Elektroşok’ta “Medyada neler oluyor?” sorusunun yanıtı arandı
17 Mayıs 2012’de Point Hotel Barbaros’ta pazarlama dünyasının son günlerde özellikle üstünde durduğu bir konuyla bu sene Elektroşok organizasyonunun ikincisi düzenlendi. Konu “Medyada neler oluyor?” sorusuydu. Amaç ise bu sorunun cevabını tek bir kanaldan değil medya ile ilgilenen tüm kanallardan vermeye çalışmak oldu. Bu bağlamda reklamverenlere, araştırmacılara, mecralara, yabancı meslektaşlara ve olaya akademik açıdan yaklaşan kişilere sahne bırakıldı. Organizasyonda People Communications Genel Müdür Yardımcısı Hülya İnci açılış konuşması yaparak makrotrendlerin günümüz medya dünyası üzerindeki etkilerinden ve bunların hem dünyada hem de ülkemizde nasıl bir değişime yol açtığından ve açacağından bahsetti. Sonrasında ise söz araştırma tarafına, Kantar Medya’dan Gülen Atakbek’e bırakıldı. “Medyanın yeni eko-sistemi” başlıklı konuşmasında Gülen Atakbek Kantar Medya’nın Türkiye’de gerçekleştirdiği faliyetlerden, Türkiye’de yeni dönemde gerçekleşecek olan ölçümleme sistemi mekanizmasından ve yeni medya ile klasik medyanın etkileşiminden bahsetti. Sonrasında günümüz tüketicisinin daha fazla bağlanma olanaklarına sahip olması, daha fazla sosyal yaşama sahip olması ve daha fazla mobil olmasının kurulan yeni platformları değiştirdiği ve bu yeni platformların artık sadece bir iletişim platformu değil aynı zamanda bir dağıtım platformu olması gerektiğini de sözlerine ekledi. Son olarak ise medya dünyasının artık daha fazla data içerikli bir dünya olduğundan bahsederek konuşmasını sonlandırdı.
İkinci konuşmacı Havas Media Head of Research William Cabrera idi, “Global Media Vision 2015” başlıklı konuşmasında öncelikle Havas Media’nın gerçekleştirdiği “Meaningful brands for sustainable future” araştırmasından bahsetti. Dünyada markaların neden anlamlı olması gerektiğinden ve bunu nasıl sağlayacaklarından bahseden Cabrera günümüz medya ve iletişimini şekillendiren dört ana konu olan makro trendler, broadband, internet & karşılıklı olarak bağlanabilen cihazlar ve sosyal medyadan bahsederek konuşmasına devam etti. Medya yatırımlarının artış ya da azalışına global olarak değil de ülkeleri sınıflandırarak bakmanın daha anlamlı olduğunu, gelişmiş olan ülkelerde medya yatırımlarının büyük kısmı olmasına rağmen, büyüme potansiyelinin gelişmekte olan ülkelerde olduğunu söyledi. Artık günümüzde medya kanallarının sınıflandırılıp markanın ihtiyacına göre sisteme dahil edilmesinin öneminden bahsederek konuşmasını sonlandırdı. William Cabrera’dan sonra sözü basının duayenlerinden Vicky Habif devraldı. Vicky Hanım “Medyada ve reklam uygulamalarında yenilikler “ başlıklı konuşmasında bu yılın ilk 3 ayında dergi mecrasının % 10 büyüdüğünden bahsederek başladı konuşmasına. Konuşma süresince derginin digital ile entegrasyonunun önemli ve gerekli olduğundan, dergi ile okurunun arasındaki bağın diğer mecralardan daha kuvvetli olduğundan, yeni medyayı aktarabilmek için yeni tüketici kitlesini (GenZ) anlamak gerektiğinden ve bu bağlamda dergi mecrasının gerek webde gerekse de tablette nasıl yer aldığından bahsetti ve son olarak Cannes’da ödül almış birkaç örneği göstererek konuşmasını sonlandırdı.
Öğleden sonraki ilk konuşmacı Hürriyet Gazetesi Reklam Grup Başkan Yardımcısı Altuğ Acar oldu. “Gazeteler ve Değişim” başlıklı konuşmasında öncelikle Türkiye ve dünyadaki rakamlardan bahsetti, dijitalin gazete mecrası adına tehdit olarak görülse de doğru iş modelleri ile nasıl fırsata dönüştülebileceğini örnekler ile katılımcılara aktardı. Ayrıca değişimin sadece teknik anlamda olmadığını aynı zamanda firmalar adına da gerçekleştiğini bildiren Altuğ Acar bu bağlamda gerçekleştirdikleri Hürriyet GO2015 projesinden bahsetti. Altuğ Acar’dan sonra Tivibu markasından Can Sağdıç ve Burak Emiralp sahneyi devraldı. Öncelikle yeni dönem TV anlayışını yansıtan Tivibu markasının içeriğini anlatan ikili sonrasında bu bağlamda oluşacak olan yeni nesil reklamcılıktan bahsettiler. İçerik, lokasyon, profil ve zaman bazlı iletişim yapmanın ve interaktivitenin artık televizyon tarafı için de mümkün olduğunu anlattılar. Sonrasında konuya akademik açıdan yaklaşan Fatoş Karahasan sözü devraldı, sunumunda dünyayı etkileyen makrotrendlerden bahsettikten sonra, değişen tüketici yapısından ve bilgisayardan tüketiciye geçen gücün tekrar makinalara doğru ilerlediğinden, geleceğin 4 ana oyuncusunun Google, Facebook, Apple, Amazon olacağından, WOM’un şekil değiştirerek makinalarin birbirine tavsiye edeceği döneme geldiğimizden, geleceğin daha fazla SOsyal, daha fazla LOkal ve daha fazla MObil olacağından ve yeni medyanın bu bağlamda daha hızlı, daha büyük ve daha yüksek sesli olacağından bahsetti. Firmaların yeni düzende tüketiciye konuşmak yerine öncelikle dinlemesi gerektiğini açıklayarak konuşmasını sonlandırdı. Son konuşmacı ise Ströer Kentvizyon CSO’su Zeynep Tandoğan oldu. “Mobil internet, multitasking ve açıkhava/Nörobilim ve ölçümleme” başlıklı konuşmasında rakamlarla mobil cihaz kullanımlarından, akıllı telefonların en çok açıkhavada tüketildiğinden bahsederek başladığı konuşmasında aynı anda birçok mecra tüketen bir kesimin giderek arttığını ve bu tüketim sürecinde tüketicinin dikkatini çekmenin de giderek zorlaştığını belirtti. Yoğun bir içeriğe sahip olan konuşmasında ana başlıklar; açıkhava ve dijitalin birlikte yarattıkları etkinlik ve etkileşim, yeni gelecek uygulamalar, multitasking sonucu dikkat eksikliği ve azalan odaklanma ve bunlara bağlı olarak önem kazanan nöromarketing, Ströer tarafından yapılan yeni medya etkinlik araştırması, izleyici ölçümlemesindeki son durum ve açıkhavadaki son gelişmeleri aktardı.