
Beşiktaş’tan dijital zorbalık ve ırkçılığa karşı kararlı duruş
Sezonun ilk resmi maçında alınan 4-2’lik Shakhtar Donetsk mağlubiyetinin ardından Beşiktaş’ta sular durulmuyor. Ancak bu kez tartışmalar yalnızca sportif performansla sınırlı değil. Siyah-beyazlı camia, hem kendi oyuncularına yönelik dijital zorbalığa hem de rakip takımdan bir futbolcuya yapılan ırkçı saldırıya karşı güçlü bir duruş sergiledi.
Oyunculara dijital linç: Jurasek ve Arroyo sosyal medyayı kapattı
Shakhtar maçındaki performansları nedeniyle eleştiri oklarının hedefi olan yeni transfer David Jurasek ve devre arasında takıma katılan Keny Arroyo, taraftarların yoğun dijital saldırıları sonrası sosyal medya hesaplarını kapattı.
Beşiktaş Kulübü ise bu gelişmenin ardından takım olarak verilen bir fotoğraf eşliğinde “Dijital zorbalığa hayır” mesajıyla oyuncularına tam destek verdi. Kulübün bu paylaşımı, spor dünyasında giderek büyüyen dijital zorbalık sorununa karşı örnek bir iletişim hamlesi olarak değerlendirildi.
Irkçılığa sıfır tolerans: Kongre üyesi için disiplin soruşturması açıldı
Beşiktaş’ın bir diğer kararlı adımı ise rakip takımdan Shakhtar oyuncusu Kevin’e yönelik yapılan ırkçı saldırıya karşı gelmişt. 2 golle maça damgasını vuran Kevin’e sosyal medyada ırkçı içerikli mesajlar atan kişinin Beşiktaş Kongre Üyesi olduğu ortaya çıktı. Siyah-beyazlı kulüp, bu kişiye yönelik disiplin soruşturması başlattığını kamuoyuna duyurdu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Shakhtar Donetsk’in futbolcusu Kevin’e ırkçı ve nefret dolu mesajları kamuoyuna yansıyan, Beşiktaşlı duruşu ile değerlerinden nasibini almadığı bu vahim olayla anlaşılan ve ne yazık ki Kongre Üyemiz olan kişinin üyelikten çıkarılması amacıyla disiplin soruşturması başlatılmıştır.”
Kurumsal iletişimde etik duruşun gücü
Kulüplerin, kriz anlarında yalnızca saha içi stratejilerle değil; dijital topluluk yönetimi, sosyal medya politikaları ve değer odaklı iletişimle hareket etmesi artık bir zorunluluk. Beşiktaş Kulübü’nün hem kendi oyuncularına yönelik dijital linç kültürüne karşı aldığı tavır hem de rakip oyuncuya yapılan ırkçılığa dair net tutumu, spor kulüplerinin yalnızca performans odaklı değil aynı zamanda etik değerler konusunda da rehber rol üstlenmesi gerektiğini bir kez daha gösterdi. Bu yaklaşım, spor pazarlaması ve marka itibarı açısından son derece kritik bir örnek teşkil ediyor.