Fırsatlar dünyası: “Ev dışı tüketim”
İstisnaların kaideyi bozmadığı doğrudur. İstisnalar genelde olağan dışı zamanlarda hayatımıza aldığımız küçük kaçamaklardır. Zamanla bu kaçamaklar bizi mutlu eden, hayatımızda hep olmasını istediğimiz zamanlara dönüşebilir ve artık o mutlulukları hayatımızın bir parçası haline getirmek isteyebiliriz. İşte yiyecek ve içecek sektörüne baktığımızda istisnaların başladığı ve kaide haline geldiği yer kimi zaman kafeler, kimi zaman restoranlar kimi zaman da otellerdir.
Çok değil 10 yıl öncesine gidelim. Kaç kişinin evin-de kahve makinesı vardı? Bırakın nasıl yapıldığını kaç kişi latte ya da cappuccino’nun ne olduğunu bilirdi? Kaç kişi cheesecake ya da tiramisu hatta trileçe tatmıştı? Zamanla hayatımızın bir parçası haline gelen bunlar gibi pek çok lezzeti muhtemelen ilk defa şık bir kafede güler yüzlü bir garsonun servisiyle deneyimledik ve müptelası olduk.
Ev dışı tüketim endüstrisi özünde birçok endüstriden farklı bir alan. Kendine has güzellikleri de zorlukları da var. Özgürlük sunar, yaratıcılığınızı, sanatınızı korkmadan sergileme şansı verir. Fark yaratan işler yapıp altına gururla imzanızı atabilirsiniz. Bunu yaparken de tek ihtiyacınız yaptığınız işe olan tutkunuzdur. Hem aklınızla hem de kalbinizle çalışmazsanız. Bırakın başarılı olmayı tutunamazsınız bile. Arkanızda ne koca koca billboardlar, ne havalı televizyon reklamları vardır. Marka olabilmek, fark yaratabilmek için konuk- larınıza hayalini kurduğunuz o işin deneyimini yaşatmanız, hayalinize ve tutkunuza ortak edebilmeniz gerekir.
Güzel bir sunum her şeyi değiştirebilir
Ev dışı tüketim endüstrisinde marka olmuş tüm firmalar verdikleri hizmet ve sundukları ürünlerle farklılaşmış, tüketicilerini, müşterilerini konukları olarak değerlendirmiş olanlardır. Önünüze gelen yemeği beğenip beğenmemeniz sadece tabaktaki lezzete değil, özünde yaşadığınız toplam deneyimin size ne hissettirdiğine de bağlıdır. Girdiğiniz bir restoranda sizi kapıda güler yüzle karşılayan garsondan, masanın üzerindeki örtüye, arka planda çalan müzikten tuvaletlerin temizliğine kadar yüzlerce detay başarıyı sınar. Her şeyi birbirine sihirli bir şekilde bağlayan ise o sihirli dokunuştur: “Güzel bir sunum.” Durum böyle olunca hem bu sektördeki işletme sahipleri hem de bu işletmelere hizmet ve ürün sağlayan tüm şirketlerin sadece ürün ve hizmet tedarik etmeleri yeterli olmaz. Düne bugüne değil yarına odaklanmaları, değişime liderlik edebilecek alt yapıya, bilgi birikimine ve her an her dakika güler yüzle hizmet verebilecek tutkuya sahip olmaları gerekir. Bugün dünyada ev dışı tüketim kanalının tüketici harcaması açısından değeri yaklaşık 16 katrilyon TL. Rakamın büyüklüğüne bir kez daha dikkat çekmek istiyorum; milyon ya da milyar değil yaklaşık 16 katrilyon TL (Yaklaşık 2,9 Trilyon İsviçre Frank’ı). Bunun yüzde 71’i yiyecek, yüzde 29’u içecek olarak gerçekleşiyor. 80 milyon nüfuslu Almanya’da pazarın büyüklüğü 435 milyar, 55 milyon nüfuslu İngiltere’de 363 milyar TL, 60 milyon nüfusla İtalya’da 296 milyar TL, 46 milyon nüfusla İspanya’da 186 milyar TL. Oysa 81 milyon nüfusu bulunan Türkiye’de pazarın büyüklüğü daha yeni 100 milyar TL’ye ulaşmış durumda.*
Trendleri takip eden bir adım öne geçer
Bu “uyuyan güzelin” ülke ekonomisindeki önemi her geçen gün artıyor. Pazar sadece Türkiye’de değil tüm dünyada, ciro olarak perakendenin ortalama iki katı büyüyor. Bu endüstri içindeki kanalların tüketici için değeri ve önemi her geçen gün daha da fazla artıyor. Çok değil bundan 30 sene önce çalışanların büyük bir çoğunluğu öğlen yemeğini evlerinde akşamdan hazırladıkları sefer tasına koyarak getirir, geri kalanı da iş yerinde- ki personel yemekhanesinde yerlerdi. Artık sefer taslarının veya personel yemekhanelerinin yerini şimdi yemek kartları ya da profesyonel işi sadece yemek hizmeti veren catering şirketleri aldı. Yaşadıkları hayatı her geçen gün hızlandıran tüketicilerin bu sektörden beklentileri de aynı hızla yükselmeye başladı. Sadece işini iyi yapmak değil, aynı zamanda değişen tüketici trendlerini ve beklentilerini iyi analiz etmek ve hatta “trend setter” olmak fark yaratır hale geldi. İşte bu hareketli konjonktürde ev dışı tüketim sektöründe biz tedarikçilerin başarılı olabilmeleri için bu denklemi iyi anlayıp müşterilere ürün satan değil, müşterilerin işlerini kolaylaştıran çözüm ortağı olmaları gerekiyor. Bunun için sadece en iyi ürünler geliştirmek değil, o ürünlerin tüketiciye en doğru şekilde servis edilebilmesi için en iyi mutfak şefi kadar mutfağı veya en iyi barista kadar kahve hazırlamaya ya da en iyi garson kadar iyi servis vermeye hakim olmak gerekiyor.
Son üç yılda ciromuzu iki kat artırdık
25 yıldır ev dışı tüketim endüstrisinde hemen hemen her kademede çalışmış bir yönetici olarak ekibime ilk olarak hep müşterilerimizin ihtiyaçlarını yaptığımız işin kalbine koymanın birinci koşul olduğunu söylerim. Nestlé Professional Türkiye ekibi olarak bizler bu yolda ilerlerken sürekli artan müşteri memnuniyetimiz sayesinde son üç yılda ciromuzu iki kat artırdık. Ekip olarak müşterilerimizi yaptığımız işin kalbine koyarak onların yaptıkları işe değer katacak ürün ve hizmetler geliştirmek için çabalıyoruz. Bunun için sürekli olarak değişen tüketici taleplerini yakından takip ederek müşterilerimizin bu talepleri karşılamaları için en doğru çözümleri sunmaya çalışıyoruz. Ekibimizde satış, pazarlama gibi fonksiyonların yanı sıra mutfak şefleri, baristalar gibi konusunda uzman kişiler de yer alıyor. Son 8 yıldır yürüttüğümüz ve sektör çalışanlarına verdiğimiz eğitim programımız olan “Beverage Academy”de müşterilerimizin gözünden bakabilmek adına bizzat müşterilerimizi eğitmen olarak davet edip onların dünyasını, onların perspektifinden dinliyoruz. O yüzdendir ki Nestlé Professional’ın mottosu “Bir- likte daha fazlası mümkün…”
* Kaynak: Pro Intal