraftar da en az bu unsurlar kadar belirleyici bir rol oynuyor. Aslında her kulüp, taraftarıyla var oluyor ve pazarlama stratejilerini de bu bağlılık üzerinden şekillendiriyor. Bu yüzden logolu ürünlerin yalnızca birer satış kalemi olarak değil, çok katmanlı bir aidiyet aracı olarak görülmesi gerekiyor. Taraftar, desteklediği kulübün sembollerini yalnızca giymiyor, aynı zamanda taşıyor, temsil ediyor ve o hikâyenin yaşayan bir parçası oluyor.
✓ Markaları spor dünyasına çeken en temel içgörülerden biri, taraftarların takımlarına duyduğu benzersiz aidiyet duygusu. Hangi branşta olursa olsun, taraftarlar sadece desteklemekle kalmıyor, bu desteği çevresine de göstermek istiyor. İşte bu davranış, logolu ürünlerin marka iletişimindeki gücünü ortaya koyuyor. Bu tür ürün iş birliklerinde elbette maddi gelir önemli bir unsur. Ancak bunun çok ötesinde hem kulüpler hem de markalar için duygusal bağ kurmak, sadakat kazanmak ve hikâye anlatımı yoluyla marka algısını güçlendirmek gibi çok daha uzun vadeli getiriler söz konusu.
✓ Logolu ürün stratejisinin merkezinde taraftar olmalı. Bu nedenle ilk adım, taraftarı anlamak, onun ruhuna dokunan, duygularına hitap eden, kendini özel hissettiren ürünler geliştirmek. Ürünlerin sadece şık ya da güncel olması yetmez; aynı zamanda kulübün kültürünü, tarihini ve değerlerini taşıyan bir anlam katmanı sunması gerekir. Çünkü taraftar, bu ürünleri yalnızca bir eşya olarak değil, gururla taşıdığı bir sembol olarak görüyor.